reklam

02 Nisan 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Bin bir gece masallarının şehri: Bağdat

Bağdat, kuruluşundan beri sadece Osmanlı idaresinde kaldığı yaklaşık 400 yıl boyunca en huzurlu dönemini yaşadı.

Dünyada bilim, kültür ve zenginlik merkezi olarak şöhret yapan Bağdat’ın tarihi, aynı zamanda uğruna verilen kanlı mücadelelerin de tarihi olarak biliniyor.

Bağdat, Abbasi Halifesi Ebu Cafer Mansur’un 750’li yıllarda Bağdat isimli Sasani köyünde başkent kurmak istemesiyle tarih sahnesine çıktı. Adı, eski Farsça’da Baga (Tanrı) ve Dat (verdi) kelimelerinin biraraya gelmesiyle oluşan “Tanrı verdi” manasını taşıyan Bağdat’ın imar edilmesinde Halife Mansur’un emriyle 80 Bizans ve İranlı mühendis görev aldı. Caddeler ve sokaklar, yuvarlak bir plan üzerine kurulan Bağdat’ın merkezine yapılan Halife’nin sarayından kentin dışına doğru gelişerek, büyüdü. Halife Mansur, şehir kurulurken Sasaniler’in eski başkenti Medain’in kalıntılarından faydalanılmasını istediği için, şehir adeta başka bir kentin yıkıntılarından doğdu.

Bin bir gece masallarının Bağdat'ı
Bağdat, Bin bir Gece Masalları’nda anlatılan refahın doruğuna Halife Harun Reşit döneminde ulaştı. İlerleyen dönemlerde tarıma dayalı zenginliği artan Bağdat, aynı zamanda önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline geldi. Ortaçağ’da dünyanın hiçbir kentinin nüfusu henüz 100 bini geçmezken, bütün İslam dünyasının merkezi konumunda, çok sayıda fikir ve bilim adamının yaşadığı, Yunan akademilerine benzeyen okulların açıldığı Bağdat, 1 milyona ulaşan nüfusuyla göz kamaştırmaya başladı.

Kuruluşundan kısa süre sonra bu parlak dönemi iç çekişmelerle solan, büyüklüğü ve zenginliği nedeniyle sürekli saldırılara uğrayan Bağdat, 1258 yılında 800 bin kişinin kılıçtan geçirildiği Moğol istilasına uğradı. İlhanlılar, Timur, ardından da Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Safeviler’in de hakimiyetine geçen Bağdat, 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı döneminde bilim ve fikir merkezi olarak gelişimini sürdüren ve “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” atasözü bugün bile belleklerde kalan Bağdat’a Türkler çok sayıda eser inşa ettiler.

Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı ve Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Mikail Bayram, Uzakdoğu’dan gelen ticaret yollarının üzerinde olan Basra Körfezi ve Mezopotamya’yı Osmanlılar’dan almak için Safeviler’in büyük mücadeleler verdiğini söyledi. Bölgenin Osmanlı’nın eline geçmesiyle ticaretin daha rahat yapılmaya başlandığını belirten Bayram, bu sayede canlanan Akdeniz ticaretinin Osmanlı için önemli bir avantaj haline geldiğini kaydetti.

En huzurlu dönem Osmanlı'nın
Safeviler tarafından tekrar alınan Bağdat’ın 1638’de 4. Murat’ın meşhur Bağdat kuşatmasıyla yeniden ele geçirildiğini ifade eden Bayram, yaklaşık 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan bölgede 18. Yüzyıl’daki Vahabi isyanı dışında kargaşa yaşanmadığını ve Irak’ın en huzurlu tarihinin Osmanlılar tarafından yazıldığını vurguladı.

Zenginliği ve yüzyıllarca bilim ve kültür merkezi olmasıyla Ortadoğu’nun gözbebeği konumundaki Bağdat ve çevresinin, Akad, Babil, Asur ve Sasaniler gibi önemli medeniyetlere beşiklik ettiğini ve sürekli gözde olduğunun altını çizen Bayram, bölge tarihinin aynı zamanda burayı ele geçirmek için verilen mücadelelerin de tarihi olduğunu kaydetti.Osmanlı İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü topraklarda yaşayan Araplar’ın bazı güçler tarafından bölündükten sonra 17 ayrı devlet kurduklarını anlatan Bayram, şöyle konuştu: “Osmanlı, bugün çok sayıda millet, mezhep, etnik grup ve zümrenin, yaşadığı Lübnan gibi birçok yerde adalet ve hukuku koruyarak bu farklı grupların birbiriyle çatışmadan huzur içinde varlıklarını sürdürmelerine olanak sağlamıştır. Oysa, çeşitli çıkarlara göre sınırları cetvelle çizilmiş gibi dümdüz olan hudutlarla ayrılan Araplar, Osmanlı’dan sonra bir daha asla aynı barışçı ve huzurlu düzeni kuramamışlardır.”

Eski haline getirmek 50 yıl alır
“Bugün istenmeyen bir savaşın yaşandığı Irak’ın başkenti Bağdat’ta insanların yanında Ortadoğu’nun en zengin tarih ve kültür varlıklarının bombalandığını” kaydeden Bayram, Bağdat’ı tekrar eski haline getirmenin 50 yıl alacağını tahmin ettiklerini belirtti.

Bir ucundan diğer ucuna 70 kilometre uzunluğa sahip Bağdat’ın, ABD ve İngiliz koalisyon güçleri tarafından kuşatılmasından sonra şehrin daha büyük ve telafi edilemeyecek oranda tahribata uğrayacağını bildirdi.
NTVMSNBC

 

Mart 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30

31

diğer aylar için tıklayın

Platform

"Mimarlık Toplum Diyaloğu ve Örgütler" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 03 Nisan'da İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Uğur Tanyeli
Konuşmacılar:
Emre Arolat, Nilüfer Çınarlı, Korhan GümüşHaydar Karabey, Aslı Özbay

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz