Tümel Tiyatro Üzerine
Dünya, 10
Mart 1979
I
Tiyatral mekânın bütün olarak kavrandığı, oyun alanının Uyanış Çağı'ndan
bugüne süregelen biçimiyle (İtalyan sahnesi, kutu sahne ya da yanılsama
sahnesi diye adlandırdığımız bu oyun alanının oluşumu, Helen
Tiyatrosu'nda skene'nin apollonsu içine kapanmasına dek uzanır) ortadan kalktığı
tümel tiyatro'da, oyunda temel yapı kurucu yönetmen değildir, daha doğru
bir deyişle, geleneksel anlamıyla yönetmen yoktur (çünkü oyunun sahneye
konulması söz konusu değildir). Geleneksel kutu sahneli tiyatroda, sahne
mekânı çevrenin betimlendiği ve baştan sona oyunun sürdüğü yer olmaktan
öte hiçbir anlambilimsel yük taşımaz. Bu yüzden yönetmen mekânın
okunmasıyla ilgilenmez (dural bir veri olan sahne mekânı vardır yalnızca). Tümel
tiyatro ise mekân-zamansal kuruluşun okunmasına dayanır. Yalnızca
metinsel gerçeklik değil, oyunun yorumu da mekân-zamansal kuruluşun okunmasıyla
ortaya çıkacaktır. Geleneksel sahnede, dekorcu oyunun oluşumunda ikincil bir
görev yüklenirken (dekor'un aynı zamanda bezeme anlamına geldiğini
anımsayalım), tümel tiyatro'da mekân düzenleyici yapı kurucu kişidir.
Yönetmen ya mekân düzenleyiciliği de yüklenecektir, ya da mekân düzenleyicinin
kurduğu yapının içini doldurmakla yetinecektir.
Mekân-zamansal kuruluşun okunması göstergebilimsel bir çalışmayı da
birlikte getirir. Yeni tiyatral yapının, anlambilimsel ve biçim-ruhbilimsel yüklere
göre çözümlenmesine el verecek bir çalışmadır bu. Mekân-zamansal yapıyla
metin arasındaki bağ, ancak bu çözümlemeyle açığa çıkarılır.
II
Yazarın ortaya koyduğu oyunu değil metni ele alacaktır tümel tiyatro.
Ne ki, yazarın metni geleneksel tiyatronun dural verileri içinde kurmuş olması,
metnin çoğu yerde öne ya da arda doğru kendini sürdürmesini engeller. Tümel
tiyatro metni de yeniden üretecektir.
Oyunun dural sahne mekânına kapatılması, yazarı, tiyatral yapıyı
kurmada ikincil yan öğelerden yararlanmaya iter. Örnekse, Aziz Nesin'in Bişey
Yap Met'inde, dışardakiler/içerdekiler soyutlaması vurgulanırken,
dışardakiler sürekli dalgalanmayla gidip gelen dış-seslerle verilir. Tümel
tiyatro, Nesin'in metnini ele aldığında bu soyutlamayı tümel yapıya
aktaracak, dışardakiler mekân-zamansal devinimle, yatayda ve düşeyde gelişen,
seyirciyi n'inci boyutta kavrayan oyun alanına katılacaktır (metinsel
gerçekliğin, yorumun mekân-zamansal kuruluşa yansıtılması bu denli yalınkat
değildir kuşkusuz, karmaşık bir süreci içerir; ne ki bu yalın örnek de, tümel
tiyatro'nun metne nasıl yaklaşacağını gösterir).
Kapıların Dışında da (Wolfgang Borchert) benzeş bir soyutlama içerir
(Kapı'nın önü ve ardı). Ne ki, Borchert de oyunu geleneksel yapı bağlamında
düşündüğünden, bu soyutlamayı yalnızca tek boyuta, zaman boyutuna yansıtmış,
bu ise, metnin kendini budamasını, kendine sınırlar çizmesinin getirmiştir
(soyutlama salt dış öğelerle ve zamansal bölümlenmeyle aktarılır).
Oyunda, kapı'nın öte yakasında, fantastik bir katman da (yine zaman
boyutuna bağlı olarak) kendini ele verir (Elbe rmağı ve düş). Tümel
tiyatro, üst-katmanlaşmayla, Borchert'in metnindeki soyutlamayı mekân-zamansal
kuruluşa aktarırken, fantastik boyutu da alt-katmanlaşmayla yansıtacak,
metnin özgür gelişimine, kendini tamamlamasına olanak tanıyacaktır (çünkü
katmanlaşma mekânda eşzamanlı varoluşu da içerecektir). Görüldüğü
gibi, mekân-zamansal kuruluşla metin arasındaki eytişimsel ilişki,
birbirlerini karşılıklı yaratmaları kurar tümel tiyatro'yu. Bu da, tümel
tiyatro'nun kendi yazarını yaratmasını zorunlu kılar.
III
Tümel tiyatro kendi oyuncusunu da yaratmak zorundadır. Mekân-zamansal
kuruluş ancak oyuncunun varoluşuyla tiyatral yapıya dönüşür. Ne var, bütünselliğini
kazanmış tiyatral mekânla (bu bütünün bir parçası olan seyirciyle),
oyuncunun ilişkisi (iletişimi) yeni bir oyunculuk anlayışı getirir. Bu ise,
yorumla mekân-zamansal konum/devinim arasındaki ilişkinin bilincine varmış
bir oyunculuktur (bu bağlamda Meyerhold ve Grotowski'nin çalışmaları anımsanmalı).
IV
Bugüne dek, tümel tiyatro adlandırmasının değişik kullanımları
olmuştur. Sahneye ya da oditoryuma eksenel dönme verilmesi gibi mekanik
olanaklardan, sinemadan, çağın getirdiği tüm tiyatro dışı uygulayımlardan
yararlanmayı amaçlayan, ne ki tiyatronun kendi temel olanaklarını bir yana
iten tiyatroya da tümel tiyatro denmiştir (Grotowski, Yoksul
Tiyatroya Doğru adlı yapıtında bu anlamda kullanır tümel tiyatro'yu).
Mimar Gropius da, üç ayrı oyun alanı seyirci ilişkisi seçeneği içeren değişken
tiyatro tasarısına tümel tiyatro adını vermiştir. Her iki anlamının da dışında
kullanıyorum tümel tiyatro'yu. Çevresel tiyatro, çevre düzenlemesi
adlandırmalarınınsa, bu tiyatronun özünü yeterince vermediği kanısındayım.
|
|