reklam

Haberler
Nisan 2002 

Gerçeklik nerede başlıyor, hayal nerede?

Aslı Deniz Helvacıoğlu ilk resim sergisi "Mucizevi Balıklar ve Kadınlar" ile düşsel bir dünyanın kapılarını aralıyor. Muzip kadınlar ve balıkların dünyasını...

Kapıdan içeri girdiğinizde önce hafif ve hoş bir koku dış dünyayla tüm bağlantılarınızı koparıp atıveriyor. Etrafta balık figürleri, balıkçı ağları... Duvarlardaki resimler renkleriyle aklınızı başınızdan alıp sizi kendi dünyalarına çekiveriyor. Tüm canlılığıyla balık pazarları, masalımsı şehirler, kadınlar, Balıklı Göl’ün gizemi... Elturko Sanat Galerisi bu kez Aslı Deniz Helvacıoğlu’nu ilk sergisi "Mucizevi Balıklar ve Kadınlar" ile konuk ediyor.

AB Danışmanlığı yapan Aslı Deniz Helvacıoğlu, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. Şu sıralarda ise Avrupa Topluluğu Enstitüsü Avrupa Birliği Hukuku Bölümü’nde Internet Hukuku üzerine doktora tezini hazırlıyor. Bir yandan da resim çalışmalarına devam ediyor. Hayatının direkt içinde ve bir parçası resim. Tüm bu okulları okurken henüz lise yıllarında ressam Birsel Gürbüz ile çalışmış. Ardından Floransa Üniversitesi’nde sanat tarihi derslerine katılmış. Sonra da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi’nin Tayfun Erdoğmuş başkanlığında düzenlediği resim atölyesine devam etmiş.

Resimlerindeki balıklardan ve kadınlardan bahsediyor Helvacıoğlu. Düşsel bir zamandan, balıkların mucizeviliğinden... "Belki de çocukluğum Kuzguncuk’ta geçtiği için, babamın Boğaz’da tuttuğu balıklar sayesinde hayatımın çok içinden bir obje. Balıkları seviyorum ve mucizevi bir yapıları olduğuna inanıyorum. Urfa’daki Balıklı Göl’den gelen hikâye dolayısıyla balıkların hayata mucizevi dokunuşlar verebileceğine inanıyorum. Kadınlar ise bizleri, insanları gösteriyor. Ama neden ‘balıklar ve mucizevi kadınlar’ değil denilirse insanların o kadar da mükemmel olduğuna inanmıyorum."

Her resim kendi öyküsünü sunuyor Helvacıoğlu’nun sergisinde. Her biri hem gerçek hem de düşsel. Tıpkı Marquez’in romanlarındaki hayatlar gibi. Gerçeklik nerede başlıyor, hayal nerede, bilinmiyor. Daha doğrusu size kalmış, gerçekliğin ya da masalın başladığı, bittiği yeri bulmak. Küçük bir öykü kitabına benzetiyor sergisini Helvacıoğlu, kısa öykülerden oluşan, kendi içlerinde anlık enstantaneler taşıyan...

"Resimlerimde bütün figürlerin, renklerin usul usul hikâyeler anlattığını, her baktığınızda hikâyenin bir başka parçasını fark ettiğinizi düşünüyorum. Zamanla o hikâyenin bir parçası olduğunuza inanıyorum. Belki ilk bakıldığında çok gerçekçi figürler, karakterler değiller. Daha düşseller. Gerçeklik, o anların gerçekte var olmasından, hepimizin yaşadığı anlar olmasından kaynaklanıyor. Çok hayatın içindeler ve çağrıştırdıkları da hayat oluyor. İçe dönük, psikolojik resimler değil bunlar. Hayatı tutan, figürlerin de içinde memnun oldukları, hepsi anı yakalamış ve kendi içlerindeki o anı sonsuza dek yaşayan resimler. Çünkü anı dondurmaya çalışmadım."

Sırf bu yüzden, anın yaşamasını istediği için, renkleri özgürce kullanmaktan korkmadığını söylüyor Helvacıoğlu. Kırmızılar, maviler, sarılar... Alabildiğine cesur, cıvıl cıvıl ve hareketli onun resimleri. Birbirleriyle uyum içerisindeler ve sizi kendi hayatlarının içine alıveriyorlar.

Sergisinde farklı tekniklere de yer veren Helvacıoğlu, resim içinde farklılaşmayı sevdiğini belirtiyor: "Nasıl hem AB konusunda danışmanlık hem de resim yapıyorsam, resim içinde de farklı teknikleri deniyorum. Çünkü aynı anı başka tekniklerde başka şekilde ifade edebiliyorsunuz. Her tekniğin kendi içinde güzellikleri, resme katkıları var. Her kağıt dokusu, çizmek istediğiniz figür başka şekilde yansıyor, renkler kullandığınız tekniğe göre şekil değiştiriyor."
Milliyet

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz