Köşe Yazısı

İstanbul: Dönüşü Olmayan Dönüşüm

Yazan: Haydar Karabey Tarih: 6 Nisan 2006

Birkaç telefon görüÅŸmesinden sonra, benden bir toplu konut iÅŸi için teklif isteyen hallice bir inÅŸaat ÅŸirketinin bekleme odasındayım. Bekleme odası dediÄŸim yer, gözünüzün önüne geldiÄŸi türden bir yer deÄŸil. Ä°ÅŸyerinin grileÅŸmiÅŸ (beyaz) mermer kaplı giriÅŸ holü. GiriÅŸte boÅŸ bir banko, üzerinde boÅŸ çay bardaklarının bulunduÄŸu bir tepsi, dumanı etrafı iyice sarmış sigaraların izmaritlerinin aÄŸzına kadar doldurduÄŸu bir tabla. SaÄŸda bir tuvalet kapısı, kokusundan belli. BulunduÄŸum merdiven altında iki vinileks kaplı demir sandalye, ileride aralık kapının ardında yaşını almış bayan ve baylar sürekli meÅŸgul, kağıtlar, telefon sesleri. Ä°çinde bulunduÄŸumuz yapı, hadi ÅžiÅŸli’nin diyelim arka sokaklarında, beÅŸ altı katlı, bronz giydirme cepheli irice bir apartman. Üzerinde pleksiglas harflerle ÅŸirketin adı da yazılı… Bekliyorum. Randevu saatimizi on dakika geçti, onbeÅŸ… Bir “déjà vu” halindeyim. Kalkıp gitmek istiyorum. Ortağım, vicdan ölçütüm, Banu’yu arıyorum. “Buradan pek haz etmedim, daha kaç dakika beklemeliyim, ne zamana kadar hak tanımalıyım bu insanlara, kaç dakika daha bekledikten sonra kaçarsam beni azarlamazsın?” diye soruyorum. Sesimden ruh halimi okur. “Hadi beÅŸ dakika sonra kaç bari” diyor. Dört, üç, iki… tüh yahu, bir hanım asansörle indi, yanındaki genç arkadaşı (kesin bir önce görüÅŸülen mimar, elindeki de referans dosyası olsa gerek, benim ellerim ise boÅŸ…) uÄŸurlayıp bana yöneldi. Önceki görüÅŸme biraz uzamış, kusura bakmayayım’mış… Eh peki.

Sonra herÅŸey daha önce bir çok kez daha olduÄŸu gibi geliÅŸiyor. Bizi tanıyorlarmış, elbette pek de beÄŸeniyorlar, çok müthiÅŸ iÅŸler yapacaklar, bütün izinler alınmış, arazinin terkleri yapılmış, plan tadil edilmiÅŸ, plan notları pek lehimize imiÅŸ, bilmem kaç yüz konut, çarşı, yüzme havuzu tenis kortu yapılmak isteniyormuÅŸ … Hatta ora belediyesinden birilerine bir proje de yaptırmışlar, yok yok yalnızca test amaçlı, biraz da ora tayfasının gönülleri olsun diye. Hani gerekir ya. Büyük boy render perspektiflerde, renk renk parapetli, sekiz on, oniki katlı bloklar, fiyakalı bir çarşı, render’lardaki kızlar oÄŸlanlar adeta moda sayfalarından fırlamış. Peyzajda tropikal aÄŸaçlar, hele bir havuz başı görüntüsü, sular, ÅŸelaleler. Sanırsın Miami’deyiz. Peki, sonra ne olmuÅŸ da bizi çağırmışlar. Çok çok daha iyisini istiyorlarmış. “Yahu eninde sonunda apartman sitesi yapıyoruz, yüzbine, ikiyüzbine satacaksınız bu ne heyecan” filan diyorum. Bu temalar çerçevesinde biraz didiÅŸtikten sonra, “ben sizi patronla tanıştırayım” deniyor. Apartman-iÅŸyerinin en üst katına çıkılıyor. Tam kat bir odaya giriliyor. Kalın bir halı, devasa patron masası, pirinç masa lambası. Perdeler sigaradan sararmış. Patronun ardında oymalı bir kitaplık. Åžiltler, kupalar, fotoÄŸraflar. FotoÄŸraflarda Baraj, Otoyol, Köprü, Rusya, Libya, Kazakistan… Eh ben de bir sigara yakarım bu durumda. Patron anlatmaya baÅŸlıyor. Çok baÅŸarılılar. Çok kazandılar. Ülkeye hizmete karar verdiler. Eh toplu konut iÅŸine de girmelilerdi. Åžimdi, perakendeye yayılmakta fayda var, taze para, ÅŸirket rasyoneli falan filan… Belediye BaÅŸkanı da çok istedi, onları bu bölgeye kazandırmak. Åžöyle müthiÅŸ bir iÅŸ yapacaklar. Eh vatandaÅŸa konuttur, beldeye hizmettir nihayet.

“Bu sıra sıra toplu konut sitelerini birbiri ardına döÅŸenmenin bir dönemde BaÄŸdat Caddesi’nde apartman yapmaktan farkı nedir” diyorum. Ya da “bu yüzme havuzunda, bu gecekondu çevresinde kimler nasıl yüzecek”, “bu sayıda tenis kortuna ne gerek var, amaçlarımızdan biri vatandaÅŸa tenis oynama alışkanlığı mı kazandırmaktır”, veya “bu süper mall’dan kim alışveriÅŸ edecek”, “bu çevrenin bakım maliyetini, hedeflediÄŸiniz orta, orta-üst sınıf kaldırabilir mi”. “Kaç kiÅŸi yaÅŸayacak, geliÅŸ gidiÅŸi nasıl olacak buranın, toplu taşıma projeksiyonu var mı, yol açılacak mı, okulu nerede”. “Gene ana sloganınız, ‘Levent’e yirmi dakika’mı olacak”…
Patron bu sorgulama karşısında biraz sıkılıyor. “Geçende benzer bir site inÅŸa eden bir müteahhit arkadaşın ÅŸantiyesindeydim. O Pazar günü yirmiden fazla daire sattı, proje üzerinden. Evet burası BaÄŸdat Caddesi kadar satacak, neden yapmayalım…”

Haklıdır. Çıkmadan önce yönetici hanımefendi, teklifimizi acilen beklediÄŸini, ama teklifimize mutlaka, birlikte çalışacağımız mühendisler yanısıra, “rendercı”mızın, “maketçi”mizin isimlerini ve telefonlarını da eklememiz gerektiÄŸini sıkı sıkı tembihliyor. Yeni oldukları bu piyasada, becerikli desteklere ihtiyaç duydukları açık. Herhalde Kazakistan’da, Libya’da render talebi bizdeki kadar geliÅŸmemiÅŸ. Yakında bir gazetede ihtiÅŸamlı projelerinin hayali resimlerini vaatkar sloganlarla donanmış olarak görürüz.

Ä°stanbul dönüÅŸtürülüyor. ElbirliÄŸiyle. Hızla. Åžiddetle. VahÅŸice. Eski, bildik aktörler yanında yeni roller edinen yeni yatırımcı tipolojisinin bir kesitini yukarıda sizlere tanıtmaya çalıştım. Yeni müteahhitler ve onların projelerini üreten mimarlarla uÄŸraÅŸmayı bir yana koyup Ä°stanbul’da olanlara daha yukarıdan bakmaya çalışalım. Daha bilimsel bir deyimle, kentin yeniden biçimleniÅŸi sürecinde etkin rol oynayan yeni “aktör”ler açısından Ä°stanbul’da olanlara bir daha bakalım.

Ä°stanbul, Kamu eliyle, veya Kamu- Küresel Yatırımcı iÅŸbirliÄŸiyle büyük ticari projeler ile dönüÅŸtürülüyor:
HaydarpaÅŸa, Galataport, Dubaitowers, Cevahirler, KazlıçeÅŸme-Zeytinburnu, Süleymaniye konakları, Radyoevi, Galatasaray Adası, BoÄŸazda yıllarca uykuya terkedilmiÅŸ taÅŸ duvarların arkasında oluÅŸturulan “high-end” butik oteller ile…

Ä°stanbul, Uluslararası kredili Metropoliten altyapı projeleri ile dönüÅŸtürülüyor:
Marmaray, Haliç Köprüsü, Üçüncü BoÄŸaz Köprüsü, Kartal-Pendik- Çekmece- Beylikdüzü projeleri ve Ä°MP’nin henüz bilemediÄŸimiz ve her an önümüze çıkabilecek nice sürpriz projesi ile.

Ä°stanbul, özel sektör, TOKÄ°, GYO’ların, “mortgage”li “Real estate” projeleri ile dönüÅŸtürülüyor, bizim kategorideki tüm (eski ve yeni) mimarların katılımıyla hem de.
Neredeyse tamamı ingilizce isimli bu yerleÅŸme projelerini sayıp insanları kızdırmaya gerek yok…

Bu listenin ayrıntıları ve daha fazlası, her sayılarında posta pulu büyüklüÄŸünde renderlar ile onları yayınlayan özellikle inÅŸaat-müteahhitlik dergilerinde izlenebilir. Mimarlık dergilerimiz ise sanki hiç böyle bir ÅŸeyler geçekleÅŸmiyormuÅŸcasına duruma “mesafeli” durmayı tercih ediyorlar. Eh ne de olsa mühendisler, daha gerçekçi bir mesleÄŸin mensupları, bizim yaptığımız gibi, beÄŸenmedikleri bir ÅŸeylerin karşısında gözlerini sıkı sıkı kapatmıyorlar. Bu pek mimari endiÅŸe taşımayan bir tür medyanın mensubu dergilerin her sayısında yepyeni sürprizler, baÅŸarı öyküleri ve güzellikler bizleri bekliyor… Tarihinin hiçbir döneminde böylesine parlak bir mimari liste ile onurlandırılmamıştır herhalde Ä°stanbul.
Çok yakında, BüyükÅŸehir Belediyesi’nin kapısını çalmaya baÅŸlayan Uluslararası “Starchitect”lerin (star mimarlara artık böyle deniyormuÅŸ) de bu parlak projelere katkıda bulunmaya baÅŸlayacağını söyleyebiliriz. Gehry, Hadid isimleri sıkça anılmaya baÅŸlandı. Bazılarına iÅŸler verildiÄŸini de duyuyoruz.
Eh, bugüne dek böylesine bir mimari çeÅŸitlilik, güzellikler vaadedilmemiÅŸti bizlere. Herbiri gerçekten kendi içinde, kendi çapında birer olay. Tüm gazetelerin pazar günleri, tam sayfa ilanlar ile tanıttıkları cennet parçaları. Bugüne dek rastlamadığımız türden bir mimari faaliyet de böylece irili ufaklı, ünlüsü ünsüzü, örgütlüsü örgütsüzü, yaÅŸlısı genci, modernisti postmodernisti tüm meslektaÅŸlarımızı oyalıyor.
Bu konut projeleri, hep aynı tip insanlar, gelir grupları için hazırlanıyor. Aynı program, aynı mekansal örüntü, aynı eklemlenme, aynı donatılar. Tam bir konfeksiyon iÅŸi yani. Yalnızca mimari beceri düzeyleri, (doÄŸallıkla), projeden projeye farklı.

Hep hedeflenen daha üst, daha üst gelir grupları.
Kamu eliyle gerçekleÅŸenler dahil, arkalarında hiç bir sosyal proje veya düÅŸünce yok. Kente bırakın en küçük bir katkıyı, herhangi bir baÄŸlamda eklemlenmiyorlar da. Yalnızca, yatırımcının arsayı ele geçirme ÅŸansına baÄŸlı olarak, kent çeperine sepiÅŸtirilmiÅŸ gettolar üretiyoruz.
Ben neyi bekliyorum ÅŸimdi biliyor musunuz? Çok yakında mimari dergilerde de kuramsal açıdan doÄŸrulanmış, arka planları bir güzel doldurulmuÅŸ, yani “post-rasyonalize” edilmiÅŸ olarak bu parça bölük konut projelerinin de sırayla yayınlanmasını. Ä°nÅŸaat dergilerinden daha şık sunumlar içinde zuhur edecekleri kesin.

Ne yapmalı da bu kendiliğinden tırmanışı bir anlayabilmeli acaba?
Bir dünya metropolü olan ve on milyondan fazla insanın barınmak zorunda olduÄŸu; farklı hak, talep, etkinlik ve çıkarların üstüste katmanlandığı Ä°stanbul’da her bireyin “doÄŸal” hakları olduÄŸunu, bu hakların başında ise Anayasa ile de teminat altına alınmış olan yerleÅŸme ve barınma hakkının bulunduÄŸunu öne sürer; iÅŸlerin, kentsel geliÅŸimin de doÄŸal akışına bırakılmasını önerebilir, bırakın parsellesinler, inÅŸa etsinler, dönüÅŸtürsünler, kullansınlar, kazansınlar, yaÅŸasınlar diyebiliriz. Burası Metropoldür, sonsuza dek (?) yerleÅŸilecek, biteviye sitelerle donatılacak, üstyapı, altyapı dönüÅŸtürme faaliyeti sürecektir, iÅŸin doÄŸası budur. Bunlar okulu, yolu kanalizasyonu nasılsa bir yerlerde bulurlar ve iÅŸte “baÅŸka bir istanbul”da yaÅŸar giderler. Sonra bazıları sınıf atlayıp baÅŸka havuzlu sitelere, oralardan büyük kulelere, oralardan da belki bir gün gene dönüÅŸtürülmüÅŸ bir yalı veya konaÄŸa taşınırlar, veya yaÅŸadıkları gibi yaÅŸar gider, sonra bu kentten iyice nefret eder, ömürleri yeterse de emekli olup her halde Bodrum’a yerleÅŸirler. Ne güzel.
Bu bir yaklaşım ve galiba ÅŸu anda yürürlükte olan biricik yaklaşım.

Ama bu Ä°stanbul’un eÅŸsiz bir doÄŸa ve tarih mirası barındırdığını öne sürerek hiçbir ÅŸeye dokunmayın, yapmayın, dönüÅŸtürmeyin, yaÄŸmalamayın diye sızlanmak da bir yaklaşım. Pankartlar açar, kendinizi inÅŸaat makinalarının altına atar, Vinçlere zincirler durmadan protesto edersiniz.

Güncel bir deyiÅŸi kullanarak “baÅŸka bir Ä°stanbul mümkün mü?” diye sormak ve üçüncü bir yol aramak ise zahmetli, zor ama çaÄŸdaÅŸ, entellektüel ve ilginç bir yaklaşım olur bence. Yanıt? Hazır yanıt yok, önce soruyu sormayı bir becerelim de!

Åžimdi sorum ÅŸu: Kendi içinde birer vaadedilmiÅŸ birer cennet adası sunan bu projelerin “dışında”, “dışarısında” neler oluyor. Bu projelerin Kentsel, Metropoliten baÄŸlam ile kurdukları kültürel, sosyal, rasyonel iliÅŸkiler nerede, herbir dönüÅŸtürme projesinin diÄŸeri ile olan etkileÅŸimi, çevresi ile olan iliÅŸkisi, ÅŸu bizim Ä°stanbul’a etkisi nedir? Bu yerleÅŸimlerin yönetimi, kentle, kentli ile entegrasyonu nasıl olacaktır, yirmi yıl sonra buralar yeni çekim merkezleri mi oluÅŸturacak yoksa yeni metropoliten getto’lara mı dönüÅŸecektir. Biz, “Åžehircilik öldü” derken bunu, bu kadarını da kastetmemiÅŸtik. Tam tersine, vaziyet planı üreticisi ÅŸehirciliÄŸin, yatay blok-düÅŸey blok ÅŸehirciliÄŸinin, çevre güzelleÅŸtirme ÅŸehirciliÄŸinin artık çaÄŸdaÅŸ dünyada varlığının sona erdiÄŸini kastetmiÅŸtik.
Herkes biryana ben mimarların kentsel bütünlüÄŸe, kentsel baÄŸlama bunca yabancılaÅŸması ve onu yalnızca bir imar planına, imar plan notlarına, bir vaziyet planına ve müteahhitler tarafından yeniden yorumlanacak bir imar durumuna indirgemelerini kabul edemiyorum.

Yukarıdaki hikayenin sonu:
Yukarıdaki Firma’ya bayağı kapsamlı ve dozunda bir eleÅŸtiri de içeren teklifimizi verdik, diÄŸerlerine olduÄŸu gibi…
Ve onlar bize cevap bile vermediler, diğerlerinin yaptığı gibi.
Ve bu iÅŸi de duyduÄŸumuz ama tanımadığımız bir Mimarlık grubu aldı. Tüm diÄŸerlerinde olduÄŸu gibi…
Üstelik, bizim teklifin dörtte bir fiyatı ile ve yarısı kadar sürede yapmak üzere…

Konuyla İlgili LinklerTakipYazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "V", büyük harf "K", küçük harf "h", küçük harf "r", sayý dört, sayý beþ

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız