reklam

Söyleşiler
Sanat > Mercek Altında > Söyleşiler  

İSTANBUL MODERN

Arkitera İstanbul Modern'in açılışıyla adı gündeme daha sık gelen, 5. İstanbul Bienali'nin sanat direktörü ve İstanbul Modern'in baş küratörü Rosa Martinez ile modern sanat ve modern müzecilik kavramaları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.

Arkitera: İstanbul Modern’in açılışına kadar geçen süreçteki rolünüz (katkınız) neydi ve bundan sonra ne olacak?

Rosa Martinez: Yakın zamanda İstanbul Modern’de baş küratör olarak çalışmaya başladım ve bu pozisyonda bulunmanın getirdiği bütün klasik sorumluluklar görevime dahil olacak: Kültürel aktivitelerin ve sergi programlarının açıklanması, işlerin yürütülmesini ve halka takdim edilmesinin yönetilmesi, koleksiyon oluşturma politikaları üzerine tavsiyeler verilmesi, birlikte çalışma zincirlerinin yaratılmasında katkıda bulunma ve diğer uluslararası müzeler ve uluslararası sanat merkezleri ile alışveriş de bulunma.

Arkitera: Modern Sanat Müzelerinin aynı zamanda kültür merkezi olma işlevini barındırdığı söylemi konusundaki ne düşünüyorsunuz? Bu bağlamda müzenin kültür biriktirmenin yanında kültürü ürettiğini de söyleyebilir miyiz?

Rosa Martinez: Müzelerin sanat eserlerinin sergilendiği mozeleler olamayacağını düşünüyorum. Müzelerin sanatsal mirasla insanlar arasında zengin bir alışverişin yapıldığı canlı yerler olması gerektiği kanısındayım. İstanbul Modern müzeciliğe çağdaş bir yaklaşımla, statik, dogmatik ve geleneksel müze strüktürünü yenilemek ve onu daha esnek, daha dinamik yapma isteği ile kuruldu. Bugün dünyadaki en önemli müzeler kültür merkezi olarak hizmet veriyorlar. Modern müzeler sadece geçmişle ilgilenmezler, bu yüzden geçmişin en iyi ürünlerini toplamak, halka bu eserlerin tanıtılması için aktiviteler düzenlemek ve aynı zamanda yeni projeleri desteklemek bence bugün modern müzelerin en önemli hedefleridir. Bugünün ihtiyaçlarından haberdar olmalı ve aynı zamanda geleceğe de bakmalıyız.

Arkitera: İstanbul Modern’in açılışından bu yana sıkça üstünde durulan ve vurgulanan özelliklerinden biri de halkın mekanı olması. Genel olarak diğer müzelerle karşılaştırıldığında modern sanat müzelerinin halka daha yakın durduğu görülüyor. Böyle bir misyonu neden modern sanat müzeleri yükleniyor?

Rosa Martinez: Sanırım bu soruya az önce bir cevap verdim. Bir mesaj alıcısına ulaşmazsa hiç bir anlam taşımaz. İnsanların güzellikten aldıkları keyfi artıran, hem tarihe hem de bugünle ilgili anlayışlarını geliştiren, bilgiye olan arzularını giderebilecekleri bir yer olan müzenin yaşayan bir yer olduğunu hissetmesi lazım.

Modern bir kuruluş olarak modern müzelerin ana gayelerinden biri de kültürün eğitimi ve demokratikleşmesidir. Yeni müzeler modern ve çağdaş sanatı aynı anda içermektedirler ve üst ve alt kültürler arasında ayrım yapmamaktadırlar. Böylece, sunulan bu program çeşitli kültürlerden insanlara çekici gelir.

Arkitera: İstanbul Modern’in kent üzerinde yapacağı olası dönüşüm hakkında bir öngörünüz var mı?

Rosa Martinez: İstanbul Modernle birlikte ilk defa sinema, fotoğraf ve yeni medyayla birlikte bir ortamda modern ve çağdaş sanat üzerinde çalışma fırsatı, diyologları anlama, iletişim kurma ve kırılma şansı hayata geçebilecek. Bu da şehri sadece lokalda konumlanan insanlar için değil aynı zamanda uluslarası insanların ilgisini çekecek bir konuma getirecek ve şehrin gelecekteki kültür haritasının yapılanmasında kesin bir rol oynayacaktır.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz