Köşe Yazısı

Kent Üzerine Notlar: 2

Yazan: Güven Arif Sargın Tarih: 2 Eylül 2004

“Gerçekte tarihselliÄŸi olan kentsel üretim biçimlerini, doÄŸal bir sürecin parçasıymışcasına temsil eden algısal harita ve toplumsal iliÅŸkilere baÅŸat, baÅŸkalaÅŸmış, özgürleÅŸtirici algısal harita ve iliÅŸki biçimleri mümkün müdür”, sorusuyla bir önceki yazımızı sonlandırmıştık. Sanırız, olasılıkları çoÄŸaltarak baÅŸka tür bakma biçimlerini söylemsel de olsa sınamaya çalışmak, özellikle son yarım yüzyılda takılıp kaldığımız ve bir anlamda kaçınılmaz olduÄŸu varsayımıyla, kayıtsızca yeniden-ürettiÄŸimiz kentsel mekânları/temsiliyetleri, anlamamızı kolaylaÅŸtırıcı bir mecraya bizleri iteleyebilir.

Geçen yazımızda uzun uzadıya kentsel mekânların bileÅŸenlerini betimlemeye çalışırken, mekânın, kullanım deÄŸeri ve artı-deÄŸeri arasındaki gel-gitlere takılıp kaldığını söylemiÅŸ; mekânın alınıp satılır, salt tüketime hazır bir “meta”ya indirgenebilmesi sürecini, kapitalizmin yerleÅŸik bir düzeneÄŸe sığdırdığı algısal haritalamanın bir sonucu olduÄŸunu belirtmiÅŸtik. Burada bizim için daha da önemli olan, sosyal aktörler arasında takasa zorlanan mekânın kendisi ve takasın mecrası olarak adlandırdığımız pazarın biçimleniÅŸi, gücü ve baÄŸlamsal etkileÅŸimidir. Bir diÄŸer deyiÅŸle, kullanım deÄŸeri ve artı-deÄŸer arasındaki kaymalar, pazarın takas bağımlı arsız istencinden öte bir ÅŸey deÄŸildir: mekân takasa zorlandığı oranda, kullanım deÄŸerini yitirerek, artı-deÄŸere uzanan bir tür “yapmacık”, kurgulandırılmış toplumsal doÄŸallığa itelenir. Tartıştığımız sorun alanını biraz daha irdelemek gerekirse, “deÄŸer”in ne olduÄŸu ve nesnenin nasıl deÄŸer edindiÄŸi üzerine de yorum yapmamız anlamlı olabilir. En yalın haliyle deÄŸer’in karşılığı “emek” olmalıdır; ancak, kullanım deÄŸerinden artı-deÄŸere uzanan çok katmanlı takas sürecinde, emeÄŸin yerini, ölçülebilir bir simge sistemine terk ettiÄŸi görülecektir. Sosyal aktörler arasında, yazılı veya deÄŸil, bir tür uzlaÅŸma üzerinden geçerliliÄŸi sorgulanmayan bu simge sistemi ve onu üstlenmiÅŸ nesne, mekânın alınıp satılabilir bir “ÅŸeye” indirgenmesindeki son “mutabakat” alanıdır. Kapitalizmin son devresinde, kaçınılmaz bir üstünlüÄŸü olduÄŸu teyit edilen ve uluslararası pazarda dolaşımı meÅŸru kılınan bu simge sistemi (bir diÄŸer deyiÅŸle, para), mekânın maddesel ve sosyal bileÅŸenlerini adeta göz ardı eden bir süreci de katıksız meÅŸru kılmaktadır.

Üstat Mübeccel KIRAY’ın çok daha önceleri dile getirdiÄŸi bu kaçınılmaz iliÅŸkisellik, kapitalizmin doÄŸal kılınmasına bağıl bir doÄŸallığı kentsel mekân için de geçerli bir akçeymiÅŸcesine sosyal aktörlere sunar. Hiç ÅŸüphesiz ki, simge sistemlerinin pazarda etkin kılınabilmesi ve mekânın nesneleÅŸtirilebilmesi için, meÅŸruiyeti sorgulanmayan düzeneÄŸin içselleÅŸtirdiÄŸi eylem alanları ve taktikleri anlamak gerekir: kent bilimcilerin üzerinde ısrarla durduÄŸu toprak (land: arazi, alan, vatan, ülke, vb.) ve arazi-kullanımı (land-use: sanayi, iÅŸyeri, konut, eÄŸlence, vb.), gerek mekânın maddesel niteliÄŸinin ölçülebilir kılınması, gerekse mekânın “iÅŸlev” aracılığıyla üstlendiÄŸi temsiliyetlerin geçerlilik kazanabilmesi için, gerekli iki eylem alanıdır. Bu eylem alanları içerisinde, farklı taktiklerin kullanılması, toprağın, kullanım deÄŸerine baÅŸat deÄŸerler edinebilmesi için kaçınılmazdır. Ne de olsa salt kullanım deÄŸeri üzerinden yapılacak bir takas, kentsoylunun varsıllığı önündeki en önemli engellerden bir tanesidir ve süratle bu sürecin baÅŸka mecralara itelenmesi gerekir. Üstelik bu itelemenin tarihselliÄŸi, ideolojik araçlarla gizlenmeli, saptırılmalı ve yukarıda deÄŸindiÄŸimiz biçimiyle, toplumsal kurgulamalar aracılığıyla doÄŸallaÅŸtırılmalıdır. İşte tam bu noktada, artı-deÄŸere yüklenen ve belki de son çeyreÄŸin en önemli sorun alanlarından bir tanesi olarak kabul edilen ikincil simge sistemlerinin niteliÄŸi sorgulanmalıdır. Artı-deÄŸere eklemlenen ve tüketimin bir tür yansıması olarak benimsenen iÅŸaret-deÄŸeri (sign-value), sosyal aktörler arasındaki uzlaÅŸmanın son kertesidir ve sosyal parçalanmayı/ayrıştırmayı/baÅŸkalaÅŸtırmayı, maddesel bir ortamda meÅŸru bir düzeneÄŸe çeken yeni bir deÄŸer sistemiymiÅŸcesine, kapitalist örüntü içerisindeki yerini sorunsuz bir biçimde alır. Sosyal aktörler arasında takasa zorlanan “ÅŸey” artık, nesnenin kendisi olduÄŸu kadar nesneye bindirilmiÅŸ iÅŸaretlerin de “yekünüdür”. Satın alıp, tükettiÄŸimiz “ÅŸey”, kendisine atfedilen artı-deÄŸer ve ona takılı bütün iÅŸaretlerin kendisidir. Bütün bunlar, bizim bir açmaza doÄŸru sürüklendiÄŸimizin habercisi olabilir; ancak, kaçış noktalarının bilinmesi, açmazın aşılabilirliÄŸini de muÅŸtulayabilir. Dolayısıyla burada yöneltilmesi gereken soru, doÄŸal gibi görünenin yeniden tarihsel kılınmasına iliÅŸkin olmalıdır: bu tür bir sorunun itici gücü de, sanırız, egemen düzeneÄŸin anlaşılmasını, çözünlenmesini gerektirir.

Birincil sorumuzu takılan ve bize göre önemi yadsınamaz ikinci soru da, artı-deÄŸerin yeniden kullanım deÄŸerine dönüÅŸtürülüp dönüÅŸtürülemeyeceÄŸi üzerinedir. Bunun tümüyle olası olduÄŸunu savlamak yanıltıcı olabilir, ancak olasılıkların araÅŸtırılması bir gerekliliktir ve önümüzdeki yazılarımızda, Türkiye örneklerine dönerek, hem açmazın kendisini, hem de açmaza yönelik kaçışları sınamaya çalışacağız.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "J", küçük harf "t", sayý iki, sayý beþ, sayý dört, küçük harf "r"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız