Köşe Yazısı

Restorasyon: Yapının Doğasını Gün Işığına Çıkartmak

Yazan: Tansel Korkmaz Tarih: 20 Mayıs 2004

fetiÅŸ ya da fantazi olarak tarihi bina: 
Restorasyon mimar için hep bir enigmaya iÅŸaret eder, çünkü nesne/tarihi bina geçmiÅŸin/diÄŸeri'nin alanındadır. Restorasyon pratiÄŸini salt teknik bir zeminde temellendirerek onu bir "uzmanlık" zırhıyla donatma çabası da bu enigmayla baÅŸetmenin modern bir stratejisi olarak yorumlanabilir. Aslında pratiÄŸin temel problematiÄŸi tarihi yapının kendisi deÄŸil, geçmiÅŸin/diÄŸerinin varlığı ile baÅŸetmektir: geçmiÅŸ artık yok olan bir varlıktır, yokluÄŸun varlığı: enigmanın kaynağı da buradadır.

GeçmiÅŸin/diÄŸerinin izi olarak tarihi bina varoluÅŸla ilgili derin bir sorgulamayı kışkırtır zihinlerde: "ben geçmiÅŸ/diÄŸeri için neyim, diÄŸerinin yokluÄŸu karşısında benim varlığımın sınırı nedir, diÄŸerinin bakışında benim varlığımın anlamı nedir?" Dolayısıyla tarihi bina her zaman geçmiÅŸin gölgesi altındadır, geçmiÅŸin hayaletlerinin uÄŸrak yeridir, tekinsizliÄŸi de buradan kaynaklanır. Bu tekinsizliÄŸi ve kaybolmuÅŸ 'orijinal' imgesiyle mimarı cezbeder. Bu kayıp/yokluk duygusu öznenin arzusunu kışkırtır, bütünleme/tamamlama talebini harakete geçirir : kayıp olanın restorasyonu. Bu durumda özne ya orjinal imgeyi bir fetiÅŸ haline getirerek kaybını telafi etmeye çalışır: tarihi binayı kayıp geçmiÅŸin yerine koyarak kaybı inkar etme çabası. Ya da geçmiÅŸin/diÄŸerinin bir izi olarak tarihi bina bir fantazi alanı olarak belirir öznenin zihninde: öznenin/mimarın benliÄŸindeki bastırılmış olan(lar)ı görselleÅŸtirilme alanı. Böylece öznenin boyun eÄŸdirme, sahiplenme ve ehlileÅŸtirme hislerini kışkırtır, baÅŸka bir deyiÅŸle eksiklik endiÅŸesinin harakete geçirdiÄŸi tamamlık/bütünlüÄŸe duyulan arzuyu kışkırtır. Restorasyon bu iki durumda da, fetiÅŸ veya fantazi olarak, telafi veya sahiplenme nesnesi olarak, öznenin narsistik bütünlüÄŸe ulaÅŸma arayışıyla ilgilidir.

Ä°lk durumda restorasyon, "orijinal" imgenin yerine, sadık ve ayrıntıcı bir takıntıyla "tıpkısının aynısını" yeniden üretme çabasıdır. Yapının/nesnenin asli ve tesadüfi özellikleri arasındaki farklar ya da elde olan ile olabilecek olan (potansiyeller) arasındaki gerilim gibi içsel özelliklerini kavrama kaygısı yoktur. Parodoksal olan ÅŸudur ki; restorasyon, kaybını kopyasıyla telafi etmek ve bütünlük/tamamlık talebini gidermek isterken kayıp ile yerine konan arasındaki farkı çaresizce belirginleÅŸtirerek, 'orijinali' iyice ele geçirmez kılar ve geçmiÅŸin karanlığının derinliklerine iter. DiÄŸer durumda ise, tarihi yapının bir fantezi alanı olarak görülmesi mimarın diÄŸeri/geçmiÅŸ üzerindeki sahiplenme hissini alevlendirir. "Zamanın gerektirdikleri" veya "profesyonel özgürlük" adı altında yapılan bu müdahaleler, aslında öznenin/mimarın kendini tasdik etme (self-affirmation) denemeleri veya kendi isteklerine düÅŸkünlüÄŸünü (self-indulgence) 'kolektif' bir amaç maskesi arkasında gerçekleÅŸtirmesidir. Bu anlamda restorasyon bir ÅŸiddet, öznenin kendini diÄŸeri üzerine empoze etmesi halini alır.

Ä°ki durumun da ortak noktası motivasyonlarının öznenin narsistik bütünlük arayışından kaynaklanmasıdır. Bir varoluÅŸ durumu olarak narsisizm "dünya" ile iliÅŸki kurma yetersizliÄŸi/bozukluÄŸu yani kiÅŸinin kendi imajında hapsolmasıdır. R. Sennett'in de Kamusal Ä°nsanın ÇöküÅŸü (The Fall of Public Man) adlı kitabında çok güzel bir ÅŸekilde vurguladığı gibi, sorunun merkezinde narsisizmin modern öznenin temel varoluÅŸ biçimi haline gelmesi yatmaktadır. Yukarıda söz edilen marazi restorasyon eÄŸilimleri bu modern hastalığın belirtileri olarak tanımlandığında ise ÅŸu soru belirir: Bu hapsoluÅŸtan "dünya"ya açılıp geçmiÅŸ/diÄŸeri ile yaratıcı bir iliÅŸki kurmak mümkün müdür?

Kendi-imgesinde (self-image) hapsolmaktan kurtulup nesnenin doğasını keşfetmek:
Özne/mimar kendi imgesine hapsolmaktan kurtulduÄŸunda 'dünya'yı keÅŸif için taze bir zemin belirir: 'dünya' kendini olduÄŸu gibi, sadece, kendi doÄŸasında kalmasına izin verenlere açar. Bu 'kendi gibi olmasına izin verme' kavramı tamamen yeni bir restorasyon ÅŸeklini ortaya koyar: M. Heidegger'in Building Dwelling Thinking adlı makalesinde altını çizdiÄŸi gibi "korumak sadece bir nesneyi tehlikeden kurtarmak deÄŸildir. Korumak bir ÅŸeyi kendi varoluÅŸunun içinde serbest bırakmaktır." Bu restorasyonun asıl anlamını ön plana çıkarır: nesnenin doÄŸasını keÅŸfetmek, nesnenin kendini açmasına izin vermek. Nesnenin kendisini açmasına izin vermek, onun karanlıkta kalmış potansiyellerini de anlamak anlamına gelir. Burada, özne ve diÄŸeri arasında ya da ÅŸu an ile geçmiÅŸ arasında bir güç kavgası veya bir sahiplenme deÄŸil, diÄŸerinin benimsenmesi söz konusudur. Modern özne/mimar için de narsistik bütünlük isteÄŸi doÄŸrultusundaki 'kayıp,' diÄŸerini anlamanın getirdiÄŸi kendini geliÅŸtirip zenginleÅŸtirme ile telafi edilebilir. Bu durumda geçmiÅŸle iliÅŸki de, sığınma veya ehlileÅŸtirip sahiplenme ikilemine sıkıştırılmaktan kurtulur. BaÅŸka bir dünyanın mümkün olduÄŸunu farketme imkânı sunar, dolayısıyla bugüne hapsolmaktan özgürleÅŸtirir. Sonuç olarak geçmiÅŸi anlamak bir tutuculuk olarak tezahür etmez, tersine bir deÄŸiÅŸim motivasyonu sunar, deÄŸiÅŸimin imkân ve sınırlarını hep hatırlatarak.

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: sayý 9, küçük harf "d", büyük harf "D", küçük harf "w", küçük harf "m", sayý iki

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız