8. ULUSLARARASI İSTANBUL BİENALİ
|
1973'ten bu yana tüm sanat dallarında uluslararası festivaller düzenleyen
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) 1987 yılından beri, farklı kültürlerden
sanatçılar ve izleyiciler arasında görsel sanatlar alanında bir iletişim
ortamı oluşturmayı amaçlayan uluslararası bir Bienal'e de öncülük
ediyor. İKSV'nin şimdiye değin düzenlemiş olduğu yedi Bienal, Türk sanat
çevresi ve farklı uluslardan sanatçı, küratör ve eleştirmenler arasında
uluslararası bir kültür ağının kurulmasına olanak sağladı.
1987'de düzenlenen 1. Uluslararası İstanbul
Bienali'nde İstanbul, Jean
Michel Alberola, Marcus Lüpertz, François Morellet, Michelangelo Pistoletto ve
Gilberto Zorio gibi dünyaca tanınmış sanatçıları konuk etti. Bu Bienal'de
ayrıca, Avusturya, İsviçre, Polonya ve Yugoslavya'dan özel sergiler de yer
aldı. Bienal'e Türkiye'den sanatçılar, galeriler ve koleksiyoncular da katılımda
bulundular.
1989'daki 2. Uluslararası İstanbul
Bienali'nde "Geleneksel Mekanlarda
Çağdaş Sanat" teması işlendi. Birinci Bienal'in genel koordinatörlüğünü
yapan Beral Madra bu Bienal'de de aynı görevi üstlendi. Aya İrini Müzesi,
Yerebatan Sarnıcı ve Süleymaniye Külliyesi'nin bir bölümü sergi mekanları
olarak kullanıldı. Mekana özel projeler üreten sanatçılar arasında Sol
LeWitt, Sarkis, Daniel Buren, Richard Long, Jannis Kounellis ile Anne ve Patrick
Poirer vardı. Sergide Almanya, Avusturya, İtalya, İspanya, Yugoslavya,
Yunanistan, Sovyetler Birliği ve Türkiye'den grup sergileri de yer aldı. Ayrıca,
İstanbul'daki bazı sanat galerileri kendi mekanlarında özel sergiler açarak
Bienal'e katkıda bulundular.
1992 yılında Vasıf Kortun tarafından yönetilen
3. Uluslararası İstanbul Bienali'nin "Kültürel Farklılığın Üretimi"ni irdeleyen teması,
katılımcı ülkelerin bu tema ya da onun yorumları üzerine hazırladıkları
sergileri bir araya toplayan kavramsal bir şemsiye oluşturdu. Burada
hedeflenen; yalnızca farklı ırkların, etnik geçmişlerin, cinsiyetlerin
uygun oranlarda temsil edilmeleri, alternatif tarih yorumları ya da "Low
Culture" alanlarında yapılan yatırımlar değil, işlerin bizzat
kendileri ve taşıdıkları fikirlerdi. 3. Bienal'de, 19. yüzyıldan kalma bir
tekstil fabrikası olan Feshane binası 15 ülkeden 65 sanatçının eserlerine
ev sahipliği yaptı.
1993 yılından itibaren yeniden yapılanma sürecine giren İKSV,
bienallerin düzenlenmesine ilişkin gerekli kurumsallaşmayı sağlamak amacıyla
1994 yılında Bienal Yönetmenliği kadrosu oluşturdu ve bu göreve Fulya
Erdemci atandı. 1995 yılında gerçekleşen 4. Uluslararası İstanbul Bienali
ile İKSV, ulusal katılımı ön plana çıkaran bir sergileme sistemi yerine,
eserlerin mekanla ilişkisini ve aralarındaki diyaloğu temel alan tek küratörlü
bir sistem izleme kararı aldı. 4. İstanbul Bienali'nde sergiye katılacak
sanatçıları belirleme hakkı farklı ülkelerin farklı küratör ve
koordinatörlerine değil, bu Bienal'in seçtiği tek bir küratöre verildi. Böylece
sergi, küratörün yaptığı seçimler ve bunları sergileme biçimiyle yapıtlar
arasında kurduğu eleştirel diyaloğun doğal bir sonucu olarak kendi söylemini
yaratma olanağına kavuştu. 4. İstanbul Bienali'nin küratörü René Block
sergiye, Bienal'in kavramsal çerçevesini oluşturan "ORIENT/ATION,
Paradoksal Bir Dünyada Sanatın Görünümü" teması ile bağlantılı
projeler üreten sanatçıları davet ederken, seçiminde özellikle kendi ülkeleri
dışında yaşayan sanatçılar üzerinde yoğunlaştı. 4. İstanbul Bienali
birbirinden çok farklı ama hepsi de şehrin önemli merkezlerinde bulunan üç
mekanda gerçekleşti; Antrepo I (Boğaz kıyısında bulunan eski bir gümrük
deposu), Aya İrini Müzesi ve Yerebatan Sarnıcı. 47 ülkeden 119 sanatçının
katılımıyla İstanbul, uluslararası sanat çevrelerinin ilgi odağı oldu.
1997 yılında "Yaşam, Güzellik, Çeviriler/Aktarımlar ve Diğer Güçlükler
Üzerine" başlığı altında gerçekleştirilen
5. Uluslararası İstanbul Bienali'nin küratörlüğünü Rosa Martínez üstlendi. Topkapı Sarayı
avlusunda bulunan ve kent içinde kent görüntüsü taşıyan Darphane-i Âmire
binası 5. İstanbul Bienali'nin ana sergi mekanı olarak belirlendi. Aya İrini
Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Kadın Eserleri Kütüphanesi gibi mekanların yanısıra,
İstanbul'un "kapıları" olarak tanımlanabilecek Atatürk Havaalanı,
Haydarpaşa ve Sirkeci Garları ile kentin masalsı ruhunu ortaya çıkaran Kız
Kulesi çeşitli sanat projelerine ev sahipliği yaptılar. Tarihi, kamusal ve günlük
yaşantımızın bir parçası olan mekanların kullanımı ile Bienal hem bir
sergi hem de bir gezi alanı özelliği kazandı. 45 ülkeden 86 sanatçı, birçok
küratör, eleştirmen ve diğer sanat profesyonellerinin katıldığı 5.
Uluslararası İstanbul Bienali, İstanbul'da uluslararası kültürel bir
birlikteliğin oluşmasını sağladı.
Küratörlüğünü Paolo Colombo'nun yaptığı
6. Uluslararası İstanbul Bienali, daha önce planlandığı gibi 17 Eylül - 30 Ekim 1999 tarihleri arasında,
"Tutku ve Dalga" başlığı altında gerçekleştirildi. 17 Ağustos'ta
meydana gelen Marmara depreminin ardından, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
iyileştirme ve yeniden yapılanma sürecine katkıda bulunabilmek umuduyla,
sergiyi depremzedelere yönelik somut yardımlara odaklayarak gerçekleştirme
kararı aldı.
Kişisel tarihlerin ve çağdaş dünyada duygusal yatırımların önemini gündeme
getiren "Tutku ve Dalga", dünyaya dair deneyimlerimizin merkezini oluşturan
hızlı değişimler, teknolojik gelişmeler, kültür çatışmaları ve sınırların
birbirine karışması gibi olguları yansıttı. Çağımıza ayna tutarken, günümüz
sanatsal manzarasını belirleyen son derece bireysel ve imgeye yönelik işler
aracılığıyla sanatın duygusal nabzını tuttu. 32 ülkeden 56 sanatçının
katıldığı 6. Uluslararası İstanbul Bienali, 40.000 sanatsever tarafından
izlendi. Ayrıca, Bienal süresince aynı zamanda halka açık bir müze olan
Yerebatan Sarnıcı'nı gezen 47.698 konuk da bu mekanda sergilenen eserleri görme
fırsatını elde ettiler.
Küratörlüğünü Yuko Hasegawa'nın üstlendiği
7. Uluslararası İstanbul Bienali, "EGOKAÇ: Gelecek Oluşum için Egodan Kaçış" başlığı
altında, 22 Eylül - 17 Kasım 2001 tarihleri arasında gerçekleştirildi. 22
ülkeden 63 sanatçının katıldığı Aya İrini Müzesi, Darphane-i Amire,
Yerebatan Sarnıcı ve Beylerbeyi Sarayı'nda düzenlenen sergileri yaklaşık
68.000 sanatsever izledi. 7. Uluslararası İstanbul Bienali açılışında,
aralarında uluslararası sanat eleştirmenleri, küratörler, galeri ve müze yöneticilerinin
de bulunduğu 1200 yabancı konuğu ağırladı. Sergiler boyunca Bienalin ana
konseptleri "Birlikte Varoluş", "Kolektif Bilinç",
"Kolektif Zekâ" ve "Ortak Bağımlılık" başlıkları altında
dört açıkoturum gerçekleştirildi. Ayrıca 7. Uluslararası İstanbul
Bienali'nde kendi alanlarında isim yapmış uzmandan oluşan beş kişilik bir
jürinin seçtiği ve aralarında Türkiye'den Ömer Ali Kazma'nın da yer aldığı
beş katılımcı sanatçıya UNESCO Sanatı Destek Ödülü verildi.
8. Uluslararası İstanbul Bienali, bu yıl 20 Eylül - 16 Kasım tarihleri
arasında "Şiirsel Adalet" başlığı altında ve Dan Cameron küratörlüğünde
gerçekleşecek.
|
|