reklam

03 Haziran 2003 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Bayındırlık Bakanlığı, deprem şûrasını eylül ayında topluyor

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, ‘deprem şûrasını’ toplama yetkisini elde edebilmek için bakanlığın kuruluş kanununda değişiklik yapılması yönünde kanun teklifi hazırladı. Geçen haftaki Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açılan teklifin kabul edilmesi halinde, bundan böyle ‘şûra’ toplama yetkisi Bayındırlık Bakanlığı’nın tekelinde olacak. 4 yılda bir toplanması düşünülen şûraya bayındırlık ve iskan bakanı başkanlık edecek.

Şûra yönetmeliğini hazırlayan bakanlık, ilk toplantının eylül ayı içinde Ankara’da yapılmasını planladı. Yönetmelik gereği, şûrada benimsenen kararlar, bakanlığın icra planına alınacak ve bu kararların yasalaşması halinde, ilgili kurumlara gerekli yasal çağrıda bulunulacak. Kararların oy çokluğu ile alınacağı şûrada, oyların eşit olması halinde, bakanın uygun bulduğu görüş yürürlüğe girecek.

Şûra üyeleri TRT, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Bayındırlık Bakanlığı’nın birim amirlerinden oluşacak. Davetlilerin de bulunacağı komisyonda, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinden temsilciler yer alacak.

Öte yandan Bayındırlık ve İskan Bakanı Zeki Ergezen’e ‘Deprem Şûrası’ ile ilgili olarak İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından sunulan raporda, deprem şiddeti senaryolarının kamuoyu üzerinde oluşturduğu derin korkunun vatandaşı kaderciliğe ittiği değerlendirmesi yapıldı. Hasarlı binaların depreme dayanıklı hale getirilememesinde, İstanbul’da meydana gelecek bir depremin çok şiddetli olacağı yönündeki çeşitli çevrelerce yapılan değerlendirmelerin etkili olduğu belirtilen raporda, dikkat çekici 3 tespit şöyle sıralandı: “Yapılan deprem şiddeti senaryolarından çıkartılan derin korku, kaderciliğe dönüşmekte ve alınması şiddetle istenen önlemler vatandaşın gözünde önemsizleştirilmektedir. Bunun yanında, önlem için gerekli yatırım bazen bina değerinin üstüne çıkmakta, maddi gücü belli olan vatandaşla adeta alay edilmektedir. Özellikle ‘Kat Mülkiyeti Kanunu’ nedeniyle apartmanlarda birlik sağlanamakta, bir ret direnişi büyük çoğunluğun can ve mal varlığını tehlikede bırakmaktadır.”

Muhtemel bir İstanbul depreminde gerekli tedbirlerin alınmaması halinde 200–400 milyar dolar arasında zarar tahmininin yapıldığı raporda, böyle bir depremin yalnızca İstanbul’un depremi olmadığına vurgu yapıldı. Raporda, uğrayacakları geriye dönüşsüz ekonomik zararlar sebebiyle, bu bölgede yatırımları olan tüm Avrupa ülkelerinin de depremi olacağına dikkat çekildi; bu hususun gerek Avrupa Birliği ve gerekse ABD’ye anlatılması gerektiği kaydedildi.

Muhtemel deprem zararlarının önlenmesi bakımından İstanbul ve yakın çevresinde her türlü sanayinin Anadolu’da deprem tehlikesinden uzak alanlarda kurulacak 500 bin ile 1 milyon nüfuslu uzmanlık şehirlerine işçileri ile birlikte tanşınmasının bir zaruret olduğu da dile getirilen şûra raporunda, bölgesel planların gözden geçirilerek 6 ayrı şehir daha kurulması gerektiği belirtildi.
Zaman

 

Haziran 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29

30

diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Abdurrahman Hancı  
04 Şubat 2003 
tarihinde Diyalog bölümümüze konuk oldu.

Abdurrahman Hancı hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz