reklam

26 Temmuz 2002 Cuma
Ana Sayfa
>
Haberler

Bu inşaat 130 yıl sürdü

Yeryüzünde bir eşi yok. Bir rüya gibi. İnşasına 130 yıl önce dağlardan, ip bağlı sepetlerle inilerek kazılmaya başlanan Erzincan'ın Kemaliye ilçesindeki yol, geçtiğimiz hafta tamamlandı.

İçinden Fırat'ın geçtiği kanyonun 8.5 kilometrelik sarp kayalıkları inanılmaz bir şekilde yarılarak delindi. Hem de mühendis ve proje olmadan. Üstelik ilkokul mezunu bir müteahhidin sezgi ve becerisiyle. Yaklaşık 5 kilometresi tünel olan ‘‘taşyol’’ Kemaliye'yi İstanbul ve Ankara'ya 230 kilometre daha yakınlaştırdı. Resmi açılış 3 Ağustos'ta.

Eski adı Eğin olan Kemaliye saklı bir cennet. İçinden Fırat geçiyor. Sokaklarında akan pınarlar, yol kenarlarındaki dut ağaçları ve tarihi Eğin evleri. Bir tarafı Munzur olmak üzere dört bir tarafı aşılmaz dağlarla çevrili. İpek Yolu'nun da geçtiği Eğin'in geçmişte 40 bin olan nüfusu bugün 3 bine düşmüş. Eğin'in görkemli günlerinde de en büyük sorunlardan biri, yine bugünkü gibi ulaşımdı. Kayaların arasına hapsolmuş Eğinliler kurtuluşu, dağları delmekte gördüğünde tarih, geçtiğimiz asır bile değildi.

Başladığında 19. yüzyıldı
1800'lü yılların sonlarına doğru 300-400 metrelik bir yol, kayalar yarılarak yapılmış. O tarihte tünel kazma yok. Yol denilen de bir kişinin sırtında dallarla geçebileceği genişlikte bir patika. Çünkü koşullar çok zor, kolay kolay yol açılamıyor. Ve çalışmalar bu koşullar gereği durmuş. Arada yapılan çalışmalarda da pek ilerleme kaydedilememiş. Önlerinde 8 kilometreden fazla delinmesi ve yarılması gereken bir kanyon var. Eğer o kanyon aşılırsa birçok köyle bağlantı sağlanabilecek.

20. yüzyılın ortası oldu
Yıl 1949. Eğinliler, sevdiklerine ulaşacakları yol için kendi imkanlarını ortaya koyar. İki de koç kurban edilir. Davul zurnayla halaylar çekilerek kazmalar vurulur. Bir süre sonra paralar tükenir, devletten destek alalım denir ve Ankara'ya gidilir. Dönemin Başbakanı Şemsettin Günaltay'ın makamına çıkılır ve yol için destek istenir. Başbakan hemşehrileridir ve destek için umutludurlar. Aldıkları cevap hüsrana uğratır. Başbakan özetle ‘‘Ben Kemaliye'nin değil Türkiye'nin Başbakanıyım’’ der, hemşehrilerini başından savar. İş yine başa düşmüştür. Kendi aralarında toplanan paralarla yeniden işbaşı yapılır. Her Eğinli bir Ferhat olmaya soyunur. Bir süre aşkla şevkle çalışılır. Bilekteki güç, beldeki kuvvet ve o tatlı rüya bitmez ama para yine biter. Küreğini kazmasını omuzuna koyan Eğinli üzgün üzgün Taşyolu'ndan geri döner.

Darbecileri korkuttular
Dört yıl sonra ‘‘yol aşkı' yeniden depreşir. 500 bin lira toplanır. Balyozlar, kürekler barut hatta bir kompresör alınır. Şenlikler yapılarak balyozlar inmeye başlar yine. Bu defa yolun diğer tarafından da (Gümüşçeşme Köyü'nden) işe başlanmıştır. Manda derisinden yapılan körükler kurulur. Çevrede bulunan demir hurdaları körüklerde kor haline getirildikten sonra sonra dövülüp işe yarar hale getirilir. Bu arada 1957'de Kaza Emanet Komisyonu, 26 Haziran 1957 tarihli kararıyla ‘‘amele çavuşunun’’ fevkalade çalışmasını göz önüne alarak günlük yevmiyesini 10 liradan 11 liraya çıkarır. 1960'a kadar bir kilometre yol açılır. Kayalar, Fırat'a paralel yarılır ve delinir. Derken 1960 ihtilali olur. Dönemin ileri gelenleri ‘‘Bu dağları delmeye kalkan herşeyi deler’’ düşüncesiyle derneğin malvarlığı olan kazma, kürek, kompresör, dinamit ile bilumum kesici ve deliciye el konulur.’’ 10 yıl da böyle geçer.

Evren'in treni durmadı
l980'lerde malum aşk yine nükseder. Bu arada dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bölgeye geleceği duyulur. Hemen bir karşılama heyeti kurulur. Bu önemli mesele mutlaka paşaya anlatılacak ve devletin desteği alınacaktır. Ama Evren'in geleceği istasyon açılamayan yolun son güzergahındadır ve her yer karla kaplıdır. Heyet, ölüm tehlikeleri atlatarak İstasyona varır. Paşanın treni gelir ve geçer. Kemaliyeliler ellerinde ‘‘Taşyolunun açılmasını istiyoruz’’ yazılı pankartlarla kalakalırlar. Ancak trenin istasyondan geçişi sırasında ellerinde pankartlarıyla ‘‘Taşyolu, Taşyolu’’ diye bağıran insanlar Evren'in dikkatini çekmiştir. Trende durumu öğrenmeye çalışsa da bu konuda bilgi verecek tek kişi bulunamaz. Karayolları haritası bulunup getirilir, haritada olmayan Taşyol aranır. Ankara'ya dönüldüğünde, bir dosya hazırlanıp köşke gönderilir. Yıllar geçer tek cevap gelmez. Malum dosyanın hala Köşk'te olduğu tahmin ediliyor.

Devlet elini uztıyor
Kemaliye'nin umudu asla tükenmez. 1983'te devlet duruma ilk defa el koyar, şantiye yeniden açılır. Renkli dinamitler patlatılır şenlik yapılır. 147 milyon lira da ödenek ayrılır. Bu sevinç de çabuk söner. YSE feshedilip Köy Hizmetleri olunca, yeni kurum ‘‘bu yolun yapımını üstlenemiyiz’’ der ve çalışmaları durdudurur. Her gelen valiye ve kaymakama durum en ince ayrıntısına kadar anlatılır. Dosyalar sunulur. Yıllar böyle gelip, geçer. Sonunda 1992'ye gelinir. Recep Yazıcıoğlu Erzincan Valisi'dir. Kemaliye'de bir toplantı düzenler. Sorunlar tartışılır ve sıralanır. Karatahtaya yazılan listenin başında Taşyol vardır.

1993'te İstanbul'da, ‘‘Taşyolu'na yardım gecesi’’ düzenlenir. Gecede 1 milyar toplanır. Bir milyar da Özel İdare'den alınır ve yeni araçlar getirilir. Bu arada kaynak yaratmak için 22 tünelden oluşan yolun isim hakkı, 5 milyar liraya satılığa çıkarılır. Bülent Ecevit'in, Recep Yazıcıoğlu'nun adları da tünellerden ikisine verilir.

Uzun rüyayay mutlu son
1995'te iş müteahhit Gazi Özdoğan'a verilir. Tünelin bir projesi yoktur. Müteahhit Özdoğan, tecrübe beceri ve önsezi ile işe koyulur: ‘‘Kolay değildi. İşi aldığımda, buradan senin gibi çook insan gelip geçti. Bu dağlar delinmez, diyenler oldu. Önümüzü göremiyorduk. Tahminle deldik. Yanlış yerleri de deldiğimiz oldu. Ama tamamladığım için çok mutluyum.’’

130 yıllık rüya gerçek olmuştur. Yolu iyileştirme çalışmaları tamamlandığında Kemaliye'ye karayoluyla gitmek kolay olacak. Önceleri Malatya üzerinden gidilirken şimdi Sivas üzerinden gidilebilecek. Ulaşımın kolaylaşması ile nüfusun artması da hedefleniyor. Ayrıca dünyanın en büyük kanyonları arasında sayılan Karanlık Kanyon da turizme açılmış olacak. 3 Ağustos'ta resmi açılışı yapılacak. Taşyolu kutlamaları Ağustos ayı boyunca şenliklerle sürecek.

Mezarıma açıldığını bağırın ben duyarım
Büyüklerim anlatırdı. Belediye Başkanı Ekşioğlu Osman Efendi önayak olmuş. Anlatılanlara göre bellerine ip bağlayarak sepetlerle kayalıklardan aşağıya sarkmışlar. O zaman böyle makineler yoktu. Böyle başlamışlar. Yine anlatılanlara göre Osman Efendi vasiyet etmiş, eğer bu yolun açılışı ben öldükten sonra olursa mezarıma gelip açıldığını bağırın, ben duyarım demiş. Vasiyeti yerine getirilir mi bilinmez. Çünkü önce mezarının bulunması gerekiyor.

Hürriyet

 

Temmuz 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06 07
08 09 10 11 12 13 14
15 16 17 18 19 20 21
22 23 24 25 26 27 28
29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz