Köşe Yazısı

Arkitera, Forum, Genç Mimarlar, Mimarlığın ve Kentin Gündemi Üzerine Bazı Düşünce Kırıntıları…

Yazan: Haydar Karabey Tarih: 21 Mart 2005

Arkitera: Kent, mimarlık, tasarım konularını, henüz herkesin aÅŸina olmadığı internet ortamına taşıyarak, hem birçoÄŸumuzun bu yeni dünya ile tanışmasını, hem birbirimizi daha yakından tanımamızı, saÄŸladı. Aynı zamanda, en azından bu dil ile yetiÅŸmiÅŸ, dolayısıyla “genç” mimar ve tasarımcılara bir varoluÅŸ ve iletiÅŸim alanı da yarattı.

Arkitera Forum: Basın ve genel anlamda medya mimarlık ve kültür konularına çok yakın durmadığı için en azından meslektaÅŸlar arasında, genci, yaÅŸlısı, deneyimlisi, deneyimsizi ile güncel bilgi ve görüÅŸ alışveriÅŸi de artık bu platform aracılığı ile yapılabiliyor. Bu da bizler için çok önemli bir kazanım.

Araç: Duman ile haberleÅŸmeye ve taÅŸa iÅŸaret kazımaya çalışan insanlık yakında bir gün belki, elektronik ortamı da aÅŸacak, demode kılacak yeni iletiÅŸim araçları bulacak. Daha mimari bir örnek vermek gerekirse, grafos, aydınger, rapido, amonyaklı ozalit, taÅŸbaskı, cam fotoÄŸraf, slayt nasıl hızla eskiyip yerlerini yeni araçlara terk ediyorsa, faks birgün de yerini maile bırakıyorsa, disket ise yerini önce CD’ye sonra memorysticklere terk ediyorsa, bugünün müthiÅŸ sandığımız araçları da hızla eskiyecekler.

Mimari sunum ve iletiÅŸimde eskiz, maket, fotoÄŸraf yerini modelleme ve renderlara bıraktı. Her gün yeni bir tasarım ve sunum programı ortaya atılıyor. Ama bunlar da bir sabah aniden demode olabilirler… Peki bu durumda “aslolan nedir” sorusunu sormanın tam zamanı deÄŸil mi?

Gençlik: Bir bölüm genç mimar, mimari etkinlik alanını yalnızca, ÅŸimdilik olaÄŸanüstü gözüken araçlara hakimiyet ve bunların “marifetli” kullanımı ile sınırlamış gözüküyor. Bu genç mimarların varoluÅŸ mücadelelerinde kendilerine -gene ÅŸimdilik- bir tür alan ve kazanç da saÄŸlıyor. Arkitera Forum’daki tartışmaların sıkça render marifetlerinin sunum ve irdelenme alanına dönüÅŸmesi bunun en ilginç göstergelerinden biri. Klasik “ÅŸimdiki gençlik”… söylemine girmek istemiyorum, kızmayın bana, ama yalnızca bir hatırlatayım dedim.

Mimarlığın ve Kentin Gündemi: YaÅŸlı ve savaÅŸ görmüÅŸ bir batılı dostum, çok kötü bir durumu tarif etmek için “the shit is hitting the fan” derdi. Durum, kentlerimizde de genellikle böyledir gerçekten.

Ben, bu durumun özellikle, hızlanmış bir dünyada, özellikle metropoliste bir olgu olarak saptanması gerektiÄŸini ve bundan pek de yakınılmaması gerektiÄŸini anlayacak kadar büyüdüm.

Ama bir çok alanda da, kentimi, kültürümü, çevremi, mimarlığımı savunmaktan vazgeçecek kadar da yaÅŸlanmadım gibi geliyor bana.

Kentlerde ve özellikle kent toprağında mimarlık aracılığıyla olsun, mimarlıksız olsun her zaman, bilinçli-bilinçsiz aktörlerin, çıkar guruplarının mücadelesi süregelmiÅŸtir. Çevre ve Kent bu gerilimlerin, itiÅŸmelerin, uzlaÅŸmaların sonucunda biçim alır. Katılım iÅŸte, tam da bunun için çok önemlidir. Bu alanda yeni (genç) seslere ve pozisyon alışlara da her zaman gereksinme vardır (Bu konuyu belki de bu ülkede ilk kez anlatmaya çalışan doçentlik tezim yüzünden, 1982’de YÖK fırtınası eserken başım epeyce derde de girmiÅŸti). Her geçen gün, yaÅŸadıklarımız bu tezi doÄŸruluyor. Ve de yukarıda tanımladığım süreç de her geçen gün daha bir yoÄŸunlaÅŸarak sürüyor…

Åžimdi, sizleri, ruhlarınızın biraz tazelenmesi, dilinizin biraz bilenmesi, sinirlerinizin biraz gerilmesi, kanınızın hızlanması, adrenalininizin yükselmesi için bazı ÅŸifre sözcükler ve kavramlar ile (yeniden ve bıkmadan) baÅŸbaÅŸa bırakıyorum.
Tartışmaktan, didişmekten yılmamanız dileği ile:

Derisi yüzülmüÅŸ bir Kızkulesi, üçüncü BoÄŸaz Köprüsü, Haliç’te Camdan Köprü, BoÄŸaziçi’ne dev Fatih Anıtı, BeÅŸiktaÅŸ’taki aynalı gökdelen anıt, Gökkafes, Parkotel, Moda Sahili Otoyolu, Moda uyduruk tramvayı, Sivriada’da Mevlana Heykeli, Ankara’da Keçi Heykeli, Nasrettin Hoca Kulesi, Ankara ve İstanbul için önerilen yeni kent amblemleri, Osmanlı-Selçuklu tipi eÄŸitim yapıları, HaydarpaÅŸa’da Manhattan, Disneyland, Maçka beton-parkı, Fırtına Vadisi, Uyku Vadisi, Gökova’daki eliböÄŸründeli apartmanlar, Gökova Termik Santralı, Akdeniz kıyılarında Temalı Oteller furyası, mimar Belediye BaÅŸkanları’nın ego-projeleri, Gatts ve yabancı mimarlar ile onların imzacı yerli ortakları, “trend setter” dekorasyon dergileri, iç mimar mısınız, dış mimar mı? soruları, eski eserleÅŸtirmeler, bitmeyen ÅŸantiyeler, çukurlar, çamurlar, kurul kapıları, ÇED kapıları, kentlerimizi saran uyduruk kültür merkezleri, Ankara Ulus Meydanı Projesi, Hilal çatılı yolsuz Olimpik Stad, depremini bekleyen kent, kemirilen İstanbul ormanları, sel yatağında gecekondular, patlayan çöplüklerin üzerindeki gecekondular, adalardaki GSM antenleri, su havzalarındaki villakentler, BoÄŸaziçi’ndeki radar kuleleri, Haliç’te kalyon (biçiminde?) hotel, Toweristan’bul, Marmara Denizi üzerinde uçan otoyol, korumalı-aktiviteli siteler, Vali Bey’in önerdiÄŸi özelleÅŸtirilmiÅŸ kent korucuları, kurulmak üzere olan kent kamera sistemi, kapıcıdan türeme müteahhitler, Dolmabahçe’de çadır tiyatrosundan bozma holding süpermarketi ve yangını, Cumartesi anneleri, sokak çocukları, …

Haydi Türk GençliÄŸi, render yapmaktan biraz kaldırın başınızı!
Sizlerin etkin katılımına -gerçekler dünyasında da- ihtiyacımız var...

Konuyla İlgili LinklerYazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "E", sayý yedi, sayý altý, büyük harf "N", büyük harf "F", büyük harf "M"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız