|
reklam |
|
|||||
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA ) ve Alman Mimarlar Birliği (BDA) dünyanın her yerindeki mimarları ve mimarlık öğrencilerini 2002 yılı Temmuz ayında, çevremizin ve kent çevrelerinde sürdürülebilir yapıların tasarlanabilmesi için gerekli sorumlulukları ve yetkinlikleri tartışmak üzere Berlin'e ve diğer Alman kentlerine çağırıyor : Kaynak Olarak Mimarlık 1989 yılından bu yana Berlin bir başkent ve bir 21. yüzyıl Avrupa metropoli olarak gelişti. Toplum ve siyaset, kültür ve iş dünyası, ekoloji ve trafik, merkez ve çevre, laboratuvar ve atölye - "açık Berlin" geleceğe açılan kapıdır ve tüm dünya mimarlarının ilgisini ve dikkatini çekmektedir. Eşine zor rastlanır çeşitlilikteki görülmeye değer yerleri ve dünya sanat hazineleri ile, geçmişin ve bugünün mimarlık eserleri ile bu kent, yeni bir yüzyılın başlangıcında Dünya Mimarlık Kongresi için son derece uygun bir ortam sunmaktadır. Bu Kongre duyurusu aynı zamanda, Kongre Forumları ve Proje Atölyeleri için "Kaynak olarak Mimarlık" teması çerçevesinde uluslararası düzeyde bir sunuş çağrısı da içermektedir. Amacımız Kongre'de, ağırlığı özellikle genç meslekdaşlardan ve diğer disiplenlerdeki uzmanlardan gelecek yenilikçi ve ileriye dönük katkılarda yoğunlaşan geniş bir içerik ve sunuş şekli yelpazesi sağlamaktır. Çağrımıza tüm dünyadan olumlu cevap bekliyor ve kendisini bu konulara adamış ve bu konulara ilgi duyan herkesi Berlin'e davet ediyoruz. 2002 yılı Temmuz ayında tüm dünya, yapılı çevrenin geleceğine ilişkin bir diyoloğa katılmak üzere burada buluşacak. ANA TEMA : KAYNAK OLARAK MİMARLIK Tarihinde ilk kez olmak üzere, Dünya Mimarlık Kongresi ve UIA Genel Kurulu 2002 yılında Almanya'da gerçekleştirilecek. Genel teması "Kaynak Olarak Mimarlık" olan bu Kongre, Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ve UIA'nın Almanya'daki ulusal kesimi olan Alman Mimarlar Derneği (BDA) tarafından düzenlenmektedir. "Kaynak" ve "mimarlık" terimleri çeşitli anlamlar taşır: Yapı sanatı ve değerli bir kaynak olarak mimarlık Planlama mesleğinin en başta gelen görevi değerli olanı korumak ve geleceğe şekil vermektir. Bu görev toplumsal değişimlerin ve küreselleşen çalışma ortamımızın ortaya koyduğu sonuçlarla, ciddi bir şekilde tanımlanacaktır. Doğal kaynakların ötesinde, mimarlık, giderek kentleşen bir dünyada medeniyetin en değerli mallarından biridir. Yapılı çevremiz teknolojik, siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel süreçlerin bir ürünü olabilir; bu çevrenin fiziksel nitelikleri yaşam kaynağımızdır. 21. yüzyılda mimarlığın en önemli görevi bu kaynağın korunması ve geliştirilmesidir. Bu nedenle, sürdürülebilir yapım için stratejiler geliştirilmesi, kentlerin ve kırsal alanların konut ve yaşam alanları olarak tasarlanması kadar önemli olacaktır. Mevcut yapıların korunması ve modernizasyonunun ise, günümüzün ve geleceğin zorlu sorunlarını göğüsleyebilmek için yeni buluşlarla ve yapı formlarının sürekli olarak geliştirilmesi ile el ele gitmesi gerekmektedir. Bu görevlere ancak disiplinlerarası bir çerçevede yaklaşmak mümkündür ve bu görevler ayrıca mesleki imajı önümüzdeki yıllarda köklü değişimler geçirecek olan mimarların yetiştirilmesi ve kesintisiz olarak eğitilmesinde daha yüksek standartların gereğine de işaret etmektedir. ANA TEMA ÜZERİNE TEZLER Giriş: Bir Yön Arayışı Kentleşme dünyanın tüm bölgelerinde, kapsamı içinde mimarın rolünün yeniden tanımlandığı ve geri dönüşü olmayan bir süreç olarak gerçekleşmektedir. Artı değeri gerek mevcut doku gerekse yeni yapılarla ifade edilen Kaynak olarak mimarlığın önündeki fırsatlar ve karşısındaki tehlikeler yeniden gözden geçirilmektedir. Küreselleşmenin hemen ardından gelen kültürel tesviye eğilimleri ve değişim süreçleri, mimarlığın insanların yaşamlarındaki önemli faktörlerden biri olarak gelişmesini etkilediği için giderek kamuoyunun ilgisini daha fazla çekmektedir. Mimarlığın ne olduğunu, bir kentin ne olduğunu kırın ne olduğunu kim belirler? Geleneksel şekli ile kent ve kentle kırsal alanlar ve doğa arasındaki klasik çelişki artık ortadan kalkmış bulunmaktadır. Gerek günümüzün gerekse geleceğin en zorlu küresel sorunları mimari kalite, kaynakların korunması ve döngüler temelinde bütüncül düşünce olarak karşımıza çıkmaktadır. Hangi alanların kent tarafından kullanılacağı ve hangi alanların peyzajın bir parçası olarak kalacağı, kimin hangisinin daha önemli olduğu konusunda karar vereceğine bağlıdır. Cevabı bugünün küresel boyutları ile, yeni ekonomiler verebilecek midir? Ya da cevap acaba koşulları kıtalarda ve toplumsal yapılarla şekillenen siyasal sistemlerde mi? Ya da dünya ölçeğinde farklılık gösteren yasaları ve bölgeden bölgeye değişen mimarlıkla ilgili kuralları ve yönetmelikleri ile eski kültürlerde mi? Cevap yoksa yeni ve disiplinler arası talepleri ile ekolojide mi? Ya da, mimarlığın ne olduğuna, kendilerini salt geleneksel temel beceri sınırları içine çekmeden, mimarlar ve kent plancılarının kendileri mi karar verecek? Bunlar 22-26 Temmuz 2002 tarihlerinde Berlin'de toplanacak olan XXI. Dünya Mimarlık Kongresi'nde tartışmaların odaklanacağı temel konular olacak Kentsel Toplumlar Medeniyetler arası diyalog(*) günümüzün küreselleşme sürecinin sadece ekonomik, finansal ve teknolojik faktörleri içermediğini, aynı zamanda insanlık kültürünün evrensel temeli ve toplumun ruhsal boyutları ile bunların dönüşümleri ve etkileşimleri üzerinde de etkili olduğunu göstermek üzere tasarlanmıştır. Kent, kendisine geçmişten gelen formları ve sınırları yıkarak gelişir. Çeper kentler oluşmakta ve eski altyapılar değiştirilmektedir. Tarihsel kent merkezlerinin modernizasyonu ve sıkılaştırılması ile kamuya açık alanların özelleştirilmesi ele ele giderken, konut alanlarının imarı ile "Kapalı Kapılar Ardındaki Yerleşimler" in çitlerle çevirdiği alanlar birbiri ile bağıntılı olarak gelişmektedir (Yeni Kentleşme?) Bu gelişmenin geldiği nokta ifadesini Asya ve Latin Amerika'da hızla gelişen ve ekonomileri bir yandan sosyal eşitsizlikleri açık bir şekilde sergilerken öte yandan fakirliğin ve gelir farklılıklarının azaltılması umudunu elden bırakmayan mega kentlerde bulmaktadır. Bu ülkelerin kentleşen bölgelerindeki çevresel sorunlar, geçmişte gözlenenden çok daha yakın bir ilgi gerektirmektedir. Kentsel toplumların geleceği, toplumun yaşam ortamı için iyi düşünülmüş olanaklar, iyi düşünülmüş planlama ve bilinçli bir kentsel kültür gerektirmektedir. Bu ayrıca tüm dünyada yerel ve kültürel özelliklerin korunması gereğini de içermektedir. Kentlerin gelecekteki gelişmelerini tehlikeye atan faktörler öngörü ile tanımlanmalı ve yeni ve olumlu yorumlamalarla dengelenmelidir. Kentsel yaşam koşullarının kötüleşme ve yoksunlaşma süreci durdurulmalıdır. Modernizasyon ve modernliğin sağladığı olanakların akılcı bir şeklide ele alınabilmesi mümkün kılınmalıdır. Bu mimarlığın kentsel ortamda anlamlı bir nitelik ögesi olabilmesinin tek yoludur. "Kent - olduğu şekli ile - elimizde tek var olandır" (Rem Koolhaas). Ama kastedilen hangi kenttir? Planlı kent mi? Kendi kendini denetleyen kent mi? Kendini bölgesel kültüre adayan kent mi, yoksa enternasyonal kent mi? Yenilikçilik ve Gelenek Mimarlık içten görüş gücünü geliştirir ve geleceğin yönlendirilmesinden sorumlu olduğu gibi, tarihi de aktif bir şekilde etkiler. Bu nedenle yenilikçilik sadece teknolojide artış anlamına gelmeyip, teknik, doğal, tarihsel, kültürel ve ekonomik çözümleri yek vücut kılan - doğa ve mimarlığın ve doğa ile kentin sembiyozunu- destekleyen daha eleştirel bir düşünceyi ve sürdürülebilir ve deneysel kavramlardaki artışı ifade eder. (*) Çevirenin Notu : Burada sözü edilen medeniyetler arası diyalogdan kasıt, "Birleşmiş Milletler Medeniyetler Arası Diyalog Yılı" olarak ilan edilen 2001 yılı olup, izleyen açılım bu yılın tanım metninden alınmıştır ve paragrafın orijinali :"Birleşmiş Milletler Medeniyetler Arası Diyalog yılının kutlanması, bugünkü küreselleşme sürecinin sadece ekonomik, finansal ve teknolojik faktörleri içermediğini, aynı zamanda insanlığın kültürel, ruhsal boyutları ve insanlıkla onun zengin çeşitliliği arasındaki karşılıklı bağımlılık üzerinde de odaklanılması gerektiğinin vurgulanması için bir fırsat sunmaktadır" şeklindedir. Kaynak olarak mimarlık, yenilikçiliği yansıtır ve yaygın nitelikleri ile toplumsal dönüşümün çeşitli yönlerini önceden kestirebilir. Güneş enerjisi kullanımını içeren enerji sakınımlı yapım başedilecek bir konu olarak kavranmalı, içinde barındırdığı büyük ve bugüne kadar yararlanılmayan potansiyel kullanılmalıdır. (sadece gelişmekte olan ülkeler için de değil) Yenilikçilik mimarlığın farklı boyutlarını bir toplumsal kimlik potansiyeli olarak ve deneyime ve deneylere dayalı bir vizyon sorunu olarak bir araya getirmek demektir. Yenilikçilik, yeni malzemelerin, yeni teknolojilerin ve yeni üretim yöntemlerinin üzerine gitmelidir (CAM). Yapılı Olan ve Doğal Olan Çevresel gereklerin farkında olan mimarlık enerji-sakınımlı teknolojiler geliştirir ve uygular ve mümkün olan heryerde yenilenebilir enerji kullanır. Değerli olanı koruyan ve aktarılabilir mimari formlar, kentsel yoğunlukta kaldırılabilir bir artışla ve kentsel yayılmanın saldırısından kurtarılabildikleri yerlerde, peyzajların yeniden doğallaştırılması ile paralel gelişir. Yapılı çevre bir ülkenin servetinin en önemli ögesi olabilir. Yapılı mirasın korunması yaklaşımı ile mimarlık, daha uzun yaşam döngüleri çerçevesinde düşünme eğilimindedir. Kültürel değerlerin korunması, mimarlığın değişme kapasitesini varsaymaktadır. Peyzajın bir estetik, sosyal ve tarihsel kaynak olarak yeniden tanımlanması sadece insanlığın medeniyetinin tarihsel örüntüsünü doğal içerikleri kapsamında koruduğu için savunulmamaktadır; bunlar yeni bir tartışmanın çıkış noktası olmalıdır. Doğal elemanları ve peyzajları kente entegre ederek, mimarlığın ve kentlerin doğal döngülerin parçalarını oluşturmasını sağlayabiliriz (döngüsel ekonomiler). Mimarlık, kentlerin yapısal özellikleri, binalar, malzeme ve yapı bileşenlerinin kullanımları ve dolayısı ile enerji ve malzeme tüketimine ilişkin kavramların geliştirilmesi ve uygulamalar üzerinde bu gün sergilediği sınırlı etkiden daha fazlasını göstermelidir. Mimarlığın amacı, herhangi bir kimlik kaybına uğramadan, en yüksek düzeyde esnekliğe erişebilmektir. Mekan ve Kimlik Tüm kıtalardaki uzun erimli yaşam döngülerine ayarlı, ve medeniyet tarihinin izlerini taşıyan mimari ve kentsel gelişmeler korunmalıdır. Kültür yolu ile aktarılan mimarlıkta gözlenebilen ve kamuya açık alanlarda şekillendirilip yapılandırılan bir sosyal ve kültürel kimlik ifadesi olarak estetik, yeniden canlandırılmalıdır. Mimarlıktan yapı kültürüne doğru yönlenen gelişme formdan içeriğe, objeden çevreye, sonuçtan temel konuma doğru bir ilerleme olarak görülmelidir. Tasarımın bir pazarlama aracı olarak önemi göz önüne alınırsa, estetiğin önemli bir parçasının kendi başına gelişmiş olduğunu görürüz. Minimalist ve sembolik mimarlık kendisini metropollerin ve mega kentlerin görsel kaosuna önemli bir alternatif olarak ispatlamış bulunmaktadır. Karşı görüşü temsil eden Ortega y Gasset, sadece insanoğlunun planlama yeteneğinden nasibini aldığı sonucununa varmıştır. Planlama yeteneğinin bilimsel temele dayanan, karşı çıkılmaz bir yetenek olup olmadığı tartışılabilir bir konudur. Aynı şey, "var olma" nın da doğrudan ve bilimsel olmayan bir şekilde ortaya konduğu zaman, bir anlamda yapı sanatını da içeren planlamayı da kapsayan ve amacı kimlik olan yapıcı düşünce açısından isteneni, istendiği şekilde ifade edip etmediği konusu için de geçerlidir: "Mimarlık sihirli şeyler üreten bir sanat formudur" (Joaquim Guedes). Çevresel kalite ve sürdürülebilir mimarlık kriteri olarak çağdaş estetik, yeni malzeme teknolojilerin yaratıcı kullanımı bağlamında ve örneğin: Kentsel Planlama ve Ekonomi Kaynak : Bilimsel Komite Taslak Raporu, Editör : Reinhart Wustlich, Berlin 2001. HEDEF KİTLELER Yeni yüzyılın başlarında, XXI. Dünya Mimarlık Kongresi dokuz yıl önce tüm dünyada yaşam koşullarının ve çevrenin iyileştirilmesi için başlatılan disiplinler arası uluslararası diyalog ve bu diyaloğun sonuç aşaması için bir platform olmayı amaçlamaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Çevre Konferansı, Rio de Janeiro, 1992 Aşağıdaki gruplar bu diyaloğa katılmaya çağrılıdır : Mimarlar, iç mimarlar, peyzaj mimarları ve kent plancıları, ANA KONGRE Yeri UIA Çalışma Grupları Kongre Açılış Oturumu Kongre Genel Oturumları Kongre Kapanış Oturumu Kongre Forumları ve Proje Atölyeleri Çalışma Raporları Genel Oturumların ve Forumların Ana Temaları Kentsel Toplumlar Kentsel Planlama ve Ekonomi UIA Altın Madalyası, 2002 UIA Ödülleri ve Öğrenci Yarışması ödülleri, 23 temmuz 2002 akşamı düzenlenecek bir etkinlikte sahiplerine verilecektir. SUNUŞLAR İÇİN ÇAĞRI Katılım Koşulları: Forumları, Proje Atölyelerini ve Poster Sergilerini organize edebilmek için, sunuşlar için bir çağrı yapıyor ve 23-25 Temmuz 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Kongre Forumlarının ve Proje Atölyelerinin ve ana temalarını güçlendirecek ve örneklendirecek kalifiye ve yenilikçi sunuşlar (tebliğ, filim, etkinlik, vs.) yapmak isteyenlerin bunlarla ilgili özetlerini yollamalarını istiyoruz. Sunuşların Süresi: Yaklaşık 20 dakika Özetlerin Uzunluğu: Birinci sayfa (A4, maksimum 3,000 harf); Kişisel bilgiler, yapılacak katkı, ne zaman ve hangi Forum/Atölyede sunulmak istendiği, kısa özgeçmiş, referanslar, vs. İkinci sayfa (A4, maksimum 3,000 harf); Sunuşun kısa tanımı Format: MS Word Document, A4 2.5 sm. marj Son Başvuru Tarihi: 31 Ağustos 2001 Sunuş özetlerinizi "Call for Contributions" başlığı altında İngilizce, Fransızca, İspanyolca veya Almanca dillerinde posta, faks veya e-posta ile, Rusça dilinde posta veya faksla aşağıdaki adrese yollayın UIA Berlin 2002 e.V. Forumlarda ve Proje Atölyelerinde yapılacak sunuşlar seçildikten sonra, Organizasyon Komitesi yazarlardan sunuşun son halini ya basılmaya uygun şekilde 25 Şubat 2002 tarihine, ve/veya poster olarak (60 x80 sm) 15 Nisan 2002 tarihine kadar , UIA Berlin 2002 e.V'ye yollamalarını isteyecektir. |
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]