reklam

Haberler
Ocak 2003

291 Gallery - "Kısa & Keskin"

Londra'nın güncel sanat mekanlarından Galeri 291'de yakın dönem güncel sanat etkinliklerinde de yer alan dört Türk sanatçısının çalışmalarının da yer aldığı uluslararası video - performans gösterisi Kısa & Keskin (Short & Sharp), 21 Ocak tarihinde gerçekleştiriliyor.

 

Yeni dönem genç kuşak küratörlerinden Gülsen Bal'ın küratörlüğünde gerçekleştirilen sergiye, Türkiye'den Gülsen Bal, Canan Şenol, Servet Koçyiğit ve Ferhat Özgür katılıyor. Sergide aynı zamanda, İtalya'da peş peşe gerçekleştirdikleri video performanslarıyla dikkat çeken Antonio Sassu & Group Sinestetico, halen internet ortamında sürdürülen "Parallel Lives" sergisinin küratörü olan Igor Baskin ile Balkanlarda sekiz ayrı şehirde hala devam eden "Personal Cinema" sergisinin küratörü olan Ilias Marmaras ve Dimitris Dokatzis'in yanı sıra Maya Bontzou, Elena Cologni, Verina Gfader, Mass Inc., Alma Tischler, Alex Spyropoulos, Karl Ingar, Foreign Investement, Kyros Kyprianou&Simon Hollington ve Charles Kriel gibi deneysel işleriyle yeni öneriler sunmaya çalışan farklı seslerin çalışmaları da yer alıyor.

Kısa & Keskin adından da anlaşılabileceği gibi video sanatının aza indirgenmiş görüntü gücüne yönelen öznel mesajların dolaylı ve dolaysız aktarımını keskin bir vizyona oturtma gayretinde ki çalışmalardan oluşuyor.

Sergide Gülsen Bal'ın "İçten Dışa Bakış" isimli çalışması birbirlerini hiç bir zaman bulundukları gerçek konumdan göremeyen bireyleri konu ediniyor: "Sen bana hiçbir zaman benim seni gördüğüm yerden bakmıyorsun" yakınması çalışmanın özel bir manifestosu olarak okunuyor. Sanatçı burada yansımalı bir geçişi, 'ötekinin' sesiyle, gerçekliğin geçmişini yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Elena Cologni'nin "In Bilico" çalışması ise sanatçının kendi fiziki çevresiyle kurduğu ilişkilerden hareket ederek duyumsal yoksunluk ya da başka nedenler yoluyla kendinden ve 'öteki'nden kopma halini ortaya koyuyor ve sonuçta kamusal ve özel alanları sorgulamaya yönelik cevaplar üretiyor.

Sosyal içerikle ve kendi gerçeklik algısının bir belgeseli olan "İsimsiz İnsanlar" adlı videosunda, İgor Baskin, gecenin karanlığında bir çöplükte yiyecek arayan ve kendi kendine konuşan evsiz barksız bir insanın dramını gözler önüne sermeye çalışırken, Everest tepesine tarihsel bir yolculuk üzerine kurgulanmış "Chasing Dragons" adlı video çalışmasının yanı sıra Servet Koçyigit, "Serbest Tıraş" adlı çalışmasında bir çelik fabrikasının ortasına kurulmuş açık-hava berber dükkanını gösteriyor. Müşterisini tıraş eden bir berber imgesiyle endüstri üretiminin bir bileşkesini oluşturan bu çalışmada ilk bakışta gerçeküstücü bir izlenim edinilse de daha sonra dükkanın sanki yıllardır orada bulunduğuna ilişkin çok doğal bir sonuca ulaşıyoruz. Berbere ait parfüm kokusu giderek fabrika bacasından tüten dumana karışırken iki farklı öğe ile yeni bir varoluş biçiminin ortaya konuluşuna tanık oluyoruz.

Ferhat Özgür'ün "10.Yıl Marşı" adlı klibinde yürüyen ayakları hep ağır çekimde görürken, Talat Sait Halman'ın alt yazılı olarak sunulan videosunun fonunda ise 10.Yıl Marşı'nın ritmik temposunu duyuyoruz. Eserde, 1923-33 arasında çok kısa bir süre içerisinde Türk ulusunun çağdaşlaşma yolunda ulaştığı yeni noktaları vurgulayan ve umutlu bir gelecek vaad eden marştaki coşkunun tersine, seksen yıl sonra nakarat aracılığıyla eleştirel bir biçimde bugünkü ilerlemenin hiç de marşın önerdiği ritme uygun düşmemiş olduğu anlatılmaya çalışılmış.

Ilias Marmaras'ın "Göç" adlı çalışması, video oyunları kurgularına dayalı iki klip görüntüsünün eş zamanlı projeksiyonlarına dayanıyor. İnsansız ve tamamen düşsel topraklarda kimlik ve rollerin nihai bir karışımı olduğu varsayılan bir eskatolojik bu metaforda, gölgeler ve oyuncular arasında süregelen Platonvari diyaloglar, gölge ve oyuncuların birbirleri içinde eridiği görüntüler üslup ve içerik arasındaki parodiyi, çağdaş politik felsefi analizleri ve onun gösterişçi yetersizliğini ifşa ediyor

Canan Şenol'un "Bebek Evi" adlı çalışmasında küçük bir kızı oyuncak anne babasıyla ev içinde oynarken görüyoruz. Burada çağdaş kapitalist toplumdaki rol dağılımlarının ironik yüzü bir çocuğun gözünden sunuluyor. Küçük kız zaman zaman anne ve babasını oynatıyor ve onlarla konuşuyor.
Sanatçının "Çeşme" adlı diğer çalışması ise beden sıvıları, bereket, beslenme kavramlarını irdeliyor ve sonuçta tüm bunlar estetik bir görüntü olarak izleyiciye sunuluyor.

Genel olarak video sanatında ortak bir görüntü üslubuna dönüşen bir birimin, bir anın, psikolojik, sosyolojik, politik olsun saptanmış ya da kurgulanmış özel bir durumun "tek bir vurgu" olarak seçilmesi Kısa & Keskin'de yer alan çalışmaların birleştiği noktayı oluşturuyor. Göç, kültürel dönüşüm, kimlik, öteki, sınırlar gibi küreselleşme sürecinin başat temaları arasında yer alan toplumsal öğeleri irdeleyen video ve performans gösterileri, eski bir kiliseden dönüştürülmüş Galeri 291'in neo-gotik mimarisi içinde farklı bir dil yaratmayı amaçlıyor.
Özlem Özyurt

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz