Köşe Yazısı

Çok Tanrılı Mimarlık: Yeraltı Dünyası Üzerine

Yazan: Hüseyin Yanar Tarih: 5 Ekim 2006


Photovision, Fin Mimarlık Müzesi ArÅŸivi

Kayaların altındaki neredeyse bir insan boyu beton yarıktan içeri girdiÄŸimde, basık kubbeli ana mekanda Marcello’nun ünlü obua konçertosundan bir bölüm çalıyordu. Işık biraz uzaktaydı. Bir sürü insan vardı siluetleriyle. Fuaye loÅŸtu. Aydınlığa doÄŸru yürürken granit kayalara bitiÅŸik bir sürü mum, duvara bıraktıkları koyu izlerin önünde yanıyordu üst üste. Geriye doÄŸru bir kısmı kalabalık sıralar sessizdi. Hiç kimse yok gibiydi. Kızıla çalan, ince dairesel ÅŸeritler halinde bakır kaplanmış örtü tam üzerimizdeydi. Basık kubbeyi çepeçevre tutan sayısız beton payandaların arasından yatarak ortaya süzülen ışık, uzun oturma sıralarının üzerinden özgürce yerlere vuruyordu. Sessiz ahÅŸap kanepelerden birine oturup müziÄŸi dinlerken, bu binanın kendisi gibi onu tasarlayanların mimarlıklarının da bu tepenin kayalıklarına gömülmüÅŸ hikayesini düÅŸündüm derin derin. Ä°ki genç mimarın kariyerlerinin hemen başındaki sevinçleri ve üzüntüleri gözlerimin önündeydi sanki. Bazen konserler izlediÄŸim, kentin zaman zaman gürültüsünden ayrılıp sessizliÄŸini dinlediÄŸim, bir çok kere beni kucaklayan bu mekan, bu defa hüzünü de gördüÄŸüm bu mekan bir baÅŸkaydı. Ä°zlerin arkasından gitmeye baÅŸladım.

Ä°ki kardeÅŸ Suomalainen’ler bir atletizm yarışmasındaki fotoÄŸraflarında olduÄŸu gibi baÅŸlarına geleceklerden habersiz atletizm kıyafetleriyle yan yana koÅŸuyorlardı çoÄŸu zaman yaptıkları gibi. Uzun yıllar önce seyrettiÄŸim birkaç Oskar ödüllü, AteÅŸ Arabaları filmini, Vangelis’in müziklerini ve Harold Abraham ve Eric Liddel adlı atletlerin olimpiyat altınlarına uzanışlarını anımsadım. Suomalainen’ler için de bir anlamda ilk tur coÅŸkularla altına uzanıştı.

1960 yılında baÅŸkent Helsinki’nin merkezine oldukça yakın, altı yedi katlı apartmanların arasındaki kayalık bir boÅŸlukta, Taivallahti denilen yerde bir kilise yarışması açılmıştı. Jüride Fin Mimarlar Odası, SAFA’nın belirlediÄŸi Aulis Blomstedt, Heikki Castren adlı mimarlar da vardı. 67 kiÅŸinin katıldığı yarışmada 1961 yılının hemen baÅŸlarında Timo ve Tuomo Suomalainen, Kivikirkko (TaÅŸ Kilise) rumuzu ile ipi göÄŸüslediler.

TopoÄŸrafyaya olan duyarlılıkları bu kendine özgü kent boÅŸluÄŸunda tepe ile uyuÅŸan form kararları ile zorlu yarışmada birinciliÄŸi aldılar. Ä°ÅŸte ne olduysa bundan sonra oldu. O zamanlar Fin Savunma Bakanlığı’nda çalışan Suomlainen kardeÅŸlerden Timo’nun yarışma tesliminden bir gün sonra projesini gösterdiÄŸi bir mimar arkadaşı, yaptıkları projenin 29 yıl önce yine aynı yerde açılan yarışmadaki bir öneriye benzediÄŸini farketti. Yarışmada ödüller açıklandıktan sonra da Aulis Blomstedt’li jüri raporunda, önceki yarışmadaki bu benzerlikten söz edildi ama Suomalainen’lerin projesinin de kendine özgülüÄŸünü vurgulandı. Bir tesadüfte yıllar önceki sözü edilen projenin tasarımcısının adıydı.

Birinciye benzer olduÄŸu söylenen projeyi tasarlayan ve hakkında 1951 yılında bu önerisiyle birlikte diÄŸer projelerinden oluÅŸan bir kitabı basılan mimar Pauli Blomstedt (1900-1935)ti. Pauli Blomstedt, son jüride yer alan Aulis Blomstedt’in kardeÅŸiydi. Olanlar, biri jüri üyesi iki mimar Blomstedt kardeÅŸlerle, diÄŸer iki mimar Suomalainen (Finli anlamına gelmektedir) kardeÅŸlerin yollarını çakıştırdı.

Kayıtlar son açılan yarışma öncesinde aynı yerde iki yarışma daha yapıldığını göstermektedir. Ä°lki konumuzla ilgisi olduÄŸundan önemlidir. 1930 tarihinde Helsinki Kilise Konsülü’nün kararı ile açılan ilk yarışma 1932 yılında yapılır. YariÅŸmaya 57 proje katılır. Ä°çlerinde SAFA tarafından görevlendirililen Oiva Kallio ve Martti Välikangas adlı mimarların olduÄŸu jüri üyeleri katılan bütün projelerin kentsel alanı zedeledikleri inancı taşır ve birinciliÄŸe deÄŸer proje bulamazlar. Ä°ki ikinci ve bir üçüncü ödül verilir. Ä°kincilik ödülünü alanlar Temppelivuori rumuzuyla Kaj ve Dag Englund ile El Monte rumuzu ile yarışan Lasse Björk’ tür. Üçüncülük ise Vuorisaarna takma ismiyle Hytönen ve Luukkonen’in projeleri olur. Anlaşılan jüri yıllar sonra Suomalainen KardeÅŸlerin yaptığına benzer olduÄŸu söylenen Blomstedt’in önerisini göz ardı eder, belki de yeteri olgunlukta bulmaz ya da proje jürinin eÄŸilimlerine uymamıştır.
A.Fethulla, Fin Mimarlık Müzesi ArÅŸivi

Aynı yerdeki ikinci yarışma ise 1936 da yapılır. Buna da sadece 23 proje katılır. Yarışmada parkın biraz daha bozulmamasına özen gösteren projeler vardır ama bu defa da jüri yine istenen projeyi elde edemez. Jüride Uno Ulberg ve Alvar Aalto’da yer alır. Jüri Martti Välikangas’ın D’asisi ve Aarne Ervi & Toivo Päätela’ nın V.K.152 rumuzlu projelerinin sonraki bir tarihte tekrar yarışmalarına karar verir. Üçüncülük ise Fin Parlemantosunu tasarlayan yine bir ünlü J.S Siren’ in Orae rumuzlu projenin olur.

Aynı yıl kilise konsülü jürinin kararına uymaz ve Siren’in üçüncü olan monumental projesinin yapılmasına karar verir. Verir ama özellikle araya giren savaÅŸtan sonra bu projesinin inÅŸa edilme olasılığı ortadan kalkar. Konsül yıllar sonra bu defa aynı yerde bir üçüncü yarışma açılacağını anons eder.

Ve son yarışmayı Suomalainen kardeÅŸler kazanır. Ä°kincilik Eero Eerikäinen ve Jukka Salokari’nin Sanctitas adlı projelerinin üçüncülük ise Antti Korhonen’in Seinat rumuzlu projesinin olur. Bu büyük ödülü alan Suomalainen’lerin sevinçlerinin hemen arkasından kendi ülkelerinde yabancılaÅŸmaya baÅŸlamalarının ve bir kenarda bulmalarının baÅŸlangıcıdır. Suomalainen’lerin benzer olduÄŸu söylenen Blomsted’in projesini görmediklerine inananların yanında bazı kiÅŸiler de aksi görüÅŸtedir. Uzun yıllar geçer, ama tartışma bitmez. Gazetelerdeki haber ve makaleler ile büyür. Bunlardan önemli bir tanesi, müzik eleÅŸtirmeni Seppo Heikkinheimo’nun yazısıdır. Heikkinheimo 1981 de ülkenin en popüler gazetesi Helsinki Sanomat Gazetesinde yeni yayınlanan bir kitap üzerine yazdığı makalede yeraltı kilisesinin tasarımcıları olan Suomalainen KardeÅŸleri eleÅŸtirir, onları suçlar.

Kırk yıl önce ortaya konmuÅŸ eski bir fikri tekrar kullanmanın bir skandal olduÄŸunu nitelendirir. Suomalainen kardeÅŸlerden hemen gelen karşı cevap aynı sütunlarda yayınlanır. Ä°lginç bir rastlantı yine önümüzdedir. Seppo Heikkinheimo’nun üzerine makale yazdığı kitabı yazan müzisyenin adı, diÄŸer ikisi mimar olan Blomsted kardeÅŸlerin üçüncüsü, ismini sonradan deÄŸiÅŸtiren Jussi Talas’dır.



Benzer oldukları söylenen, Pauli Blomstedt’in projesi ile Suomalainen KardeÅŸler’in projelerini yanyana koyalım. Blomstedt’ in önerisinde klasik bir dil göze çarpmaktadır. Yuvarlak ana mekana eklenen ona bitiÅŸerek bir bölümünü saran alttaki bölümler, yine ayni usluptadır. Ana mekanın etrafı alt merkezdeki altar dışında yuvarlak bir kolon dizisi ile aynı biçimli koridordan ayrılır. Fuaye ve giriÅŸler simetriktir, ikiye bölünmüÅŸtür. Üstü klasik bir kubbe ile kaplıdır. Yere gömülür ama yine de görkemli olma isteÄŸindedir. Sanki bina sadece yerin altına deÄŸil yerin üzerine de, kentin herhangi bir yerine de yapılabilme özelliÄŸindedir. Kayaların içine adeta batırılmıştır ama suni bir tarafı da olduÄŸu söylenebilir. Vaziyet planındaki yeri ana yolun ekseninindeki arka köÅŸededir. Hem yol kenarından hemde uzun bir baÄŸlantıyla eksenden de kiliseye varılır. Suomalainen kardeÅŸlerin kazanan önerilerinde ise vaziyet planında bina etrafı saran kayalıkla bütünleÅŸir onun bir parçasıdır, merkezdedir. Dil olarak çaÄŸdaÅŸ bir yorumlama ile karşılaşırız, daha moderndir. Ana mekan etrafındaki ek mekanlar, binadan kopup bütün arsanın yan kenarını sarmalar ve asimetrik olma eÄŸilimi gösterir, organiktir. Yapım aÅŸamasında ise bu ek mekanların daha da küçüldüÄŸü görülür.Yine yapım aÅŸamasında, kayalar daha önce düÅŸünülen beyaz duvar yerine organik, doÄŸal biçimde bırakılır ve iç dünya aracısız doÄŸayla beraberleÅŸir. Ä°nsanlar kayalarla, doÄŸa ile beraberdirler. Mütevazi giriÅŸlidir, hemen yaya yolundan projenin nefes kesici kalbine varırsınız. Blomstedt’indeki gibi monümental ve seremonik bir eÄŸilimi yoktur. Sonuçta yapımla birlikte organik planlama abartılmıştır. Akıllara hemen Pietilä’ların abartılı organik çözümlemeleri gelir. Çünkü onların önemli binaları Dipoli aynı yılda tasarlanır. Ama Suomalainen KardeÅŸler’in tasarımı daha önceydi. Pietilaların Dipoli projesi ise Suomalainen’lerin Kilise projesinden birkaç yıl önce inÅŸa edilir. Suomalainen’lerin tasarımındaki kubbe diÄŸerinin aksine üstten bastırılmış ve ışık alma çözümü ile daha da çaÄŸdaÅŸlaÅŸmıştır. Kubbenin altındaki oturma düzeni, ortası koridor yuvarlak mekan inÅŸa edilen projede ise asimetrik altara doÄŸru daralan üçlü bölüme dönmüÅŸtür. Bu Blomsted’ in önerisinin adeta tersyüz edilerek karikatürize edilmiÅŸ, orasından burasından çekilmiÅŸ orta mekanı gibidir, sanki bilinçli bir ÅŸekilde deforme edilmiÅŸtir!


Fin Mimarlık Müzesi ArÅŸivi

EÄŸer benzerlik iki binanın kubbeleri dışında yerin altına girme özelliÄŸi ise çevre binaların ortasında bu, kent planlamanın doÄŸasına uygun olabilecek doÄŸru çözümden biridir. Yerin altına girmeden baÅŸka, bunu yarı yarıya yapma, projeyi taç gibi ya tamamını ya da bir bölümünü tepenin üzerine yayma ya da Siren’in yaptığı tasarım (ki bu yine her yere koyulabilecek, monümental imajlı) gibi daha baÅŸka alternatifler olabilirdi. Özellikle vaziyet planı kararları açısından ilk bakışta hissedilen benzerlik, iki projenin dili ve doÄŸa ile kurmaya çalıştıkları iliÅŸkiler açısından onları biribirinden ayırır. Her ikisi de farklı kafaların projeleridir. Aradan yaklaşık 30 yıl geçmiÅŸ, var olan mimarlığın dili deÄŸiÅŸmiÅŸtir ve sonuçta genel ilkeleri aynı olmasına karşın aynı kulvarı seçen ama taksimetreleri ve üslupları ile biribirlerinden farklı iki eÄŸilimin sonuçlarıdır. Tabi ki Blomstedt’in otuz yıl önce ödüle varamasa da yaptığı sıra dışı orjinal yorumun kendi ÅŸartları içinde hakkı verilmelidir. Ama her ÅŸeye karşın Suomalainen kardeÅŸlerin yorumlamaları da ve ortaya çıkan sonuç da bir mimarlık dersidir. Akla bir sürü soru gelir. Neden bu benzerliÄŸe bu kadar odaklanılır. EÄŸer Suomalainen’ler bu projeyi gerçekten görmediler ise bunun hesabı gerçekten nasıl verilir.

1961 yılında birinciliÄŸi kazanan Yeraltı Kilisesi, Temppeliaukio (Meydan Tapınağı)’nun etrafındaki tartışmalar yapım öncesinde de bitmez. Kimi onu sonra yok olan kulesi ile camiye benzetir, kimi maÄŸara ile özdeÅŸleÅŸtirir. Dışarıdaki tartışmaların yanı sıra yapım izni verecek kurullarda da karşıt görüÅŸler çatışır. Bina yapım kurulunda bulunan bazı mimarlar izin konusunda olumsuzdur. Sonuçta yüksek denetim kurulu yolu ile bu izin 1966 yılında alınır. Daha sonra da Kilise Konsülü’nde 1967 yılında inÅŸaatın yapılıp yapılmaması oylanır. Bu binanın geleceÄŸi için çok önemlidir. Oylamadaki 89 kiÅŸiden 44 ü evet, 44 ü hayır oyu verir. Gözler oturumu yöneten baÅŸ rahiptedir. Onun oyu yapılma sürecini baÅŸlatacaktır. Rahibin oyu evet olur. Tamppeliaukio tartışmalarla, zorluklarla, yapılmakta olduÄŸu arazi etrafındaki protesto yürüyüÅŸleri altında inÅŸa edilir. Hatta bir yıl kadar önce etrafında Biafra’daki açlık öne sürülerek bu binaya para harcamanın gereksizliÄŸi üzerine yapılan gösteriler yapılır, kayaların üzerine yazılar yazılır. Yapımı bitip ilk açılma ve tören gününde kilise çevresinde yayılan söylentiye göre baÅŸ rahibin kaçırılması bile söz konusudur. Rahip iÅŸine bir süre arka kapıdan gelir gider. Sonunda kilise, 1969 yılında tamamlanır. Ä°lk kez de 1970 tarihinde yayınlanan Fin Mimarlık Dergisi’nde basılır. Bina yurt dışından çok olumlu tepkiler alır. Mimarlarının kendi çabalarıyla yurt dışındaki birkaç ülkede sergilenme ve yurtdışında yayınlanmalarının aksine, Suomalainen’lerin yaptıkları diÄŸer projeler gibi yakın zamana dek Fin Resmi Mimarlık yayınlarında da yer bulamaz. Yaptıkları 150’ye yakın çoÄŸu inÅŸa edilen projeden sadece 1967’de inÅŸa ettikleri Haaga’daki Okul basılır. Suomalainenler sistem ile ters düÅŸerler ve artık yarışmalara katılmazlar. Talihsiz geçmiÅŸi yüzünden bu bina da bir kenarda kalır. Mimarlık rehberinde önceleri pek izini bulmak zordur. Ya da 2004’te son baskısı yapılan kaynaklarda detayları bulunabilecek popüler bir mimarlık rehberinde olduÄŸu gibi yıllarca önceki hayat hikayesi gündeme taşınır ve jürinin söylediÄŸi benzerliÄŸe dikkat çekilir.


Helsinki Kilise Cemiyeti ArÅŸivi

Temppeliaiko’nun tartışmalı dönemini uç örnekler dışında, Corbusier ve Mies Von Der Rohe’ nin eksenindeki rasyonel anlayış dönemi olarak tanımlayabiliriz. Bu dönem, Finlandiya’da da genellikle kabul gören mimari dönemidir. Bir tarafta farklı varyasyonları ile rasyonel soyutlamalar ve minimalist anlayışlar ki Aulis Blomsted ve Aarno Ruusuvuori gibi etkili isimleri de içine alır diÄŸer tarafta da doÄŸa eksenli arayışlar izlenir. Bu tarafta ülkenin en büyüÄŸü Aalto’nun bile kendi ülkesinde romantik çizgileri, duvarları, doÄŸadan alıp yorumladığı çözümlemeleriyle bazen başı derttedir. Bu arada 1959’da Brüksel Fin Pavyonu Yarışması’nı almış ve onu iki yıl sonra gerçekleÅŸtirmiÅŸ Reima Pietilä, Tampere’deki Kaleva Kilisesi yarışmasını da 1959 kazanmış ve hatta Temppeliaukio’dan sonra aynı yılda eÅŸi Raili ile beraber kazandığı Dipoli ile otoriteleri ÅŸaÅŸkına çeviren yeni bir irrasyonel bir deneye giriÅŸmiÅŸtir. Rasyonel minimalist eÄŸilimlilerle bu farklı anlayılar arasında ipler gerilmektedir. Sistem güçlü Aalto’yu eleÅŸtirmesine karşın zaten çok önceden kabullenmiÅŸtir. Pietilä’ların ÅŸansı ise baÅŸlangıçları ve dışarıda hemen tanınmaya baÅŸlamaları ve uluslararası olmalarıdır. Onlar marjindedir ama durdurulamaz artık. Ä°ÅŸte tam bu arada Suomalainen’ler de böyle bir ortamda Temppeliaukio’da yaptıkları usta iÅŸleri ile gündeme gelir. Beyaz duvardan, doÄŸal taÅŸa dönen iç duvarları ile baÅŸka bir usluptadır. Dipoli’yi andırır. Ama sistem baÅŸka Pietilä’lar istemez belki de. Temppeliaukio’nun mimarları, adeta üzerindeki tartışmalarla uzak bir köÅŸededir. Sonunda yeraltı kilisesinin üzerindeki örtü ilk basıldığından yaklaşık 30 yıl sonra Fin Mimarlık Müzesi’nin bastığı 20th Century Architecture, Finland adlı kitapta yer almasıyla aralanır. Burada Pauli Blomsted’in projesine benzerlikten artık söz edilmez. 2003’te de Müzeye atanan yeni yöneticilerince düzenlenen Sacral Architecture adlı sergide ve o sergi sonrası yayınlanan kitabında yer bulur. Son günlerde yine Mimarlık Müzesince açılan Fin Mimari Yarışmaları’nın 130ncu yılı üzerine hazırlanan toplu sergide Temppeliaukio yeniden yer alır ve sergi kitapçığında bir kez daha yayınlanır. Belki de sistem bir anlamda yıllar sonra kendisi ile hesaplaşır.


Photovision, Fin Mimarlık Müzesi ArÅŸivi

Timo ile Tuomo Suomalainen bütün bu tartışmaların arasında bürolarında yollarına devam ederler. ÇoÄŸu uygulanan yaklaşık 150 kadar proje yaparlar. Timo’dan 3,5 yaÅŸ küçük olan Tuomo 1988 yılında uzun bir hastalık döneminden sonra hayatını yitirir. Timo mimarlık savaşında tek başınadır artık. Åžimdi 78 yaşında olan Timo Suomalainen ile karşılaÅŸtığımda yine kendisinin kardeÅŸi ile tasarladığı evinde dolaşırken üst kattaki arÅŸivde Timo’nun 33, Tuomo’ nun 29 yaşındayken yaptıkları meÅŸhur Yeraltı Kilisesinin önüne geldik. 30 ila 37 m arasındaki açıklığı geçen etrafını çepeçevre dolaÅŸan yüzlerce çubuk prekast elemanla her taraftan eÅŸit yük dağıtılarak her bir taşıyıcı ile adeta yukarı doÄŸru dokunulup itilerek taşınan, 5 ila 9 metre duvarlar üzerindeki, orta yüksekliÄŸi 13 metre olan 24 metre çaplı basık kubbeyi bu defa orijinal maketinde çok yakından gördüÄŸümde bizim Ayasofya’ya benzettiÄŸimi söyledim. Onaylayarak kafa salladı. Tasarladıkları kubbe Ayasofya’daki gibi adeta binaya adını veriyordu. Yukarıdan tek cephesi ile kayalara gömülmüÅŸ gibi insanda gerçekten çok derin duygular yaratan bir mabetti. Kubbe ile oyulmuÅŸ kayaların üzeri sanki bir el tarafından sıvazlanırcasına çok hassas bir ÅŸekilde kaplanmıştı. Bizim için bütün kayalık kilise idi dedi. Kiliselerini taÅŸ doÄŸa ile birleÅŸtirmiÅŸlerdi. Onun zamanı olmayan bir bina olduÄŸunu bir kez daha gördüm. 940 kiÅŸilik oturma bölümünü ve giriÅŸini, balkonunu, ana mekanını içine alan 957 m²’lik alanı ile Temppeliaukio’yu maketinde ölçeklemeye çalıştım. Üçte birinin yapılmadığını söyledi.

Timo’yu ve hayat arkadaşı, Maila Mehtälä ile beraber, bazıları oldukça özel, hatta kiÅŸisel bir sürü soru sorarak uzun uzun dinledim. Timo, yarışma açılması düÅŸünülürken, dinamitle oydukları çukurun ekseninde harika bir duvar çıkınca oraya sadece küçük bir haç ekledikleri altardan, 7 cm kalınlığı olan kubbenin basık olmasını kabul etmeyen normal kubbede ısrar eden insaat mühendisinin iÅŸine son verip yenisinin atanması için yapılan oylamadan, akustik mühendisinin önerisi ile istediÄŸi kesik duvarlar yerine kayaları doÄŸal bırakma kararlarının onaylanıp oylanacağı bir önemli toplantıdan, o zaman Fin Mimarlar Odası sözcüsü olan Aalto’nun bütün bu olaylara hiç deÄŸinmemesinden, binaya yaptığı gezi sırasında da sadece üstlere eklenen daha küçük kaya parçalarını ısrarla iÅŸaret etmesinden, daha önce Suomalainen’lerin Jyväskylä’da kazandıkları önemli yarışmadan sonra üç yıl bir haber alamayıp sonunda projenin kendilerine deÄŸil Aalto’ya verilmesinden, çok pahalı olarak lanse edilen yeraltı kilise tasarımlarının aslında normal bir okul binasından fazla maliyeti olmadığından söz etti.

Tabi ilk sorduÄŸum Blomstedt’in projesiyle olan benzerlikti. Bu benzerliÄŸi duyduktan sonra yaptıkları ilk iÅŸleri hemen SAFA’ya koÅŸup kitabı bulmak olmuÅŸtu. Blomstedt’in hiç projesini bilmiyorlardı, hiç görmemiÅŸlerdi. Onun bu söylenen kitapta yer alan projesini ilk gördüklerinde de talihsizliklerinden, böyle bir tesadüften dolayı önce ÅŸaşırdılar hatta ürker gibi duygular içinde oldular ama sonra akÅŸam bir süre geçip Tuomo ile iki projeyi detaylı karşılaÅŸtırdıklarında rahatladıklarını söyledi. Çünkü onlara göre iki proje çok farklıydı. Ama bu spekülasyonun bütün yaÅŸamları boyunca sürdüÄŸünü ve bir kısım meslekdaÅŸlarca ve resmi söylemi temsil edenlerce yıllarca boykot edildiklerini, sessiz bir protesto ile yaptıklarının bir kenara konduÄŸunu, birçok mimar geçmiÅŸteki doÄŸruları sakladığını çarpıttığını, bu yüzden bütün yaÅŸamları boyunca yaÅŸadıkları bu sistem içinde yabancı olduklarını, bunun bir alın yazısı olduÄŸunu, fakat bu talihsiz olayın hayatlarını paramparça etmesine izin vermediklerini, tarihi deÄŸiÅŸtiremeyeceklerini, fakat bazılarının deÄŸiÅŸtirdiÄŸini, Temppeliaukio’nun orayı dolaÅŸan insanlar tarafından sevileceÄŸini bildiklerini söyledi. Timo’nun söylediklerinden biri de “Önemli olan, onun orada olmasıdır” demesiydi. Olayın en yakın tanığı Timo Suomalainen’in anlattığı gerçek buydu.


Hüseyin Yanar

Timo sorularım sırasında ”Mimarlık bir din gibi birÅŸeydir, burada” demiÅŸti. Sonra yolda dönerken uzun uzun düÅŸündüm. Onu yönetenlere ya inanırsınız ya da inanmassınız gibi birÅŸey miydi! Gerçekten bir çok tanrısı olan, tanrılarını bizim yarattığımız, ülkelerin sınırları ötesinde, sistemine kolaylıkla baÅŸ kaldırılamıyan, yöneticilerine itaat isteyen, baÅŸ kaldıranları öyle ya da böyle bir köÅŸeye iten, kuvvetlilerin ayakta kaldığı bir din miydi mimarlık! Yeraltı dünyasının kendine özgü, özel, kiÅŸisel iliÅŸkilerine baÄŸlı ve onun yazılmayan kurallarımıydı deÄŸiÅŸik ölçeklerde bizi saran. Her ÅŸeye karşın Temppeliaukio’da dolaşırken sanki geçmiÅŸinin hüznünü ve bizi saran mimarlığın güzelliÄŸini, içtenliÄŸini hissettim bir kez daha. Burası bugün bu ülkenin en önemli mimarı Aalto’nun binaları da dahil edilen uzun listenin başında, baÅŸkentin en çok ziyarete gelinen, gezilen yerlerindendi. Yıllar önceki bütün tartışmalar bir yana, içeri girildiÄŸinde Suomalainen’lerin mimarilerinin keyfi, akrobat ışıkları altındaki sohbetleri, hassas duyarlılıkları ve heyecanları oradakilerledir. Yeraltı kilisesi dün yapılmış gibi sizi kalbine alır. Temppeliaukio, dünyanın bir ucunda mimarlıkla yatılıp kalkılan bir ülkede, Helsinki’nin ve Fin Mimarisinin tam ortasında, mimarlık adına her yönü ile ders alınması gereken bir abidedir.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaynaklar
1 An Architectural Monoloque, Autobiographical Fragments, Juha Leiviskä 1999, Museum of Finnish Architecture, Helsinki,
2 Connah, Roger, Grace and Architecture, 1998, The Finnish Building Center, Helsinki
3 Dreams and Completed Projects, 130 years of Finnish Architectural Competitions, 2006, SAFA Finnish Association of Architects, Helsinki
4 Ä°lonen, Arvi, Helsinki Espoo Kauniainen Vantaa An Arcitectural Guide, 2004, Otava
5 Jetsonen Jari, Jetsonen Sirkkaliisa, Sacral Space, Modern Finnish Churches, Jari Jetsonen and Building Ä°nformation Ltd in Cooperation with Museum of Finnish Architecture, 2003, Tammer Paino oy, Tampere
6 Kaapas, Marja; Terttu, Tirilä Soile, Suomalaista Kirkko Arkkitehturia 1917 – 1970, 2006, Museo Virasto, Art Print Oy, Helsinki
7 Mehtälä, Maita, Temppeliaukio Kirkko – Kirkko Suursaaresta Länteen, 2003, WS Bookwell Oy, Porvoo
8 P.E. Bloomstedt, Arkkitehti, forward by Yrjö Lindegren, 1951, Suomen Arkkitehtiliitto, Frenckellin Kirjapaino oy, Helsinki
9 Quantrill Malcolm, Finnish Architecture and Modernist Tradition, 1965, E&FN Spon, London
10 Standertskjöld, Elina, P.E. Bloomstedt, Arkkitehti,1996, Suomen Rakennustaiteen Museo, Gummerus Kirjapaino oy, Jyväskylä
11Taivallahti Church, Temppeliaukio Arkkitehti Finnish Architectural Review, 1970, Sayı 4
12 Tehdään ja Betonista, Concrete in Finnish Architecture, 1989, Suomen Betoiteollisuuden Keskusjärjestö, Rakennustaiteen Museo, Helsinki
13 20th Century Architecture Finland 2000, Museum of Finnish Architecture, Helsinki

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "D", sayý üç, büyük harf "N", küçük harf "w", sayý beþ, küçük harf "b"

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız