Köşe Yazısı

Tasarlanmamış Mekan Üretkenliği ve Dönüştürülmüş Tatil Tüketimi

Yazan: Ahmet Turan Köksal Tarih: 24 Temmuz 2008

Evet, genel olarak üretkenlik konusunda sıkıntı çekmediÄŸimizi düÅŸünüyorum. Ne güzel, ne olumlu bir giriÅŸ cümlesi…

Üretilenin ne olduÄŸunu açıklamak gerekiyor. Aslında üretilen salt mekan deÄŸil, tüketilen kavramlar ve deÄŸerlere baÄŸlı taÅŸ toprak ve bina. Tasarlanmış olup olmaması da çok önemli olmayan üretim ve tüketim hali. Üretim, bütünüyle doÄŸaçlama ve tabiri tabii ki caiz, tam bir birbirini “gaza getirme” enerjisi ile ortaya çıkıyor.

Örnekle açıklayayım. Yakın zamanda bir tatil beldesi gündeme getirilir. Ä°stanbul, Ankara ya da büyük ÅŸehirlere yakın olup olmaması da çok önemli deÄŸildir. Gündeme gelen kışın sakin mi sakin belde yazın Belediye BaÅŸkanı’nın o beldenin baÄŸlı olduÄŸu ÅŸehrin valisine göre daha sükseli olduÄŸu yerlerden.

Ä°ÅŸte Alaçatı, Türkbükü gibi yerler örnek verilebilir.

Tüketim iki türlü oluyor:
1. Oteller ve pansiyonların alışveriş merkezlerinin, eğlence yerlerinin işgali
2. Site ve yazlıkların sayısının fırlaması…

Öncelikle bu tatil beldesine ünlüler gidiyor. Magazin basını o beldeyi aÄŸzından sayfalarından düÅŸürmüyor hal böyle olunca en basit pansiyonundan, ultra mega her ÅŸey dahil beÅŸ yıldız üstü oteller hemen fiyatlarını artırıyorlar.

Bununla beraber arsa fiyatları da artıyor. Harıl harıl yüklenici (müteahhit) çalışmaları oluyor. Mimarlar da boÅŸ durmuyor “YÖRESEL MÄ°MARÄ°” lerden mimariler önümüze sürüyorlar. Hatta bazıları “Butik” otel bile olabiliyor. “Bu tik midir, yoksa deÄŸil midir?” derken kavramlar birbirine karışıyor, reklam spotları dallardan dallara atlıyor. Satılan satılıyor. Kiralanan kiralanıyor sonra kalan kalıyor bomboÅŸ. TelaÅŸlı bir yapılanma, bir deÄŸiÅŸim yani sonu da başı da harala gürele.

Ciddi sayılarda yazlık konut üretiliyor. Bu yazlıkların bakımları ve onarımları o tatil beldesi için yılın birkaç ayında ÅŸiÅŸirilmiÅŸ ekonomik hareketlilik saÄŸlıyor. Otobüs ÅŸirketleri o zamanlar kar ediyorlar, uçak bileti fiyatları kışa nazaran 3 kat fırlıyor. Ancak büyük hevesle alınan yazlıklara bakım ve onarım her sene gerektiÄŸi ÅŸekilde yapılamaz oluyor. Daha doÄŸrusu yazlık sahibinin, hem ÅŸahane bir kışlık hem de üstüne 2-3 ay gidebildiÄŸi bir yazlığın masraflarını ve zahmetini katlanıp katlanamayacağını hesap etmeden yazlık sahibi olduÄŸu ortaya çıkıyor. Sonra ortalık birden bire bakımsız konutların, binaların ve sitelerin dolu olduÄŸu bir yer oluveriyor.

Ä°ÅŸte gerçek tüketilme o zaman gözler önüne seriliyor. Ä°stanbul’da doÄŸuda BayramoÄŸlu buna güzel bir örnek. Batıda ise Kumburgaz- Silivri gibi yöreler.

Tabii belde olarak bakarsak belki de en fazla hırpalanan yerlerin başında Kuşadası gelir diyebiliriz.

KuÅŸadası için herkes bir ÅŸeyler diyor tabii. “Ä°ÅŸte bakın çarpık kentleÅŸme, betonlaÅŸma” gibi terimleri devamı suretle kullanan, mimarlık ve ÅŸehircilikten zerre kadar anlamadığı halde bir anda suçu mimarlara atan sorunu tahlil etmiÅŸ kenara koymuÅŸ köÅŸe yazarlarından olmak istemem. Artık sıkıntı vermeye baÅŸladı. Benim gerçek amacım, tüketilme ile ilgili. Ya da kentsel dönüÅŸüm denen kavramın ucundan kıyısından bir yerlere baÄŸlamak niyetindeyim.

Suç ve suçlu aramak da ayrı bir yöntemdir ama bu yazı için önemsizdir. Mimar suçludur veya deÄŸildir. Belediye suçludur veya deÄŸildir. Åžu anda önem verdiÄŸimiz alt baÅŸlık o deÄŸil.

KuÅŸadası’nın bazı bölgeleri ve bazı binaları o kadar büyük, o kadar bakımsız ve o kadar garip duruyorlar ki komünist rejimin yıkılması sonucu terk edilmiÅŸ komünal konutların halini anımsatıyor. Gerçekten garip. Bazı yerlerde dik, dar, bakımsız sokaklar varken, bir anda anlamsız bir boÅŸluÄŸa rastlıyorsunuz ve buranın parke taşı ile kaplanmış güneÅŸten cayır cayır yanan bir meydancık olduÄŸunu görüyorsunuz. Bir aÄŸaç gölgesi ararken yine cayır cayır yanan plastik kaydıraklara rastlıyorsunuz.

Yan tarafı boÅŸ olduÄŸu halde ÅŸaşırtıcı derecede sıkışık büyük duvarlarla çevrilmiÅŸ, 2 katlı müstakil konutların oluÅŸturduÄŸu asker gibi dizilmiÅŸ sitelere rastlıyorsunuz. Bunlar kaba inÅŸaat aÅŸamasındalar ve istenen rakamlarla Ä°stanbul’da ortalama bir semtte bir konut alınabilir.

Otomobil park etme konusuna ise oldukça farklı. Hiçbir yere parkedilmiyor. Ayrı bir çekici tayfa var çünkü. Bir de bütün ilkokul bahçeleri otopark ve iÅŸleten kendi kafasına göre fiyat belirlemiÅŸ. Tatil yörelerinde otopark oldukça önemli bir gelir gibi görülüyor

DiÄŸer taraftan KuÅŸadası hakkında bilgi vermek için bu kadar uzun uzun yazmaya gerek yok sanırım. Sadece KuÅŸadası Adliye Sarayı’nın fotoÄŸrafını koymam yeterliydi. Bunun eskiden oldukça bakir ve Efes gibi çok çok çok önemli bir ören yerinin yakınında bulunan KuÅŸadası için ne kadar gerekli bir cephe olduÄŸuna beraberce bakalım.

Arkitera.com’daki Adliye Sarayları ile ilgili bir konudan alıntı vermem gerekecek:
“Adalet Bakanlığı, 2003 yılından beri, yeni Adliye Sarayları’nın tasarlanması, uygulanması ve kullanıma açılması için çalışmalar sürdürüyor. Bu çalışmalar, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan Teknik Ä°ÅŸler Daire BaÅŸkanlığı tarafından yürütülüyor. Kamuya ait olan Adalet Sarayları ve Ceza Ä°nfaz Kurumu gibi kamuya ait yapıların projeleri, Kamu Ä°hale Kanununda öngörülen ihale usulleri kullanılarak Hizmet Alımı yoluyla çeÅŸitli proje bürolarına hazırlatılarak elde ediliyor. Bu bürolar, gerçekleÅŸtirilen ihalelerin sonucuna göre belirleniyor.”


Kuşadası Adalet Sarayı


Kuşadası Adalet Sarayı

Neden tüm kamu binaları yarışmayla projelendirilsin dediÄŸimize güzel bir örnek. Åžimdi bu binayı çizen mimari büro istiyorsa bunları yazdım diye beni mahkemeye verebilir. Bu kadar anlamsız ve saçma sapan bir cepheyi KuÅŸadası gibi bir yere (bu cephe Konya’da da olabilirdi Ä°stanbul’da da veya Van için de uygun sayılabilirmiÅŸ) tercih etmenin amacı nedir? Bu kemerler karman çorman boyanmış taÅŸlar ve tabii saçak taşıyıcıları. Bu ÅŸekilde mi Türk Mimari korunuyor? Hem de KuÅŸadası’nda. Bir anlatsalar gerçekten bunu mu düÅŸünüyorlar? Bu kadar büyük bir yük omuzlarına baskı yapmıyor mu? Türk Mimarisi’ni korumak ve gözetmek bu kadar kolaydı da bu ulvi görevi yerine getirmek bir onlara mı kaldı.?

BaÅŸka bir örnek ÅŸu:

KuÅŸadası 2025’de öngörülen yaz nüfusu eÅŸiÄŸini ÅŸimdiden açmış durumda. Belediye’nin çözümü ise “uydukent” denilen bir ucube olmuÅŸ. Yine TOKÄ° mi iÅŸin içinde dedim ama deÄŸilmiÅŸ? 11 yıl öncesinde olduÄŸu için TOKÄ° o kadar gündemde deÄŸildi. Bakın “uydukent” projesi hakkında belediye baÅŸkanı neler demiÅŸ.

“Yüzlerce konutluk projede üyeleri maÄŸdur etmemek için çözüm arayışına baÅŸladıklarını, KuÅŸadası Belediye Meclisi’nden 1.000'lik ve 5.000'lik planların içine Uydukent Projesi'ni de alan bir karar çıkardıklarını ifade eden AkdoÄŸan, Çevre Bakanlığı tarafından da olumlu ÇED raporu gönderildiÄŸini açıkladı.

Belediye BaÅŸkanı AkdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
''Yasa dışı iÅŸ yapılıyor gerekçesiyle hakkımızda suç duyurusunda bulunulmuÅŸtu. O konuda Danıştay da 'Yasa dışı bir iÅŸ yoktur' diye karar verdi. Ayrıca Ä°nÅŸaat Mühendisleri Odası Aydın Åžubesi’nden de rapor alındı. Uydukent için uluslararası boyuttaki üç mimarlık firması ile temas halindeyiz. Proje baÅŸtan sona yenileniyor. Cephe giydirmesinden peyzajına kadar her ÅŸey deÄŸiÅŸiyor. Artık Uydukent, görüntüsü ile çaÄŸdaÅŸ bir hale gelecek. Ayrıca kooperatifin etrafında 110.000 metre kare daha yer satın alabilmek için pazarlıklarımız sürüyor. Bu alanlarda sadece Uydukent'in deÄŸil tüm KuÅŸadası'nın kullanabileceÄŸi sosyal tesisler ve spor alanları yaratacağız. 50.000 metre kare üzerine bir de tema parkı planlıyoruz.' AkdoÄŸan, 'yarım kalmış, imarsız inÅŸaatlar' nedeniyle KuÅŸadası'nda yıllardır tartışma konusu olan ve turizm potansiyeliyle öne çıkan ilçede görüntü kirliliÄŸine yol açan Uydukent'in tüm çevre ve sosyal deÄŸerlere sahip bir cazibe ve huzur merkezi olması için çaba gösterdiklerini söyledi."
Kaynak: Zaman Gazetesi

Herkes hemfikir ki KuÅŸadası artık geri dönülemeyecek durumda. Adliye Sarayı! ve uydukenti ile gerçekten “uymuÅŸ” durumda her ÅŸey her ÅŸeye.

Durmadan eleÅŸtiriyorsun diye bazıları bana kızıyor. Ä°yi örnekler var diye. Bodrum’u bile iyi örnek kategorisine sokanlar var. Neresi iyi diye sorunca da evlerin daha az katlı ve beyaz olmasından bahsediyorlar. Tipik bodrum evi gibi köÅŸelerinde de çıkıntılar var deÄŸil mi. Hemen yanlarından uzaklaşıyorum.

Yine de iyi örnekler gösteriyorlar. ÖrneÄŸin Åžirince. Evet bu konu üzerinde durmak lazım. Kentsel dönüÅŸüm denilen kavramın okullarda gösterilirken örnek olarak sunulması gereken yer Åžirince. TOKÄ°’nin yaptığı konutları kentsel dönüÅŸüm olarak gözümüze sokulmasına alıştık. Konutları bir bölgede bu ÅŸekilde sıkışık olarak üretmenin kentin neresini dönüÅŸtürdüÄŸünü merak ediyorum. Kentin içindeki bir arsaya normalde verilmeyecek oranlarla konut yapma izni vermenin neresi dönüÅŸüm.
Gerçek kentsel dönüÅŸüm BeyoÄŸlu’nun, Ortaköy’ün geçirdiÄŸidir. Daha yakın zamanda ise Åžirince’nin geçirdiÄŸi. Åžirince eski bir Rum köyü aslında. Yunan iÅŸgali ve sonrasında KurutuluÅŸ Savaşı’nda nüfus deÄŸiÅŸimi olmuÅŸ. Ancak belli ki Yunan, Ä°ngiltere’nin gazı ile tetiklenmese yine bir Rum köyü olarak kalırmış. 6-7 Eylül olaylarının dahi burayı etkileyeceÄŸini zannetmem.

Åžirince’de çok ciddi bir kentsel dönüÅŸüm olmuÅŸ. Bana itiraz edip duruyorlar. Yok iÅŸte bak en doÄŸal en güzel yer burası ve bozulmayacak. Evet bozulmayacağını tahmin ediyorum ama bu hali zaten deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ durumda. Hangi minik köyün içinde her ama her köÅŸe başında otopark levhası vardır. Hangi köyde otomobil orada durdu diye birine para verirsiniz? Ya da hangi minik köyün içinde 10-12 adet traktör varken 120-150 arası otomobil vardır. Hangi minik köyde gezen her grupta muhakkak bir dijital fotoÄŸraf makinesi vardır???

DiÄŸer yandan tüm avlular verandalar lokanta olmuÅŸ. Konutların selamlık kısımları meyve ÅŸarabı tadım ve satınalma yeri olmuÅŸ. Åžirince’de eskiden bu kadar çok meyve ÅŸarabı mı üretilirmiÅŸ? Kızıma aldığım yerli iÅŸi denen boncuklu kolyenin, bir boncuÄŸunun üstünde Tavyan malı olduÄŸunu gösteren ibare var.

Yani Åžirince artık ne derseniz deyiniz, kentsel ya da köysel bir dönüÅŸüme uÄŸramış. Aynen mesai yapar gibi orada satış yapanlar da sabah erkenden Selçuk’tan gelip köye çalışmaya satışa geliyorlar. Orada kalan kalıyor ama onlar da pansiyon iÅŸletiyorlar.

Buna kızmıyorum tabii. Yermiyorum da. Turistik bir mekan böyle olabilir. OlmuÅŸ da.

Ancak gelin görün ki tatil ile tüketilen mekanların başında geliyor Åžirince. “Aaa Åžirince’yi gördük. Siz gittiniz mi. Gidin muhakkak. Biz mi? Yok sizle gelmeyelim nasılsa gördük. Ä°kinciye gerek yok” türü konuÅŸmalar olacak. Hemen yanlış anlamayın gittiÄŸi yere 20 kez gitmeyen bizden deÄŸildir demiyorum. Ancak kolay üretilen tatil mekanlarının bu kadar kolay tüketilmesi göz ve kafa yoruyor. Ya da yazlık, konut sahibi olmak önemli oluyor. O zaman da belediye baÅŸkanı yukarıdaki demeci veriyor. ÇED raporu da olumlu çıkıveriyor.

Yazının ana fikri beÅŸ yıldızlı otellere gidin. Ultra mega her ÅŸey dahillere dahil olun deÄŸil. Çünkü zorunluluk hali ile gittiÄŸimiz ve ancak 3 gün kalabildiÄŸimiz bir otelde, yılın bütün zamanları bir inÅŸaatta çalıştığı belli bir Rus, baÅŸka bir Rus hanımın kafasından aÅŸağıya bedava diye bardak bardak bira döküyordu. DiÄŸer tüketim malzemelerinin durumundan ise hiç bahsetmeyeceÄŸim. Gıda krizi ile baÅŸ baÅŸa kaldığımız bu zamanlarda, parası verilmiÅŸ diye bu tür savurganlık yapılmamalı. Turizm bakanlığı yerli ya da yabancı turiste “her ÅŸey dahil” türü tatil satışlarını acilen yasaklamalı.

Mimari ile ne gibi ilgisi var bu konunun demeyin. Bir baÅŸka yazıda dışarıya kapalı tatil köyü ve böyle büyük tesislerin “her ÅŸey dahil” tüketim kavramının yöreye ve genel olarak mekansal etkilerine deÄŸineceÄŸim. Oldukça önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "K", küçük harf "j", büyük harf "Y", küçük harf "u", sayý iki, sayý üç

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız