Köşe Yazısı

Kimlik Bunalımında Türk Şehirleri

Yazan: Ertuğ Uçar Tarih: 15 Ocak 2009
Mardin'deyim. Mezopotamya Ovası'na bakan eski kente, yaslandığı dağın kuzey yamacından tırmanıyoruz. Asfaltın kıvrıldığı yerde tuhaf bir oluÅŸum var. Åželale yapıyorlarmış. Bizi gezdiren ahbabımız gururla iÅŸçilerin Ankara Keçiören Åželalesi'ni yapan ekipten olduklarını anlatıyor. Mardin'in güney yüzündeki tarihi doku eklentilerden temizlenirken, kuzey yüzü hızla tipik bir apartman kente dönüÅŸüyor. Mardin Dağı, iki yüzünde iki baÅŸka kent, iki ayrı kültür barındırıyor. Diyebilirim ki Mardin'de sınır dağın bitip ovanın baÅŸladığı yerde deÄŸil, iki yamacı ayıran zirvede beliriyor.

Gariptir ki, ertesi gün aynı ÅŸelalenin bitmiÅŸ ama akmayanını Diyarbakır'da gördüm. Keçiören ekibinin iÅŸi gibi duruyordu. Daha önce de Konya'da gördüÄŸüm altgeçitlere Antalya'da; İzmir'deki plastik çocuk parkına Trabzon'da; Adana'daki alışveriÅŸ merkezine Samsun'da, Ankara'daki üstgeçite Bursa'da rastlamıştım. TOKİ'nin bir örnek konutlarını Batman'da, Bolu'da, Isparta'da görmüÅŸtüm. 19 boylam uzunluÄŸundaki ülkede daÄŸ yamacında, nehir kenarında, ovada, kıyıdaki ÅŸehirler nüfus ve tarih, flora ve fauna, etnisite ve iklim gözetmeden hızla birbirine ve en çok da İstanbul'a benzemeye baÅŸlıyor.

Sık sık bir belediye baÅŸkanından o ÅŸehri Las Vegas, Dubai, Nice, Paris, Viyana'ya; ya da ÅŸehrin bir bölgesini Manhattan, Soho, Åžanzelize'ye benzeteceÄŸini duyardık (bu, baÅŸkanın en son nereye gezi yaptığına göre deÄŸiÅŸirdi). Åžimdi de Türkiye'de kasabalar ÅŸehirleri, ÅŸehirler büyükÅŸehirleri, büyükÅŸehirler de İstanbul'u model alıyorlar. Tüm belediye baÅŸkanları refüjlerdeki panolarda İstanbul'daki baÅŸkan gibi gülümsüyor artık. Ve açıklıyor gururla: "300 ton asfalt döktük." Nereye, kaçıncı kez, ne kalitede: Bilmiyoruz.

Bugün Türkiye'de ÅŸehirlerin birbirinden ayırılabilir özellikleri giderek azalıyor. Kente hücum sonunda ÅŸehirler ÅŸiÅŸtiler, ÅŸiÅŸmeye devam ediyorlar. Åžehirlerin karakterini oluÅŸturan sokak dokusu, yapı tarzları, malzemeler, tarihi eserler, geçmiÅŸ dönemlere ait kentsel izler tarihi merkeze -ÅŸanslıysa bozulmadan- kısılıp kaldı. Kentsel boÅŸluklar yok oldu. Siluetler, nizamlar bozuldu. Yeni siluetler, nizamlar belirmedi. Åžehirlerin kendi iklim, topografya, tarih ve kültüründen doÄŸan özgün karakterleri oluÅŸamadı. Türk ÅŸehirleri birbirinden ancak suriçindeki doku, belki birkaç önemli anıt eser ve en önemlisi de altlarındaki topografya sayesinde ayırılabilir. Altlarından coÄŸrafyayı çekiversek geriye ne yazık ki tarihi çekirdeÄŸi çevreleyen çirkin bir mamut derisinden baÅŸka bir ÅŸey kalmayacak.

Nüfus yoÄŸunluÄŸuna yüksek emsalli, "yaklaşık nizam" apartman cevabı veren bu ÅŸehirler bir süre sonra ister istemez birbirine benzeyecekti. Çıkmalar ve çatılarla iÅŸaretlenen, pencerelerle delinmiÅŸ kutular. Biteviye bir ritimle sonsuza uzanan sektörler (bu bilimkurgu terimi manzaraya "mahalle" lafından daha çok yakışıyor). Antalya'da Akdeniz, Bey DaÄŸları manzarası ve ÅŸehrin sıkıştırıp durduÄŸu tarihi çekirdek dışında bir güzellik kalmamış gibidir. Merkezde trafik kötü kararlarla arapsaçına döndürülürken ÅŸehri yaran hızlı trafik hattının dış yüzünde apartman gettoları tarım alanlarını yutarak ovaya yayılır. Durum, Kayseri'de ve Diyarbakır'da, Bursa'da ve İzmit'te, hatta Nusaybin veya Alanya'da farklı deÄŸildir. Sorun betonlaÅŸma deÄŸil, içinde yaÅŸanabilecek bir kent mekanı oluÅŸturamamaktır. Henüz kaldırımları ve asfaltı oluÅŸmamış mahalleler birden onbinleri barındırır hale gelirler. Sonra baÅŸkan refüjde övünür: "Çalışınca oluyor. 14.700 konut yaptık." Neden, nasıl, neyin yerine: Bilmiyoruz.

Geçenlerde İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi'nin bültenini okurken uyandım, -yanılmıyorsam Kenya'ya- trafik sinyalizasyon sistemi ihraç edildiÄŸi yazılıyordu. Belediyeler öyle iri ticari teÅŸebbüsler haline geldiler ki, kârlılık hizmet vermenin ÅŸartı oldu. Paket hizmetler, ucuz standartlar, benzer zevkler merkezi bir sistemle ülke sathında paylaşılır hale geldi. Keçiören ekibi tüm Türkiye'ye ÅŸelale yapadursun, baÅŸka ekipler aynı aydınlatma direklerini, üzeri logolu istinat duvarlarını, aynı kent mobilyalarını, parkları, camileri ÅŸehirlere diziyorlar. Aynı parke taÅŸları sokaklara çabuk çabuk döÅŸeniyor. Bir grup hızlı mühendis, öte yandan tuhaf kavÅŸaklar çiziyor bu merkezi sisteme. Aynı refüjlerde baÅŸkanlar aynı gururla açıklıyor: "KonuÅŸmadık, yaptık. Her güne bir açılış." Ne açıldı, kim için? Bu ÅŸehir nerede bitiyor? Bilmiyoruz.

Reklam gelirlerinden olmamak için ÅŸehirdeki tabela pisliklerine göz yumarak; ÅŸehrin doÄŸrudan para getirmeyen yeÅŸil alanlarını, tarım arazilerini, kamu arazilerini pazarlayarak; her iÅŸi hızlı ve ucuz yapmak için doÄŸru yapmaktan taviz vererek; proje, ihale, Ar-Ge süreçlerini kısaltarak belediyeler gıda, ulaşım, ithalat, ihracat, inÅŸaat, turizm, pazarlama, gemicilik, taahhüt, ticaret ve vesaire ÅŸirketi oldular. Planlama büroları küçülüp küçülüp bir odaya tıkılırken, aynı belediyelerin türlü türlü ticari birimleri kendilerine büyük aynalı camlı binalar yaptırdılar. DüÅŸünmeyen yapan, yaratmayan kopyalayan sistemler. Belediyeler her iÅŸin yarım yamalak uzmanı olan ÅŸirket azmanı holdinglere dönüÅŸtüler.

Türk ÅŸehirleri kimlik bunalımında. Hepsi marka olmaya uÄŸraşıyor. Belediye baÅŸkanları bu kez gazetede aynı gülümsemeyle bildiriyor: "Bursa'yı marka ÅŸehir yapacağım." "Adana markası büyüyecek." "Kayseri marka olacak." Yayaların yok sayıldığı, sokakta yaÅŸam yerine "AVM'de yaÅŸam" sloganıyla büyüyen, hızlı araç trafiÄŸinden arınmamış, engelliler için sadece pilot uygulamaların hayata geçirilebildiÄŸi, saÄŸlıklı yaÅŸamanın zorlaÅŸtığı, nüfusun kontrol edilemediÄŸi, denetimin aksaması nedeniyle gerçekleÅŸen ölümlerin giderek arttığı, temiz suyun ilaç sayıldığı Türk ÅŸehirleri tıpkı ün peÅŸinde koÅŸan insanlar gibi. GüzelliÄŸinden habersiz, saÄŸlığının deÄŸerini bilmemiÅŸ; zaten artık ikisini de kaybetmiÅŸ prensesler. Hepsi ülkenin kötü kalpli kraliçesi İstanbul'a öykünüyor.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý altý, büyük harf "T", küçük harf "n", sayý altý, büyük harf "M", büyük harf "A"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız