DENİZ BİLGİN
RETROSPEKTİF SERGİSİ
|
Deniz Bilgin Üzerine Düşünceler
"... Deniz Bilgin'in figürlerinin ilginç bir özelliği, ne kadar insanlaşırlarsa
insanlaşsınlar, hep bir 'ağızları var dilleri yok' duygusu uyandırmaları. Adeta gözleri ve
jestleriyle yaşayan bu yaratıkların dilsizliği, ... "bilinçdışına giden yol" olarak
düşlerin dünyasına çok uygun bir durum. Irigaray'ın "Et Renkleri" konferansında vurguladığı
gibi, düşlerde ışık ve renkler her zaman sözden önce gelir... Resmedebilmenin bu algı ve aktarım
farkını ortadan kaldırabileceğini savunan Irigaray, resmetmeyi bilinçdışı ve bilinçöncesinde
ne kadar iyi yapabildiğimizi hatırlatıyor. Bu bağlamda, özellikle Irigaray'ın
"doğduğumuzda
ışığa ve sessizliğe doğarız" saptaması, Deniz Bilgin'in figürlerindeki
dilsizlik duygusuna ayrı bir önem kazandırıyor..."
"… Kaygının kökenini dışarıdan içeriye, içimize taşıyan
unheimlich kavramı, özellikle de bu kavrama Kristeva'nın "yabancı"yı da dahil ederek getirdiği
yorum, Deniz Bilgin'in yaratıklarına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayabilir. Kristeva'nın
kabaca, 'Yabancı içimde, o yüzden hepimiz yabancıyız. Eğer herkes yabancıysa, kimse yabancı
değildir.' biçiminde özetlenebilecek yorumu[nu], … yabancının içkinliğinden yola çıkarak
vardığı kozmopolitizmi Deniz Bilgin'in figürler dünyasına taşıdığımızda, onun
kendi öznelliği içinde adeta tüm yaratıkları ve formlarıyla doğayı da içeren, her türlü
yabancılığa açık, çok geniş bir evrenselliği sergilediğini görüyoruz…"
Necmi Zekâ - Deniz Bilgin/Ressam kitabından
|
Deniz
Bilgin Retrospektif Sergisi |
|
|