Ayasofya'da 31 No’lu deponun
acınası hali
Yoğun küf kokusunun egemen olduğu depoda, örümcek ağlarından göz gözü
görmüyordu. Ayasofya görevlileri, toz toprak içindeki ikonaların üzerindeki
resimlerin silindiğini, papaz tahtalarının enkaza döndüğünü gördü. Kayıtlı
olmalarına rağmen, Papaz Odası'ndaki bazı eserlere sayımda rastlanmıyor.
Ayasofya Müzesi'nin yaklaşık 50 yıldır açılmamış bir deposu, ilk kez
Uğur Dündar yönetimindeki Arena programı için açıldı. Depodaki tarih
hazinesinin içler acısı hali yarım asır sonra gözler önüne serildi.
Ayasofya Müzesi'nde görevli bir grup yetkili, yaklaşık 50 yıldır açılmayan
asma kilidi söküp 31 numaralı depoya giriyor. Ama o da ne? Yoğun bir küf
kokusunun egemen olduğu depoda, örümcek ağlarından göz gözü görmüyor.
Neredeyse halat kalınlığındaki ağları aralayıp güçlükle birkaç adım
atan yetkililer, gördükleri manzara karşısında şaşkına dönüyorlar.
Çünkü envantere kayıtlı papaz tahtları, boy boy ikonalar, ahşap sütünceler,
Osmanlı dönemine ait aydınlatma kandilleri ve vaktiyle mihrabın iki yanına
serilen yüzyılı aşkın geçmişi olan eşsiz değerdeki halılar çürümüş,
adeta lime lime olmuş... Toz toprak içindeki ikonaların üzerindeki resimler
silinmiş, papaz tahtları enkaza dönmüş. Neye dokunsalar ellerinde kalıyor...
Mezarı soymuşlar
Şoke olan yetkililer, odanın yanıbaşındaki kuzeydoğu rampasından galeriye
doğru yürüdüklerinde kazılmış iki mezarla karşılaşıyor. İlerledikçe
şaşkınlıkları daha da artıyor. Çünkü kazıdan çıkarıldığı anlaşılan
kemiklerin rasgele ortalığa atıldığını görüyorlar.
Bu geziden kısa bir süre önce yine aynı durumda bulunan ve temizlenerek
elden geçirilen Papaz Odası'ndaki bazı eserlere kayıtlı olmalarına rağmen,
sayımda rastlanmıyor. örneğin Mali Polis operasyonunda kaçakçılarda ele
geçirilip yeddiemin olarak Ayasofya Müze Müdürlüğü'ne teslim edilen çok
değerli Süryanice el yazması 3 kitaptan birinin çalındığı anlaşılıyor.
Kütüphanedeki el yazması kitapların göz göre göre nasıl çürütüldüğü,
raporda şu satırlarla anlatılıyor:
‘‘Nem, toz ve kitap kurtlarının verdiği hasar sonucu el yazması
eserlerin ciltlerinde parçalanma, sayfalarında ağır tahribat ve bazı
kitaplarda birçok sayfanın nemlenme nedeniyle birbirinden ayrılamaz duruma
geldiği ve yapışarak yırtıldığı görülmüştür.’’
Raporlardan bilgi sahibi olunca, Kültür Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr.
Mustafa İsen'i aradım. Gelecek kuşaklara belge bırakabilmek amacıyla tarihi
ve kültürel mirasa yapılan bu inanılmaz ihaneti görüntülemek istediğimi
söyledim. Müsteşar Prof. İsen, pek alışık olmadığımız bir duyarlılık
ve içtenlikle, gereken izinleri hemen verdi. Ayrıca Ayasofya'da hem bu ayıp
hem de bazı yolsuzluk iddiaları nedeniyle, 14 görevlinin açığa alındığını
ve soruşturmanın sürdüğünü açıkladı. Görevde kaldığı kısa süre içinde
bu ayıbın önlenebilmesi için büyük gayret gösteren Müze Müdürü
Seraceddin Şahin, 50 yıldır kamuoyundan saklanan 31 numaralı depo gerçeğini,
ilk kez Arena kameralarına açtı.
Hürriyet
|