reklam

“Ahırdaki sanat” dünyaya açılıyor

Dünyadaki terra-cotta tarzında heykel yapan 4 heykeltraştan biri olan Ali Rıza Yeni’nin atölye haline getirdiği ahırda yaptığı heykeller, uluslararası koleksiyonlarda yer alıyor.

Terra-cotta tarzının özelliğini heykellerin kil kullanılarak yapıldıktan sonra fırınlarda pişirilmesi oluşturuyor. Bu şekilde heykeller yapabilmek için çömlekcilik tecrübesinin yanı sıra çok fazla resim ve heykeltraş bilgisine sahip olmak gerekiyor.

Dünyadaki terra-cotta tarzında heykel yapan 4 heykeltraştan biri olan Ali Rıza Yeni’nin bir süre önce atölye haline getirdiği ahırda yaptığı Anadolu motifleri taşıyan heykeller, uluslararası koleksiyonlarda yer alıyor. Çalışmalarını Konya’nın Sedirler Mahallesi’nde atölye haline getirdiği eski bir ahırda sürdüren 31 yaşındaki Ali Rıza Yeni, “terra- cotta” olarak adlandırılan kilden yaptığı, Anadolu motiflerinin yanı sıra soyut ögelerin de ön planda olduğu heykelleri ile zor bir sanatın Türkiye’deki temsilcisi oldu. Yeni, sesizliğin ilham gücünü artırması nedeniyle eserlerini geceleri ahırda yaptığını belirtiyor. Dünyada terra-cotta tarzında heykel çalışması yapan 4 sanatçıdan biri olduğunu anlatan Yeni, “Bir kaç yıl önce kentin dışında yer alan mahallemizde besicilik yapan babamı ikna ederek büyükbaş hayvanların kaldığı ahırı atölye haline getirdim. Burada sanatımın en güzel eserlerini verdiğime inanıyorum. 12 yıldır açtığım sergiler meraklılardan büyük ilgi gördü. Heykellerim Amerika, Tayvan, Japonya, Hollanda ve Almanya gibi pek çok ülkedeki özel kolleksiyonları süslüyor” dedi.

TERRA-COTTA’YI BİLEN 4 KİŞİDEN BİRİ
Terra-cotta tarzının Türkiye’de tanınması ve yayılması için sanatsal alanda yeni çalışmaların yapılması gerektiğini de ifade eden Yeni, şöyle devam etti: “Bu tarzın özelliğini heykellerin kil kullanılarak yapıldıktan sonra fırınlarda pişirilmesi oluşturuyor. Bu şekilde heykeller yapabilmek için çömlekcilik tecrübesinin yanı sıra çok fazla resim ve heykeltraş bilgisine sahip olmak gerekiyor. İçi boş olan ve kalıbın hiç kullanılmadığı bu teknik, pek çok konuda uzmanlık gerektirdiği için çok büyük bir bilgi birikimi gerektiriyor. Dünyada bu işi benimle birlikte yapan sadece 4 kişi var. Asıl vatanı Anadolu olan bu teknik, ne yazık ki Türkiye’de hiçbir okulda öğretilmediği gibi yeteri kadar da bilinmiyor.” Klasik Yunan döneminin de izlerini taşıyan eserlerinde bütün tasarımları kendisinin hazırladığını dile getiren Yeni, “Kapadokya bölgesinde uzun süre çömlekçilerden bu işin tekniğini öğrendim. Kırmızı ve siyah figür tekniği ile yaptığım ve fırınlandığı için 10 bin yıl bile ayakta kalabilen bu heykellerin sırrını İtalyanlar çözmeye çalışıyor” diye konuştu.

YURTDIŞINDA YAŞAYANLAR SATIN ALIYOR
Yeni, çarmıha gerilmiş insan heykeli için de, “Bu İsa Peygamber değil aslında. Bu sevginin sembolü. Sanat da, sevgiyi anlatmanın en iyi yoludur” dedi. 8 Mart’ta Konya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde 13. kişisel sergisini açacak olan Yeni, “Bir eseri yapmak en az bir buçuk ayımı alıyor. Fransız heykeltraşların kopya heykelleri bile 10 bin dolardan satılırken bizim özgün eserleremiz 1 milyar lirayı bile bulmuyor. Bu nedenle en çok yurtdışındaki sanatseverler bizim heykellerimizi satın alıyor” diye konuştu. Aralarında Mevlana, Aşık Veysel, değişik kültürlerde yer alan totem tasvirlerinin bulunduğu birçok sanat eseri ahırda sanatseverlerle buluşacakları günü bekliyor. Yeni, parasal anlamda rahata kavuşana kadar yeni bir atölye düşünmediklerini ancak, Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda bir girişimi olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: NTVMSNBC