Köşe Yazısı

Kültür, Bellek, Mimarlık ve Arkiv

Yazan: Haydar Karabey Tarih: 28 Ocak 2009
Yükte, pahada ve içerikte pek fena sayılmayacak bir tasarım-mimarlık-ÅŸehircilik kitaplığımız var. Åžu yeni dönemin "internetten hazır -ancak denetimsiz- bilgi indirme" olanağı da beni hala pek tatmin etmediÄŸi için durmadan da mesleki kitap, dergi falan alarak kitaplığımızı devamlı yüklüyoruz.

Belki de bu merakımız, "çocukluÄŸunda yoksulluktan kibrit kutusu ile ve annesinin dikiÅŸ ipliÄŸi makarasıyla oynamış yoksul çocuk kompleksi" türünden bir durumdan kaynaklanıyordur. Malumunuz, "bizim dönemimizde" doÄŸru düzgün mimari yayınlara ulaÅŸamıyorduk, "Bir tek Tünel'de Erksan Kitabevi vardı..." filan falan... Åžimdi ise bütçelerimizin ağır bir bölümünü mesleki yayına yatırıyoruz. DiÄŸer yandan, tüm mimarlık camiası olarak da "ego"larımız ve bütçelerimiz boyutunda yazabildiÄŸimiz kitaplarımıza, monografilerimize kaynak ayırıyoruz... Eh bilirsiniz mimarlık bürolarının giderlerinde de önemli bir yer tutar "mesleki yayın gideri".

Bizim büroyu bir kez maliye "basmıştı": Vergilerimiz bankadan havale ile ödenmiÅŸ ama maliyedeki memurlar pek meÅŸgul oldukları için ödeme dekontlarımızı kayda geçirememiÅŸler. Maliyeciler tıklım tıkış kitaplıklarımızı görünce, bizim masumiyetimize, saflığımıza inanmışlardı, herhalde içlerinden de "Vah zavallılar, bunların baÅŸka merakı da yok diye düÅŸünmüÅŸlerdi...

Bir kitaplıkta, yeni kitaplar için her zaman yeni yerler açmak gerek. İnternet ortamında yeni yer nasıl açılıyor, yeni girecek enformasyona nasıl yer saÄŸlanıyor hala anlayabilmiÅŸ deÄŸilim. Doldurdukça ÅŸiÅŸen bir mekan türü herhalde, uzay gibi de sürekli geniÅŸliyor sanırım. Ama bir kitaplık öyle bir ÅŸey deÄŸil biliyorsunuz. Ciddi metrekaresi, metrekübü, tonajı olan bir ÅŸey.

Kitaplık açısından yer darlığına düÅŸtüÄŸümüz dönemlerde ise büro ekibi ile birlikte zaman zaman kitaplığımızı hafifletmemiz gerekiyor. Bu da onlar için epeyce karlı bir gün oluyor. Bir tür al-götür günü olarak. Ben de bazen ÅŸöyle düÅŸünmüyor deÄŸilim kendimce: "Bunca kitap alacağına baÅŸka keyifli türden iÅŸlere para harcayamaz mıydın be hey adam" diye.

Elbette kitaplık bir birikim, bir bütçe ve bir merak olayı... Elbette benden çok daha iyileri vardır bu konuda, aman yanlış anlaşılmasın.

ÖrneÄŸin, profesyonel geçmiÅŸi ve varlığı daha "yüce" olan 60 yıllık bir büronun kitaplığını düÅŸünün... Hele de babadan çocuÄŸa devredilenleri.

Ya da yaÅŸamlarını "Akademia"ya adamış bir çiftin, bir mimarlık tarihçisinin, bir mimarlık yazarının kitaplığını gözünüzün önüne getirin: Benim de kimisini tanıdığım bu kiÅŸiler, normal günlük kitap alışveriÅŸlerinin yanı sıra hafta sonlarının ciddi bir bölümünü de sahafları, eskicileri dolaÅŸarak ve bütçelerinin de önemli bir bölümünü bu iÅŸe ayırarak çok ciddi bir eski-deÄŸerli mimarlık kitapları koleksiyonuna sahip olmuÅŸlardır. Yalnızca kitap da deÄŸil, bazı deÄŸerli mimarlarımızın, kendilerince de paha biçilmez olarak nitelenen el çizimleri koleksiyonlarına, "evrak-ı metruke"lerine kolayca ulaşılabiliyormuÅŸ eski kağıt satıcılarından...

"Bunca kitap ve belge ile ne yapacağız, bu kadirbilmez toplumumuzun hangi kesimine bu mütevazı birikimimizi devredeceÄŸiz, bu konularda örgütlenmiÅŸ doÄŸru düzgün hiç bir kurum da yok" diye hayıflandığım bir gün, bana ÅŸu dehÅŸet verici ve uyarıcı yanıtı vermiÅŸti bu kategoriden bir profesör arkadaşım:

"Sen biriktiredur, senin kitaplarını da bir gün ("emr-i hak vaki olunca" demek istiyor), hem de ölümünün haftasına -ÅŸanslıysan- sahaflardan, eskicilerden bulur, çuvalla beÅŸ kuruÅŸa satın alırım nasıl olsa..."

Adeta bir kara mizah anıtı olan bu yanıt, ne yazık ki çok sert ve acımasız olsa da kesin bir gerçeÄŸi yansıtıyor:

Kültür dünyamız unutkan, kadirbilmez, acımasız... (Bu konuda oldukça yeni bir örnek: MSGSÜ'deki son Sedad Hakkı Eldem sergisinde bile yalnızca dört adet el çizimi sergilenebildiÄŸini görünce dehÅŸete düÅŸmüÅŸtüm).

Anılarımız gibi, yapıtımız, yapılarımız da bizlerle birlikte kaybolup gidecek! Åžimdiden kaçımızın yapısı yıkılmış, biçim veya iÅŸlev deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir kimbilir.

Neden?

"Kötü, hayırsız, unutkan, ihmalci, barbar" insan profilimizden dolayı deÄŸil bu elbette, ama bu bir gerçek.

Doğru nedenler felsefe, coğrafya, tarih, ekonomi benzeri bilgiler ışığında aranmalı. Ama işimiz de, konumuz da bu değil şimdi.

Ben, dedemin ve babamın yaÅŸadığı evin (Beyazıt'ta bir taÅŸ konak...) zorunlu nedenler ile satılışına on dört yaşımda ÅŸahit oldum.

O gün bugündür; küçülme, çekirdek aile, apartman, iÅŸ, kriz, kentleÅŸme... falan derken dokuz kez adres deÄŸiÅŸtirdim. "Her taşınma bir yangındır" özdeyiÅŸini doÄŸrularcasına da ÅŸimdi elimde; o eski yaÅŸamdan, artık özenle korumaya çalıştığım yalnızca birkaç kitap, birkaç resim, bir sehpa, üç-dört halı kaldı.

İlk mesleki kitaplarımı, yıllar önce ayrıldığım Akademi Åžehircilik Kürsüsü'nün kitaplığında, ilk kırkbeÅŸliklerimi (tabanca deÄŸil, bir müzik plağı formatı) ilk eÅŸimde bıraktım; ilgisizce, aldırmadan...

Büromuzun adresi ise "yaÅŸamın rüzgarına kapılarak, meslek sürecimizin iniÅŸ çıkışlarına paralel olarak" dört defa deÄŸiÅŸti. Her taşınmamızda arÅŸivimizin bir bölümünü "yetti artık sizi taşıdığımız" diyerek çöpe attık.

Eh, bir toplum hem göçebe (fiziksel mekanda, zamanda, sınıflar arasında, kendi aklında, içinde vb.), hem kalkınma (?) sürecinde, hem aceleci, hem postmodern olunca bellek de ancak bu kadar taşınabilir oluyor. ÖrneÄŸin, yılbaşını geçeli birkaç gün oldu ÅŸunun ÅŸurasında ama, yılbaşı kartı olarak birbirimize gönderdiÄŸimiz ve ÅŸahane egolarımızı sergileyen proje görsellerimiz, yapı fotoÄŸraflarımız, mimari ÅŸaheserlerimizden oluÅŸan kolajlarımız çoktan çöpe gitti bile.

Bu durumda bizden sonrakilerin de bizleri ancak koÅŸulların elvereceÄŸi kadar hatırlayacağını da efendi bir biçimde kabullenmek gerekiyor.

Mimarlar, şimdi durumu biraz algılıyor, anlıyor musunuz?

ARKİV: (Arkitera Kaynakları'ndan)

• Proje Sayısı: 8453
• Ayrıntılı Proje Sayısı: 3578 (1664 tanesi uygulanmış)
• Mimar Sayısı: 12060
• Ayrıntılı Mimar Sayısı: 229
• Mimarlık Ofisi Sayısı: 814
• Ayrıntılı Ofis Sayısı: 500

ARKİV: (Haydar Karabey yorumu)

• Arkiv'de yeralan, ancak çoktan kağıt olarak dönüÅŸtürülmüÅŸ, yok olmuÅŸ çizili belge sayısı: Bilinmiyor
• Arkiv'de yeralan, ancak yıkılmış yapı sayısı: Bilinmiyor
• Arkiv için kesilen aÄŸaç sayısı, harcanan kimyasal miktarı: Sıfır
• Arkiv fiziksel ağırlığı, mekan metrekübü: Sıfır
• Arkiv taşınabilirlik yeteneÄŸi: Sonsuz
• Arkiv devir edilebilirlik yeteneÄŸi: Sonsuz
• Arkiv ÅŸeffaflığı: Sonsuz
• Arkiv PaylaşılabilirliÄŸi-Sinerjisi: Sonsuz
• Arkiv'de yeralmak için yapılan masraf: Sıfır
• Yıllık Bütçesi: 80.000 TL (mimar başına yalnızca 50 TL)

Mimar Egoları için Son Bir Hatırlatma:
Gelecekte, Mimar Sinan gibi türbeleriniz olmayacak, mollalar gibi, ulema gibi, mezar taÅŸlarınızda "sarık" olmayacak, Google'daki "citation" CD'lerinizle de gömülmeyeceksiniz, binalarınız da en çok yüz yıl sonra bizler gibi "kadirbilmezler" tarafından ranta kurban edilerek yıkılacak, gelecekte biraz olsun hatırlanmak istemez misiniz?

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý 9, büyük harf "Y", sayý altý, küçük harf "f", sayý altý, büyük harf "M"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız