reklam

Sorular & Cevaplar
Diyalog 2002 > Defne Koz

Tarih: 04 Şubat 2002
Yer: Arkitera Forum

 

oguz cankan 
Sayın Defne Koz,

Uluslarası platformda başarılı bir tasarımcı olarak Turkiye'deki ve dünyadaki tasarıma ve tasarımcıya bakış açılarını hem müşteri, hem de diğer tasarımcılar açısından değerlendirir misiniz?

İtalya gibi endüstri tasarımında gelişmiş bir ulkede yabancı olarak iş yapmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?

teşekkürler...

Defne Koz 
Endüstrilerin-Türk ya da olmayan- tasarımcı diye bir ayrım yaptığına inanmadığım için genel olarak müşterilerin tasarımcıya bakış açısını değerlendirebilirim. Bilinçli ve tasarımcı ile bütünleşmesi gereğini anlayan endüstriler ve bu değerleri taşımayan endüstriler diğe ikiye ayırabiliriz belki endüstrileri... Ne yazık ki ikinci tipde yer alan endüstriler yani tasarımcıya verilmesi gereken değer ve önemi tanımayanların varlığı çoğunlukta. Ancak zaman ilerledikçe endüstriler tasarımcının değerini, tasarımcı olmadan kendi üretimlerindeki kimlik farklılıklarını elde edemeyeceklerinini daha iyi anladıklarından sanırım ileriki dönemlerde tasarımcının konumu bir hayli farklı olacak.

Yabanc veya değil – ikisi arasında pek fark yok başka ülkelerde iş yapmanın. Ancak tasarımbilincinin başladığı ve tasarımcı enflasyonunun var olduğu bir memlekette iş yapmanın güç olduğunu söyleyebilirim. Burası öyle bir piyasa ki; endüstriler çok zor tasarım ürünleri beğenir...tasarımcılar diğer tasarımcıları zor sever...arkası kuvetli olanlar bu piyasada daha çabuk ilerler vs.vs. Ancak kendi kendinize ayakta durmaya çalışarak bu kolay olmayan koşullarda üretimimizi piyasada görebiliyorsanız ve bu zoru başarabiliyorsanız iyi firmalarla ve yaptığınız iş bu çerçevede pozitif kommentler alıyorsanız o zaman İtalya’da iş yapmanın yegane avantajını yaşıyorsunuz. O da manen duyduğunuz haz!


fuga
eğitim

merhaba anladigim kadariyla siz de eğitiminize tasarim uzerine başlamamiş ama daha sonra çeşitli workshop ve italyadaki eğitiminizle devam etmişsiniz..

product yada object design çalismalariniz için katildiğiniz kurslari
yada kazandiğiniz formasyonun nasil oluştuğunu biraz açarmısınız.

sonucta türkiyede yurtdışındaki kadar bilimselleşmiş ve alanlara bölünüp özelleşmiş bir mesleki eğitim yok bu konuda bir endüstri tasarımı programı var ama onun dışında ilgili insanlar aldıkları mimari yada iç mimari eğitimi üzerine kendileri çabalıyorlar.

bahsettiğim bu 3 tasarım eğitiminden sonra insanların türkiye ve yurtdışında kabul edilebilir bir freelance designer olarak gelişmeleri için neleri öngörürsünüz...?

fuga
Re: 'tasarım' dediğimiz şey üzerine...

Selam tekrar

telif haklari konusunu sormak istiyorum
burda ulus pazarında bile ) Alessi nin urunlerinin taklitlerini gormek mumkun.Bu konuda dunyada yapilabilen etkili bir uygulama var mi ve bu turkiyede uygulanabiliyor mu nasil.

ayrica siz tasarimlariniz uretilmeden once benzer yada taklitlerinin uretilmemesi icin bir onlem aliyormusunuz yada bunun bi yolu varmi ayrica benzer ve taklit ile ilgili sinir nasil ciziliyor ??

 Defne Koz

İtalyan dili ve edebiyat bölümünden sonra iç mimar olan anne ve babamın bürosunda üç sene boyunca çalışarak ve bu dönem zarfında 3.bölüm 2.döneme özel öğrenci statüsünde ODTÜ endüstri ürünleri tasarımı bölümüne ve ardından Domus Academy’e devam ederek akademik ve “alaylı” eğitim dönemini tamamladıktan sonra gerek Sottsass’ın yanında gerek bireysel çalışmalarımı gerçekleştirdiğim iş hayatında bu eğitim sürecimi devam ettirdim.

Sizin bahsetmiş olduğunuz “alanlara göre özelleşmiş” eğitimin Türkiye’de olmamasına ilişkin söyleyebileceğim küçük bir yorum var: İtalya’da -ki tasarımın beşiği olduğu pek tartışılmaz- son beş altı sene evveline kadar üniversitelerde tasarım ile ilgili bölüm yoktu. (sadece Domus Academy –ki o da sadece master derecesi verir ve yeteneğinize göre kabul eder-) Diğerleri enstitüvari pek çok özel kurslar vardır...yani 50’li 60’lı yıllardan beri tasarım alanında ürün verenlerin hiçbiri endüstri ürün tasarımı bölümü mezunu değildi. Pek çoğu mimardı; (bu arada İtalya’da iç mimari bölümü de yoktu) kimisi grafikerdi kimisi ise konu ile ilgili eğitim almamış ama daha sonra kendini bu konuya yetiştirmiş kişilerdi. İlk endüstri ürünleri tasarım mezunları geçtiğimiz senelerde çalışma hayatına atıldı. Dolayısı ile herşey sadece akademik eğitim ile olmuyor: görgü, kültür, ilgi, araştırmanın aldığınız eğitimle bütünleşmesi zenginleşmesi gerekir.


ayşen 

tasarım eğitiminde teknoloji ve malzeme

Sayın Defne Koz,
tasarım konusuna; mimar, iç mimar veya endüstri ürünleri tasarımcısı olarak ayırt etmeden genel olarak bakacak olursak, tasarım-teknoloji-malzeme ilişkisini nasıl kuruyorsunuz?
Tasarımlarınızdaki teknolojik donanımları deneysel yolla mı yoksa belirli bir teknik bilgi birikimiyle mi gerçekleştiriyorsunuz?
Üniversitelerdeki eğitim programlarına bu konudaki önerileriniz nelerdir?
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için size ulaşabileceğim bir mail adresi iletebilirseniz sevinirim.
Dr. Mimar Ayşen Çelen Öztürk

Defne Koz

Fikir, düşünce... Bizlerin bunu dile vurabilmesi için malzemeyi kullanmamız ve malzemeyi kullanmayı bilmemiz gerekir... Bir sanatçı olmadığımız ve ellerimizle yoğurarak proje yapmayıp, üç boyuta ulaşmadığımız ancak endüstrinin olanakları ile üretebildiğimize göre endüstrilerin de teknolojisini bilmemiz gerekir. Bugün bir malzeme için öğrendiğimiz teknoloji bir sene sonra farklı bir şekilde uygulanabiliyor, dolayısı ile her teknolojiyi aynı ölçüde bilebilmek mümkün değil ama size gelen projede dolayısı ile o projenin üretim teknolojileri hakkında kendinizi sürekli yenileyebilirsiniz.

Aklımıza gelen parlak bir fikir varsa ama o fikrin nasıl gerçekleştirileceği konusunda derinleşemiyor hangi malzeme, hangi teknoloji ile üretilebileneceği bilinmiyorsa o zaman o fikrin değeri sıfırdır.

Elbette malzeme ve malzemelerin teknoloji ile işlenmesine ilişkin bilgilerin genel ve uygulamaları olarak üniversitelerde verilmesi faydalı ancak öğrenciye orada verilen eğitimin devamının kendisinin “gerçek hayat”ta da sürekli araştırma ile devam ettirmesi gereği vurgulanmalıdır.


rennie

Sayın Defne Koz,


1. Genelde başarılı endüstri ürünleri tasarımların zekice anolojilere dayandırılmış, görünce insana keyif veren ve çoğunlukla gülümseten tasarımlar oluyor. (sizin "askı" tepsiniz, Starck'ın pek çok tasarımları gibi) Bu noktada endüstri ürünleri tasarımını akıllıca yapılmış reklamlara da benzetmek mümkün.

Bunun nedeni gerek endüstri ürünleri tasarımlarının gerekse reklamların tüketime yönelik ürünler olmasından mı kaynaklanıyor?

2. Bauhaus döneminden beri endüstri ürünlerinin tasarım felsefesinde bir ürünü çok miktarda ucuza mal etmek varken konumuz olan pek çok başarılı endüstri tasarımı az miktarda ve pahalı olarak piyasaya sürülüyor. Bu çelişki konusunda ne düşünüyorsunuz?

3. Mimarlıktaki yoğun eleştiri trafiği, teoriler üretme, mimarlık üretimini felsefeye bağlama, mimari konseptlere anlam yükleyip bu anlamları mimarlık dışı alanlarla ilişkilendirme gibi biz mimarların çokca başvurduğu "teknikler" Endüstri ürünleri tasarımında da var mı? Endüstri Ürünleri tasarımında teori, felsefe ilişkisi ne boyutta kullanılıyor?

Defne Koz

Birinci sorunuzun çıkış noktasına katılmıyorum ve bu “ludik” tasarımların tasarım tarihinde arayış dolu, geçici ve iz bırakmayan bir dönem olarak kalacağını umuyorum. Ancak dediğimiz gibi bu tarz (zekice veya değil) gülümseten tasarımların alıcı kitlesinin yelpazesini bir hayli genişlettiği bir gerçek ama alıcı kitlesine, ille de “penis”i çağrıştıran mutfak gaz çakmakları (bkz. Allesi) ile değil de çok daha kaliteli ürünlerle de genişletebilmek mümkün. Tıpkı medyada ya da reklamlarda olduğu gibi... Keyif veren tasarımların ille de üzerinde kaşı gözü olmasının ya da herhangi bir nesneyi çağırıştırmasının gerekmediği kanısındayım.

İkinci sorunuzdaki “çelişki” nin var olduğu muhakkak. Ancak bugün pek çok farklı kapasitede üreticilerin olduğu da bir gerçek; tam bir “mass production” yaparak günde 500 adet küvet üreten firmanın yanında ayda 500 adet üreten de var ve elbette fiyat unsurları bu üretim kapasitelerine göre değişiyor.

Bir ürünün ortaya çıkışından sonra bir felsefeye bağlanmasındansa, edindiğimiz bir düşüncenin kafamızdaki bilgilerle yoğrulmasından sonra ancak bir ürüne ulaşacağımızı tahmin ediyorum. (daha doğrusu ben başka türlü düşünemiyorum...)


FLuXuS

..?

...sizce `modern`lik nedir ?

geçmiş bölümlerin özeti için..
(bkz: Emre Arolat)
(bkz: Arkitera'nın GA'ya hain saldırısı)

Defne Koz

Sorunuz çok güzel ancak tartışmak açısından uzun zaman isteyen bir soru.
Günün birinde karşılaşacak olursak uzun uzun tartışırız.

Modern akım döneminde, modernliği içeren "progres"in belirli bir doğrultusu olduğundan "modern"liği düşünmek belki daha kolaydı.
Ama bugün herkesin kendi "modern"liğini, yaratması gerektiğini düşünüyorum.

Kendiminkini söyleyecek olursam Türk geçmişine bakarak bu kültürün materyal kültür değerlerini postmodernizm yapmadan, çağdaşlaştırarak günümüze uyarlayarak gelecek için ürünler yapmak.

FLuXuS

...

"... Türk geçmişine bakarak bu kültürün materyal kültür değerlerini postmodernizm yapmadan, çağdaşlaştırarak günümüze uyarlayarak gelecek için ürünler yapmak."


çok teşekkürler...
...doğrusu benim niyetim, buraya konuk olan kişilerin tasarımları arkasındaki kilit cümleleri duymak olduğu için bu kadarı,
... benim için yeterli*


mona

kamyon tekerleği

Defne Hanım,

Pirelli için yaptığınız kamyon tekerleği tasarımlarınızı merak ediyorum. Bu tekerlekleri tasarlarken dantelden yola çıktığınızı, bu konuda da kamyoncuların kamyonlarının içini süslemelerini esas aldığınızı duymuştum, bu tasarımın hikayesini gerçekten merak ediyorum.

Ev akseuarları ve mobilya tasarlarken, yani daha çok estetik yönü ağır basan objelerden sonra kamyon tekerleği tasarlamak sizi zorladı mı?

 Defne Koz

Kamyon lastiğinin alın kısmında sadece 0.3mm’lik bir rölyef ile yapılabilinecek bir grafik çalışması, bahsettiğimiz proje... Renk kullanmak yok. Sadece belli belirsiz ışık ve gölge oyununun olduğu bir proje. Sizin de bildiğiniz gibi bu projede kamyon şöförlerimizin şöför mahallerini son derece “domestic” kılma arzuları (karısının ördüğü danteller, yapay çiçeklerle dolu vazocuklar, sevgilisinin, ailesinin fotoğraflarını bezeyen sallantılı süsler, yastıklar....vs.vs) elbette bir kamyon lastiği tasarlayacak bir Türk tasarımcısını etkiler.

Kamyon lastiğinin o heybetli gövdesinde bu yaşam dolu espası, benim için simgeleyen sıcaklık ve zerafet dolu oya/dantel temaları ile işlemek isteyişim Pirelli üreticilerini pek de sevindirmedi, kendileri “sizin kamyon şöförlerinizi bilmeyiz ama bizimkiler maçodur” deyince, düşündüğümüzün çok farklı algılanabileceğini anladım ve bu sefer fikrimden 180 derece uzaklaşarak “medusa başını” işledim.

Kamyon lastiği için yaptığımız bu grafik tasarım sizin sorduğunuz gibi diğer projelerden daha fazla bizi zorlamadı...Büromuzda yapılan (hi-fi tasarımından blendır”a, lamba tasarımından araba konsepti tasarımlarına kadar) projeler arası herhangi bir ayrım yapılmadan aynı hassasiyet ve ciddiyet ile yaklaşıldığından projeleri “estetik yönü olan” ya da “olmayan” diye ayıramayız...kaldı ki bu pirelli/medusa projesi daha evvel de değindiğim gibi grafik yönü ağır basan bir projeydi.


Zeynep

Tasarıma Saygı

Sizin düşüncenizi merak ediyorum;
"İtalya'da kalmayıp Türkiye'ye dönseydiniz, yine dünyaca tanınan bir tasarımcı olabilirmiydiniz?"

Sizinle ilgili çeşitli zamanlarda, mimari projelerimizle ilgili Alparda, İznik Çini Vakfı ve Vitra Seramik'ten ürün seçerken, ürünler hakkında bilgi veren satıcıların sizden övgüyle bahsetmeleri çok ilgimi çekti. Daha doğrusu tasarımcıya saygı gösterilmesi Türkiye'de çok alıştığımız bir şey değil. Bu saygıyı yarattığıız için sizin Türkiye'de zoru başardığınıza inanıyorum. Genç Tasarımcıların ve tasarımcı adaylarının sizi örnek almaları dileğiyle....


Defne Koz

Dilekleriniz için teşekkürler...
İtalya’da kalmayıp Türkiye’ye o dönem dönseydim sanırım biraz kısır kalırdım düşüncelerimde... 90’lar ile 2000’ler arasında farklılık elbette var memleketimizde ama yine de farklı kültürlerle ilgilenmenin ya da bu kültürlerde deneyimler kazanmanın faydalı olacağını sanıyorum.


NURBS

Endüstri Ürünleri Tasarımında önemli husular?

Sayın Defne Koz, son sınıfta bir tasarım öğrencisi olarak öğrenmek
istediğim End. Ürn. Tasarımında Türkiye'deki okulların sanayi ile iç içe olmamasından dolayı kaynaklanan sorunlar sizce nelerdir ve bu eksikleri kendi kendimize nasıl halletmeliyiz.

Master Eğitiminde Okulların Üniversite yıllarından farklı olarak vermesi gereken konular nelerdir.

Bilgisayar destekli tasarım'da tercih edilmesi gereken programlar nelerdir.

Teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyorum
Kerem Erhan
[email protected]

Defne Koz

Tasarım eğitiminin endüstriler ile iç içe olması elbette gerekir: ancak bu ilişki üretim aşamasında ziyaret edilen endüstriler ıle sınırlı kalmamalı…öğrenciler endüstriler ile beraber workshoplar yapmalı ki tam olarak bir müşteri-tasarımcı ilişkisinin provası yaşansın ve endüstrinin bir ürune yaklaşırken nelere dikkat ettiği ogrenilebilinsin…
Sizin bu konuyu nasıl halledebileceğinizi açıkcası ben bilemem ama pekçok sınırlı kalmış konservatif akademik yaklaşımları daha farklı eğitim tarzına ikna etme calışmanızın boşa gitmeyeceğini tahmin edebilirim.
Bilgisayar sizin de tahmin edebileceğiniz gibi sadece bir araç. Tasarılarınız önce beyinde sonra ister peçete üzerindeki eskizlerde ister çizim masalarında isterse bir computer ekranında bitebilir… bu dönemde komputer kullanmanın bir farz olduğu muhakkak hatta aksi takdirde gelecekte iş de bulamazsınız… ama bu sizin için bir dert olmamalı…boş vakitlerinizde süreklı farklı programlar üzerinde deneyimler yaparak en verimli olabileceğini düşündüğünüz ya da kullanabıldiğiniz programlar üzerinde yoğunlaşmanızı tavsiye ederim zira yaptığınız projelere göre birbirinden farklı programlar kulanılıyor..sizden tek ricam, komputer programlarını yaratıcılığınız ile birlikte zenginleştirerek kullanmanız.. bir mühendis projesının gerçekleştirildiği gibi değil…


gecekondus

selam

sizin sottsass ile edit ettiginiz fol dergisinın ışık konulu sayısını okumustum.... tasarımı satmak konusunda bir beceriniz oldugunu düşünüyorum ..dogru yerde ve dogru zamanda bulunmak yani...güzel bir kadın olmanızın da avantajı olmuş ? (yanlış anlasılmayacagını umarak soyluyorum yarı şaka sottsass öyle demiş sizin için işe başlarken )
*kadın tasarımcılar konusunda hiç düşündünüz mü
*rekabet ve ''iş kapma'' edimleri hakkında ne düşünüyorsunuz
*müşteri seçme lüksünüz var mı

*tasarımda secme noktasına geldıgınızde vazgecemeyecegınız şeyler var mı ..mesela ille de % 100 fonksıyon demıyorsunuz anladıgım kadarıyla
*bizde tasarımda takım çalışması zıhnıyetı pek yerleşmiş değil henüz ..bunu neye baglıyorsunuz

Defne Koz

Fol dergisini nadir okuyanlardan olduğunuz için memnun oldum.

Doğru zamanda doğru yerde bulunmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Ama sizin tahmin ettiğiniz gibi benim böyle bir becerim veya şansımın olmadığını tasarladığım ve üretime çeyrek kala duran projelerin sayısının üretilen projelerinkinden çok çok daha fazla olduğunu söylersem anlayabilirsiniz.

Kadın olmanın bır avantajı var idiyse bile –ki sanmıyorum- bunu kullanmadım.
Bu arada kadın tasarımcılara ilişkin neyi düşünmem gerektiğini de anlamadım sorunuzda…

Gençken Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde 14 sene boyunca yaptığım –son 6 senesi profesyonel- bale çalışmaları sonucundan sahneye çıkma şansına sahip oldum. Ancak sahne arkasındaki rekabet ve söylentiler dolu ortam beni bu tutkumdan uzaklaştırdı. Ancak seneler sonra aynı sevimsiz ortamın içersinde ister istemez kendimi buluverdim…istisnalar bir yana –ki ben bu istisnalar ile dolu olan bir arkadaş ve profesyonel cevre içersinde olduğum için şanslıyım- genelinin böyle bir ortamdan oluştuğunu soyleyebilirim.. sanırım yaratıcılığın/yeteneğin girdiği her ortamda ne yazık ki kendini gösteriyor…
Tasarımda takım calışma deneyimlerinin az olduğunu vurguluyorsunuz.bu sanırım yukarıda bahsi geçen rekabetten kaynaklanıyor olmasın. Halbuki düşünceyi paylaşmak kadar keyifli ne olabılır?
Müsteri seçme lüksüne gelince müşterilerimin yüzde yetmişini kaybetme pahasına olsa bile ruhu olan ve tasarımcı ile çalışmasını bilebilen bilinçli endüstriler. müşteriler ile calışmayı tercih ediyorum.

gecekondus

kadın tasarımcı

tasarımda bir erkek egemenliği oldugunu düşünüyor musunuz mesela. tasarım yenı bır oldu bu ülkede..yine erkekler var öncelikli olarak ..onların büroları ..vs

köşe başlarını tutmus bürolar ..mimarlar ..ne iş yapacagız ...kim için çalısacagız


TheotheR  

sayın defne koz,

tasarımcı olmak isteyen bir işletme mezununa, farklı bölümden mezun olduğunuz halde bu mesleğe başlayan biri olarak kendisini nasıl geliştirmesini tavsiye edersiniz?
tasarımcı olmaya ne zaman karar verdiniz?lisans eğitiminiz sırasında ileride başarılı bir tasarımcı olmayı hiç düşünüyormuydunuz ve bu dönemde kendinizi geliştirmek için nasıl bir yol izlediniz?

cevaplarınızın bana gerçekten bir yol gösterici olacaktır.
teşekkürler....

Defne Koz

 


bogachan

'tasarım' dediğimiz şey üzerine...

Sn. Defne Koz,

'Mekanları', 'binaları' tasarlayanlara mimar, Nesneleri tasarlayanlara endüstiyel tasarımcı, olarak kimliklerin ayrıştırılarak tanımlanma eğilimi, ‘tasarım’ konusu söz konusu olduğunda tam tersine ortak bir çerçevede kavranır ve tartışılır. Örneğin, mimarlar arasında yaygın olan bir kavrayış biçimi olan '...kültablası tasarlama ile herhangi bir yapı tasarlama arasında fark yoktur .' gibi bu ve benzer tanımlamalar, tasarlarlama etkinliğini konumlar üstü bir zemine taşımaktadır. Oysa bu tür kavrayışlar ve tanımlamalar tasarlayan ve tasarlanan arasındaki ilişkilerinin özgün doğalarının kavranmasını zorlaştırmakta, tasarımı öznelerinden ayırıp ‘öznel kimlik’ yerine ‘mesleki/disipliner kimlik’ üzerinden ya da ‘ konumlar üstü bu durumun sınırları’ üzerinden tartışılan bir etkinliğe dönüştürmektedir.

1.Siz ve nesneleriniz arasında kurduğunuz o 'öznel' ilişkiyi açarmısınız ?Bu ilişkide ‘tasarım’ nerede ve nasıl varoluyor ?

2. Domus academy'de aldığınız tasarım eğitiminde ve ortamında, ‘tasarım’ nasıl kavranıyordu ? Bu eğitimin sizin tasarımcı kimliğinizdeki rolü nedir ?
ve
örneğin Domus Academy'de bir ‘geleneksel bir tasarım kimliği’ nden söz edilebilir mi? Eğer edilebilirse bu kimliğin sizin şu an ki konumunuz ve kimliğinizle hangi noktalarda örtüştüğü ve ayrıştığı söylenebilir ?

iyi forumlar.


Defne Koz

 

 


fatih ermihan 

Sevgili Defne Merhaba,

Böyle hitap ediyorum çünkü seni daha önce tanıma ve aynı stüdyoları paylaşma şansı bulduğum için. 1988 ODTÜ Mimarlık mezunuyum dediğimde belki tanıyabilirim diyeceksin ama pek de şansın kalmadı galiba zira yıllar yüzleri değiştirdi.)))

Tabii burası bir sohbet etme yeri değil, bu nedenle uzun uzun yazmak ve anlatmak diğer katılımcılara haksızlık yapmak olur. Öyle güzel ve iyi sorular var ki acaba daha ne eklenebilir diye düşünmeden kendimi alamadım. Bir merhabanın yanında küçük bir soru da benden olsun:

Bu güne kadar arada sırada da olsa hiç dekorasyon projesi çizdin mi veya uyguladın mı? Hiç vaktin olup da yeni finishing malzemeleri tanıyarak bir yerlere uygulama yaptın mı?

Bunu sormamın sebebi şu elbette. Tasarladığın objelerin kendine has özel yerlerde bulunmasını istemek son derece doğal. Bu şansı yakalayıp küçük nişler, küçük odalar yaratayım derken olaylar seni başka ölçeklere götürebilmiş olabilir.

Görüşmek umuduyla.

Fatih Ermihan
Mimar

Defne Koz

Mekan (mağaza, ev, ofis) tasarımları gerçekleştirdim; gerçekleştiriyorum… yeter ki müşterilerimle aynı frekanslarda olabilelim.. doğru mekanlar yaratmasını bilebilmek ve o mekanları iyi kullanabilmek -her ne kadar mimar olmadığım için haddim değilse de- benim için küçük ölçeklerde düşünülen tüm değerleri büyük ölçeklere taşımak son derece keyif verici… materyalleri doğru ya da alışılagelmişin dışında (ama doğru) uygulamak veya alışılagelmişin dışında materyaller kullanmak hem benim için hem de müşterilerim için tatmin edici oldu… bütün yapmış olduğum bu projelerde de büyük bir keyifle çalıştım.


rennie

grafik-moda-endüstri ürünleri tasarımı

Grafik tasarımdaki ürünlerin eskimesi ve tedavülden kalkması gerek modaya gerekse endüstri ürünlerine göre daha uzun sürüyor. Örneğin 1950'lerin Amerika'sında Raymond Loewy'nin yarattığı lokomotifler, buzdolapları, televizyonlar, elektrikli ev aletleri, koltuklar artık antikacılarda bulunurken hala Loewy'nin yarattığı Coca Cola, Shell, Lucky Strike logolarını kullanıyoruz. Bunun nedeni kapitalizmin grafik tasarım ürünlerini sürekli gündemde tutarak "şirket"i ölümsüzleştirmesi; endüstri ürünlerini de sürekli "öldürerek" üretim çarkını döndürmeye çalışması olabilir.

Bu açıdan bakınca endüstri ürünleri tasarımcıları kapitalizmin yarattığı bir alanda top koşturuyorlar, bu çarkın dönmesine hizmet ediyorlar denilebilir. (kapitalizm karşıtı olduğum filan anlaşılmasın bu tespitimden) Bu konuda size eleştiriler geliyor mu?

Endüstri Ürünleri Tasarımını moda ve grafik tasarımı ile nasıl ilişkilendiriyorsunuz? Yoksa sizce tamamen birbirinden bağımsız alanlar mı? Sizin grafik tasarımı konusunda çalışmalarınız var mı?


Defne Koz

 


cercis 

bir arkadaşım unicahome.com sitesinde 'ray' fruit bowl tasarımınızı gösterdi ve ben buna 129$ vermem dedi. nedir bir meyve tabağının yaklaşık 170 milyon TL. değerinde olmasını sağlayan?

Defne Koz

Alessı “Ray” tasarımının gercek fıyatı sanırım 95 euro cıvarında…yanı sıızn gordugunuz fıyatın daha asagısında, ama onemlı olan bu degıl…onemlı olan arkadasınızın zıhnıyetı –cok da gercek ve de cok da seker-… eger bu fıyatın yarısı olsa ıdı dahı sızın arkadasınız o urune bu parayı vermek ıstemeyecektır..cunku o, bu urune baktıgında; seffaflık derecesınde kullanılan bır materyalın bır metalın bır “volum” yaratabıldıgını goremeden, ya da tıpkı Man Ray’ın fotograflarındakı gıbı golge ısık oyunlarının hazzına varamadan gordugu kaptan farklı bır beklentı ıcersınde!


iskender

...........teşekkürler........

Defne Koz

 


Onur Teke 

Merhaba
Forum sayesinde yaptiginiz tasarimlariniz ve inanilmaz ozgecmisiniz hakkinda detayli bilgiye ulasma sansim oldu.Italyan dili ve sonra birkac workshop vee taninmis unlu bir tasarimci.sanirim olmasi gereken hikayede bu.Cok basarili kutlamak isterim.
size sormak istedigim sorular

1:bir tasariminizin hikayesini anlatabilirmisiniz(process)
2:surekli bir asama gosteren bilgisayar destekli tasarim araclarinin fikirlerinize olan etkisi.formlarinizdaki degisiklik yada dusunce yapisindaki farklilik olarak.
3:buronuzda size yardimci olan insanlarin neler yaptigi.ne tur egitim asamalarinda gectigi.Bu insanlari secerken ne tur kriterler oldugu

sevgiler

Defne Koz


doktor 

Bilinçli tercihler mi?

Merhabalar,
lisanas eğitiminizi İtalyan dili üzerine yapmışsınız. Bu tercihiniz ileride İtalya'da tasarım okumak istediğiniz için adılmış bilinçli bir adım mıydı? Bunu sormamdaki neden özgeçmişinize bakılınca Türkiye Üniversite sınavı şartlarında bu bölümü kazandınız ve bu sırada tasarımcı olmak istediginizi anladınız şeklinde bir yoruma olanak tanıyor.Ben hedeflerinizi ne zaman belirlediğinizi ve bunun başarınızı nasıl desteklediğini öğrenmek istemiştim...

Defne Koz

 


cashmere  

Sayın Defne Koz

Herşeyden önce dünya çapında ünlü sayılı TÜRK tasarımcılarından olduğunuz için sizi tebrik ederim.
*-sizin yolunuzda ilerlemek isteyen yeni tasarımcı adaylarına ne önerirsiniz?
*-yeni tasarımcı adaylarının tasarımların dünya çapında sergileyip-pazarlayabilecekleri ortam varmıdır?var ise bu nasıl ve nerede olabilir, bu konudaki bilgi ve yardımlarınızı bizimle paylaşırmısınız?

başarılarınızın devamını dilerim...sizinle birgün tanışabilmek dileğiyle...teşekkürler

Defne Koz

 


NOT: Defne Hanım'ın Diyalog'a ayırdığı süre sona erdiği için, yanıtlanamayan sorulara zaman içerisinde cevap vermeye çalışacağını bildirmiştir.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz