Köşe Yazısı

Mc-Tasarım ve Robot Yasaları

Yazan: Erbatur Çavuşoğlu Tarih: 23 Şubat 2006

“MesleÄŸini severek yapmalısın, mesleÄŸini para kazanmak için yapmak zorunda kalırsan mesleÄŸine ihanet etmek zorunda kalırsın” demiÅŸti babam mesleÄŸimi seçmek üzereyken. Anlamamış, ama saygıyla karışık bir içgüdüyle sözünü dinlemiÅŸtim. Haklıydı.

Tasarımlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. YaÅŸadığımız gündelik hayatın kendisi ve onun içindeki mekanların, gereçlerin, sanat eserlerinin ve hatta giderek yaÅŸam biçimlerinin tümü birer tasarım. Bir çok kiÅŸi tasarımla iÅŸtigal ediyor bir biçimde, tasarımcılıktan hayatını kazanıyor. Öte yandan dünya üzerinde tasarlanmamış hiçbir ayrıntı kalmazken ve tasarım giderek kuÅŸatırken hayatı, dünyanın ve yaÅŸamanın büyüsü de kaçıp gidebiliyor.
Tasarımlanmış bir dünyada tasarımlanmış yaÅŸamlarımızda özgür olduÄŸumuzu düÅŸünüyoruz. Akılcılığın radikal eleÅŸtirisinin yapıldığı postmodern bir dönemde bile aklın heryeri nasıl da kuÅŸattığını göremiyoruz ya da unutuveriyoruz. Hatta, bazen farkında olmadan, mutlu bir yaÅŸam için araç olan tasarımı fetiÅŸleÅŸtirip, amaç yapıyor, en ÅŸiddetli tasarım savunucusu olabiliyoruz, hem de yaÅŸamın karşısında!

Tasarım dünyası geliÅŸip geniÅŸleyedursun; tasarım etiÄŸi, tasarımcının sosyal sorumluluÄŸu demode kavramlar haline geliyor hızla. YaÅŸamın hızına yetiÅŸmek isteyen tasarımcı için vakit kaybı gibi görülebiliyor bu konuları deÄŸerlendirmek. “Benim bir uzman olarak varlık nedenim nedir?” sorusu sorulmaz oluyor, içten içe bile. Mükemmel tasarımlanmış bir dünyada büyülemez oluyor hiçbir ÅŸey bizi, herÅŸeye bir saman tadı, bir plastik dokusu, bir metal soÄŸukluÄŸu siniyor.

Mc-Tasarım
Ford’un montaj hattından beri, verimlilik fetiÅŸinin insanı nasıl çaresiz ve gülünç durumlara düÅŸürdüÄŸünü, yeni yaÅŸam biçimleri ve yeni insan modellerine uyum saÄŸlamak için nasıl da çırpınıp durduÄŸumuzu gözlemek mümkün. Charlie Chaplin’in Modern Zamanlar’da acımasızlığını anlatmaya çalıştığı süreçleri nasıl da benimsedik, içselleÅŸtirdik ve bugün çok daha zor ve acımasız süreçlerle nasıl da yüzleÅŸmekteyiz. Yeni yaÅŸam biçiminin gerektirdiÄŸi dolar hesabı olan, nete baÄŸlı, ingilizce konuÅŸan, teknolojiyle barışık, bireyciliÄŸe inanan yeni insan modeline uyum saÄŸlamak için ne çok çabalıyoruz.

Amerikalı sosyolog Ritzer de, Toplumun McDonaldlaÅŸtırılması aracılığıyla dünyanın büyüsünün bozulduÄŸunu savunan çalışmalarında bizi bir yeniden düÅŸünme sürecine çağırır1. Ritzer, McDonalds’ın dayandığı 4 temel yasanın (1. Verimlilik, 2. Hesaplanabilirlik, 3. Öngörülebilirlik 4. Denetim) hayatın bütün alanlarına uygulanmaya baÅŸlamasını ciddi bir tehdit olarak görmekte. Ona göre bu süreç kapitalist ekonominin karlılık adına tüm dünyayı tüketilebilir bir ürün haline getirme, yani dünyasının büyüsünü bozma sürecidir2.

Basit, iÅŸlevsel, standart, modüler, renkli bir tasarım olan McDonalds yemek kültürünün topluma yaygınlaÅŸmasıyla, McHastaneler, McÜniversiteler, McGazeteler, McMaÄŸazalar, McEÄŸlence, McDoÄŸum, McCenazeler, McAÅŸklar, McKasabalar derken total bir McYaÅŸam içinde yaÅŸamaya baÅŸlıyoruz. McTasarım da yukarıdaki 4 yasanın çerçevesi içinde davranıyor. Bu McYaÅŸam mekanlarını ve araçlarını üretiyor McTasarım. Verimli, hesaplanabilir, öngörülebilir, denetlenebilir yaÅŸam öykülerini ve toplumsal süreçleri garantiliyor. Verimsizlik, iÅŸlevsizlik, sürprizler ise postmodern tüketiciye uygun bir ürün olarak yine kontrollü bir süreçte üretiliyor. Kısacası “verimsizlik lazımsa onu da biz yaparız” diyor McTasarım. Özgün, aykırı, avangard vs. olduÄŸunu iddia ettiÄŸi zamanlarda bile öylesine yeknesak olabiliyor ki.

Tasarım Fetişi
Günümüzde tasarımın akılcılık ve hız fetiÅŸleri olması bir yana tasarımcının tasarım fetiÅŸi de yabana atılır gibi deÄŸil. Kendi varlık nedenini meÅŸrulaÅŸtırma kaygısıyla açıklanamayacak bir aşırı tabulaÅŸtırma sözkonusu. Tasarlanmamışa, kendiliÄŸinden olana tahammül yok. İnsan doÄŸa iliÅŸkilerindeki doÄŸayı denetleme ve akılcı bir tasarıma sokma inadımız uzun vadede doÄŸanın taşıma kapasitesini zorlasa, çeÅŸitli yabancılaÅŸma sorunlarına yol açsa da akılcılıktan vazgeçilemiyor. Gündelik hayatta sinirlerimizi bozan birçok tasarım hatası, aslında hızımızı, iÅŸlevselliÄŸimizi ve verimimizi azaltan masum detaylar olabiliyor. DoÄŸayla olan iliÅŸkilerimizde saygılı olmayı unuttuÄŸumuz bir mücadelecilik ve burnubüyüklük var. Rakip olarak gördüÄŸümüz doÄŸayı, öldürmeden daha çok dövebilmek için de “sürdürülebilirlik” kavramını icat etmiÅŸ bulunuyoruz. Bitkileri analitik bir form ve mantıkla ÅŸekillendirmenin ötesine geçtik, genetik kodlarını deÄŸiÅŸtirip yeni ucubeler tasarlıyoruz. Hayvanlar üzerinde de genetik tasarım denemeleri sürdürüyoruz. Salyangozların sürünürken kendinelerine özgü bir rotası olmasına henüz karışmıyoruz ama kısa yol varken neden böyle akıldışı bir rota izlediklerine de içten içe hayıflanıyoruz.
Birçok kez akıllı teknolojiler aracılığıyla soÄŸuk, steril, denetlenebilir ve akıllı ortamlar yaratıp, ortamın kullanıcılarını akılla boÄŸup depresyona sürükleyebiliyoruz. Ardından onları rehabilite etmek üzere McTurizm çerçevesinde tasarlanmış doÄŸa turlarına, McPikniklere ve McTatillere yolluyoruz. BoÅŸ zamanların deÄŸerlendirilmesinin nasıl bir endüstriyel tasarıma dönüÅŸtüÄŸü ancak insancıl açıdan ne denli baÅŸarısız olduÄŸu görülebiliyor. Nitekim akılcılık tarafından yutulmuÅŸ bir çok yaÅŸam öyküsü için McPsikologlar, McProzaclar vs. devreye giriyor.

YaÅŸama alanlarımızın ve yaÅŸamımızı güzelleÅŸtirecek diÄŸer gereçlerin üretilmesinde, tasarımdan uygulamaya ve kullanıma kadar olan tüm aÅŸamalarda bir toplumsal meÅŸruiyet ve kamusal hukuk geliÅŸtiremediÄŸimiz göze çarpıyor. Araçlarla amaçların karıştığı, insanların mutluluÄŸu için üretimiÅŸ olanın insanlığa karşı bir silaha dönüÅŸtüÄŸü bir çok durumla karşılaşıyoruz. Tasarım ve planların totaliter biçimlere dönüÅŸerek bizleri köleleÅŸtirmesi sözkonusu olabiliyor.

Robot Yasaları
Ünlü Bilim-Kurgu edebiyatçısı Isaac Asimov’un, insanlığın mutluluÄŸu için insanlar tarafından üretilen robotlarla, insanların iliÅŸkilerini incelediÄŸi hikayelerin temelini Robot Yasaları oluÅŸturur3. Robot yasaları 3 temel yasa üzerine ÅŸekillenmiÅŸken, toplumun korunması ve kamuyararı için bunlara 1 temel yasa daha eklenmesi gerekmiÅŸ ve bu öncelikli yasa 0. yasa olarak yerini almıştır.

0. Bir robot, insanlığa zarar veremez veya hareketsiz kalarak insanlığın zarar görmesine izin veremez.
1. Bir robot, sıfırıncı yasayla çeliÅŸmediÄŸi sürece, bir insana zarar veremez ya da hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine neden olamaz.
2. Bir robot, insanların verdikleri emirlere uymak zorundadır. Ancak bu emirler Sıfırıncı ve Birinci Yasa’yla çeliÅŸtiÄŸi zaman durum deÄŸiÅŸir.
3. Bir robot, Sıfırıncı, Birinci ve İkinci yasalarla çeliÅŸmediÄŸi sürece varlığını korumak zorundadır.
Asimov öykülerinde biraz da paranoyakça “maksadını aÅŸan” robotları konu eder. Ne gariptir ki 0. yasa da istemeden sürekli insanlara zarar vermek zorunda kalan bir robot tarafından bulunur. Tasarımcılar olarak yukarıdaki yasalardaki robot kelimesini tasarımcı olarak geniÅŸleterek düÅŸünmeye baÅŸlasak maksadını aÅŸan tasarımları ve tasarım etiÄŸi konusunda unutmaya baÅŸladığımız bir tartışmayı yeniden hatırlayabiliriz belki.

Maksadını Aşan Tasarımlar ve Değeryargıları
Meslek etiÄŸini tartışmak, kendimizin ve uÄŸraşılarımızın varolma nedenini düÅŸünmemize yönelik önemli fırsatlar sunuyor. Gün boyunca ürettiklerimizi meslek etiÄŸi açısından sorgulamaya çok kez fırsatımız olamıyor. Mikro tasarımdan, kapsamlı planlamaya, genetik ürün tasarlamaya kadar her türlü ve ölçekteki tasarımın insan ve toplum merkezli, kamu yararı gözeten özleri olduÄŸu açıkça reddedilmemekle birlikte, pazar mantığını merkezileÅŸtirip, meslek etiÄŸini deforme ettiÄŸi söylenebilir.
İstanbul’da son yıllarda moda olan dönüÅŸüm projelerinde de bir tür plan/tasarım fetiÅŸi sözkonusu. Plancılar, kent planının iyi kent yönetimi için sadece bir araç olduÄŸunu unutup planı fetiÅŸleÅŸtirebiliyor. Kendi içinde düzenli bir yaÅŸama kültürü oluÅŸturmuÅŸ bir mahalleyi plan gerekçesiyle ortadan kaldırırken, meÅŸruiyetimizi plana dayandırıyoruz. Birçok kez tasarım ürünü estetik ve McTasarım yasaları çerçevesinde sorgulanıyor.

Daha çok yeme isteÄŸi uyandıracak yüksek frekanslı parçalanma için patates cipslerinin akustik tasarımları konusunda yarışan tasarımcılar için sosyal sorumluluk sözü sanıyorum çok fazla bir ÅŸey ifade etmeyecektir. Gökkafesi, Fransız Sokağı’nı, Dubai Towers’ı vb. projeleri salt estetik açıdan tartışan çevrelere 0. yasanın bir ÅŸey ifade etmeyeceÄŸi gibi.
Yasalara dönecek olursak, Asimov ilk olarak bir robotun zarar görmekten kurtarabileceÄŸi sadece bir insan varken, tehlikedeki iki kiÅŸi arasında nasıl seçim yapacağını tartışır. Bu bir nitelik tartışmasıdır ve Robot nitelikli kiÅŸiyi kurtarmayı tercih edebilir. Peki ya nitelikli kiÅŸiye karşı 2 sıradan insan sözkonusuysa ne olacaktır? Burada Robot çoÄŸunluktan yana tercih yapmakta, nitelikli kiÅŸiyi feda etmektedir. Bir analoji kurarak tasarımcının yapacağı ya da yapmayacağı bir proje iki insan ya da iki topluluktan birine zararlı, diÄŸerine faydalı sonuçlar doÄŸuracaksa, tasarımcı tercihini nasıl yapacaktır? Niteliklileri kayıran bir elitizm mi? ÇoÄŸunluÄŸun diktatörlüÄŸüne servis vermek mi? Ya iki kiÅŸi veya topluluk niteliksel ve niceliksel olarak eÅŸit ise hangi tasarımın uygulanacağına nasıl karar verilecek? Zarar ve fayda nasıl ölçülecek?
“Öyleyse pozitronik beyine bir yargıya varma becerisini vermelisiniz” diyor, Asimov’un öyküsündeki George 10 adlı robot. Yani, doÄŸruyu belirlemek için yargıya varma becerisine gereksinim var. Tasarımcının da gereksinimi bu! Etik tam da bu noktada önemli hale geliyor. Bir araÅŸtırmanın, yeni kapitalizmin ve iÅŸ yaÅŸamının kiÅŸinin mesleÄŸine bakışta yarattığı deformasyonu “karakter aşınması” sözüyle açıklaması oldukça çarpıcı4. YoÄŸun rekabet ve iÅŸini kaybetme riski altında güvensizlik ve kayıtsızlık yaÅŸamaya baÅŸlayan kiÅŸiler bırakın mesleÄŸe, kendilerine olan saygılarını öylesine yitirebiliyorlar ki. Meslek etiÄŸi tartışmaları bir uzman, ancak öncelikle bir insan olarak tasarımcının toplumsal meÅŸruiyetini sorunsallaÅŸtırmaya yarıyor. Tasarımı düÅŸünürken Mc-süreçlerle iliÅŸkilendirmek, robotlarla analoji kurmak kışkırtıcı bir tavır olsa da ardındaki niyetin oldukça insani olduÄŸu sanırım görülecektir. Zira iÅŸler açılsın diye, içten içe ya da aleni biçimde deprem bekleyen, baÅŸkalarının yaÅŸamları üzerinden rant beklentisine giren uzmanların varlığı ve sayısı ürkütücü olmaya baÅŸlıyor. Kimbilir, meslek etiÄŸi tartışmasının üniversitelerin, meslek odalarının, sivil toplumun gündeminden çıkmış olmasına ÅŸaşırmamalı belki de.

Bitirirken
Robot yasaları daha mutlu bir yaÅŸam için geliÅŸtirdiÄŸimiz araçların amaca dönüÅŸmesini sorgulamak için zihin açıcı bir çerçeve sunuyor. Bu zihinsel jimnastiÄŸi bir çok amaçlaÅŸmış araç için yapmak keyifli olabiliyor. ÖrneÄŸin, siyasetin yaÅŸamlarımızı böylesine domine etiÄŸi bir dönemde, toplumun daha iyi bir hayat yaÅŸamak için yarattığı bir heyyülayı, devleti ya da daha teknik bir ifade ile kamu otoritesini bu yasalar çerçevesinde deÄŸerlendirmeye ne dersiniz? Bu, kapsamlı baÅŸka bir yazının konusu olmaya deÄŸer. Ama yine de düÅŸünce suç olmaktan çıkıncaya kadar bunu içsel bir tartışma olarak tutmak hayırlı gibi görünüyor.

1Ritzer George [1998], Toplumun McDonaldlaÅŸtırılması, Çev. Åž. S. Kaya, Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
2Ritzer George [2000], Büyüsü BozulmuÅŸ Dünyayı Büyülemek, Çev. Åž. S. Kaya, Ayrıntı Yayınları, İstanbul.
3Asimov, Isaac, Üç Robot Yasası, Altın Kitaplar.
4Sennett, Richard, [2002], Karakter Aşınması, Çev. B. Yıldırım, Ayrıntı Yayınları, İstanbul.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "V", büyük harf "T", sayý dört, büyük harf "N", sayý altý, sayý 9

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız