reklam

İSTANBUL MODERN

İstanbul Modern'in fotoğraf bölümünün küratörü Engin Özendeş ile modern sanat ve modern müzecilik kavramları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Arkitera: İstanbul Modern’in açılışına kadar geçen süreçteki rolünüz (katkınız) neydi ve bundan sonra ne olacak?

Engin Özendeş: İstanbul Modern’in kuruluş aşamasında, fotoğraf bölümü ile ilgili tüm çalışmalarda ben de vardım. Öncelikle fotoğraf koleksiyonunun oluşturulması için aralarında benim de bulunduğum, Şakir Eczacıbaşı, Ali Akay, Nevzat Çakır, Bülent Erkmen, Ara Güler, Mehmet Kısmet’ten oluşan ilk seçici kurulun çalışmaları aylarca sürdü. Ardından fotoğrafların bir araya getirilmesi aşamasına geçildi. Ve bu aşamadan sonra yine bu fotoğrafların arasından seçilenlerle Bizden Görünenler sergisi hazırlandı.

Daha ilk sergiden başlayarak, müzenin fotoğraf bölümü küratörü olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.

Arkitera: Modern sanat müzelerinin aynı zamanda kültür merkezi olma işlevini barındırdığı söylemi konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu bağlamda müzenin kültür biriktirmenin yanında kültür ürettiğini de söyleyebilir miyiz?

Engin Özendeş: Müzenin asıl koleksiyonunun sergilendiği (ki bunlar da zaman zaman değiştirilecektir) sürekli sergi salonlarının dışında, Süreli Sergiler Salonu, Fotoğraf Galerisi, Yeni Medya Alanı, Eğitim ve Sosyal Projeler Birimi, kütüphanesi, sineması ve kafeteryasıyla yaşayan her zaman değişik aktiviteleri kucaklayan bir müze demek aynı zamanda kültür merkezi işlevini de görüyor demektir.

Bundan sonra yapılacak sergilerle de yepyeni ufuklar açılacak ve tüm bu dinamizm giderek kültürler arası kaynaşmaya ve kültür üretimine katkıda bulunmaya başlayacaktır. Fotoğraf galerisinde yılda üç sergi açılması planlandı. Bunlardan biri yurt dışından getirilecek. Mart’ta ve Temmuz’da açılacak sergiler neredeyse hazır. Her serginin konsepti ile ilgili konusunun uzmanları bir konferans verecek.

Arkitera: İstanbul Modern’in açılışından bu yana sıkça üstünde durulan ve vurgulanan özelliklerinden biri de halkın mekanı olması. Genel olarak diğer müzelerle karşılaştırıldığında modern sanat müzelerinin halka daha yakın durduğu görülüyor. Böyle bir misyonu neden modern sanat müzeleri yükleniyor?

Engin Özendeş: Dinamik müzecilik anlayışını benimseyerek çalışmalarını sürdüren İstanbul Modern, halkın mekanı olma ve izleyicilere aidiyet duygusunu verme konusunda sanat eserleri ile yüzleşirken, aynı zamanda sosyal bir buluşma mekanını da oluşturmaya çalışmaktadır. Her yaştan, her kesimden izleyiciler geliyorlar, müzeyi çocukları ile gezip, eserler üzerinde konuşmalar yapabiliyorlar. Gerektiği yerde rehberlerin açıklamalarını dinleyebiliyorlar ve kültür ve sanatla birebir yüzleşiyorlar. Biz toplumla içiçe yaşıyoruz. İzleyici sayısı da bunu gösteriyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz