reklam

Haberler
Aralık 2003

İstanbul'un gece parıltılarını ‘kar’ manzarası tamamlayacak

Fotoğraf sanatçısı Cengiz Akduman, İstanbul Fotoğraf Merkezi'nde sergilediği "Karanlığın Parıltısı/İstanbul Geceleri" fotoğraflarında İstanbul gecelerinin türlü hallerini yansıtıyor. Sergideki fotoğraflar, aslında kapsamlı bir ‘İstanbul' projesinin parçası; ancak projenin tamamlanması için birkaç yeni kare daha gerekiyor. Farklı mekân ve koşullarda çalışan Akduman, son olarak ‘karlı bir İstanbul gecesi'ni çekmek istediğini söylüyor. "Kar örtüsü altında İstanbul görüntüsü olmadan bu proje eksik kalır." diyen Akduman, mekân olarak da Dolmabahçe'nin yüksek ağaçlarla örülü caddesini düşünüyor.

İstanbul, kimileri için hayalleri süsleyen efsanevi şehir, kimileri içinse sadece kaosu çağrıştıran yitik bir kent. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Beş Şehir"de İstanbul'u anlatırken, şehre dair izlenimin sadece kişiye göre değil, nesillere göre de değiştiğinden bahseder. Bu tespite bir de meslekî boyut ekleyerek diyebiliriz ki her meslek erbabı da İstanbul'u kendine göre anlar. Cengiz Akduman da işte bu noktadan hareket etmiş. Yaklaşık otuz yıldır, türlü hallerini fotoğraf karelerine sığdırdığı İstanbul'un 24 saat uyumadığını iyi bildiğinden, bir de geceleri arşınlamış sokakları.

İstanbul'un ‘gecelerine' dair bir izlenim edinmek istemiş objektifiyle. Işıltılı alışveriş merkezleri ve rengarenk caddeleri nasıl çekeceğini önceden planlasa da gecede yaşayan insanları görüntülemek için "rastgele" diyerek çıkmış evinden. Böylece fotoğraflamış müşterisizlikten yakınan cafe sahibini, ısınmak için telefon kulübesine sığınan sokak çocuğunu ve işini büyük bir ciddiyetle yapan İstiklâl Caddesi'ndeki dönercileri. Yine de bu şekilde çalışmanın kolay olmadığını söylüyor Akduman: "Gündüz torbaya mı girdi kardeşim?' diyen polislere dert anlatmak zordu. Etrafınızı sarıp ‘Tiner çeker gibi yapayım, bana para ver ağabey' diyen sokak çocuklarına üzülmemek çok zordu. Sizi soymaya kararlı yankesicileri kollamak zordu."

Serginin adına bakıp, ışıl ışıl gökdelenlerin ya da görkemli binaların boy gösterdiği fotoğraflar göreceğini sananlar yanılır. Sanatçının "İstanbul Geceleri"nden anladığı bu değil çünkü. "İstanbul Geceleri"nde son seferini yapmış Tünel-Taksim tramvayı, Büyükada'nın mütevazı ışıklarıyla aydınlanan bir sokağın sakinleri ve Sultanahmet kalabalığından ayrı bir köşede duran baba-kız var. Beyoğlu ve civarı -kaçınılmaz olarak- ağırlığını hissettiriyor sergide. Ama bu, bir yaz gecesini Kızkulesi’nin izdüşümünde zar atıp pul sallayarak geçiren genç kızlar görmemize engel değil. Köprünün iki yaka arasında uzanan ışıklarını kendisine fon yapmış Ortaköy Camii ve civarını keyifle seyretmemize de... Manhattan'ı andıran büyük binaları hâlâ arıyorsa gözünüz, Levent dolaylarında çekilmiş buna benzer bir fotoğraf karesi de var; altında ise "alışamadıklarım" yazıyor... 
Zaman - Elif Tunca

Arşiv

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz