Gündem

Diktatörlük ve Mimarlık

Tarih: Kasım 2008 Kaynak: Wikipedia, Baunetz, German-architecture.info, German-architecture.info, Tel Aviv University, Dunaujvaros 2400, Vikilu.de Derleyen: Burcu Karabaş, Arkitera.com
Ana Sayfa
Diktatörlük: Mutlakiyeti veya otokrasiyi savunan bir liderin (diktatör) herhangi bir kurum, yazılı ya da yazılı olmayan yasal düzenlemeler veya başka bir sosyal ve / veya politik faktör tarafından sınırlanmamış, tek ve mutlak güce dayanan yönetimi.


Pyongyang, Kuzey Kore
Fotoğraf: Dieter Leistner

Politika, mimarlıkla uzun zamandır çıkarcı bir ilişki içinde. Hatta mimarlık kapsamındaki herşeyin politik olduğu son zamanlarda sık sık dile getirilen bir söylem. Mimarlık ve politika arasında kurulan eşitlikler, kentsel dönüşüm projelerinin gündemde olduğu bugün de uzmanların gündemini meşgul ediyor. Demokratik veya totaliter olsun, devletlerin her zaman mimaride daha geleneksel ve hiyerarşik ifadeleri tercih ettiği ise tarihin gösterdiği bir gerçek. Fransız Déco’dan Faşist, Stalinist mimarlıklara ve Nazi mimarlığına kadar uzanan süreci yaratan da, temelde bu tercihlerdi.

Faşizm, Nazizm ve Sosyalist Realizm, 20. yy’ın mimarlık tarihinde oldukça geniş bir yer tutuyor. Aslında “sosyal” ve “realist” kavramlarla herhangi bir ilgisi bulunmayan Sosyalist Realizmin, birkaç kişinin düşlerinden doğduğu söylenebilir. Yeni kurulmakta olan Sovyetler Birliği modernleşme süreci içindeyken 19. yy Batı Avrupası’nın realist kültürel paradigmalarını değerlendirse de tamamen 20. yy’a özgü bir hareket olmasıyla önem kazanan akımın olumsuz özellikleri ve temellerini geçmişten almasının yarattığı ikilem, postmodern karakterini güçlendiriyor. Postmodern periyodun henüz başlarında keşfedilmiş olması pek de şaşırtıcı olmayan Sosyalist Realizmin, Doğu Berlin’deki Stalinist örneklerini öven mimarlar arasında Aldo Rossi de bulunuyordu.

Sosyalist Realizm mimarlığını incelemeye başlamadan önce, söz konusu dönem mimarlığının genel hatları hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. İki dünya savaşı arasındaki bu dönemde, öğrencilere modernizmin döneme uygun tek mimarlık seçeneği olduğu öğretiliyordu. Ancak erken modernizmin, dönemde inşa edilen binaların sadece çok küçük bir kısmının mimarisini etkilediği düşünülürse, verilen eğitimin gerçekten oldukça uzak olduğu söylenebilir. Modern mimarinin örneklerini barındıran Tel Aviv ve İsrail istisnaları ise Yahudiler’in modern mimarlığa ilgisi sonucunda ortaya çıktığından, durumu değiştirmiyor. Ancak, dönemin ve hatta sonrasının politik oluşumları için fazla avangart ve liberal bulunan modernizm, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra iyi durumdaki ülkelerin resmi mimari stili haline gelmesinin ardından gizemini, sol eğilimini ve yaratıcı gücünü kaybederek bir rutine dönüştü.

İlk ve en uzun totaliter mimarlık dönemi olması, benzerlerine oranla daha sağlam teorik açıklamalar barındırması ve kendine özgü sosyal temelleri nedeniyle, diktatörlerin mimari sembollerini incelemeye Sosyalist Realizm akımını inceleyerek başlamak gerekiyor.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları arasındaki hareketler, mimarlığın diktatörlükleri güçlendirmek ve sembolize etmek amacıyla kullanılmasına ilham veren diğer akımlarla birlikte şu şekilde özetlenebilir:

- Fransız Déco Stili
- Neobarok
- Neoklasisizm
- Ulusal Akımlar
- Faşist Mimarlık
- Nazi Mimarlığı
- Komünist Devletlerin Sosyalist Realizm Akımı
Diktatörlük ve Mimarlık
Diktatörlük ve Mimarlık
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.