Kent Gürültüsü ve Karikatür
Sergisi...
Bilindiği gibi, kısaca istenmeyen, hoşa gitmeyen ve/ya da düzensiz ses
olarak tanımlanan ve çağın vebası olarak nitelendirilen ''gürültü'' , günümüzde
çevre kirliliği yaratan önemli etkenlerden biri. Bu kirliliğin temel nedeni,
doğada dengeyi, yaşam niteliğini bozan, tüm canlılara dolaylı ve dolaysız
zarar veren, hava, su ve toprağın kirlenmesinde de baskın rol oynayan
sanayileşme ve hızlı kentleşme sürecinin sağlıksız, yani kapsamlı bir
plan ve program olmadan yaşanmasından kaynaklanmaktadır. Bu sağlıksız yapılanmada
artan nüfus, büyüyen kentlerde ulaşım ve taşımacılık amacıyla artan ve
yaygınlaşan trafik, sürekli yol-yapı inşaatları, bakım-onarımlar, spor-eğlence-alışveriş
gibi türlü açık hava etkinlikleri de eklendiğinde, kentler çoğunlukla yaşanabilir
olmaktan çıkmaktadır.
Kent gürültülerinin gerek yapıların dışında gerekse yapıların içinde
dolaylı-dolaysız, istemli-istemsiz bir biçimde ortaya çıkmasında ''kullanıcı''
yani insan faktörünün de önemli rol oynadığı unutulmamalıdır.
Çeşitli biçimlerde ortaya çıkan tüm bu gürültüler, bireyler ve
toplumlar üzerinde pek çok olumsuz etkiler yaratmakta, kişilere zarar ve/ya
da rahatsızlık vererek mutsuz kılmaktadır. Günümüzde çağdaş yaşam
gereği ve gelişmişlik düzeyinin bir göstergesi olan sanayileşme ve dolayısıyla
kentleşmenin vazgeçilmez olduğu gerçeği göz önünde tutulursa, gürültülerin
oluşmasının kaçınılmaz olduğu açıktır.
Ancak bunun getirdiği olumsuzlukların ortadan kaldırılması ya da azaltılmaya
çalışılması, yani denetlenmesi, bir anlamda ''gürültü ile savaşım''
yine çağdaş yaşam gereği vazgeçilmez olması gereken bir başka konudur.
Bu denetimin bir bölümü bilimsel ve teknolojik yönden önem taşırken, öteki
bölümü ise toplumun bilinçlendirilmesi, yasa ve yönetmeliklerin uygulanması
yönünden ağırlık taşımaktadır. Bu savaşımın planlı olarak yapılması,
yani denetimde etkin ve ekonomik yolun seçilmesi, bilimsel-teknik bilgiler
ışığında ve aşamalarda gerçekleştirilmesi önemlidir. Kuşkusuz öncelikle
gereksiz olan türlü gürültüleri ya da gürültü kaynaklarını ortadan
kaldırmak veya oluşturulmasını önlemeye çalışmak gelmelidir.
Çünkü bu yöntem denetimde en etkin ve çoğu zaman en ekonomik yoldur.
Bunun dışında türlü nedenlerle zorunlu olarak çıkan gürültülerin
denetiminde ise azaltım yoluna gidilmesi ve/ya da yasa ve yönetmelikler
ışığında getirilen yaptırım ilkelerine uyulması gerekir.
Bugün, ülkemizde yürürlükte olan değişik yasa ve yönetmeliklerde gürültü
konusunda kimi maddeler yer almaktadır. Ayrıca 1986 yılında Çevre Yasası'na
dayalı olarak yayımlanmış olan ''Gürültü Kontrol Yönetmeliği'' vardır.
Genelde çok fazla bilinmeyen bu yönetmeliğin etkin bir biçimde toplum
yararına kullanıldığı pek söylenemez. (Bir süreden beri Çevre Bakanlığı
tarafından çeşitli kuruluşlardan görüş alınarak yönetmelik üzerinde değişiklik
çalışmaları yapılmaktadır.)
Dolayısıyla toplumda, kimi gürültülerin hiç çıkartılmamasının,
kimilerinin yasa ve yönetmeliklerle düzey ve süre olarak sınırlandırılmasının,
kimilerinin ise bilimsel ve teknik yaklaşımlarla çözümlenmesinin olanaklı
olduğunun bilinmesi önem taşımaktadır. Ayrıca gürültüden korunmanın
hak olduğu konusunda toplum bilincinin oluşturulması ve/ya da bu bilincin
yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilimsel bir kuruluş olan Türk Akustik Derneği (TAKDER) amaçları
içinde önemli yer tutan gürültü denetimi konusunda, Dünya Çevre Günü
etkinlikleri kapsamında daha çok topluma yönelik sempozyum, panel, yarışma
gibi çeşitli etkinlikler yapmaktadır.
Dernek bu yıl da Dünya Çevre Günü Gürültü ile Savaşım Programı
kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ile birlikte ''Kent Gürültüsü''
adlı bir karikatür sergisi için yarışma düzenlemiştir. Sergide davetli çizerlerin
yapıtları ile jüri tarafından seçilen yapıtlar yer alacaktır. Sanatsal
boyutu yanında önemli bir iletişim aracı olan karikatür aracılığı ile gürültü
konusunda toplumun dikkatini çekmeyi amaçlayan bu etkinlik üç ayrı biçimde
topluma yansıtılacaktır.
Bunlardan birincisi 5-28 Haziran 2002 tarihleri arasında Schneidertempel
Sanat Merkezi'nde/Karaköy açılacak olan sergidir.
İkincisi ise Beyoğlu İstiklal Caddesi ve Kadıköy Bağdat Caddesi olmak
üzere İstanbul'un iki yakasında mağaza vitrinlerinde yer alacak olan ''Kent
Sergisi'' dir.
Üçüncü etkinlik ise Birincilik Ödülü alan yapıtın ''Kent Gürültüsüne
Hayır'' sloganı ile poster olarak kentin değişik yerlerinde sergilenmesidir.
Kent yaşamında toplumun tüm kirlilik konularında olması gerektiği gibi ''gürültü
kirliliği'' konusunda da duyarlı olması, toplumda gürültüsüz yaşam için
gürültü ile savaşım bilincinin oluşması önem taşımaktadır. Bu nedenle
herkesin en doğal ve vazgeçilmez hakkı olan yaşanabilir kentler için
bireylere ve özellikle kent yöneticilerine önemli sorumluluklar düşmektedir.
Cumhuriyet
Prof. Dr. Müjgan ŞEREFHANOĞLU SÖZEN
TAKDER Yön. Kur. Bşk. / YTÜ Mimarlık Fak. Öğr. Üyesi
|