Köşe Yazısı

Mimarlık Okullarından: Sci Arc

Yazan: Orhan Ayyüce Tarih: 6 Mart 2008

“Nasıl olsa” birÅŸeyler yazarken size ÅŸu bizim Sci Arc’taki sınıfı anlatayım.

Geçen aydan beri Michael Rotondi ile beraber stüdyodayız, on beÅŸ öÄŸrenci var bir de ben. Benim durumum farklı. Zira baÅŸka iÅŸim yokmuÅŸ gibi kafayı öÄŸretmenlik iÅŸine taktım. Yaşını başını almış bir kritikten ziyade, öÄŸrenmekten ve tartışmaktan bıkmamış kimliÄŸimi korumak istiyorum. Hem bu iÅŸi ustasından öÄŸreniyorum, hem de eÄŸitim öÄŸrenim durumlarına mukayeseli olarak, öncesi ve sonrası resimleri gibi bakıyorum.

Bende o okuldan 1978’de baÅŸlayıp 1981’de ilk Türk talebe olarak hocalarımın ve sınıf arkadaÅŸlarımın tavsiyesiyle (aynen o modern ve sade diplomada yazdığı gibi) mezun edilmiÅŸtim. O yıllar okulun oluÅŸum yıllarıydı. Hepimiz dünyanın dört bucağından gelmiÅŸ ayrı kültürleri temsil eden Genç Türk'lerdik.

”Southern California Institute of Architecture” yani kısacası SCI Arc, Eyalet Politeknik Üniversitesi’ndeki tutuculuÄŸa kazan kaldıran Ray Kappe önderliginde, beÅŸ altı hocanın ve bir grup öÄŸrencinin, mimaride bir ÅŸeyleri degiÅŸtirmek isteyenlerin bir araya geldiÄŸi bir oluÅŸumdu.

YaÄŸmur yaÄŸdığında damı akan teneke binadan seslenip, “ben Sci Arc’lıyım” demek, yenilik arayışında olmak, normallere sorular sormak ve her fırsatta bağımsızım diyebilmekti. Not filan diye bir ÅŸey yoktu.

Atelyelerde projeler tamamlanmış veya devam ediyor diye deÄŸerlendirilirdi. Yani hocalar ÅŸu proje üç ÅŸu proje beÅŸ diye not verme angaryasından kurtulmuÅŸtu. Zaten birçok mimari okulunda olduÄŸu gibi hangi projenin zayıf, hangisinin kuvvetli olduÄŸu ilgilenenler tarafından bilinirdi. Ä°nce sactan binanın kapısı 24 saat açıktı, gece yarıları proje çizip mimari konuÅŸmakla geçerdi. Sabahlayıp dururduk.

Özel okuldan ziyade, sivil bir kuruluÅŸ gibiydik. Orada mimarlık okumak, bir eyalet üniversitesine gitmekten daha ucuzdu, zaten öyle olmasa birçoÄŸumuz gidemezdi. Fakirdik, göçebeydik ama ciddiydik, üretkendik, deÄŸiÅŸimciydik ve cesurduk. Birbirimize yardım eder, güven aşılardık, eleÅŸtirilmeyi ve eleÅŸtirmeyi çok severdik. Elalemin projelerine burnumuzu sokardık. Bu nedenle birçok tartışmalar olduÄŸu gibi, o bizim bilgisayarsız ortamımızda her malumat ve fikir paylaşılırdı. Enerji yüksekti. Zengin okullar bize gıpta ederlerdi. Mimari dünyanın tasmasız kurduyduk.

BildiÄŸimizi okurduk. Binalar, ÅŸehirler tasarlarken, kendimizi de tasarlardık, mimar olarak toplumdaki yerimizi öÄŸrenmeye çalışırdık, geleceÄŸi düÅŸünür, uzay kolonileri, ilerisinin yapılarıyla ve kentleriyle uÄŸraşırdık. Adımız bir ara hiçbir iÅŸe yaramaza bile çıkmıştı, büyük firmalar bizi pek iÅŸe almazlardı, okulda masamızın altında yatıp kalkardık. BirçoÄŸumuz projesi olan hocaların yanında çalışırdı.

Aslında namımızdan daha gerçekciydik, günümüzün problemlerini araÅŸtırır mikro ve makro çözümler tasarlardık. Örnekleri sorgulardık ve anlamaya çalışırdık.



Gelelim ileriye. Zaman bu zaman.

Okul iki defa taşınarak ÅŸimdiki yerine geldi. Upuzun bir bina. Talebe sayısı üç misli. 500 civarı, kapasite. Okul parası ancak geliri yüksek insanların çocuÄŸunu yollayabileceÄŸi durumda, ya da öÄŸrenciler uzun zaman geriye ödeyemeyecekleri büyük borçlarla oradalar. Tabiki bu durum “öÄŸrenci öÄŸrencidir” denklemini etkiliyor. GidiÅŸatı sorgulamak yerine, ne para ediyorsa onu öÄŸreneyim iÅŸtahı var. Bizim devirdeki gibi bağımsız olayımda kuru ekmek yiyeyim yerine, mezun olayımda bir an önce sisteme gireyim hazırlıkları var. Daha materyal bir dünya, belki de daha acımasız. Tabi buna birde gün geçtikce güçlenen global ekonomi ÅŸartlarını eklerseniz, bugünkü öÄŸrenciler daha düz ve tek renk bir manzarayla boÄŸuÅŸmak zorundalar. Okullar kayıtsız ÅŸartsız finansal ÅŸartlara teslim konumundalar. Tabi bu böyle olunca parallel olarak direncin azalma durumu var. Yeni mezunlar daha bilinebilir yollardan ilerliyorlar. Hata yapma marjinleri hiç yok gibi.

Böyle bir ortamda öÄŸrencilere gerçek deÄŸerleri aşılamaya çalışıyoruz. Et, kemik ve ideallerle tasarımın irtibatııi iÅŸlemek istiyoruz. Atelyenin hemen hepsi bilgisayar oyunlarıyla büyümüÅŸ yaÅŸtalar. Günlük hayatla, mimarinin iliÅŸkisini tabii olarak bilgisayarlarından ve çok iyi bildikleri yazılımlardan çözmeyi düÅŸünüyorlar. Yaptıkları diyagramları heykelimsi formlara dönüÅŸtürmeye bayılıyorlar. Zihine ve göze çok güzel görünebilen “yaratık” bir mimarinin fiziksel tasarımından sonra pratiÄŸini kurgulamakta zorlanıyorlar.

Önce ÅŸekil, sonra hikayede iÅŸler aksıyor.

Bilim kurgular, gerçekler üzerine oturtulmuÅŸ bir senaryoya tercih ediliyor. Zira yonttukları lezzetli ÅŸekiller çok tatmin edici. Bende çoÄŸunu beÄŸeniyorum ama iÅŸ orada bitse iyi.
Sanki gelecek buradaymış gibi, ÅŸimdiki zamanı atlıyorlar. Bizde yapardık, fakat bu kadar soyut deÄŸildik formdan önce çözüm arardık. “Bir dakika arkadaÅŸ” politikalarımız mevcuttu.

Dünya halen böyle. Güçlü programlarla çizilmiÅŸ, modellendirilmiÅŸ bir binanın getirdiÄŸi büyük avantajlar yok. Bırakın bir yana, birçoÄŸu büyük paralarla yapılıp, eninde sonunda, sıva ve alçıpan gibi ilkel malzemelerle bezeniyor. Yani halen temsili çözümler arayışı içindeyiz. Kraldan daha fazla kral gibi, gelecekten daha gelecekçiyiz. Konjektür ustasıyız. Biraz tecrübesizliÄŸe ihtiyacımız var.

Bu devirde mimarinin tasarımları çok kusursuz görünüyor. Nanosentrik referanslar mı dersiniz, algoritmik seanslar mı, hepsi var. HerÅŸey üstünkörü bakıldığında üst düzey teknoloji kurgusu gibi geliyor. Felsefeler ÅŸekillere indirgenip bu günlük teorimiz bu diye tezgahlanabiliyor. Post Modernizmi sallıyan Derrida nin dekonstraktivizmi, Deleuzian ufuklarda yuvarlanıyor. Artificial intelligence (yapay düÅŸünce), globalizm derken diplomalar imzalanıyor. ÖÄŸrencilerin birçoÄŸu gerçek iÅŸ alanlarında sükutu hayale uÄŸruyorlar.

EndiÅŸe duyuyorum. Çok tanınmış bilim yapı örneklerine uÄŸradığımda, düÅŸük maaÅŸlarla ve ilkel paspaslarla yerlerin silindiÄŸini görünce tepem atıyor... Kim takar senin geleceÄŸini bile diyorum! ÖÄŸrencilerle bu mevzuları konuÅŸmak istiyorum.

Talebelerle birlikte dengelerimizi ayarlamaya çalışıyoruz. Enerjimizin verdiÄŸi iÅŸi iyi anlamak ve hissetmeye ihtiyacımız var... Ä°çerik önemli, ekonomik ve adaletli çözümleri araÅŸtırıyoruz. Nereye bastığımız mühim. Onlarda görmeye baÅŸladılar. Hepsi cin gibiler, olaya odaklanmaya baÅŸladılar.

Böyle giderse, bizede bir iki ÅŸey öÄŸretebilecekler gibi... Not vermek hala yok. Seviyorum bu okulu.

Okulun alt lisans direktörü Chris Genik’e soruyorum:

“Ä°ÅŸin ÅŸu andaki mali yönünü bir kenera bırakırsak, Sci Arc modeli baÅŸka yerlerde uygulanabilir mi diye soruyorum, mesela Türkiye’de”

“Aslında çok kompleks bir soru. ÖÄŸrenciler her zaman için dönüÅŸüme, deÄŸiÅŸime açıktırlar. Sci Arc deneyiminin diÄŸer ortamlarda uygulanabilmesi sadece öÄŸrencilerle deÄŸil bütün sistem tarafından benimsenmesi, inanılması ve desteklenmesini gerektirir. Yani bir yerde politik istek ve güven olması soz konusu. Problemlerin ve engellerin tekrar tanımlanması önemli. Mimari insanoÄŸlu olarak ortaya koyduÄŸumuz en pozitif ve projektif bir sanat olarak tanımlanmalı. Türkiye deki mimari öÄŸreniminin iki seneceÄŸi olabilmeli birincisi; ÅŸu andaki durum bu olarak kabul edilebilir, ikincisi ise tamamen yeni bir sayfadan baÅŸlayabilir. Åžahsen Türkiye gibi ülkelere gıpta ediyorum. Muazzam temeller üzerine kurulmuÅŸ bir kültür. Aynı zamanda bu kültürü sorgulayıp daha ilerilere götürmenin faydaları benimsenmeli, bu büyük bir avantaj olarak anlaşılmalı. ÖÄŸrencilerimiz Sci Arc a her türlü fikire ve düÅŸünceye açık olduÄŸu için geliyor, bu nedenle ileriye dönük projeler yaratılabiliyor. Kısıtlamalar asgari düzeylerde. Bugün Sci Arc dünyanın akıcılığını anlamaya çalışıp bu sistemin içinde öÄŸretimini sürdürmenin yollarını araÅŸtırmakta. Devamlı olarak kendini yenilemek, adapte olmak konumunda. Güçlü olup en azından mimarlık öÄŸrenimini biçimlemek durumunda olmak istiyoruz. Biraz hissi, biraz politik biraz da bütün olup bitenleri tanımanın verdiÄŸi içerikle çalışmak istiyoruz. Yani içinde bulunduÄŸunuz kabuÄŸu aÅŸmak zorundasınız. Önceleri ergenlik durumundaydık ÅŸimdi ise dünyanın problemlerini anlayıp çözüm önermek durumundayız, iÅŸimiz zor ve bunu anlıyor gibiyiz.

Neyse, tekrar Türkiye’ye dönelim, herÅŸeyden önce konuÅŸması zor olan insanlarla konuÅŸmak zorundasınız. Burada da aynı zor durumlar var, fakat bunları aÅŸmak zorundayız. Anlayış, iletiÅŸim ve samimiyet önemli. Akademinin dışındaki olaylar kesinlikle içeriyi etkileyen olaylar. Bir nevi networkler dünyası. Bunlardan soyut bir mimari okulu katiyen amacına eriÅŸemez. Mimari eÄŸitimi içinde bulunduÄŸu ortamla bütünleÅŸebilmeli ve etkili olabilmeli, bu diyaloÄŸu çok daha uzaklara taşıyabilmeli.
ÖÄŸrencilerin sosyopolitik yönlerden bilgilendirilmesi ÅŸu an çok önemli. Türkiye’deki öÄŸrencilerin içinde bulundukları hızlı dönüÅŸümün bir parçasi olduklarının farkında olmaları çok önemli, ancak o zaman deÄŸiÅŸimler ÅŸekillenmeye baÅŸlayabilir. Åžu anda hemen bütün ülkeler içinde bulundukları dışarıyı algılıyamama problemiyle boÄŸuÅŸmaktalar.

Kısacası, ne olup bittiÄŸini bilerek dünyayı daha iyiye götürülebileceÄŸine inanmak bir öÄŸrencinin alabileceÄŸi en önemli eÄŸitim olabilir. Bunları söylerken Amerika’daki kendi durumumuza bakıyorum. En önemli binalar (Beyaz Saray, Kongre Binası) hep tutucu binalar, içinde bulunduÄŸumuz geniÅŸ çaplı tutucu durumu çok iyi anlatıyorlar.Türkiye’nin durumu çok daha ümit verici. Görgülü tarihiniz var, buradan hareket edip muazzam yeniliklere varmak Türkler’in elinde. Sci Arc compleks problemleri ele alıp bunları basit çözümlere indirgeme ustası. Faydamız olabilir.


Gerçekten açık konuÅŸtuÄŸu için Chris Genik’e teÅŸekkür ediyorum ve Türkiye hakkında olan malumatından bayağı etkileniyorum.


Elif, David Gerber ve Orhan Ayyüce Bir Sci Arc Hatırası

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: küçük harf "u", küçük harf "w", küçük harf "p", büyük harf "A", sayý dört, büyük harf "M"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız