Güvenli konut herkesin
hakkı
Deprem bölgesinde ve İstanbul'da yürütülecek
kampanya kapsamında yurttaşlar, ''devleti, vatandaşların güvenli konutlarda
yaşayabilmesi'' için yükümlü kılan anayasanın 56'ıncı ve 57'inci
maddeleri hakkında bilgilendirilecek.
Depremzede Dernekleri Koordinasyon Kurulu, deprem bölgesinde
yaşanan konut sorunlarına dikkat çekmek amacıyla ''Güvenli Konutta Yaşama
Hakkı Kampanyası'' başlattı. Kampanya kapsamında yurttaşlar, afişler, el
ilanları, bildirilerle, devletin güvence altına aldığı güvenli konutta yaşam
hakkı konusunda bilinçlendirilecek.
Adapazarı, Yalova, Karamürsel ve Avcılar'da 17 Ağustos depreminden sonra
kurulan depremzede derneklerinden oluşan koordinasyon kurulu, 3 yıldır hâlâ
çözülemeyen konut sorununu bir kez daha gündeme getiriyor. ''Güvenli
Konutta Yaşama Hakkı Kampanyası'' ile orta hasarlı binalar, prefabriklerde
yaşayanlar, kiracılar ve kalıcı konut sorunlarının çözümü için resmi
kurumlar harekete geçmeye çağrılıyor. Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri
Özgür Ergün , anayasanın 56'ıncı ve 57'inci maddelerinin devleti, yurttaşların
güvenli konutlarda yaşayabilmesi için yükümlü kıldığını anımsatarak
kampanya kapsamında yurttaşlara bu haklarını kullanma çağrısı yapılacağını
anlattı.
İstanbul'a öncelik
Kampanyanın deprem bölgesinde ve İstanbul'da iki aşamalı olarak yürütüleceğini
belirten Ergün, ''İstanbul'da risk açısından öncelik sırası
belirlenmeli. Buna göre devlet yurttaşlara uzun vadeli ve düşük faizli 'Yapı
Onarım ve Güçlendirme Kredisi' vermeli'' dedi.
Özgür Ergün, Adapazarı'ndaki prefabriklerin birkaç ay içinde boşaltılacağını
ifade ederek buradan çıkanların gidecek yerleri olmadığını söyledi.
Devletin prefabrikleri ''yük'' olarak gördüğünü anlatan Ergün, ''Devlet,
deprem rantı oluşturmaya çalışıyor. Prefabriklerden kira almak ya da
metrekaresini 2 milyon liradan kamulaştırdığı araziyi metrekaresi 50 milyon
liradan üzerinde yaşayanlara satmak istiyor'' diye konuştu.
30 bin konut açığı
Özgür Ergün, deprem bölgesindeki kiracıların hak sahibi olarak görülmediğini,
depremden önce evi olan 8 bin 700 kişinin 2 bin 300'ünün evinin yapıldığını
ancak bölgede hâlâ 30 bin konut açığı bulunduğunu söyledi.
''Orta hasarlı'' tanımının da bilimsel olmadığını dile getiren Ergün,
''Bu kavram ara çözüm olarak kullanıldı. 18 bin kişiye ev vermemek için
binaların onarılıp oturulabileceği söylendi. Onaranlar bile güvenip bu
evlerde oturmuyor, kiraya veriyorlar. Orta hasarlı binalar da yıkılmalı''
dedi.
Yeni yapılacak binalarda 2 kata kadar izin verildiğini anlatan Ergün, az
katlı yeni binaların hâlâ yıkılmamış, hasarlı yüksek binalarla yan
yana olduğunu, bu binaların da yeni imar planına uygun hale getirilmesi
gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet
|