Siluet...

Coğrafi konum, tarih, kültür ve ekonomi kent kimliğinin oluşumundaki önemli verilerdir.

Kentlerin bu veriler ile oluşan kimliklerinin en iyi okunduğu boyutun siluetleri olduğu düşüncesindeyiz.

İstanbul'un siluetini belirleyen iki önemli bölgesi var.İlki Boğaziçi, diğeri projenin konumlandığı "Haliç" dir.

İstanbul kentinin varoluşundan itibaren Haliç, çevresindeki topraklarının verimliliği, coğrafik ve sosyolojik konumu ile önemli bir ticaret ve askeri liman olmuştur.20. yy ilk çeyreğine kadar Haliç,kentin en eski nüfusu olan Rumlar, Ermeniler ve İspanya'dan buraya göç eden Yahudiler'in ağırlıkta olduğu bir nüfusa sahipti.

Cumhuriyet'in kuruluşunda değişen siyasi ve ekonomik koşullar ile Haliç'in yerli halkının göç etmesi, akabinde 1950'li yıllarda bu göç eden halkın yerine köyden kente göç edenlerin yerleşmesi, bereketli suyuna çevredeki derelerle gelen zehirli fabrika atıkları ile Haliç 1990'li yıllara kadar bir çöküş dönemi yaşamıştır.

İstanbul siluetinin Boğaziçi'den sonra ikinci önemli öğesi olan Haliç 1990'li yıllardan başlayan küçük adımlar ile tekrar eski coğrafik güzelliğine ve kültürel gücüne dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

Otel arazisinin Haliç'e bakan ön yüzü; Haliç'in Boğaziçi başlangıcı ve Kağıthane bitişine yönlenen iki farklı yöne sahiptir.Projede Haliç'e bakan bu iki farklı yön yapının formunun oluşumunda dikkate alınmıştır. Yapının formunu oluşturan farklı kütleler ve farklı yönlenmeleri ile,Hilton Garden Inn işletme konseptindeki tek tip odaların; farklı konumları,farklı gün ışıkları,farklı gündüz/gece manzaları ile birbirlerinden "farklılaşma"sını sağlandığını düşünüyoruz.Ayrıca yapının konumlanmasında dikkate alınan bu durum ile Haliç'in coğrafi yapısına uygun ve Haliç siluetine olumlu katkısı olduğuna inandığımız kütlesel izler oluştuğu kanaatindeyiz.

Otel arazisinin Okmeydanı-E5 Karayolu yönüne bakan arka yüzünde; 1950 ile 1980'li yıllar arasında köyden kente göç ile şekillenen hızlı ve kontrolsüz kentleşme, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda yetersiz ve belirsiz kentli kimliği ile İstanbul'un en önemli dokularından olan Haliç'in arka yüzünü çok olumsuz etkiledi.

Arazinin arka yüzünün olumsuz verileri; otele gelecek misafirlerin trafik yolunu,otelin ana girişini, F/B fasilitelerini ve odaların çoğunluğunu arazinin ön yüzü olan Haliç kıyısı yönünde konumlandırmamız kararını aldırttı.

İşletme beklentisi, imar planlama notları ve arazinin çevre koşulları dikkate alınarak 214 oda kapasiteli oda katları oluştu. Odaların %93'ü Haliç kıyısına, %7'si arazinin arka yüzüne güçlü peysaj dokusu desteğiyle yerleştirildi.Otelin ana girişinin yer aldığı katta; resepsiyon,restoran,lobby bar,aletli jimnastik salonu,100 kişi kapasiteli 2 adet seminer salonu, fuaye ve 4 adet toplantı salonu yer almaktadır.

Tasarımımızda güncel yaşam, kültür, coğrafya ve ekonomik verileri dikkate alarak, kentin güçlü bir aksında konumlanacak yapının; Haliç'in, kent içindeki coğrafi ve tarihi konumu ile uyumlu, bugün var olan olumsuz koşullarını değiştirmeye öncü, geleceğini oluşturacak mimari ürünlerden biri olacağı inancındayız.İmaj Galerisi

Pafta 01	Pafta 02	Vaziyet Planı
Lobi Katı Planı	Kat Planları	Kat Planları
Sistem Detayı	Kesit	Cephe
Cephe	Cephe	Silüet
Perspektif	Perspektif	Perspektif
Perspektif	Perspektif

İstanbul Hilton Garden Inn Haliç Davetli Mimari Proje Yarışması