|
reklam |
|
|
|||||||||||
Deniz Bilgin Üzerine Bir Yazı Deniz'le ilk tanışmam kardeşi Engin'in evinde oldu. Engin benim sınıf
arkadaşımdı. Onu ilk gördüğümde zannedersem Londra'dan yeni gelmişti. Ben Deniz'i daha çok İhsan sayesinde tanıdım. Çalıştığım ofise
arada sırada uğruyor, evde düzenlediği yemeklere çağırmak için beni
aramayı hiç ihmal etmiyordu. Deniz'le ilgili bir çok anım var elbette. Ancak bir tanesinin benim için biraz daha fazla önemi var. Diploma projemi hazırlarken Deniz'le İhsan bana yardıma gelmişti. Gerçi bana asıl yardıma gelen İhsan'dı. Ortalıkta paftalar, kalemler, seloteypler, cetveller uçuşurken, o sakin bir biçimde kenara çekilmiş, çizdiğim perspektifi kurukalemle boyamıştı. Bu süre içinde ben ona "şöyle bir şey yap, böyle hiçbir çiz" gibi bir şey söylemedim. Deniz sessizce bir köşeye çekilmiş, bizim kaosumuzun dışında kalmıştı. Projem duvara asıldığında yakından bakanların çığlık attıklarına şahit oldum. Deniz bizim geçirdiğimiz proje süresine koşut olarak, oturmuş balkonlara çamaşırlar asmıştı. Küçücük gömleklerin minicik düğmeleri, blucinlerin turuncu dikişleri, kırışıklıklar hepsi yakından bakanları hayretler içinde bırakıyordu. Deniz herkesi şaşırtmıştı. Bilmiyorum benim projemin bütün projeler içinden jüri üyelerinin onayı ile ilk geçen olmasında, mezun olmamda Deniz'in ne kadar payı var. Ancak çok etkili olduğu kesin. Deniz bizim İhsan'la katıldığımız Mimarlar Odası toplantılarına
elinde defteri ile gelir, bir kenarda çizimleri ile bize eşlik ederdi.
Deniz'in bizim bitmek bilmeyen toplantılarımıza büyük bir sabırla katılması,
hiç sesini çıkarmadan saatlerce oturması ve çizmesi bizi de etkilemişti.
Biz de not aldığımız defterlerin kenarlarına çiziktirmeye başlamıştık.
Ben galiba hala Deniz'den hepimize bulaşan bu adeti sürdürüyorum. Bazen en
ciddi toplantılarda bile farkında olmadan yaptığım, notlarıma eşlik eden
çiziktirmeleri görenler bana bakıp gülümseyince, Deniz'i hatırlıyorum. |
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]