reklam

Haşim Nur Gürel'in Sanatçı ile İlgili Yazısı
Sanat > Mercek Altında

PAUL GAUGUIN'İN 100. ÖLÜM YILDÖNÜMÜ

Paul Gauguin'i 100. Ölüm Yıldönümünde Anmak - Otoportreler ve Portreler (7 Haziran 1848 - 8 Mayıs 1903)
Haşim Nur Gürel - Sanal Müze

"Sanat doğadan çıkarılan bir soyuttur."

"Bir tablonun yapımı nerede başlar nerede biter? İnsanın içinde duygular kaynaşmaya başlayınca, bu duygular patlayınca ve bütün düşünce yanardağdan çıkan lavlar gibi çıkıp taşınca birdenbire yaratılan yapıtın çok keskin bile olsa büyük ve insanüstü bir patlayışı değl midir bu? Usun bilinçli hesaplarının bu patlayıştan öncesiyle bir ilgisi yoktur, ama insanın içinde yapıtın ne zaman başladığını kim bilebilir? Bu yapıt belki de bilinçsizliğin doğurduğu bir şeydir."

"Beni düşündüren en önemli şey şudur: İyi bir yolda mıyım, çalışmalarımda gelişme var mı, sanat hataları yapıyor muyum? Çünkü maddeyle ilgili, tablo yapımıyla ve hatta tuvalin hazırlanmasıyla ilgili sorunlar gerçekten en son planda yer alır. Bunlar her zaman için düzeltilebilir değil mi? Oysa sanat, derinleştirilmesi çok ince ve korkunç bir şey…"
Paul Gauguin
1

Paul Gauguin'in resim serüveninin içerisinden seçilen 45 otoportre ve portre imgeleri onun insan ve ressam kimliği üzerine oldukça aydınlatıcı bir bakış açısı kazanmamızı sağlamaktadır. Ressamın profesyonel ressamlık yaşamı 1883 - 1903 yılları arasınde yirmi yıllık bir süre ile sınırlıdır; ama o bu süreyi bir fırtına gibi yaşamış ve günümüze dek uzanan etkiler ve çok farklı alanlarda kalıcı yapıtlar geride bırakabilmeyi başarmıştır.

Sergide yer alan yapıtların 8 tanesi - ilki 40, sonuncusu 55 yaşında gerçekleştirdiği - otoportrelerdir; Vincent van Gogh'un yaşamının son dört yılında 40 kadar otoportresini gerçekleştirdiğini bildiğimizden, Gauguin'in 15 yılda gerçekleştirdiği 8 portrenin fazla olmadığı dikkati çekmektedir, ki bu otoportrelerin 3 tanesi alegorik resimlerindeki İsa resimlerinin yüzleri olarak resmettiği otoportreleridir; bu nedenle aslında gerçek anlamda sanatçının 5 otoportresini yaptığı da söylenebilir. Bu Van Gogh ile olan karakter farklılığını, Gauguin'in baskın dışa dönük kimliğinin de bir göstergesi sayılabilir. Ressamın belki de en ünlü otoportresi olan "Les Miserables"ı Arles'te Van Gogh ile beraber olduğu zaman diliminde gerçekleştirmesi de ilginçtir; dolayısıyla bu yapıtın Hollandalı ressamın otoportre konusundaki verimliliğinden etkilenmiş olduğu da söylenebilir.

Paul Gauguin'in portrelerinden bir bölümü de arkadaşı diğer ressamların ve onların yakınlarının portreleridir, ve bunların bir bölümü de o sanatçılara ithaf edilerek hediye edilmişlerdir; Charles Laval, Madelaine Bernard, Vincent van Gogh, Emile Schuffenecker(Aile portresi ve ayrıca iki çocuğunu konu alan ikinci portre), Meyer de Haan portreleri gibi…

Dikiş Diken Nü(Modeli ilk karısı Mette olmalı.), Uyuyan Çocuk(Kendi çocuklarından biri olmalı.), Madame Roulin(Van Gogh'un portre çeşitlemelerini yaptığı postacının eşine Gauguin'in yorumunu göstermesi açısından ilginç.), Oturan Kadın Portresi (Sipariş bir portre olabilir.), Arles'te Kahve (Yine van Gogh'un da resmini yaptığı bir model; bir olasılık da Gauguin'in bu portreyi Van Gogh'un aynı konudaki çalışmasından yola çıkarak gerçekleştirmiş olabileceğidir.) Sanatçının annesi Aline'in fotograftan yararlanılarak gerçekleştirilmiş portresi(Tahiti'de ressamın Tahiti stilinde gerçekleştirilmiştir.), Bastonlu Yaşlı Adam, Fritz Schneklud'un Portresi (Sipariş olabilir.), Dua eden Breton Kadın, Javalı Annah, Genç Kız(Vaite Goupil Portresi - Sipariş Portre), Yelpazeli Kadın gibi portreleri ressamın yaşamındaki dönemlerinin belgeleri olarak değerlendirilebilecek, yaşamının dönüm noktalarını da vurgulayan yapıtlardır.

Gauguin'in 1890'dan sonra yaptığı son portreleri büyük kompozisyonlarının içerisinde yer alan Tahitili ve Markiz adalı kadınları konu alır. Bu çalışmalarda hristiyanlık dininin tarihinin görsel belleği ile pagan Maori dininin bir sentezinin ressamın en yakınındaki Tahitililerin "model"liği aracılığı ile dilegetirilişi ile karşılaşırız.

"İçgüdülerim, kalbim ve aklımla çalişen hiçbir şeye güvenmemeyi öğrendim. İlkel yaşantı benim için bir gençleşme besini oldu."2 diye son dönemindeki yaşam ve sanat yaklaşımını özetleyen Paul Gauguin'in otoportreleri ve portrelerini kronolojik sırada toplu olarak incelediğimizde, onun yaşamının tüm ilgi alanlarından beslenerek ve büyük ölçüde yalnızca sezgilerine kulak vererek oluşturduğu kendine özgü resim dilininin gelişimini de izleyebilmekteyiz.

1 Moran, Adli; Manet'ten Picasso'ya 20 Çağdaş Ressam, Akşam Kitap Kulübü Serisi No. 23, İstanbul 1966, Tan Matbaası.
2 Gauguin, Paul; Noa- Noa(Türkçesi Kemal Kandaş), Oda Yayınları, Şubat 1984, s. 109

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz