|
reklam |
|
|||
Sigmund Freud ruhsal yapıyı “yerleştirme” (topique) adını verdiği iki modele göre tasarlamıştır. Birincisinde “bilinç, ön-bilinç ve bilinçdışı” olarak üç düzlem saptanmışken, ikincisinde “benlik, üst-benlik ve alt-benlik” ayrımı yapılır. Bu modellerde mimarinin temel unsurları olan yatay ve dikeyin, iç ve dışın kullanıldığı açıktır. Freud’un düş yorumlarında beden ve ev tasarımları arasında benzerlik kurduğu da bilinmektedir. Beden tıpkı ev, yuva gibi bildik, tanıdık yani tekin bir mekândır. Ama bir de tanıdık olmayan, yabancı, tuhaf, tekinsiz (Unheimliche) mekânlar vardır. “Tekinsiz” psikanaliz için kaygının kaynağıdır. Diğer bir deyişle bastırılanın geri dönüşüdür. Belki bu noktada tanıdık ve tekin olanın yatıştırıcılığından, tekinsiz olanın kaygı vericiliğine doğru bir süreklilik olduğu söylenebilir. Çünkü tanıdık olan, bastırılanın geri dönüşünde olduğu gibi her zaman yatıştırıcı değildir. Öte yandan yabancı ve tekinsiz de her zaman kaygı uyandırmaz. Kimi durumda özgürlük duygusu bile verebilir. Soru şudur: “Mimari gündelik yaşam mekânını bağımlılık-özgürlük ve tekin-tekinsiz eksenlerinde yeniden nasıl üretiyor?” Konuşmacılar: Ali Akay, Aykut Köksal, Murat Uluğ, Talat Parman Tarih ve Yer: 16 Aralık 2003 Salı, Saat: 19:00, Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu |
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]