Köşe Yazısı

Åžehri KeÅŸfetmek

Yazan: E. Yılmazgil - P. Kuster Tarih: 3 Eylül 2010
"From A to B and Back Again"1. Andy Warhol, derinliğine inceden bir gönderme yaptığı felsefesini bu esprili başlık altında toplar. Kitabında günlük hayattaki sıradan olayları ne kadar çeşitlilikle algılayabileceğimizin örneklerini verir, zira kendisi bu konuda oldukça başarılıdır. Kentlerde artarak görmeye başladığımız "free runner"lar2 da günlük rotaların aslında ne kadar farklı yollarla aşılabileceğinin örneklerini veriyor. Kentte yaşayan pek çok kişi her gün aynı ayrımdan saparak yollarını yürür, banklarda oturup dinlenir veya çöp kutularına çöplerini atarken, "free runner"lar, buraları kendilerine özgün tarzları, daha da önemlisi farkındalıkları ile aşıyor.

"Free running", gençler arasında her geçen gün daha popüler hale geliyor. "Free runner"lar kentsel öğeleri asıl kullanım amaçlarını dikkate almadan kullanıyorlar. Her gün biraz daha düzenleniyormuş gibi görünen modern kent yaşamında, bu gençlerin kentlerdeki kamusal alanları bir oyun sahası olarak kullanmaları soluklanacak bir delik açıyor. Duvarlar, merdivenler, korkuluklar, boşluklar, yükseklikler kendi vücutlarından başka hiçbir gerece ihtiyaç duymayan "free runner"ların oyun sahasının "engellerini" oluşturuyor. Sonuç olarak ortaya sadece hoşa giden görüntüler çıkmıyor, bu yeni sayılabilecek olgu ile kentin beklenmedik potansiyelleri gözler önüne seriliyor.

"Free running"de hareket -asla geri dönmeden, hep ileri giderek- en önemli unsur. Esas olan ulaşılacak son nokta değil, izlenen yolun kendisi ve nasil katedildiği. Yalnızca hareketin kendisine bakıldığında "free runner"lar kentin anarşistleridir. Bunun yanısıra davranış tarzına bakıldığında bütün diğer yol kullanıcılarından çok daha disiplinlidirler. Onlar için sıkı bir kontrol altında katedilen yeni yollar nihai özgürlüğü sağlar.

Vücutları ve hareketleri ile "free runner"lar şehrin rutinine ve tek tip kullanımına direnç gösteriyor. Kentlerde, bireyin kendini geliştirmesi amacıyla üretilip sunulan mekanlarla dalga geçercesine "free runner"lar "rastlantısal mekanlar"ın önemini gözler önüne seriyorlar. Tasarımcıların öngördüğü şekilde olmasa da "free runner", hareketleri sayesinde çevresi ile birçok kişiden daha çok iletişime geçiyor ve bütünleşiyor. Böylece tabiatı gereği statik olan kentsel çevrede bireyin düşünsel ve fiziksel gelişimine olanak sağlayan dinamik mekanlar yaratıyor.

"Free runner"lar kendi mekanlarını/yollarını yaratmak adına yapılı/kentsel çevre ile karşılıklı iletişime geçer. Kent onlar için fragmanlar ve rotalardan oluşur. Farklı boyutları ve katmanları ile kent nihayet en elverişli şekilde kullanılır, kentsel elemanlar ve yapılar onlar için birer "atlama taşı" olur. Çevik ve akıcı hareketlerin yanısıra sokak seviyesinden yukarı çıkıldığında sunduğu bakış açıları ile kentin "imkansız" keşfi kolayca kurguyla bağdaştırılır. Sayısız filmde görmeye alıştığımız (Superman, Matrix, vs.) şehir topoğrafyası onların yollarına çıkış noktalarını oluşturur.

Mimar Yona Friedman'ın 1958 tarihli "Mobil Mimarlık" manifestosunda savunduğu anlamda "kentsel mekanın bağımsızlığı" henüz gerçekleşmedi. Kullanıcının hareket esnekliği ve bunun sonucunda kullanıcı için yaratılabilecek yeni özgürlükler Friedman'ın manifestosunun esasını oluşturuyordu. Kentin üzerinde farklı katmanlar halinde asılı duran büyük strüktürler herkesin kendi yaşam alanını oluşturmasına olanak sağlıyordu. Amaçlanan yapıların esnekliği değil, "yapıları kullanım tarzındaki esneklik"ti. Üzerinden 50 yıla yakın bir zaman geçmesine karşın Friedman'ın eskizleri kullanıcının kendi rüyasını gerçekleştirebileceği ve yeniden kurgulayabileceği "yapay topoğrafya"nın hala ne kadar etkileyici olduğunu gösteriyor.

Bu kentler gerçekleşmemiş olsa da "free runner"lar mevcut kenti Friedman'ın ütopyasına en yakın biçimde kullanıyorlar. Yapılı çevrenin sert gerçekliği onların kentin içinden, üzerinden "kayıtsızca" hareket edebilmesine engel oluşturmuyor. Ama kimbilir "free runner"lar Friedman'ın kışkırtıcı strüktürlerini keşfetmeyi ve kullanmayı ne kadar isterlerdi.

1 Andy Warhol, "The Philosophy of Andy Warhol: From A to B and Back Again", Harcourt Brace, San Diego, 1975

2 "Free running" temellerini "parkour"dan alır. Parkour bir noktadan öteki noktaya en hızlı ve etkili şekilde ulaşmayı hedeflerken, free running çevresi ile etkileşime geçerek yaratıcı olmayı hedefler. Bu yüzden yazıda "free runner" terimini kullanmayı tercih ettik.

"Free running" için birkaç örnek,
Yazıda imajlarını kullandığımız Ruben Broekhuis'ın yönetmenliğini yaptığı "Flow - Rabies Freerunning" adlı film için bakınız: http://www.vbox7.com/play:4513f781
Kaspar Astrup Schrøder'in yönetmenliğini yaptığı, "My Playground" adlı filmin fragmanı için bakınız: http://vimeo.com/7240892
Mike Christie'nin 2003 yılında Chanel4 için çektiği "Jump London" adlı belgesel için bakınız: http://video.google.com/videoplay?docid=461185990931808314#

Yazara Görüşlerinizi Bildirmek İçin
Buraya yazacağınız görüşleriniz, Arkitera Forum bölümüne yansımayacak, sadece yazara ulaşacaktır. * İşaretli alanlar mutlaka doldurmanız gereken alanları belirtmektedir.
Sizin:
Adınız, Soyadınız *
E-Posta Adresiniz *
MesleÄŸiniz *
Telefon Numaranız Adres seçimi:
Adresiniz
Mesajınız:

ÝPUCU: büyük harf "J", büyük harf "K", sayý beþ, sayý iki, büyük harf "Y", sayý üç

Lütfen sol imajdaki resimde görülen dizgiyi yandaki kutucuğa giriniz.
Köşe Yazısı Arşivi
Dönem içindeki köşe yazarlarının listesi aşağıdadır. Yazısını okumak istediğiniz yazarı listeden seçiniz. Bütün yazarların listesini görmek için buraya tıklayınız