Dünya mimarlarının
dayanışma ve işbirliği örgütü UIA 'nın (Uluslararası Mimarlar Birliği)
yeni başkanı Jaime Lerner ...
Berlin 'de önceki gün sona eren ''Dünya Mimarlık Kongresi'' ve ''UIA
Genel Kurulu'' nun yaklaşık iki hafta süren yoğun ''kulis'' ortamında, özellikle
''3. dünya mimarlarının'' desteğini toplayan Brezilya delegesi Lerner, başkanlık
seçiminde Alman mimar Andreas G. Hempel 'i yenerek UIA'da yeni bir dönemin de
umudu oldu...
''Yeni bir dönem'' diyorum, çünkü Lerner hem meslek yaşamındaki ''çevreci''
çizgisiyle hem de Berlin Kongresi'ndeki ''toplumcu'' mesajları ve konuşmalarıyla;
''küreselleşmeyi sorgulayan bir mimarlığın'' etkin sosyal ve kültür
politikalarını uluslararası mimarlık alanına kazandırma iddiasıyla aday
olmuştu...
Gerçi, görev süresini tamamlayarak başkanlığı Brezilyalı meslektaşına
devreden Yunanlı mimar ve bizlerin de yakın dostu olan Vassilis Sgoutas da küreselleşmenin
özellikle ''yerel ve bölgesel mimarlık kültürleri'' üzerinde yarattığı
''erozyona'' karşı dünya mimarlarının ''kimlikli'' bir direniş göstermesinden
yanaydı...
Ancak Berlin'deki son seçimde ''karşı görüşü'' temsil eden Hempel öylesine
''profesyonel'' bir ''küreselleşme mimarlığı'' taraftarlığı içindeydi
ki; 3. dünyanın Lerner etrafında kenetlenmesi, Sgoutas'daki kişisel duyarlılığın
''uluslararası dayanışmaya'' dönüşmesinin de tarihsel bir kararı
gibiydi...
Rio mimarlarından...
UIA Genel Kurulu'na 4 delegeyle katılan Türkiye Mimarlar Odası 'nın da
desteklediği Jaime Lerner, 1992'deki Rio çevre zirvesinin önde gelen düzenleyicileri
arasındaydı... Brezilya'nın ''demokrasi âşığı'' kenti olarak bilinen
Curitiba 'ya Belediye Başkanlığı yapmış, aynı siyasal kimliğiyle
''eyalet valiliğine'' de seçilmişti...
Kongre sürecindeki bir akşamüstü, Brezilya Büyükelçiliği 'nin eski Doğu
Berlin kesimindeki elçilik binasında ''Lerner'in adaylığı onuruna'' verilen
resepsiyonda, kısa ama özlü bir konuşmasını da dinledik. ''Mimarlar
kentlerle yeniden bütünleşmelidir'' dedikten sonra şunları söylüyordu:
''İnsanoğlunun tarihteki en muhteşem icadı kentlerdir... Kentler ise
dayanışmanın ve birlikte yaşamanın merkezidir. Bu nedenle kentleri korumak
ve mimarlarla kentleri, doğayı ve kültürü kucaklaştırmak, insanlığın
geleceğine en büyük hizmettir...''
Genel Kurul'da hemen tüm ''gelişmiş'' ülke delegelerinin desteklediği
Hempel ise mimarın çevreye ve kente olan sorumluluğunu vurgulamakla birlikte,
toplumsal değerlerin savunulmasını daha çok ''siyasetçilere'' bırakan,
mimarlara ise sadece; ''işverene hizmet verirken mesleki ilkelerine de özen gösterme
sorumluluğu'' öneren bir ''edilgenliğin'' sözcüsü gibiydi...
'11 Eylül' dersi...
İşte bu iki görüşün yarışması sonucunda seçimi ''bizim kazandığımızı''
ise Berlin'de oy kullanmaya kalan delegelerimizden Günhan Danışman 'dan dün
telefonla öğrendim...
Dört başkan adayı arasından ancak 3. turda seçilebilen Lerner'in aldığı
oy 128 'di; ama finale kalan diğer aday Hempel ise tam 125 oy almış...
Yani 3. dünya mimarları, delege sayıları fazla olan gelişmiş ülke
mimarları karşısında UIA tarihinin en çekişmeli seçimiyle bu başarıyı
elde etmişler...
Haberi alır almaz, geçen yıl ''11 Eylül ve Afganistan Savaşı''
nedeniyle Brezilya Mimarlar Birliği 'nin yayımladığı bildiriye yeniden göz
attım... Bütün dünya medyası ''New York'taki terörün cezalandırılmasından''
söz ederken, Lerner ve arkadaşları özetle şunu söylemişler: ''Hiçbir
neden, bir ülkenin ve bir halkın bu şekilde cezalandırılmasını haklı gösteremez...
Tarihi, kültürü, yaşamı ve kentleri bombalamak, barışa ve uygarlığa
hizmet edemez...''
Evet... Berlin'deki UIA Genel Kurulu'nda yenilen sadece Hempel değil... Aynı
zamanda ''11 Eylül'ü bahane edenler'' de dünya mimarlarından ders aldılar...
Lerner'i kutluyor ve kucaklıyoruz...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|