|
reklam |
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
1998 Adana Depremi Araştırma Raporu: 27 Haziran 1998 depreminin ardından Adana ve Ceyhan'da 5 - 6 Temmuz tarihlerinde yapılan gözlemlerin değerlendirilmesi, özellikle malzeme (beton) açısından yapılarak aşağıda belirtilmiştir. Adana'nın "Eski Adana" olarak adlandırılan bölgesinde yıkılmış 2 bina ve Ceyhan'da dört bina incelenmiştir. Bu binaların bazısının enkazı büyük ölçüde kaldırılmış durumdaydı. Ayrıca "Yeni Adana" bölgesindeki bazı binalar ile Ceyhan'da az hasarlı bir sitede gözlem yapılmıştır. Genel Gözlemler: Ceyhan'da incelenen ilk binanın 7 katlı olduğu ve betonarme olarak yapıldığı belirtilmiş, yanındaki 4 katlı bina ve yıkılan binanın benzeri olan B Blok'un duvarlarında hasar olmakla birlikte ayakta kalmıştır. Yıkılan binanın 1983 yılından sonra yapıldığı ve beton hazırlanırken betonyer kullanıldığı belirtilmiştir. Dört blok şeklinde ve toplam 160 dairenin bulunduğu sitede bulunan diğer bir bina çok ağır hasar görmüş ve giriş katı çökmüştür. Briket tipi asmolen döşeme kullanılan binanın bazı bölümleri yan yatmış ve binada deprem sırasında can kaybı kaydedilmiştir. Ceyhan'da incelenen üçüncü bina 5 normal + 1 çatı katı şeklinde yapılmıştır ve depremde can kaybı olan binalardandır. Sonuncu bina 6 kat + 1 çatı katından oluşmaktadır. Binanın önce 5 kat olarak tasarlandığı, son 1.5 katın sonradan eklendiği belirtilmiştir. Genel Değerlendirme: - Yapısal Gözlemler - Beton İle İlgili Değerlendirme Yapılardan alınan beton örnekleri kırılarak agregalar boyutlarına göre ayrılmıştır. 300 kg / m³ çimento dozajına sahip olduğu varsayılarak karışımdan çimento hamuru ayrılmış, geri kalan malzeme elenerek fraksiyonlarına ayrılmıştır. Deney sonuçları 3 bina için, Şekil 1'de verilmiştir. 2 agrega sonucu ayrı binaya aittir ; binalardan birisinin çok ince (kum oranı % 74) kuma sahip olduğu görülmekte , diğer yandan aynı binada kullanılan diğer bir agreganın ise 31.5 mm'nin üzerinde iri taneler içerdiği (% 15) anlaşılmaktadır. Yine Ceyhan'daki bir yapıda kullanılan betonun % 22 oranında 31.5 mm'den daha iri agrega içerdiği görülmektedir. Bu sonuçlar kullanılan agreganın belirli bir homojen bileşime sahip olmadığını, bazen kum inceliğinde, bazende çok iri taneler içerdiğini göstermektedir. Kum inceliğindeki agrega kullanılması durumunda bu betonun su ihtiyacı çok artmaktadır ve kompasitesi azalmaktadır ; bu ise hem beton dayanımını düşürür, hem de betonu geçirimli hale getirir. Beton çok iri agrega ile üretildiğinde ise betonun yerleştirilmesi güçleşir ve beton ile donatı (çelik çubuklar) arasında boşluk oluşur ; bu ise betonla donatının birlikte çalışması için gerekli aderansı düşürür. Ceyhan'da incelenen yapılardan birisinde (C2) donatıların ileri derecede korozyona uğradığı görülmüştür. Bu binadan alınan iki beton karotun küp basınç dayanımları 8.8 ve 10.1 N/mm² (veya 88 ve 101kgf/cm²) olarak ölçülmüştür. (Tablo - I) Bu dayanımdaki betonlar doğal olarak geçirimlidir ve bu nedenle elemanların pas payı hızla karbonatlaşmaya uğramış aynı zamanda rutubetin donatıya ulaşması kolaylaşmış, bunların sonucunda beton içine konulmuş donatıların ileri derecede korozyon yapmasını önleyememiştir. Bu binanın çok yaşlı olmamasına rağmen donatılarının ileri derecede korozyona uğraması betonun yetersizliğinden kaynaklanmıştır. İncelenen 6 binada aynı tuvenan dere agregası kullanılmıştır. Bu yapıların
hiç birinde hazır beton kullanılmadığına göre, üretilen betonların
benzer şekilde hazırlandıkları düşünülebilir. Bu betonların tümünün
aynı malzemelerle ve benzer şekilde üretildiği varsayılıp değerlendirilirse
karakteristik dayanım (numune sayısı 18), Bu ise BS 8 beton sınıfına karşılık gelir ve standartlarda böyle bir
taşıyıcı beton sınıfı yoktur. En düşük taşıyıcı beton sınıfı,
BS 14'dür. Yeni deprem yönetmeliğine göre ise BS 16'dan düşük beton
kullanılmamalıdır. Sadece Adana içindeki 2 binadan alınan karot sonuçları
değerlendirilirse karakteristik dayanım (küp) Bu değer, toplu değerlendirmeden daha yüksek bir dayanım olmakla birlikte, ancak BS 11'e karşılık gelir ki, yine taşıyıcı beton sınıfı dışında kalır. Öte yandan Ceyhan'da incelenen 4 bina , 5 - 7 katlı olup betonarme karkas
olarak yapılmıştır. Bu binalarda kullanılan betonun yerinde ve benzer yöntemlerle
ve benzer malzemelerle (tuvenan agrega) üretildiği düşünülerek deney sonuçları
toplu olarak değerlendirilirse karakteristik dayanım (numune sayısı = 12) elde edilir. Bu değer de hiç bir taşıyıcı beton sınıfına girmemektedir ve Adana'daki iki binanın ortalamasından daha düşüktür. Sonuç: Ceyhan'da incelenen binaların yapım tarihleri daha yenidir ve bu binalar betonarme - karkas olarak yapılmıştır ; bu nedenle projelerinin bulunması ve deprem hesabı yapılmış olması beklenir. Ceyhan'da herhangi bir hazır beton tesisinin bulunmaması nedeniyle beton şantiyede hazırlanmıştır. Beton üretiminde tuvenan agrega kullanıldığı, karışıma giren malzemelerin duyarlı bir şekilde ölçülmediği, aynı zamanda karıştırma işleminin de homojen bir karışım sağlayacak şekilde gerçekleştirilmediği söylenebilir. Bu belirtilen noktalar genel olarak yerinde dökülen ve santral kullanılmayan betonların ortak özellikleri olarak sayılabilir. Bu nedenle Ceyhan'daki beton karot sonuçlarının ortak değerlendirilmesi yanlış olmaz, bu durumda Ceyhan için karakteristik dayanım fck = 8.9 N / mm² değerini almaktadır. Ve hiç bir taşıyıcı beton sınıfına girmemektedir. Ayrıca Adana ortalamasından daha düşüktür. Beton kalitesindeki düşüklüğe ek olarak uygulama hataları, varsa
projedeki eksiklikler bir araya gelerek bazı yapıların ağır hasar görmesi,
hatta yıkılması sonucunu doğurmuştur. Öneriler: Beton hazırlanması sırasında, malzemelerin ölçülerek ayrılması ve betonun iyi bir şekilde karıştırılması gerekir. Bunu sağlamak için en iyi çözüm olarak yörede hazır beton tesislerinin kurulması sağlanmalı ve ilkel yöntemlerle yerinde beton üretimi önlenmelidir. Türkiye genelinde de uyulması gerekli olduğu şekilde statik projelerin yetkili kişilerce yapılması, mutlaka deprem hesabının bulunması, bunu sağlamak için İnşaat Mühendisleri Odasınca da desteklenmekte olan "Yetkin Mühendislik" kavramının getirilmesi yerinde olur. Böylece deneyimsiz mühendislerin proje hazırlamalarının önüne geçilebilir. Yapılan her projenin yetkin mühendislerce denetlenmesi, bu amaçla yine Mühendisler Odasınca önerilen "Denetim Mühendisi" kavramının hayata geçirilmesi gerekir. Denetim mühendisleri, projeyi hazırlama aşamasında, aynı zamanda projenin uygulanması sırasında şantiye denetimi görevlerini üstlenirler ve şu anda uygulanmakta olan T.U.S. kavramından daha bağımsız ve etkili bir denetim sağlanmış olur. Tablo - I Karot Basınç Dayanım Sonuçları:
Adana Ortalaması= 18.8 N/mm², St. Sapma=3.7 N/mm²
Ceyhan Ortalaması= 16.6 N/mm², St. Sapma= 6.0 N/mm² Tablo 2. Agrega Tane Boyut Dağılımları: Elekten Geçen Agregalar (%)
|
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]