reklam

22 Ağustos 2002 Perşembe
Ana Sayfa
>
Haberler

Uygarlıkların izinde

İzmir Agorası'nın kentle buluşması için 60 yıl geçtikten sonra kollar yeni umutlarla sıvandı. Ah şu 'otopark' olmasaydı!..
Yerleşme tarihi 5000 yıl olan İzmir'in 2500 yaşındaki Agora'sında başlanan kazılar sürerken, antik dokunun tarihsel çevresini yeniden kente kazandırmak için de mimarlık ve şehircilik projeleri üretiliyor...

''Agora'da kazıların başlatılması'' töreni (01.08.2002) gazetede haber olurken, aynı fotoğrafta göze çarpan ''kat otoparkı'' nın bu tarihsel peyzajdaki ''tahribatını'' giderme planı da Büyükşehir Belediyesi 'nce hazırlanmış ve devreye giriyordu...

Yerel yönetimlerin de tarihsel mirasa ''örgütlü ve uzman birimleriyle'' sahip çıkmasının Türkiye'deki ''öncü'' örneklerinden olan ''İzmir Büyükşehir Belediyesi - Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü'' , 2002 yılı başında ''resmen'' kurulur kurulmaz ''Agora projesine'' öncelik verdi...

Müdür Önder Batkan (şehir plancısı) ve ekibinin, belediye yönetimi ve diğer ilgili birimlerle de görüş geliştirerek ürettikleri projenin temel amacı; ''Agora'daki arkeolojik potansiyeli ve belgelenmesini koruma amaçlı imar planı güvencesine almak, bunu yaparken de antik dokuyu kuşatan uygunsuz yapılaşmayı ortadan kaldıran; tarihi dokunun özgün peyzajı ve mimarisini gözeten bir çevre düzenlemesini gerçekleştirmek...'' şeklinde özetlenebilir...

Aynı zamanda yine Agora'nın, özellikle ''İkiçeşmelik'' caddesinden ''görülebilir'' hale getirilmesi ve tarihi Kemeraltı 'ndaki canlı kentsel yaşamla ''bütünleştirilmesi'' anlamına da gelen bu hedefin en önemli engeli ise işte bu fotoğrafta da ''suçunu açığa vuran'' kat otoparkı...

İzmir'in ulaşım planlaması ve stratejilerinde önemli katkıları olan İsmail Acar 'ın da tartışmalara katılarak; ''Bu katlı otopark zaten çözüm değil; hedef Kemeraltı ve Agora çevresini otomobilden arındırmak olmalı...'' demesi sonucunda ''plancılar'' kararlarını verdiler; üretilen projeden kat otoparkını ''sildiler'' ...

Başkan Ahmet Piriştina 'nın aynı ''radikal'' tutumu bir ''İzmir duyarlılığı'' içinde desteklemesi ise ''kat otoparkının bulunmadığı'' bir Agora ve çevresi düzenleme projesini bir ''belediye planı'' olarak gündeme getirmiş oldu...

Kentsel yaşamda arkeoloji
01.08.2002 günü akşamüstü, işte böylesi bir ''koruma planlaması'' katkısıyla yeniden başlatılan ''Agora kazıları'' , diğer arkeolojik araştırmalardan farklı bir anlam ve nitelik taşıyor...

Çünkü, bu kazılar bir ''metropolün'' içinde ve kentin en yoğun, en kalabalık, en renkli yaşama merkezinin ''tam ortasında'' gerçekleşiyor...

Yani, İzmirliler ve İzmir'e konuk gelenler; ''kentten uzaklaşmadan'' , hatta kenti doyasıya kucaklayabilecekleri Kemeraltı 'nda alışveriş yapıp, sadece sokaklarda dolaşırlarken bile, ''antik çağın tanıklarını gün ışığına çıkartan çalışmaları'' görebilecek, izleyebilecekler...

Kazılarda ilk kez zemin tarama çalışmalarını Fransa'nın Sorbonne Üniversitesi'nden Prof. Thomas Drewbear ile Prof. Guymenyer sürdürüyor...

Kentteki tarih ve kültür bilincine de eşsiz bir katkı sağlayacak işte böylesi bir kazıyı yöneten, İzmir Müze Müdürü Dr. Mehmet Taşlıalan diyor ki: ''Simyrna'yı bilmek ayrı şey, gözlemek ve yaşamak ayrı şey... İzmirlilere bu ayrıcalığı sağlayacak Agora kazılarıyla kentin binlerce yıllık coşkularını, hüzünlerini, zenginliğini, sükunetini ve canlılığını bugüne taşıyacağız... Tabii, yarına da...''

Aynı kazıları heyecanla başlatanlardan İzmir İl Kültür Müdürü Musa Seyirci de diyor ki: ''İ.S. 178'deki büyük depremde yıkılan Agora'yı yeniden inşa etmek için o çağda halkı örgütleyen Balıkesirli Aristeides ve İmparator Marcus Aurelius 'a da teşekkür borçluyuz... Çünkü burada savaşların tarihini değil, insan ilişkilerinin, kültürel yaşamın ve sevgilerin tarihini öğreniyoruz...''

İskender'in çeşmesi...
O gün, tören sırasında, Agora'da ''2400 yıldır'' güldür güldür akan ''antik suyun'' başında oturduk; şarap içtik... 1939'da ilk başlayan kazıların emektarlarını andık, Prof. Dr. Rudolf Nauman 'ın katkılarına kadeh kaldırdık...

Tam 22 yıl Yalvaç 'ta antik tarihi Pisidia Antiocheia 'yla belgeledikten sonra Simyrna 'ya gelen Mehmet Taşlıalan, İskender 'in de işte bu suyun başında durup ''İzmir'i yaratan düşlere'' dalmış olabileceğini söylemesin mi?..

Böylece ''kutsal çeşmenin'' de adını bulmuş olduk; ''İskender'in gözyaşlarını'' tarihle başbaşa bırakıp Agora'dan ayrıldık...

Tabii, her gidişimizdeki gibi yine; ''Ah şu otopark olmasaydı...'' diyerek.

"Otomobil sevdasının" tahribatı - Avrupa kent sözleşmelerinde, otomobilin tarihsel merkezden uzaklaştırılması ilkesi var... İzmir'in Kemeraltı semtindeki "Agora Otoparkı" bu ilkenin tam tersi bir anlayışın mirası...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Ağustos 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz