Tarihi yarımada lezzetleri
Dilek Işıksel, 30. sanat yılına
koca bir hikâye anlatarak giriyor. Hikâyesinin geçtiği yer Roma, Bizans ve
Osmanlı’nın izindeki Galata...
Parmakkapı Sanat Galerisi, bu ay Dilek Işıksel’i konuk ediyor. Sergi
"tarihi yarımada" başlığını taşıyor. Dilek Işıksel, aralarında
Frederic Amblard ve Klara Beer’in de bulunduğu uluslararası ressamlardan oluşan,
resim ve şiir arasında görsel bir köprü kuran "Ut Pictura Poesis"
grubundan. Bundan birkaç yıl önce resim ve şiir arasında gidip gelen, hatta
dolaşan ressamları toparlamak amacıyla kurulan gruba sanatçının katılışının
öyküsü tesadüflere, şiire ve resme dayanıyor. Işıksel, resim dili olarak
yakınlık kurduğu grupla, yurt dışında 20’ye yakın sergiye katılmış.
1948 doğumlu Işıksel, 1972 Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim
Bölümü, Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun. Mezun olduktan sonra
resim çalışmalarının yanısıra resim eğitimi de veren Işıksel, henüz Türkiye’de
çağdaş sanat, güncel sanat terimleri ve terminolojileri konuşulmazken,
happening’le preformans arasındaki fark tartışılmazken, liselerdeki resim
müfredatına bağlı kalmadan kendi bildiği metodla resim eğitimi vermeye
kalkan Türkiye’nin ilk sanat tarihi eğitmenlerinden. Sanatçı,
1980’lerde, çeşitli liselerde verdiği resim derslerinde, öğrencilerine düzgün
çiçek çizmeyi dayatmayan "Sanat yapıtı neye benzer?" ile ilgili
bir fikir vermeye çalışan tavrıyla dikkat çekiyor. 1980’lerin sonu, Işıksel’in
sanatçı serüveninin yanında resim dersleriyle de hayli ilgi çektiği bir dönem.
Çünkü Türkiye’de doğuştan yeteneği olmayan öğrencilerin kabusu olan
resim dersleri Işıksel ile, Cezanne’den Andy Warhol’a yapılan görsel
yolculukları kapsadığından, dönemin İstanbullu lise öğrencileri için
onun dersleri, sanatla ilk tanışma randevuları.
Son sergisinde Işıksel, 30. sanat yılını, atölyesinin de bulunduğu
Galata ve çevresini konu alan yapıtlarıyla kutluyor. Tarihi yarımada adını
verdiği 30. yıl hikâyesiyle ilgili bağlı olduğu grup "Ut Pictura
Poesisi"ten, Fransız Picardie Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi öğretim
görevlisi Frederic Amblard şöyle diyor:
"Işıksel’in oryantalist bir evreni dile getirdiği söylenemez. Resmini
düzenleyen yapı taşları, dünyanın dört bir yanında algılanabilecek bir
dili onaylar." Işıksel, bu sözü doğruluyor ve resim yapmayı hem özel
sırları dışavurmaya hem de bir serüven yaşamaya benzetiyor. "Yaşadıklarım,
hayallerim, bunları yansıtan kokular, titreşimler, ışık ve renk çoşkusu,"
diyor.
Sergide, Galata exterior ve interiorları, tarihle ve bugünü harmanlayan özel
bir enerjiyle keşfedilmeyi bekliyorlar. Resimlerin ortak noktası, kentin
tarihiyle güncel yaşamını lirik bir anlatımla buluşturması. Her biri Işıksel’in,
resim yaparken hissettiği tüm kokuları, titreşimleri, rengi vermeye, cömert
bir şekilde içlerinde izleyiciyi dolaştırmaya hazır. Tarihi lezzetlere
meraklılar bu sergiyi kaçırmasınlar.
İş Sanat Parmakkapı Galerisi
(0212) 244 20 21
Bitiş tarihi:30 Mayıs 2002
Milliyet
|