İstanbul "Tehlikede Olan Dünya
Mirası Listesi"ne Alınmaktan Kurtulabilecek mi?
UNESCO'nun İstanbul'un ödevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle "Dünya
Mirası Listesi"nden çıkarıp "Tehlikede Olan Dünya Mirası
Listesi"ne alma kararı büyük endişeye yol açmıştı. 2004'te
uygulamaya geçirilmesi planlanan karar uygulanırsa İstanbul diğer 35 bölgenin
arasına katılacak. ICOMOS Türkiye ve Ulusal Ahşap Birliği, 29 Temmuz 2003 tarihinde konuyla ilgili
olarak "Uluslararası Tarihi Kentlerin Yönetimi" başlıklı bir
seminer düzenliyor. Bu toplantıya Kültür Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi, Mimarlar Odası gibi konuyla yakından ilgili kurumların yanı sıra,
UNESCO'nun Dünya Mirası Merkezi başkan yardımcısı Minja Yang da katılarak
bir sunuş yapacak.
Bu konuyla ilgili ICOMOS Türkiye yetkililerinin yaptığı basın açıklamasında ise şunlar
yer alıyor:
"Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi değil, ancak "bütün insanlık
için taşıdığı olağanüstü evrensel değer" dolayısıyla UNESCO'nun
Dünya Mirası Listesi'ne alınan İstanbul'un tarihi merkezi, bu büyüklükteki
kentlerde görülmeyen boyutta bir çöküntü süreci içindedir. Türkiye'nin
deneyimli teknik elemanları vardır; sorunu aşmak için koruma konusundaki
bilinç eksikliğini hızla gidermek, belediyelerle merkezi hükümet arasındaki
işbirliğini geliştirmek ve sivil toplum örgütlerini yeni, yaratıcı çözüm
yolları bulmaya yöneltmek gerekmektedir.
Uluslararası sözleşmeler arasında en çok uyulanı olan 1972 tarihli Dünya
Mirası Konvansiyonu 128 ülke tarafından imzalanmıştır. Sözleşmenin
kurallarına göre, devletler yalnız kendi vatandaşları için değil, bütün
dünya için korumayı garanti ettikleri kültür varlıklarını UNESCO'ya
sunarlar ve gerekli değerlendirmeden geçen aday anıt ve sitler Dünya Mirası
Listesi'ne alınır. Halen Dünya Mirası Listesinde 754 kültür varlığı yer
almaktadır.
Türkiye Dünya Mirası Sözleşmesi'ni 1983'de imzalamış; 1985'de İstanbul'un
Tarihi Alanları Dünya Mirası Listesi'ne girmiştir. İstanbul için hazırlanan
başvuru dosyasındaki kısa tanımlamada Konstantin'in Hipodromu, Ayasofya, Süleymaniye
kentin başeserleri arasında sayılmakta; şehrin hızlı nüfus artışı,
sanayinin getirdiği kirlilik ve denetimsiz kentleşme baskısından bunaldığı
belirtilmektedir. Başvuruda "Süleymaniye Külliyesi çevresindeki ender
nitelikteki kentsel alan"a da özenle değinilmiştir. Osmanlı seçkinlerinin
oturduğu 19. yüzyıl Süleymaniye evleri ile Zeyrek'teki ahşap korunmuş doku
başvuru dosyasında önemli bir yer tutmaktadır .
Dünya Mirası anıt ve sitlerde aranan özellikler,
i. İnsanın yaratıcı dehasının üst düzeyde bir temsilcisi olması ,
ii. Dünyanın bir kültür bölgesinde veya bir dönemde mimarlık veya
teknoloji, anıtsal sanatlar, kent planlama veya peyzaj tasarımı alanlarında
önemli gelişmelere, insani değer alışverişlerine tanıklık etmesi ,
iii. Yaşayan veya yok olan bir kültür geleneğinin veya uygarlığın, tek ya
da ender rastlanan bir temsilcisi olması ,
iv. Bir yapı tipinin seçkin bir örneği, ya da insanlık tarihinin önemli
bir aşamasını veya aşamalarını gösteren bir mimari ve teknolojik bütünün
veya peyzajın örneği olması, olarak sıralanmaktadır. İstanbul bu dört ölçütü
de karşıladığı için Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır.
Bir alan Dünya Mirası niteliğini sürekli bakımla korumak zorundadır.
1992'den bu yana İstanbul'un tarihi alanlarının kötüleşen durumu kaygı
uyandırmış; UNESCO'nun Dünya Mirası Bürosu ve Komitesi toplantılarında
restorasyon standartları ile tarihi çevre yönetim konularındaki zayıflıklar
gündeme getirilmiştir. UNESCO'nun son Dünya Mirası değerlendirme toplantılarında,
ihmal ve yıkım nedeniyle yitirilen evlerin neden olduğu doku kaybı, özellikle
Zeyrek'in korunmasındaki başarısızlık üzerinde durulmuş ve Türkiye uyarılmıştır.
Uyarılara rağmen bir atılım olmaması, Süleymaniye ve Zeyrek
mahallelerindeki kayıpların artması, İstanbul'un Tarihi alanlarının
"Tehlikede olan Dünya Mirası Listesi"ne alınması tehdidinin dile
getirilmesiyle sonuçlanmıştır.
2 Haziran 2003 günü UNESCO'nun Dünya Mirası Merkezi başkan yardımcısı
Minja Yang, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yarım günlük
toplantıya katılarak, Türkiye'ye "sarı kart" gösterdiklerini açıklamış,
kent yönetimi tarafından hazırlanan Koruma İmar Planında kentin Dünya
Mirası özelliklerini tam olarak dikkate alınmadığına dikkat çekmiştir.
Minja Yang, İstanbul'un Tarihi Alanlarının korunması için acilen harekete
geçilmediği takdirde , UNESCO'nun Dünya Mirası Komitesinin Temmuz 2004'te İstanbul'u
"Tehlike'de Olan Dünya Mirası Listesi"ne almayı düşündüğünü
vurgulamıştır. Bu listede halen Komitenin ciddi ve belirli tehditlerle karşı
karşıya olduğuna karar verdiği 35 Dünya Mirası alan bulunmaktadır.
Tehlike'de olan Dünya Mirası Listesi'ne alınan kültür varlıklarının
durumunu iyileştirmek için etkin bir çalışma, eylem olmadığı takdirde, kültür
varlığı Dünya Mirası Listesinden düşmektedir. UNESCO'nun ilkelerine göre,
Dünya Mirası Listesinde yer alan kültür varlıkları, a. söz konusu varlıklar
Dünya Mirası Listesine alınmalarına neden olan özelliklerini yitirecek
derecede bozulmuşlarsa, b. Dünya Mirası alanın aday gösterildiğinde karşı
karşıya olduğu, ancak dosyayı sunan devletin önerdiği önlemlerin öngörülen
süre içinde gerçekleşmediği belirlendiği takdirde, Dünya Mirası
Listesinden çıkarılmaktadır.
Sorunumuz İstanbul'un Tehlikede Olan Dünya Mirası Listesi"ne alınmasına
gerekçe oluşturan durumun bir an önce durdurulması ve iyileştirilici
eylemlerin hızla hayata geçirilmesidir. Doğru bir koruma planlamasını gerçekleştirmek
üzerinde elbirliğiyle çalışılmalıdır.
ICOMOS, UNESCO'ya kültürel varlıklar konusunda danışmanlık yapan bir
sivil toplum örgütüdür. Kamuoyunun İstanbul'un Dünya Mirası alanlarının
tehdit altında olması karşısında duyduğu kaygılardan hareket ederek,
ICOMOS Türkiye ve Ulusal Ahşap Birliği geliştirilmiş koruma stratejilerini
tartışmak üzere bir seminer düzenlemiştir. Bu toplantıya Kültür Bakanlığı,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Mimarlar Odası gibi konuyla yakından
ilgili kurumların yanı sıra, UNESCO'nun Dünya Mirası Merkezi başkan yardımcısı
Sayın Minja Yang da katılarak bir sunuş yapacaktır."
Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
Arkitera
|