Köşe Yazısı

Mimarlığın Gelişiminde Meslek Organlarının Rolü Ne Olmalıdır? RIBA Örneği

Yazan: Alper Gökhan Erdem Tarih: 16 Mart 2006
BaÅŸlığı yaratan soruya geçmeden önce dilerseniz konuya daha basit ve bildik bir perspektifken bakmaya çalışalım. Kendi yaÅŸantımızdan. Hangimiz sosyal hayata yeterince karışmadan kendimizi bulunduÄŸumuz topluma ait hissedebiliriz? Toplumsal geliÅŸim sürecinin bir parçası olmadan, olayları uzaktan seyrederek kendimize ve çevremize ne katabiliriz acaba? Sosyal hayatın bir parçası olmak aslında içgüdüsel bir duygudur. Fakat bazılarımız buna yeteri kadar imkân bulamazken, bazılarımız da yeterli cesareti gösteremez. Peki, sosyal yaÅŸamın bir parçası olmak sadece bireyin vereceÄŸi bir karar mıdır? Toplumsal kurumlara ya da sosyal çevreyi oluÅŸturan organlara bu konuda hiçbir sorumluluk düÅŸmüyor mu? DüÅŸüyor elbette. Ä°nsanlar bir araya her ÅŸeyden önce bir sebep için gelirler. Sebepler için zemin yaratmak, ilgiyi yönlendirmek ve birlikteliÄŸi saÄŸlamak hiç bir bireyin tek başına organize edebileceÄŸi bir durum deÄŸildir. Bu daha çok belli konularda yasal çerçevede örgütlenebilmiÅŸ, konuyla ilgili duyarlılığı bir araya toplama imkânına sahip kurum ya da kuruluÅŸların görevidir, ya da olmalıdır en basit cevapla.

Gelelim konunun, biz mimarlar açısından mimarlık dünyası için gereksinimlerine. Hiç kuskusuz yukarıda tanımlanan organ bu meslek dalı için Mimarlar Odasıdır; ya da olmalıdır. Mimarlık mesleÄŸi toplum için vardır ve sadece yapılı çevrenin deÄŸil aynı zamanda toplumun geliÅŸimine de yön verecek belki de akla gelen ilk meslek dalıdır. GeliÅŸen batılı toplumlarda mesleÄŸin her geçen gün günlük hayatta daha çok ses getirmesinin, mimarlıkla ilgili yazılı ve görsel malzemenin toplumun her yaÅŸtan bireyine daha çok ulaÅŸabilir olmasının en basit nedeni, mesleÄŸin sosyal anlamdaki bu gücüdür aslında. O zaman insanlara bu kadar kolay ulaÅŸabilen bir meslek dalının geliÅŸiminde kimler nasıl etkin olabilir diye sormak gerekir. Elbette bu soru, tek bir cevapla sonuçlandırılabilecek kadar basit bir soru deÄŸildir. Fakat bir o kadar basit ve akılcı hamlelerle bu geliÅŸimin önünü açmak, meslek organları için iÅŸten bile deÄŸildir. Nasıl mı?

Bu soruya günümüz koÅŸullarında en güzel cevabı belki de Kraliyet Mimarlık Enstitüsü, daha bilinen adıyla RIBA (Royal Institute of British Architects) vermektedir. Neredeyse iki asıra yaklaÅŸan geçmiÅŸi ile dünyada belki de tek bir örneÄŸi olan RIBA için, günümüz mimarlık dünyasında kendisi ile birlikte mesleÄŸin de geliÅŸimini saÄŸlayan örnek bir meslek organıdır diyebiliriz. Elbette her kurumsal yapı gibi, RIBA’nın da deneyimli kadrosu ile geliÅŸtirmekte ve cevap aramakta olduÄŸu sorunları vardır. Fakat bu yazının temel amacı, meslekten insanları farklı yollarla bir araya getirmeyi baÅŸarabilen ve dolaylı olarak mesleÄŸin birçok alanda geliÅŸmesine katkı saÄŸlayan bu meslek organının, bu konuda var olan potansiyeli belki de yeteri kadar süzemeyen ülkemiz meslek organlarına nasıl örnek olabileceÄŸidir. Bir baÅŸka ifadeyle, yaklaşık 35.000 üyesi olan RIBA’nın mesleÄŸi her bir üyesi için zenginleÅŸtirmek adına verdiÄŸi mücadelenin, 31.355 üyesi olan Türkiye Mimarlar Odası için nasıl yorumlanabileceÄŸidir. Elbette farklı kültürlere ve coÄŸrafyalara hitap eden bu iki seçkin kurumun, birbiri ile tamamen özdeÅŸleÅŸtirilmesi kabul edersiniz ki pek de gerçekçi bir yaklaşım sayılmaz. Fakat hitap ettikleri meslek dalı ve bu meslek dalının toplumla olan birebir etkileÅŸimi iki kuruma da eÅŸit derecede sorumluluk yüklemektedir ve buradaki soru, bu sorumluluÄŸun doÄŸurduÄŸu beklentinin nasıl en iyi ÅŸekilde cevaplandırılabileceÄŸidir. Ä°ÅŸte tam bu noktada RIBA’dan öÄŸrenmemiz gereken pek çok tecrübe var diye düÅŸünüyorum.

RIBA’nın diÄŸer benzer amaçlı meslek organlarından ayrılan önemli bir özelliÄŸi var; kraliyet kurumu olması; attığı her adımda sarayı temsil ettiÄŸinden, daha özenli ve dikkatli davranmak durumunda olması. Ayrıca RIBA, finansal kaynak yaratımı açısından, bünyesinde bir kraliyet vakfı barındırabilme ÅŸansına da sahip. Bu elbette ilk olarak 1837 tarihinde kraliyet tarafından bir vakıf olarak kurulan kurumun, Ä°ngiliz kültürünü ve sosyal yaÅŸamını yansıtan bilindik bir özelliÄŸi olarak not edilebilir. Fakat RIBA’nın bugün ulaÅŸabildiÄŸi noktada, RIBA mimarlık ofisleri müdürü Richard Brindley’nin tespitine göre en önemli neden her ÅŸeyden önce kurumun organizasyon yapısından kaynaklanıyor.


RIBA organizasyon şeması

RIBA, birçok kurumsal sosyal organ gibi, seçimle iÅŸ başına gelen 66 delegenin oluÅŸturduÄŸu bir merkez yönetim kurulu ile yönetiliyor. Bugün Ä°ngiltere’de 11 ayrı bölgesel temsilciliÄŸi ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler genelinde 4 ayrı bürosu bulunan kurum, merkez yönetimine baÄŸlı bu farklı bölgeleri temsil eden bir de alt koordinasyon birimine sahip (RIBA Holdings Board). Fakat kurumsal yapısı içinde en ilgi çeken nokta, belki de RIBA’yı diÄŸer ülke meslek odalarından ayıran kısmı RIBA Trust; mesleÄŸin geliÅŸimi için düzenlenen tüm sosyal aktivitelerin organize edildiÄŸi bir alt birim. Yarışmalardan, sergilere, ulusal ve uluslararası ödüllerden, sempozyum ve öÄŸretilere kadar, gerek meslekten, gerekse toplumdan insanları mimarlık dünyasına davet eden stratejik bir birim bu. Öyle ki Richard Brindley, bugün maddi açıdan çok varlıklı olan Ä°spanya Mimarlar BirliÄŸi (CSCAE)’nin bile, bu konuya yeteri kadar kaynak ayırmadığının altını çiziyor. Elbette her toplumsal aktivite arkasında bir finansal dayanaÄŸa ihtiyaç duyar; fakat bu örnek de gösteriyor ki asıl önemli olan, meslek organının mesleÄŸin bu yöndeki ihtiyacına olan bakış açısı ve buna kendi bünyesinde getirdiÄŸi yorumudur. RIBA bahsi gecen finansal soruna bir açılım getirmek amacıyla kurumsal yapısında yatırım ÅŸirketlerine de yer vermiÅŸ (RIBA Enterprises). Meslekle ilgili her türlü teknik dokümantasyon, malzeme katalogları, yayıncılık ve kitap dükkânları bu birim altında toplanarak, maddi kazanç ile mimarlığın sosyalleÅŸtirilmesi saÄŸlanmış.


RIBA bültenlerinden örnekler

Peki, RIBA bu kadar emeÄŸi, iÅŸ gücünü ve yatırımı, diÄŸer ülke meslek odalarının aksine neden ısrarla bu konuya harcıyor dersiniz. Hiç kuskusuz bugün deÄŸiÅŸik ülkelerdeki mimarlar tarafından adının bilinmesine sebep olan bu yaklaşım, aslında RIBA’nın sayısız yayınlarından biri olan 2006–2008 stratejileri kitapçığında çok basit bir ÅŸekilde özetlenmiÅŸ; “Misyonumuz, toplum yararı gözetecek ÅŸekilde mesleÄŸin geliÅŸimini ve yaygınlaÅŸmasını saÄŸlamaktır”. Bugün Londra’daki genel merkezi, seçkin kütüphanesinden kitap satış birimlerine, sergi ve konferans salonlarından kafeteryasına kadar, mimarlık mesleÄŸine gönül veren ve ilgi duyan toplumun her kesiminden bireyi bir araya getiren, tam anlamıyla bir mimarlık merkezidir.

Mimarlık mesleÄŸinin, sosyal sorunlar ve toplum ile olan iliÅŸkisinin tartışıldığı su günlerde, meslek geliÅŸimi için gerekli platformların yaratılması, sorunların tespiti için her kademeden meslektaşın bir araya getirilmesi ve toplumun aydınlatılması, günümüz mimarlık-sosyal toplum iliÅŸkileri için yegâne gereksinimdir. Her ÅŸeyi bir kenara bırakın, mesleÄŸe olan tutkusunu kendi sınırlı çevresinde yaÅŸamaya çalışan özellikle genç meslektaÅŸların, toplum yararına faaliyetlere kazandırılmasında ve tutkularını aktif hayata doÄŸru platformlarda aktarabilmelerinde meslek odalarına çok büyük sorumluluk düÅŸmektedir. Tasarım yaratıcılık ister ve bu duyguyu devamlı beslemek gerekir. RIBA’nın birçok dalda ortaya koyduÄŸu ve her geçen gün geliÅŸtirdiÄŸi etkinlikler, aslında dolaylı yoldan bu ihtiyacı beslerken, yapılı çevreye iyi mimarlık olarak geri dönmektedir. Bir meslek odası, üyesini mesleÄŸe devamlı yakin tutabildiÄŸi müddetçe ve varlığını her platformda hissettirebildiÄŸi sürece baÅŸarılıdır. Mimarlığa en çok ihtiyaç duyan ülkelerden biri olan Türkiye’de, bu ihtiyaca cevap verecek bilgi birikimi vardır; yeter ki bu sinerjiyi yaratacak doÄŸru yönlendirme yapılabilsin.
Konuyla Ä°lgili Linkler
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "W", büyük harf "Y", sayý 9, büyük harf "E", küçük harf "u", küçük harf "u"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız