
Yarışma alanı İzmit metropoliten alanının gelişme süreci içerisinde
makroformun biçimlenmesinde oldukça önemli role sahip olan iki önemli yolun
kesişim noktasında yer alıyor. Uzun yıllar şehirlerarası ulaşımı sağlayan
karayolları niteliğindeki bu arterler otoyol çalışmalarının tamamlanması
ve şehirler arası trafiğin büyük ölçüde otoyola aktarılması sonucu önemli
düzeyde nitelik değiştirdi. Bu anlamda birincil işlev olarak D100 karayolu
İzmit Metropolü'nün doğu-batı ekseninde ana taşıyıcısı, Gölcük-Bursa
yolu ise kentin güney gelişme alanlarının kent merkezi ile ilişkilendiği
bir kent içi ana dağıtıcı niteliğine büründü. Ancak her iki yolda halen
mevcut olan şehirlerarası trafik ikincil işlev olarak küçümsenmeyecek düzeyde
devam ediyor. Ayrıca proje alanı yoğun kentsel kullanımların düğüm
noktası niteliğinde. Alanı çevreleyen idari, ticari ve rekreatif boyutlarda
yoğun yaya üreten kullanımlar ve geleneksel kent merkezi ile deniz açılımı
arasında bir geçiş alanı niteliği bu alanın salt trafik çözümünün ötesinde
kentsel çevreye artı değer kazandıracak, yeni mekansal zenginlikler katacak
ve herşeyden önemlisi kentsel ölçeğin çok üzerinde olan mevcut trafik düzeninin
etkisinin asgariye indirilmesi ile kent ve yaya ölçeğinde bir kurgunun geliştirilmesini
zorunlu kılıyor.
Bu anlamda yarışma alanındaki mevcut sorunların çözümü ve imkanların
kullanılmasına yönelik tasarımlarda, insan ölçeği mekanın odak noktası
olarak ele alınıyor. Kimlik kavramı, özellikle proje alanının merkeze bir
giriş noktası olması açısından önemsendi. Kentsel devamlılık halihazırda
kopuk olan yoğun merkezi işlevlerin bulunduğu kuzey bölümü ile güneyde
yeralan fuar ve deniz ilişkisinin kurulması ve sürekli yaya sisteminin geliştirilmesi
boyutunda irdeleniyor. Mevcut durumda proje alanında en ciddi problem olarak
algılanan kentsel aktivite parçaları arasındaki kopuklğa karşı temel
yaklaşımın, kentsel bütünlük hedefi ile projeye yansıtılması
hedefleniyor. Bu anlamda çevresel ilişkileri ayıran nitelikte olan kavşak düzeni
yerine, yaya öncelikli mekan sistemleri ile birbirine bağlanmış bütünleşik
bir kurgu öneriliyor.
Bu amaçla kentsel açıdan bu denli kıymetli bir alanın değerlendirilmesinde
olabildiğince artı mekanlar oluşturmak amacıyla trafiğin alt seviyeye alınması
benimsendi. Böylece daha nitelikli bir açık alan kurgusu, meydanlar,
rekreatif alanlar ve güvenli ve sürekli bir yaya sistemi araştırıldı.
Sistemin en belirgin unsuru yoğun yaya kullanımına sahne olan, kuzeyde
yeralan raylı taşım (banliyö) hattı, pazar yeri, adliye önünde yeralan
kentsel meydan ve fuar alanı/deniz ilişkisinin sağlandığı yaya yolları,
meydan ve köprü dizisidir.
Adliye güneyinde önerilen kent meydanı ile fuar alanı arasındaki ilişkiyi
sağlayan köprü simgesel bir yapı olmasının yanısıra, bir kültür köprüsü
niteliğinde. Üzerinde hediyelik eşya satışı, sergi ve benzeri işlevleri
de barındırabilecek genişlikte (20m) tasarlanan köprü, yanlızca geçiş
amaçlı bir öge değil, özellikle kullanılan bir yer olarak düşünüldü.
Bununla birlikte D100 karayolu ile demiryolu arasında yeralan yeşil bant çay
bahçeleri, restoranlar ve benzeri rekreatif ticari kullanımların yeraldığı
aktif bir rekreasyon alanı olarak öneriliyor.
Taşıt trafiği kesintisiz erişimi sağlayacak bir biçimde ele alındı.
İniş/çıkış rampaları dahil toplam 400m.'lik bir bölümün mevcut zeminin
altında bir kota alınması öngörülüyor. Bu çerçevede teknik ve
uygulamaya yönelik unsurlar yanısıra kullanıcı konforu dikkate alınarak
uzun tünellere yer verilmedi. Trafik emniyeti açısından katılım şeritleri
asgari 150 metre olarak tasarlanmış, mevcut sisteme göre pek çok yönde şerit
artırımları yapıldı. Kavşak düzenlemeleri sırasında tamamen mevcut mülkiyet
düzeni korundu, ek kamulaştırma veya yıkım önerilmedi.
Proje Ekibi:
Selami Demiralp – Peyzaj Mimarı, AÜ
Can Kubin - Y.Şehir Plancısı, ODTÜ
Burak Özdöver - Mimar, ODTÜ
Yardımcılar
Halis Özkan - Ekonomist, AÜ
Cem H.Türkel – Peyzaj Mimarı, AÜ
Derya Duman – Peyzaj Mimarı, AÜ
» Projeye ait görselleri
incelemek için tıklayın.
|