reklam

İstanbul Modern Hakkında Yazılar
Sanat > Mercek Altında > Yazılar

İSTANBUL MODERN

İstanbul Modern: Bir düşün gerçeğe dönüşmesi

İstanbul Modern ile ülkemiz, yıllardır özlemi çekilen, dünya düzeyinde bir modern sanat müzesine kavuşuyor. Batı ve Doğu’nun sanatsal ve kültürel değerlerini içinde taşıyan, en özgün kültür sentezlerinin ürünleriyle süslü İstanbul’un geçmişine yaraşır bir gelecek hazırlama düşü sonunda gerçekleşiyor.

İstanbul’da bir modern sanat müzesinin kurulması girişiminin ilk adımı, 1987 yılında yapılan ve bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul Bienali’nin öncüsü olan 1.Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri sırasında atıldı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Kurucusu Dr.Nejat Eczacıbaşı, serginin İstanbul sanat yaşamına getirdiği canlılık ve gördüğü ilgiden esinlenerek, bunu sürekli kılmak amacıyla bir modern sanat müzesinin kurulması girişimine öncülük etti.

Uzun arayışlar ve çalışmalar sonunda Haliç’te bir 19.yüzyıl endüstri yapısı örneği olan Feshane, 1991 yılında çağdaş sanat müzesine dönüştürülmek üzere yeniden düzenlendi. Mimari tasarım ve uygulamalarını ünlü mimar Gae Aulenti’nin yürüttüğü bu bina, 3.Uluslararası İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı. Ancak, bu girişimden yönetimle ilgili anlaşmazlıklar nedeniyle 1993 yılında vazgeçildi. O günden bu yana, İstanbul’a bir modern sanat müzesi kazandırma düşü, çeşitli projelere yön verdi; ancak bu iş için uygun bir yer bulunması ve çekirdek koleksiyonun sağlanması konularında karşılaşılan güçlükler nedeniyle girişimler sonuçsuz kaldı.

Yıllar sonra, müze projesinin kaderi, yine bir İstanbul Bienali’nin ardından değişti. 8.Uluslararası İstanbul Bienali’nde, kentin merkezinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yanında bulunan ve ana mekan olarak kullanılan 4 No’lu antrepo, Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle tahsis edilince, yer sorunu çözümlendi.

Boğaziçi’nin en eski yerleşimlerinden Galata’nın 19.yüzyılın sonlarında inşa edilen ve üç büyük göçe tanık olan rıhtımında yer alan Denizcilik İşletmeleri’nin 8000 metrekarelik 4 No’lu antrepo binası, kısa süre içinde Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tüm işlevleriyle modern bir müzeye dönüştürüldü. Eczacıbaşı Topluluğu, “Ana Kurucu” olarak ilk yatırım finansmanını ve müzenin çekirdek koleksiyonunu sağladı.

Ülkemizin kültür ve sanat yaşamına 32 yıldır büyük katkılarda bulunan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın çatısı altında hem özel hem de kamu kesiminin ilgi ve desteğini sağlayarak, projeyi gerçekleştirmek üzere çalışmalara başlandı.

İstanbul Modern’in kapılarını sanat dünyasına açarken, ülkemizin modern ve çağdaş sanat alanındaki birikimini ortaya koymayı, korumayı ve değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu amaç doğrultusunda onu, sanat gündemini belirleyen, eğiten, sanatı sevdiren, dinamik ve çok sesli ortamıyla toplumun geniş kesimlerine ulaşan bir kurum haline getirmeyi hedef alıyoruz.

Müzemiz, sahip olduğumuz çağdaş ve evrensel değerleri dünya standartlarında hizmet sunulan bir ortamda toplumla paylaşmak üzere faaliyet gösterecek; böylece bu birikimin en nitelikli örneklerini bir araya getirerek bir bütün olarak değerlendirilmesine olanak tanıyacaktır. İstanbul Modern’in koleksiyonu bağış, satın alma, kısa ve uzun vadeli ödünç alma yöntemleriyle genişletilirken, aynı zamanda modern sanat alanındaki üretimin gelişmesi de desteklenmiş olacaktır.

Çağdaş müzelerin ülkedeki sanat ortamının gelişmesi bakımından taşıdıkları önemi dikkate alarak, sanatsal üretimin toplumla ve sanatçılarımızın koleksiyonerlerle buluşmasına olanak sağlayacak etkinliklerin giderek yoğunlaşmasını öngörüyoruz. Bu kapsamda, Türk sanatının ancak uluslararası sanat ortamının bir parçası haline gelerek gelişebileceğinin bilincindeyiz. Küreselleşen dünyada müzeler arasındaki iletişim ve ortaklaşa projeler önem kazanırken, biz de önde gelen müzeler ve belli başlı sanat kurumları ile aktif bir işbirliğinin temellerini atmaya çalışıyoruz. Bu işbirliği sayesinde, bir yandan Türk koleksiyonerlerin ve sanatseverlerin dünya sanatına ilişkin bilgileri zenginleşirken, öte yandan ve daha önemlisi Türk sanatçıların uluslararası arenada tanınmaları ve kabul görmeleri olanağının yaratılacağına inanıyoruz. Bu amaçla, dünyanın önde gelen kurumsal koleksiyonlarından birinin sahibi olan Deutsche Bank ve Guggenheim Berlin ile koleksiyon paylaşımı anlaşmaları imzaladık ve ICOM Uluslararası Müzeler Konseyi gibi sanat kurumlarıyla işbirliğine yöneldik.

Ülkemizin gereksinimlerini dikkate alarak, eğitimi başlı başına bir temel amaç olarak belirledik ve görsel sanatlar eğitimi alanında hem geniş toplum kesimlerine hem de gençlere ve çocuklara yönelik programlar hazırladık. İstanbul Modern, bu programlarla gençleri müzelerle buluşturup geçmişleriyle tanıştırarak kültürel bilincin oluşmasına ortam hazırlayacağı gibi, dünyadaki yeni eğilimleri ve yönelimleri de topluma sunacak. Müzemizin, sürekli yenilenen, değişime açık, dinamik bir kültür ve sanat merkezi olacağına, çağdaş eğitim ve iletişim olanaklarını kullanarak, kitlelerin sanat eserleriyle buluşmasını, gündelik yaşamlarında sanata bir yer açmasını sağlayacağına inanıyoruz.

Artık 21. yüzyılda müzeler, hem sanatla, sanatçıyla buluşma hem de tartışma ve iletişim platformu oldu. Günümüzde çok amaçlı kültür merkezine dönüşen müzeler, insanların zamanlarını değerlendirdiği vazgeçilmez mekanlardan biri. Toplumdaki değişime ve taleplere karşılık veremeyen merkezlerin gelecekte sürekliliği sağlamasının mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bu yüzden iletişime son derece önem veriyoruz. Sadece mevcut izleyici kitlesiyle yetinmeyip, sanatla yeni izleyiciyi buluşturmak ve müze alışkanlığı yaratmak için potansiyel izleyiciler üzerine araştırmalar yapmayı amaçlıyoruz. İstanbul Modern, koleksiyon sergileri, süreli sergiler, eğitim programları, fotoğraf sergileri, film gösterimleri, paneller, söyleşiler, çeşitli sanatları içeren etkinlikler, Modern Sanat Kütüphanesi’nin yanı sıra ileri teknoloji ve kablosuz ağ donanımlı yeni medya alanı, müze mağazası ve dinlenme olanaklarıyla ulaşımı kolay, kitlesel izleyici çekecek, çok yönlü, değişken ve aktif bir “yaşayan müze” olacak.

Sanat dünyasındaki küreselleşmeyle birlikte İstanbul’un yeni bir odak noktası olması, İstanbul Modern’e önemli bir işlev yüklüyor; hem kültürel gelişime hem de kültür turizmine katkı sağlamasının yanı sıra kentle özdeşleşecek ve sanatsal gelişimi yansıtacak kimliği onu daha da özel kılıyor.

Geçmişle geleceğin, yerelle evrenselin, modernle çağdaşın buluşma noktasındaki İstanbul Modern de, yeni bir anlayışla yönetilen tüm dünya müzeleri gibi etkisini bulunduğu kentin dışına taşıyacak ve İstanbul’un uluslararası kültür metropollerinden biri olarak benimsenmesine esaslı bir katkıda bulunacaktır.

Dünyanın en zengin birkaç müzesinden biri olan Topkapı Sarayı Müzesi ile İstanbul Modern, Avrupa ile Asya’yı birleştiren Boğaziçi’nde karşı karşıya duruyor. Bu anlamda, Doğu ile Batı’nın kesiştiği yerde, dünyanın sanatsal coğrafyası yeniden tanımlanıyor.
Oya Eczacıbaşı -  İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz