Doğal sit alanında yapılaşma
kararı, geleceğin yokedilmesidir
Mimarlar odası İzmir şubesi yaptığı bir basın açıklaması ile doğal
sit alanlarının yapılandırılması ile ilgili görüşlerini bildirdi.
"- Hazine arazilerinin işgalcilere satişi imar affi'dir. İmar affı
ise kente karşı suçtur, kentlerin iflasıdır.
- Doğal sit alanında yapılaşma kararı, geleceğin yokedilmesidir
Hazineye Ait Taşınmazların Değerlendirilmesi ile ilgili 4706 sayılı
Kanunda yapılan - yapılmak istenen değişiklikler, yasadışı yapılaşmayı
teşvik eden, özendiren ve doğal mirası yok eden çok önemli sakıncalar içermektedir.
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde 31.12.2000 tarihinden önce üzerinde
ruhsatsız yapılaşma olan Hazineye ait taşınmazların öncelikle yapı
sahiplerine satışı için belediyelere devri öngörülmektedir. Bu yapılaşma
(gizli) utangaç İMAR AFFI demektir.
İmar afları ise bugüne kadar defalarca (11 kez) uygulanmış, ancak hiçbir
soruna çözüm getirilemediği gibi, kentlerin yozlaşmasına, kimliksizleşmesine,
tükenmesine neden olmuştur.
Bugün ülkemiz kentlerinin (başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere)
en büyük sorununu, geçmişte imar aflarıyla yasallık kazandırılmış
ruhsatsız - yasa dışı yapıların bulunduğu, sağlıksız, güvensiz, her türlü
kentsel teknik ve sosyal alt yapıdan yoksun alanlar oluşturmaktadır. Bu tür
sağlıksız kentsel alanların sorunları çözülemeden, son yasa değişikliği
ile bu alanlar daha da çoğaltılacaktır. Yasa düzenlemesinin göz ardı ettiği
en büyük tehlike DEPREM RİSKİ'dir. Hiçbir mimarlık- mühendislik hizmeti
almadan yapılan yasa dışı yapıların deprem riski karşısında, af'la
yasallaştırılması kararını alanlar olası felaketlerde sorumlu olacaklardır.
Aynı Kanun Tasarısında birinci derece doğal sit alanlarında bulunan arsa
ve arazilerde toplam inşaat alanı taşınmazın yüz ölçümünün yüzde altı
diye önerilen gelen tepkiler üzerine yüzde üçünü geçmemek koşuluyla yapılaşmaya
izin verileceği hükmü yeralmaktadır.
2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Doğal Sit
Alanlarını "bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan ilginç
özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı
açısından mutlaka korunması gerekli olan alanlar" olarak tanımlamaktadır.
Doğal sit alanları evrensel doğal mirasımızdır ve kesin yapı yasağı
bulunan alanlardır. Genel bir kararla yüzde üç yapılaşma hakkı tanınması
kamu yararına aykırıdır, yanlıştır.
Doğal sit alanlarının yüzde üç yapılaşmaya açılmasıyla burada
yerleşecek nüfusun ihtiyacı için gerekli olan ve yasalar gereği ayrılması
gerekecek kentsel teknik ve sosyal altyapı alanlarının (Sağlık, Eğitim, Kültür,
Güvenlik, Dini Tesis, Yol Enerji, Kanal vb.) eklenmesiyle bu oran yüzde
yedilere çıkacaktır. Öneri yasa ile varılacak uygulama doğal sit alanlarının
niteliğini ortadan kaldıracak çok sakıncalı bir sonuca yol açacaktır.
Doğal sit olmasa dahi hiçbir yer için bu oranda bir genel yapılaşma
kararı imar planları yapılmadan alınamaz, alındığı takdirde bilimselliğe,
planlı kentleşme anlayışına ve çağdaş uygulamalara aykırı, kamu yararı
bulunmayan bir uygulama olacaktır.
Sonuç olarak gerekçesi ne olursa olsun, Doğal Sit'lerin yağmalanmasına
yol açacak bu karardan vazgeçilmeli, yasaların öngördüğü şekilde ve süreci
içinde sit olarak tescilli alanların koruma planları yapılarak, bu alanların
evrensel doğal miras niteliği sürdürülmelidir.
İlgililere ve kamuoyuna önemle duyururuz."
Arkitera
|