oguz
cankan
Sayın Defne Koz,
Uluslarası platformda başarılı bir tasarımcı olarak Turkiye'deki ve dünyadaki
tasarıma ve tasarımcıya bakış açılarını hem müşteri, hem de diğer
tasarımcılar açısından değerlendirir misiniz?
İtalya gibi endüstri tasarımında gelişmiş bir ulkede yabancı olarak iş
yapmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
teşekkürler...
Defne
Koz
Endüstrilerin-Türk ya da olmayan- tasarımcı diye bir ayrım yaptığına
inanmadığım için genel olarak müşterilerin tasarımcıya bakış açısını
değerlendirebilirim. Bilinçli ve tasarımcı ile bütünleşmesi gereğini
anlayan endüstriler ve bu değerleri taşımayan endüstriler diğe ikiye ayırabiliriz
belki endüstrileri... Ne yazık ki ikinci tipde yer alan endüstriler yani
tasarımcıya verilmesi gereken değer ve önemi tanımayanların varlığı çoğunlukta.
Ancak zaman ilerledikçe endüstriler tasarımcının değerini, tasarımcı
olmadan kendi üretimlerindeki kimlik farklılıklarını elde
edemeyeceklerinini daha iyi anladıklarından sanırım ileriki dönemlerde
tasarımcının konumu bir hayli farklı olacak.
Yabanc veya değil – ikisi arasında pek fark yok başka ülkelerde iş yapmanın.
Ancak tasarımbilincinin başladığı ve tasarımcı enflasyonunun var olduğu
bir memlekette iş yapmanın güç olduğunu söyleyebilirim. Burası öyle bir
piyasa ki; endüstriler çok zor tasarım ürünleri beğenir...tasarımcılar
diğer tasarımcıları zor sever...arkası kuvetli olanlar bu piyasada daha çabuk
ilerler vs.vs. Ancak kendi kendinize ayakta durmaya çalışarak bu kolay
olmayan koşullarda üretimimizi piyasada görebiliyorsanız ve bu zoru başarabiliyorsanız
iyi firmalarla ve yaptığınız iş bu çerçevede pozitif kommentler alıyorsanız
o zaman İtalya’da iş yapmanın yegane avantajını yaşıyorsunuz. O da
manen duyduğunuz haz!
fuga
eğitim
merhaba anladigim kadariyla
siz de eğitiminize tasarim uzerine başlamamiş ama daha sonra çeşitli
workshop ve italyadaki eğitiminizle devam etmişsiniz..
product yada object design çalismalariniz için katildiğiniz kurslari
yada kazandiğiniz formasyonun nasil oluştuğunu biraz açarmısınız.
sonucta türkiyede yurtdışındaki kadar bilimselleşmiş ve alanlara bölünüp
özelleşmiş bir mesleki eğitim yok bu konuda bir endüstri tasarımı programı
var ama onun dışında ilgili insanlar aldıkları mimari yada iç mimari eğitimi
üzerine kendileri çabalıyorlar.
bahsettiğim bu 3 tasarım eğitiminden sonra insanların türkiye ve yurtdışında
kabul edilebilir bir freelance designer olarak gelişmeleri için neleri öngörürsünüz...?
fuga
Re: 'tasarım'
dediğimiz şey üzerine...
Selam tekrar
telif haklari konusunu sormak istiyorum
burda ulus pazarında bile ) Alessi nin
urunlerinin taklitlerini gormek mumkun.Bu konuda dunyada yapilabilen etkili bir
uygulama var mi ve bu turkiyede uygulanabiliyor mu nasil.
ayrica siz tasarimlariniz uretilmeden once benzer yada taklitlerinin
uretilmemesi icin bir onlem aliyormusunuz yada bunun bi yolu varmi ayrica benzer
ve taklit ile ilgili sinir nasil ciziliyor ??
Defne
Koz
İtalyan dili ve edebiyat bölümünden
sonra iç mimar olan anne ve babamın bürosunda üç sene boyunca çalışarak
ve bu dönem zarfında 3.bölüm 2.döneme özel öğrenci statüsünde ODTÜ
endüstri ürünleri tasarımı bölümüne ve ardından Domus Academy’e devam
ederek akademik ve “alaylı” eğitim dönemini tamamladıktan sonra gerek
Sottsass’ın yanında gerek bireysel çalışmalarımı gerçekleştirdiğim iş
hayatında bu eğitim sürecimi devam ettirdim.
Sizin bahsetmiş olduğunuz “alanlara göre özelleşmiş” eğitimin Türkiye’de
olmamasına ilişkin söyleyebileceğim küçük bir yorum var: İtalya’da -ki
tasarımın beşiği olduğu pek tartışılmaz- son beş altı sene evveline
kadar üniversitelerde tasarım ile ilgili bölüm yoktu. (sadece Domus Academy
–ki o da sadece master derecesi verir ve yeteneğinize göre kabul eder-) Diğerleri
enstitüvari pek çok özel kurslar vardır...yani 50’li 60’lı yıllardan
beri tasarım alanında ürün verenlerin hiçbiri endüstri ürün tasarımı bölümü
mezunu değildi. Pek çoğu mimardı; (bu arada İtalya’da iç mimari bölümü
de yoktu) kimisi grafikerdi kimisi ise konu ile ilgili eğitim almamış ama
daha sonra kendini bu konuya yetiştirmiş kişilerdi. İlk endüstri ürünleri
tasarım mezunları geçtiğimiz senelerde çalışma hayatına atıldı. Dolayısı
ile herşey sadece akademik eğitim ile olmuyor: görgü, kültür, ilgi, araştırmanın
aldığınız eğitimle bütünleşmesi zenginleşmesi gerekir.
ayşen
tasarım eğitiminde
teknoloji ve malzeme
Sayın Defne Koz,
tasarım konusuna; mimar, iç mimar veya endüstri ürünleri tasarımcısı
olarak ayırt etmeden genel olarak bakacak olursak, tasarım-teknoloji-malzeme
ilişkisini nasıl kuruyorsunuz?
Tasarımlarınızdaki teknolojik donanımları deneysel yolla mı yoksa belirli
bir teknik bilgi birikimiyle mi gerçekleştiriyorsunuz?
Üniversitelerdeki eğitim programlarına bu konudaki önerileriniz nelerdir?
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Bu konu hakkında daha detaylı bilgi alabilmek için size ulaşabileceğim bir
mail adresi iletebilirseniz sevinirim.
Dr. Mimar Ayşen Çelen Öztürk
Defne
Koz
Fikir, düşünce... Bizlerin
bunu dile vurabilmesi için malzemeyi kullanmamız ve malzemeyi kullanmayı
bilmemiz gerekir... Bir sanatçı olmadığımız ve ellerimizle yoğurarak
proje yapmayıp, üç boyuta ulaşmadığımız ancak endüstrinin olanakları
ile üretebildiğimize göre endüstrilerin de teknolojisini bilmemiz gerekir.
Bugün bir malzeme için öğrendiğimiz teknoloji bir sene sonra farklı bir şekilde
uygulanabiliyor, dolayısı ile her teknolojiyi aynı ölçüde bilebilmek mümkün
değil ama size gelen projede dolayısı ile o projenin üretim teknolojileri
hakkında kendinizi sürekli yenileyebilirsiniz.
Aklımıza gelen parlak bir fikir varsa ama o fikrin nasıl gerçekleştirileceği
konusunda derinleşemiyor hangi malzeme, hangi teknoloji ile üretilebileneceği
bilinmiyorsa o zaman o fikrin değeri sıfırdır.
Elbette malzeme ve malzemelerin teknoloji ile işlenmesine ilişkin bilgilerin
genel ve uygulamaları olarak üniversitelerde verilmesi faydalı ancak öğrenciye
orada verilen eğitimin devamının kendisinin “gerçek hayat”ta da sürekli
araştırma ile devam ettirmesi gereği vurgulanmalıdır.
rennie
Sayın Defne Koz,
1. Genelde başarılı endüstri ürünleri tasarımların zekice anolojilere
dayandırılmış, görünce insana keyif veren ve çoğunlukla gülümseten
tasarımlar oluyor. (sizin "askı" tepsiniz, Starck'ın pek çok tasarımları
gibi) Bu noktada endüstri ürünleri tasarımını akıllıca yapılmış
reklamlara da benzetmek mümkün.
Bunun nedeni gerek endüstri ürünleri tasarımlarının gerekse reklamların tüketime
yönelik ürünler olmasından mı kaynaklanıyor?
2. Bauhaus döneminden beri endüstri ürünlerinin tasarım felsefesinde bir ürünü
çok miktarda ucuza mal etmek varken konumuz olan pek çok başarılı endüstri
tasarımı az miktarda ve pahalı olarak piyasaya sürülüyor. Bu çelişki
konusunda ne düşünüyorsunuz?
3. Mimarlıktaki yoğun eleştiri trafiği, teoriler üretme, mimarlık üretimini
felsefeye bağlama, mimari konseptlere anlam yükleyip bu anlamları mimarlık dışı
alanlarla ilişkilendirme gibi biz mimarların çokca başvurduğu
"teknikler" Endüstri ürünleri tasarımında da var mı? Endüstri
Ürünleri tasarımında teori, felsefe ilişkisi ne boyutta kullanılıyor?
Defne
Koz
Birinci
sorunuzun çıkış noktasına katılmıyorum ve bu “ludik” tasarımların
tasarım tarihinde arayış dolu, geçici ve iz bırakmayan bir dönem olarak
kalacağını umuyorum. Ancak dediğimiz gibi bu tarz (zekice veya değil) gülümseten
tasarımların alıcı kitlesinin yelpazesini bir hayli genişlettiği bir gerçek
ama alıcı kitlesine, ille de “penis”i çağrıştıran mutfak gaz çakmakları
(bkz. Allesi) ile değil de çok daha kaliteli ürünlerle de genişletebilmek mümkün.
Tıpkı medyada ya da reklamlarda olduğu gibi... Keyif veren tasarımların
ille de üzerinde kaşı gözü olmasının ya da herhangi bir nesneyi çağırıştırmasının
gerekmediği kanısındayım.
İkinci sorunuzdaki “çelişki” nin var olduğu muhakkak. Ancak bugün pek
çok farklı kapasitede üreticilerin olduğu da bir gerçek; tam bir “mass
production” yaparak günde 500 adet küvet üreten firmanın yanında ayda 500
adet üreten de var ve elbette fiyat unsurları bu üretim kapasitelerine göre
değişiyor.
Bir ürünün ortaya çıkışından sonra bir felsefeye bağlanmasındansa,
edindiğimiz bir düşüncenin kafamızdaki bilgilerle yoğrulmasından sonra
ancak bir ürüne ulaşacağımızı tahmin ediyorum. (daha doğrusu ben başka
türlü düşünemiyorum...)
FLuXuS
..?
...sizce `modern`lik nedir ?
geçmiş bölümlerin özeti
için..
(bkz: Emre Arolat)
(bkz: Arkitera'nın GA'ya hain saldırısı)
Defne
Koz
Sorunuz çok güzel ancak tartışmak
açısından uzun zaman isteyen bir soru.
Günün birinde karşılaşacak olursak uzun uzun tartışırız.
Modern akım döneminde, modernliği içeren "progres"in belirli bir
doğrultusu olduğundan "modern"liği düşünmek belki daha kolaydı.
Ama bugün herkesin kendi "modern"liğini, yaratması gerektiğini düşünüyorum.
Kendiminkini söyleyecek olursam Türk geçmişine bakarak bu kültürün
materyal kültür değerlerini postmodernizm yapmadan, çağdaşlaştırarak günümüze
uyarlayarak gelecek için ürünler yapmak.
FLuXuS
...
"... Türk geçmişine
bakarak bu kültürün materyal kültür değerlerini postmodernizm yapmadan, çağdaşlaştırarak
günümüze uyarlayarak gelecek için ürünler yapmak."
çok teşekkürler...
...doğrusu benim niyetim, buraya konuk olan kişilerin tasarımları arkasındaki
kilit cümleleri duymak olduğu için bu kadarı,
... benim için yeterli*
mona
kamyon tekerleği
Defne Hanım,
Pirelli için yaptığınız kamyon tekerleği tasarımlarınızı merak
ediyorum. Bu tekerlekleri tasarlarken dantelden yola çıktığınızı, bu
konuda da kamyoncuların kamyonlarının içini süslemelerini esas aldığınızı
duymuştum, bu tasarımın hikayesini gerçekten merak ediyorum.
Ev akseuarları ve mobilya tasarlarken, yani daha çok estetik yönü ağır
basan objelerden sonra kamyon tekerleği tasarlamak sizi zorladı mı?
Defne
Koz
Kamyon
lastiğinin alın kısmında sadece 0.3mm’lik bir rölyef ile yapılabilinecek
bir grafik çalışması, bahsettiğimiz proje... Renk kullanmak yok. Sadece
belli belirsiz ışık ve gölge oyununun olduğu bir proje. Sizin de bildiğiniz
gibi bu projede kamyon şöförlerimizin şöför mahallerini son derece
“domestic” kılma arzuları (karısının ördüğü danteller, yapay çiçeklerle
dolu vazocuklar, sevgilisinin, ailesinin fotoğraflarını bezeyen sallantılı
süsler, yastıklar....vs.vs) elbette bir kamyon lastiği tasarlayacak bir Türk
tasarımcısını etkiler.
Kamyon lastiğinin o heybetli gövdesinde bu yaşam dolu espası, benim için
simgeleyen sıcaklık ve zerafet dolu oya/dantel temaları ile işlemek isteyişim
Pirelli üreticilerini pek de sevindirmedi, kendileri “sizin kamyon şöförlerinizi
bilmeyiz ama bizimkiler maçodur” deyince, düşündüğümüzün çok farklı
algılanabileceğini anladım ve bu sefer fikrimden 180 derece uzaklaşarak
“medusa başını” işledim.
Kamyon lastiği için yaptığımız bu grafik tasarım sizin sorduğunuz gibi
diğer projelerden daha fazla bizi zorlamadı...Büromuzda yapılan (hi-fi tasarımından
blendır”a, lamba tasarımından araba konsepti tasarımlarına kadar)
projeler arası herhangi bir ayrım yapılmadan aynı hassasiyet ve ciddiyet ile
yaklaşıldığından projeleri “estetik yönü olan” ya da “olmayan”
diye ayıramayız...kaldı ki bu pirelli/medusa projesi daha evvel de değindiğim
gibi grafik yönü ağır basan bir projeydi.
Zeynep
Tasarıma Saygı
Sizin düşüncenizi merak
ediyorum;
"İtalya'da kalmayıp Türkiye'ye dönseydiniz, yine dünyaca tanınan bir
tasarımcı olabilirmiydiniz?"
Sizinle ilgili çeşitli zamanlarda, mimari projelerimizle ilgili Alparda, İznik
Çini Vakfı ve Vitra Seramik'ten ürün seçerken, ürünler hakkında bilgi
veren satıcıların sizden övgüyle bahsetmeleri çok ilgimi çekti. Daha doğrusu
tasarımcıya saygı gösterilmesi Türkiye'de çok alıştığımız bir şey
değil. Bu saygıyı yarattığıız için sizin Türkiye'de zoru başardığınıza
inanıyorum. Genç Tasarımcıların ve tasarımcı adaylarının sizi örnek
almaları dileğiyle....
Defne
Koz
Dilekleriniz
için teşekkürler...
İtalya’da kalmayıp Türkiye’ye o dönem dönseydim sanırım biraz kısır
kalırdım düşüncelerimde... 90’lar ile 2000’ler arasında farklılık
elbette var memleketimizde ama yine de farklı kültürlerle ilgilenmenin ya da
bu kültürlerde deneyimler kazanmanın faydalı olacağını sanıyorum.
NURBS
Endüstri Ürünleri Tasarımında
önemli husular?
Sayın Defne Koz, son sınıfta
bir tasarım öğrencisi olarak öğrenmek
istediğim End. Ürn. Tasarımında Türkiye'deki okulların sanayi ile iç içe
olmamasından dolayı kaynaklanan sorunlar sizce nelerdir ve bu eksikleri kendi
kendimize nasıl halletmeliyiz.
Master Eğitiminde Okulların
Üniversite yıllarından farklı olarak vermesi gereken konular nelerdir.
Bilgisayar destekli tasarım'da
tercih edilmesi gereken programlar nelerdir.
Teşekkür ediyor başarılarınızın
devamını diliyorum
Kerem Erhan
[email protected]
Defne
Koz
Tasarım
eğitiminin endüstriler ile iç içe olması elbette gerekir: ancak bu ilişki
üretim aşamasında ziyaret edilen endüstriler ıle sınırlı kalmamalı…öğrenciler
endüstriler ile beraber workshoplar yapmalı ki tam olarak bir müşteri-tasarımcı
ilişkisinin provası yaşansın ve endüstrinin bir ürune yaklaşırken nelere
dikkat ettiği ogrenilebilinsin…
Sizin bu konuyu nasıl halledebileceğinizi açıkcası ben bilemem ama pekçok
sınırlı kalmış konservatif akademik yaklaşımları daha farklı eğitim
tarzına ikna etme calışmanızın boşa gitmeyeceğini tahmin edebilirim.
Bilgisayar sizin de tahmin edebileceğiniz gibi sadece bir araç. Tasarılarınız
önce beyinde sonra ister peçete üzerindeki eskizlerde ister çizim masalarında
isterse bir computer ekranında bitebilir… bu dönemde komputer kullanmanın
bir farz olduğu muhakkak hatta aksi takdirde gelecekte iş de bulamazsınız…
ama bu sizin için bir dert olmamalı…boş vakitlerinizde süreklı farklı
programlar üzerinde deneyimler yaparak en verimli olabileceğini düşündüğünüz
ya da kullanabıldiğiniz programlar üzerinde yoğunlaşmanızı tavsiye ederim
zira yaptığınız projelere göre birbirinden farklı programlar kulanılıyor..sizden
tek ricam, komputer programlarını yaratıcılığınız ile birlikte zenginleştirerek
kullanmanız.. bir mühendis projesının gerçekleştirildiği gibi değil…
gecekondus
selam
sizin sottsass ile edit
ettiginiz fol dergisinın ışık konulu sayısını okumustum.... tasarımı
satmak konusunda bir beceriniz oldugunu düşünüyorum ..dogru yerde ve dogru
zamanda bulunmak yani...güzel bir kadın olmanızın da avantajı olmuş ?
(yanlış anlasılmayacagını umarak soyluyorum yarı şaka sottsass öyle demiş
sizin için işe başlarken )
*kadın tasarımcılar konusunda hiç düşündünüz mü
*rekabet ve ''iş kapma'' edimleri hakkında ne düşünüyorsunuz
*müşteri seçme lüksünüz var mı
*tasarımda secme noktasına geldıgınızde vazgecemeyecegınız şeyler var mı
..mesela ille de % 100 fonksıyon demıyorsunuz anladıgım kadarıyla
*bizde tasarımda takım çalışması zıhnıyetı pek yerleşmiş değil henüz
..bunu neye baglıyorsunuz
Defne
Koz
Fol dergisini nadir
okuyanlardan olduğunuz için memnun oldum.
Doğru zamanda doğru yerde bulunmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Ama
sizin tahmin ettiğiniz gibi benim böyle bir becerim veya şansımın olmadığını
tasarladığım ve üretime çeyrek kala duran projelerin sayısının üretilen
projelerinkinden çok çok daha fazla olduğunu söylersem anlayabilirsiniz.
Kadın olmanın bır avantajı var idiyse bile –ki sanmıyorum- bunu kullanmadım.
Bu arada kadın tasarımcılara ilişkin neyi düşünmem gerektiğini de
anlamadım sorunuzda…
Gençken Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde 14 sene boyunca yaptığım –son
6 senesi profesyonel- bale çalışmaları sonucundan sahneye çıkma şansına
sahip oldum. Ancak sahne arkasındaki rekabet ve söylentiler dolu ortam beni bu
tutkumdan uzaklaştırdı. Ancak seneler sonra aynı sevimsiz ortamın içersinde
ister istemez kendimi buluverdim…istisnalar bir yana –ki ben bu istisnalar
ile dolu olan bir arkadaş ve profesyonel cevre içersinde olduğum için şanslıyım-
genelinin böyle bir ortamdan oluştuğunu soyleyebilirim.. sanırım yaratıcılığın/yeteneğin
girdiği her ortamda ne yazık ki kendini gösteriyor…
Tasarımda takım calışma deneyimlerinin az olduğunu vurguluyorsunuz.bu sanırım
yukarıda bahsi geçen rekabetten kaynaklanıyor olmasın. Halbuki düşünceyi
paylaşmak kadar keyifli ne olabılır?
Müsteri seçme lüksüne gelince müşterilerimin yüzde yetmişini kaybetme
pahasına olsa bile ruhu olan ve tasarımcı ile çalışmasını bilebilen
bilinçli endüstriler. müşteriler ile calışmayı tercih ediyorum.
gecekondus
kadın tasarımcı
tasarımda bir erkek egemenliği
oldugunu düşünüyor musunuz mesela. tasarım yenı bır oldu bu ülkede..yine
erkekler var öncelikli olarak ..onların büroları ..vs
köşe başlarını tutmus bürolar ..mimarlar ..ne iş yapacagız ...kim için
çalısacagız
TheotheR
sayın defne koz,
tasarımcı olmak isteyen bir işletme mezununa, farklı bölümden mezun olduğunuz
halde bu mesleğe başlayan biri olarak kendisini nasıl geliştirmesini tavsiye
edersiniz?
tasarımcı olmaya ne zaman karar verdiniz?lisans eğitiminiz sırasında
ileride başarılı bir tasarımcı olmayı hiç düşünüyormuydunuz ve bu dönemde
kendinizi geliştirmek için nasıl bir yol izlediniz?
cevaplarınızın bana gerçekten bir yol gösterici olacaktır.
teşekkürler....
Defne
Koz
bogachan
'tasarım' dediğimiz şey üzerine...
Sn. Defne Koz,
'Mekanları', 'binaları' tasarlayanlara mimar, Nesneleri tasarlayanlara endüstiyel
tasarımcı, olarak kimliklerin ayrıştırılarak tanımlanma eğilimi,
‘tasarım’ konusu söz konusu olduğunda tam tersine ortak bir çerçevede
kavranır ve tartışılır. Örneğin, mimarlar arasında yaygın olan bir
kavrayış biçimi olan '...kültablası tasarlama ile herhangi bir yapı
tasarlama arasında fark yoktur .' gibi bu ve benzer tanımlamalar, tasarlarlama
etkinliğini konumlar üstü bir zemine taşımaktadır. Oysa bu tür kavrayışlar
ve tanımlamalar tasarlayan ve tasarlanan arasındaki ilişkilerinin özgün doğalarının
kavranmasını zorlaştırmakta, tasarımı öznelerinden ayırıp ‘öznel
kimlik’ yerine ‘mesleki/disipliner kimlik’ üzerinden ya da ‘ konumlar
üstü bu durumun sınırları’ üzerinden tartışılan bir etkinliğe dönüştürmektedir.
1.Siz ve nesneleriniz arasında kurduğunuz o 'öznel' ilişkiyi açarmısınız
?Bu ilişkide ‘tasarım’ nerede ve nasıl varoluyor ?
2. Domus academy'de aldığınız tasarım eğitiminde ve ortamında, ‘tasarım’
nasıl kavranıyordu ? Bu eğitimin sizin tasarımcı kimliğinizdeki rolü
nedir ?
ve
örneğin Domus Academy'de bir ‘geleneksel bir tasarım kimliği’ nden söz
edilebilir mi? Eğer edilebilirse bu kimliğin sizin şu an ki konumunuz ve
kimliğinizle hangi noktalarda örtüştüğü ve ayrıştığı söylenebilir ?
iyi forumlar.
Defne
Koz
fatih
ermihan
Sevgili
Defne Merhaba,
Böyle hitap ediyorum çünkü seni daha önce tanıma ve aynı stüdyoları
paylaşma şansı bulduğum için. 1988 ODTÜ Mimarlık mezunuyum dediğimde
belki tanıyabilirim diyeceksin ama pek de şansın kalmadı galiba zira yıllar
yüzleri değiştirdi.)))
Tabii burası bir sohbet etme yeri değil, bu nedenle uzun uzun yazmak ve
anlatmak diğer katılımcılara haksızlık yapmak olur. Öyle güzel ve iyi
sorular var ki acaba daha ne eklenebilir diye düşünmeden kendimi alamadım.
Bir merhabanın yanında küçük bir soru da benden olsun:
Bu güne kadar arada sırada da olsa hiç dekorasyon projesi çizdin mi veya
uyguladın mı? Hiç vaktin olup da yeni finishing malzemeleri tanıyarak bir
yerlere uygulama yaptın mı?
Bunu sormamın sebebi şu elbette. Tasarladığın objelerin kendine has özel
yerlerde bulunmasını istemek son derece doğal. Bu şansı yakalayıp küçük
nişler, küçük odalar yaratayım derken olaylar seni başka ölçeklere götürebilmiş
olabilir.
Görüşmek umuduyla.
Fatih Ermihan
Mimar
Defne
Koz Mekan
(mağaza, ev, ofis) tasarımları gerçekleştirdim; gerçekleştiriyorum…
yeter ki müşterilerimle aynı frekanslarda olabilelim.. doğru mekanlar
yaratmasını bilebilmek ve o mekanları iyi kullanabilmek -her ne kadar mimar
olmadığım için haddim değilse de- benim için küçük ölçeklerde düşünülen
tüm değerleri büyük ölçeklere taşımak son derece keyif verici…
materyalleri doğru ya da alışılagelmişin dışında (ama doğru) uygulamak
veya alışılagelmişin dışında materyaller kullanmak hem benim için hem de
müşterilerim için tatmin edici oldu… bütün yapmış olduğum bu
projelerde de büyük bir keyifle çalıştım.
rennie
grafik-moda-endüstri ürünleri
tasarımı
Grafik tasarımdaki ürünlerin
eskimesi ve tedavülden kalkması gerek modaya gerekse endüstri ürünlerine göre
daha uzun sürüyor. Örneğin 1950'lerin Amerika'sında Raymond Loewy'nin
yarattığı lokomotifler, buzdolapları, televizyonlar, elektrikli ev aletleri,
koltuklar artık antikacılarda bulunurken hala Loewy'nin yarattığı Coca
Cola, Shell, Lucky Strike logolarını kullanıyoruz. Bunun nedeni kapitalizmin
grafik tasarım ürünlerini sürekli gündemde tutarak "şirket"i ölümsüzleştirmesi;
endüstri ürünlerini de sürekli "öldürerek" üretim çarkını döndürmeye
çalışması olabilir.
Bu açıdan bakınca endüstri ürünleri tasarımcıları kapitalizmin yarattığı
bir alanda top koşturuyorlar, bu çarkın dönmesine hizmet ediyorlar
denilebilir. (kapitalizm karşıtı olduğum filan anlaşılmasın bu
tespitimden) Bu konuda size eleştiriler geliyor mu?
Endüstri Ürünleri Tasarımını moda ve grafik tasarımı ile nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
Yoksa sizce tamamen birbirinden bağımsız alanlar mı? Sizin grafik tasarımı
konusunda çalışmalarınız var mı?
Defne
Koz
cercis
bir arkadaşım unicahome.com
sitesinde 'ray' fruit bowl tasarımınızı gösterdi ve ben buna 129$ vermem
dedi. nedir bir meyve tabağının yaklaşık 170 milyon TL. değerinde olmasını
sağlayan?
Defne
Koz
Alessı “Ray” tasarımının
gercek fıyatı sanırım 95 euro cıvarında…yanı sıızn gordugunuz fıyatın
daha asagısında, ama onemlı olan bu degıl…onemlı olan arkadasınızın zıhnıyetı
–cok da gercek ve de cok da seker-… eger bu fıyatın yarısı olsa ıdı
dahı sızın arkadasınız o urune bu parayı vermek ıstemeyecektır..cunku o,
bu urune baktıgında; seffaflık derecesınde kullanılan bır materyalın bır
metalın bır “volum” yaratabıldıgını goremeden, ya da tıpkı Man
Ray’ın fotograflarındakı gıbı golge ısık oyunlarının hazzına
varamadan gordugu kaptan farklı bır beklentı ıcersınde!
iskender
...........teşekkürler........
Defne
Koz
Onur
Teke
Merhaba
Forum sayesinde yaptiginiz tasarimlariniz ve inanilmaz ozgecmisiniz hakkinda
detayli bilgiye ulasma sansim oldu.Italyan dili ve sonra birkac workshop vee
taninmis unlu bir tasarimci.sanirim olmasi gereken hikayede bu.Cok basarili
kutlamak isterim.
size sormak istedigim sorular
1:bir tasariminizin hikayesini anlatabilirmisiniz(process)
2:surekli bir asama gosteren bilgisayar destekli tasarim araclarinin
fikirlerinize olan etkisi.formlarinizdaki degisiklik yada dusunce yapisindaki
farklilik olarak.
3:buronuzda size yardimci olan insanlarin neler yaptigi.ne tur egitim
asamalarinda gectigi.Bu insanlari secerken ne tur kriterler oldugu
sevgiler
Defne
Koz
doktor
Bilinçli tercihler mi?
Merhabalar,
lisanas eğitiminizi İtalyan dili üzerine yapmışsınız. Bu tercihiniz
ileride İtalya'da tasarım okumak istediğiniz için adılmış bilinçli bir
adım mıydı? Bunu sormamdaki neden özgeçmişinize bakılınca Türkiye Üniversite
sınavı şartlarında bu bölümü kazandınız ve bu sırada tasarımcı olmak
istediginizi anladınız şeklinde bir yoruma olanak tanıyor.Ben hedeflerinizi
ne zaman belirlediğinizi ve bunun başarınızı nasıl desteklediğini öğrenmek
istemiştim...
Defne
Koz
cashmere
Sayın Defne Koz
Herşeyden önce dünya çapında
ünlü sayılı TÜRK tasarımcılarından olduğunuz için sizi tebrik ederim.
*-sizin yolunuzda ilerlemek isteyen yeni tasarımcı adaylarına ne önerirsiniz?
*-yeni tasarımcı adaylarının tasarımların dünya çapında
sergileyip-pazarlayabilecekleri ortam varmıdır?var ise bu nasıl ve nerede
olabilir, bu konudaki bilgi ve yardımlarınızı bizimle paylaşırmısınız?
başarılarınızın devamını dilerim...sizinle birgün tanışabilmek dileğiyle...teşekkürler
Defne
Koz
NOT:
Defne Hanım'ın Diyalog'a ayırdığı süre sona erdiği için, yanıtlanamayan
sorulara zaman içerisinde cevap vermeye çalışacağını bildirmiştir.
|