Artvin yeni göller
diyarı olacak
Dünyanın
en hızlı 10 nehrinden biri olan Çoruh'a 27 baraj ve santral kurma projesi
ilerliyor. Artvin'i yeni bir göller bölgesine çevirecek proje, 400
kilometrelik yolun yanı sıra birçok tarihi ve doğal güzelliği yutacak. Çoruh'ta
rafting de tarihe karışacak.
Bir Konyalı'yla Artvinli iddiaya girmiş. Artvinli, ilinin Konya'dan büyük
olduğunu belirtmiş. Konyalı, bunun coğrafi açıdan mümkün
olamayacağını söyleyince Artvinli, "Ütülersem görürsün"
demiş.
Gerçekten de Artvin neredeyse 'rakı kadehi konamayacak' derecede sarp. Yörenin
dağlık, derin vadilerle örtülü ve yeşil olmasının nedeni, Bayburt'taki
Mescit dağlarından doğan ve 431 kilometre kat edip Gürcistan sınırındaki
Batum'dan denize dökülen Çoruh Irmağı. Çoruh, dünyanın en hızlı akan
10 nehrinden biri.
Dünyanın önemli rafting parkuru Çoruh'un ana kolu üzerine 10, yan
kollarına da 17 baraj ve nehir tipi hidroelektrik santral planlandı. 27 tesis
bittiğinde, yılda 10.3 milyar kilovat/saat elektrik enerjisi üretilecek. Peş
peşe planlanan barajlar kurulduğunda, derinliği yer yer 250 metreyi bulan göller
Çoruh Vadisi'ni örtecek. Artvin yeni 'göller bölgesi' olacak ve yüz
binlerce yıllık jeolojik oluşum tarihe karışacak.
Artvin ili sınırları içerisinde
ise Çoruh üzerinde beş, yan kolu olan Berta Çayı üzerinde iki baraj
yapılacak. Bunlar Muratlı, Borçka, Deriner, Artvin ve Yusufeli Barajları.
Berta Çayı üzerinde de Bayram ve Bağlık Barajları sıralanacak. Şimdilik
Muratlı, Borçka ve Deriner'in inşaatları sürüyor. Yedi barajın
bitirilmesi sonucunda, yıllık 6.3 milyar kilovat/saat enerji üretilecek. Bu
rakam, Çoruh havzasında üretilecek enerjinin yüzde 64'ü, Türkiye üretiminin
ise yüzde 5'i demek.
Yeni göçler kapıda
Diğer bir açıdan bakıldığında baraj projeleri tamamlandığında, zaten
yoğun göç veren Artvin'i terk edenlere 15 bin kişinin daha eklenmesi
bekleniyor. Çünkü Çoruh'u örtecek baraj gölleri başta Yusufeli ilçesi
olmak üzere birçok yerleşim yerini sular altında bırakacak. Ayrıca ortaçağ
Gürcü mimarisinin özgün örneklerini barındıran kiliselerden bazıları,
Ardanuç yakınlarındaki Cehennem Deresi Kanyonu, Yusufeli-Artvin arasındaki
ünlü rafting parkuru, yöredeki birçok endemik bitki türleri sulara gömülecek.
Tarım alanlarının yüzde 80'i de sular altında kalacak.
Yollara 1 milyar dolar
Baraj projelerine bağlı olarak ortaya çıkan bir başka önemli sorun da,
mevcut anayolların sulara gömülecek olması. Havza içerisindeki 400
kilometrelik ulaşım ağının hemen hemen tümü vadi içindeki akarsu
yatağı kenarında bulunuyor. Cumhuriyet döneminden önce imece usulü,
sonrasında da makine gücüyle 40 yılda yapılan karayolu ağının hemen
tamamı sular altında kalacak. Ayrıca Kars, Ardahan ve Erzurum illerini denize
tek çıkış noktası olan Hopa Limanı'nın bağlantısını da şimdiki yol
sistemi sağlıyor. Yolların yeniden yapım maliyeti ise yaklaşık 1 milyar
dolar.
Artvinliler, baraj pojelerinin artık vazgeçilemeyecek noktaya geldiğini düşünerek,
geleceklerinin turizmde olduğunu belirtiyor. Artvin Valisi Selahattin Akyurt,
Çoruh Vadisi Projesi'nin 5.5 milyar dolarlık maliyetiyle GAP'tan sonra ikinci
büyük proje olduğunu belirterek, "GAP'a ilginin üçte birinin Artvin'e
gösterilmesini bekliyoruz" diyor.
Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Güner Yalçın,
barajların projelendirilmesinde, ekonomik boyuta öncelik verildiğini, sosyal
sorunların göz ardı edildiğini söylüyor. Yalçın, barajların getireceği
olumsuzlukları en aza indirmek için, Artvin insanına yeni ufuklar açmak
gerektiğine dikkat çekerek, "En başta da turizm gelmeli" diye
konuşuyor.
Projeye karşı çıkanlar
Türkiye Barajlar ve Kültürel Miras İzleme Kurulu ise Türkiye'de baraj inşa
edilen tüm akarsu boylarının aynı zamanda tarihi ve doğal açıdan zengin
havzalar olduğunu hatırlatıyor.
Kurul, "Ülkemiz, 30 bin megavat kurulu gücün 18 bin megavatlık maksimum
tüketimiyle yüzde 50 enerji üretim fazlalığına sahiptir. Birçok yanlış
projeden vazgeçme şansı vardır. Ilısu, Yortanlı, Fırtına Vadisi, Munzur,
Çoruh projeleri yeniden değerlendirilmeli" görüşünde.
Alternatif turizm değerlendirilemiyor
Artvin, değişik doğal yapısıyla alternatif turizm potansiyeline sahip.
Denizi, akarsuları, vadileri, kanyonları, yaylaları, dağları, tarımı,
hayvancılığı, bitki örtüsü, değişik hayvan türleri, köklü ve zengin
tarihsel kalıntıları, birbirine kaynaşık etnik yapısı ve kültürel
zenginliğiyle ilgi çekici. Ancak Artvinliler, altyapı ve tesis yetersizliği
nedeniyle bu potansiyeli değerlendirememiş.
Son yıllarda denize alternatif olarak gelişen dağ ve yayla turizmi açısından
Artvin oldukça zengin. Yalnızçam, Karçal, Kaçkar Dağları ile Kürdevan
Dağı eteklerindeki yaylalar, bitki ve orman çeşitliliği treking'e uygun.
Son yıllarda Çoruh Nehri ve kolu olan Barhal Çayı'nda başlatılan ve
giderek uluslararası nitelik kazanan rafting ise, barajlarda su tutulmasıyla
tarihe karışacak.
Şimdiye kadar kış turizmiyle ilgili hiçbir çalışma yapılmamış. Oysa
Yalnızçam Dağları, Bilbilan ve Kürdevan'ın Şavşat ve Ardanuç ilçelerine
bakan yamaçları, kış ve kayak turizmi için oldukça eleverişli pistlere
sahip.
Barajlarda hayal kırıklığı
Dünya Barajlar Komisyonu, beş kıtada Aslantaş Barajı da dahil sekiz büyük
barajda araştırma yaptı. Barajların toplumsal, çevresel, ekonomik yanları
incelendi. Ayrıca, 56 ülkede 125 büyük baraj kısa incelemeden geçirildi.
Komisyonun 2000'de yayımladığı 'Barajlar ve Gelişme Raporu'nda öne çıkan
başlıklar şöyle:
Enerji barajlarının çoğu, tasarlanandan yüzde 55 az üretim yapıyor.
Su tutma barajlarının yüzde 70'i hedeflerine ulaşamamış.
Büyük barajlardan sulanan toprakların yüzde 20'sinde tuzlanma
başlamış. Türkmenistan'da bu oran yüzde 80, Özbekistan'da yüzde 60.
Bugüne kadar 80 milyon kişi barajlar nedeniyle yerlerinden edilmiş.
Dünyadaki tatlı suyun yüzde 5'i baraj göllerinden buharlaşıyor.
Küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının yüzde 28'i baraj göllerinden
kaynaklanıyor.
Baraj gölleri, iklimi değiştiriyor.
İncelenen 56 baraja göre, ortalama maliyetleri, başlangıçta
hesaplanandan yüzde 56 daha fazla.
Baraj gölleri, tortu birikmesi ve erozyon nedeniyle, planlanandan 50-60 yıl
daha kısa sürede doluyor.
Barajlar halk sağlığını olumsuz etkiliyor. Sıtma gibi hastalıklar
ortaya çıkıyor. Baraj sularında gelişen 'cyanobakteri'lerin bağırsak
kanserine yol açtığı saptanmış durumda.
Baraj göllerinde yaşayan balıklarda başta civa olmak üzere ağır metal
birikmesi saptanmış.
Barajların akış yönündeki balıklar olumsuz etkileniyor.
Suyla taşınan toprak ve besin
azaldığından tarım zarar görüyor.
Deltalar ve kıyılara yeterli gereç taşınamadığından, deniz kara yönünde
ilerlemeye başlıyor.
Yeraltı suları beslenemiyor.
Radikal
|