reklam

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Cam Salonu
Diyalog 2002 - II > Aykut Köksal

Tarih: 10 Aralık 2002
Yer: Arkitera Forum

 

Geri dönmek için tıklayın.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, özellikle sahip olduğu önemli ve zengin cam koleksiyonuyla tanınır. Uluburun ve Serçe Limanı gibi batıklarda ortaya çıkarılmış antik camlar, bu müzeyi dünyanın önde gelen cam koleksiyonlarından birinin sahibi kılar. Bu müzenin cam koleksiyonunun bir bölümünün yer alacağı mekânda sergilenecek nesnelerin 'antik cam' olması, sergi mekânının ise, yine geçmişin taşıdığı anlamla yüklü 'tarihsel bir mekân' olması, ana konseptin sergilenen/sergileyen ilişkisinin çözümüyle oluşturulmasını getirdi. Bir sergi öznesi olarak 'cam'ın malzemeden gelen özellikleri, hem sergilenen/sergileyen ilişkisinin çözümünü kolaylaştırdı, hem de bir sergi düzeninin en temel öğesi olan aydınlatmanın, tüm sergi düzeninin ana mantığını oluşturmasını sağladı. Işığı geçiren ve ileten cam, bu özelliğinden yararlanılarak ışık kaynağına dönüştürüldü. Başka bir deyişle, sergilenen antik cam, dışarıdan aydınlatılan bir öğe olmak yerine ışığı taşıyan/içeren bir öğe kılındı.

Sergi düzeninin aydınlatma çözümü, sergileyen/sergilenen ilişkisinin de keskin bir tanımla ortaya çıkmasını getirdi. Böylece tonoz örtülü tarihsel sergi mekânıyla sergilenen tarihsel objeler net bir biçimde birbirlerinden koptular. Işık düzeninde ortaya çıkan bu kopuş bir yandan mekân düzeninde antik camların konumlandığı standların yapının çeperinden (duvardan) koparılmasıyla mekânsal kurguya yansıtıldı, bir yandan da kopuşun ışık düzenindeki karşılığı olan 'karanlık'ın sergileme öğelerinin renk kararlarına taşınmasıyla bütündeki karşılığını buldu: Antik camın üzerinde yer aldığı zeminde başlayan 'siyah', standın yan yüzeylerinde sürerek halıya ulaştı ve kesintisiz bir süreklilikle gri boyalı duvarla buluştu. Sonuçta tarihsel bağlam içinde yer alan iki ayrı öğenin (yapı ve cam) sergide taşıdığı anlamsal farklılık son derece net bir biçimde vurgulanmış oldu. Sözü sergilenen antik cama bırakmak üzere geriye çekilen sergileme öğelerinin biçim kararlarında da aynı tarafsızlık sürdürüldü: Tüm standlar, geometrinin temel biçim öğelerinden olan 'kare'nin yinelenmesiyle oluşturuldu.

Sergi standlarının düzeni ve farklı büyüklükleri, sergilenecek antik camların oluşturduğu senaryonun mekâna yansıtılmasıyla belirlendi. Senaryo bir okuma noktasının varlığını gerektiyordu, bu noktanın gösterilmesini ise nokta spotuyla aydınlatılmış kırmızı bir küp sağladı. Aynı zamanda serginin kimlik verici öğesine dönüşen bu küp, tüm diğer sergi öğelerinin zorunlu biçim ve renk kararlarıyla oluşturulmuş olmasına karşın, zorunsuz ve keyfi bir biçimlendirmeyle farklılaştırıldı: Kübün eğrisel bir kırıkla parçalanması bu keyfi biçimlendirmenin ifadesi oldu.

Geri dönmek için tıklayın.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz