Selçuklu
çinisi, yeni ustalar arıyor
Çiniciliğin Anadolu’ya yayıldığı
yer olan Konya, 9 yüzyıl sonra tekrar Selçuklu çinisiyle, bu
sanatın merkezi olmaya hazırlanıyor.
Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen çinicilik,
başkenti Konya olan Anadolu Selçuklu Devleti zamanında en parlak
dönemini yaşadı. Selçuklu çinisi, özellikle o dönemde
Konya’da yapılan Kubadabad Sarayı, Sahip Ata ve Alaaddin Camii
gibi önemli eserlerin duvarlarında mozaik çini şeklinde kendini
gösterdi. Yapımı çok zor ve büyük ustalık isteyen Selçuklu
mozaik çinisi, 13. yüzyılın sonlarında Selçuklu Devleti’nin
yıkılmasıyla son bulurken, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında
İznik ve Bursa’da, daha sonra da 19. yüzyılda Kütahya’da
canlanan çiniciliğe ilham kaynağı oldu.
Uzun bir aradan sonra Konya’da Selçuklu
Çini Koruma, Yaşatma ve Geliştirme Derneği’nin kurulmasıyla
çinicilik canlanmaya başladı. Dernek Başkanı Nihat Çağdaş, 1
yıldır dernek bünyesinde düzenlenen çinicilik kursları ile 9 yüzyıl
önce Konya’da doğan Selçuklu çiniciliğinin tekrar öğretildiğini
söyledi. Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü tarafından
kağıda dökülen Sahip Ata ve Alaaddin Camii, Kubadabad Sarayı
ile Karatay Medresesi’nin kubbe ve iç duvarlarını süsleyen,
mozaik Selçuklu çini motiflerini kullandıklarını anlatan Çağdaş,
şunları kaydetti: “Daha çok turkuaz, lacivert ve beyaz rengin
hakim olduğu bu motifleri; bugün vazo, nargile, tabak, mozaik
hatta devekuşu yumurtası üzerine işliyoruz. Çeşitli bitki ve
kuş figürlerinin de bulunduğu bu desenler, Konya’da tekrar
hayat bulmaya başladı. Bugün çiniciliğin merkezi olarak gösterilen
Kütahya’da bu sanatın ticarete dönüştüğünü ve işçilik
kalitesi düştüğü için özelliğini kaybettiğini görüyoruz.
Bizim ürettiğimiz çiniler ise işçiliğin ön planda olduğu
orijinal eserler.” Selçuklu çinisinin, kalite olarak Türkiye’de
rakibinin bulunmadığını; ancak tanıtımı yapılamadığı için
yeterince bilinmediğini vurgulayan Çağdaş, yakın gelecekte Selçuklu
çinisinin Türkiye pazarında söz sahibi olacağını ifade etti.
Zaman
|