|
reklam |
|
|||
Türkiye'deki yarışma kültürü Merhaba Selim Bey, Yarışma kurumu özen gösterilmesi gereken bir kurum. Araştırmayı, tartışmayı besliyor. Genç bir mimarı yarattığı değerlerden dolayı devletin bakanlığı, belediyesi ve çeşitli kurumlarla eşit şartlarda masaya oturtabiliyor. Yarışma kurumu içinde yer alan tüm öğeler bunu özümlemeli. Bence en önemli sorumluluk jüride. Yarışma jüriye emanet ediliyor. Eğer jüri yarışmanın hazırlanması, değerlendirmesi ve sonrasında sorumluluklarına uygun bir davranış içinde olursa amaçlara ulaşılır. Jüri işverenin de yarışmacının da güven duyması gereken bir öğe. Jüriler yarışmanın ruhunu özümlemiş iyi niyetli, açık fikirli, yetkin ve iktidar sahibi üyelerden oluşmalı. Tabii yarışmacılar da anlamlı ürünler ortaya koyarak üzerlerine düşeni yapmalı. quote:Demişsiniz. Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz yapılarda kullanıcıların tepkisi sizin yukarıdaki hedefledlerinize yaklaştığı oldu mu? Yoksa bu diskur sadece biz mimarlar arasında mı kalıyor? Binanız tamamlandıktan sonra müşterinizle, kullanıcılarla oturup yapınız üzerine konuştuğunuz oldu mu? Söz konusu düşüncelerim Çevresel Psikoloji disiplinine ait bilgi, bulgu, gözlem ve araştırmalardan temelleniyor. Özellikle araştırmacı Jahn Gehl ve mimar Ralph Erskine’nin çalışmaları çok anlamlı. İnsan biolojik kapalılık içinde bir açılış. Kavrayabilmek, anlamak ve bütünleşerek katılmak çevreye ve yapılara sahip çıkılmasında tek yol. Çokluk oluşturulduğunda; kavrama kolaylaşıyor, doluluktan boşluğa geçiş yumuşuyor, tarifli öğeler arası ilişkiler nedeniyle yeni anlamlar ortaya çıkıyor. İTÜ TÜSİAD Yaşama Saygı Projesi çerçevesinde Kocaeli’nde yapılan anket çalışmalarında kullanıcıların hemen hemen tamamı mekansal çözümümüzü tarif ettiler. Eğitime açılan İTÜ Natuk Birkan Okulu’nda da çocukların benzer, olumlu bir tepki vereceklerine inanıyorum. binaya bağlı kalmak Selim bey Merhaba Fenerbahçe Dalyandaki binada çatı örtüsü 12 metre konsol. Konsol yüzeyin altındaki cam cephe değil deprem herhangi bir deplasmanda riskli düşünüyorduk tasarım aşamasında. Bu nedenle uygulamada mafsallı bir çözüm oluşturuldu. Bunu gözlemlemek için gitmiş idim binaya. Yoksa yapı yaşam karşısında anlamını yitirdiğinde tabi ki sökülebilir, kaldırılabilir ve arşivlerde yaşamını sürdürür. Burada önemli olan yapının yaşam karşısında anlamını yitirip yitirmediğinin doğru değerlendirmesidir. 1.Etabı inşa edilen Isparta Çarşamba Pazarı Yapıları, belediye başkanı değişince kaldırılmak istendi. Yeni belediye başkanı mimardı ve aynı yarışmaya iki ayrı proje ile girip elenmişti. Başkan olunca kendi projesini uygulamak istedi. Projemiz aleyhine kamuoyunda ve yerel basında kampanya başlattı. Müdahale ettik, belediye başkanı ve meclisi mahkemeye verdik, dava bir yıldır sürüyor. cube rüzgar! Neden rüzgar santrallerini
projelerinizde bu kadar sık kullanıyorsunuz? Son zamanlarda sık görmeye başladığımız
bir "figür" oldu bu santraller. Özellikle genç mimarlar arasında.
(Deniz Aslan'ın ekibinin tamamladığı Hasanpaşa Gazhanesi'nde de benzer
kullanım vardı. Ki orası pek de öyle rüzgarlı bir yer değil bildiğim
kadarı ile) Rüzgar jenaratörlerini şimdiye kadar iki projede kullandım. İTÜ Natuk Birkan Okulu’nda; çocukların deneysel eğitimine katkı sağlamak ve bölgenin rüzgar verimliliğinin olmasından ve İTÜ TÜSİAD Yaşama Saygı Projesinde; kojenerasyon sistemi içinde “doğa dostu” bir yapılanmaya ulaşmak ve yine bölgenin rüzgar verimliliğinden dolayı. Jenaratörleri yıl içinde homojen olarak rüzgar alan sırtlara yaklaşık 40 metre arayla konumlandırmak gerekiyor. Sayıları üretilecek enerji ihtiyacıyla orantılı. Ayrıca gürültüleri nedeniyle biraz mesafeli tutmak gerekiyor. Expo 2000 Hollanda Pavyonunda ise sembolik unsurlar olarak kullanıldılar, ekolojik bilinç uyandırmak için bence anlamlı. Sayın Selim Bey; Yarışmalarda şartnamenin üstüne çıkmak ve yeni anlamlar sunmak saygı duyulması gereken cesurca bir tutumdur. Bilinçli olarak bazı unsurlar gözardı edilebilir veya öne çıkarılabilir. Grafik tasarım özellikle yarışmalarda veriler yumağının, yorumlanıp mekansal çözüme dönüştürülerek izleyiciye aktarılmasının tek yolu. Fazlalığı ve eksikliği olmamalı, kandırmaya değil tanıtmaya, bilgilendirmeye ve inandırmaya yönelik olduğunda anlamını buluyor. Çünkü jüri üyeleri çoğunlukla yarışmayı yarışmacılar kadar yoğun ve derin yaşayamıyorlar. bloomamaç hangisi? Sayın Selim Bey, Tasarımcı inandığı bazı değerleri ve temaları çevre şartlarını da dikkate alarak geliştirir ve tekrar tekrar kullanabilir. Bu bir inanç ve kararlılıktır. Bütün fotoğraflara daha baştan, bunlar birbirinin aynı, hepsi siyah-beyaz veya renkli diye bakarsan, özlerine inemezsin.Sözkonusu projelerin benzer yanlarının yanısıra çok farklı özellikleri de var. Isparta Çarşamba Pazarı Projesi, aslında Konya Karatay Projemizin bir versiyonudur, orda satınalma almıştık, ama bu bizim ,inancımızı zedelemedi. Bir yıl sonra benzer Isparta Projemizle birinci olduk.Yarışmalara inandıklarımızı yaparak uygulama şansı elde etmek için giriyoruz. FLuXuS sizce... ...modernlik nedir? Üzerinde durulması gereken kavram “çağdaşlık”tır. Çağdaşlık burada ve şimdiki evrensel oluşa, ona yeni değerler, anlamlar, yaratılar kazandırmak amacıyla katılmak bilincinde olmaktır. KAYNAKCA MERHABALAR; bkz. cevap cube. Web sitem henüz inşa halinde.
1 Hocanın hocalığı öğrenmek için vakti oluyor da malesef öğrencinin öğrenciliği öğrenmek için pek vakti olmuyor. Hocaların söylediği bir çok şeyin ne anlama geldiğini ben ancak bugün anlayabiliyorum. Öğrencilik okulları olmalı. Öğrenci kendisine hocalık yapmalı, hem usta hem de çırak olmalı. Ben Mimar Sinan Üniversitesi’nin en yetkin hocalarının öğrencisi oldum, onlara minnet duyuyorum. 2 Birşeye zaman ayırıp seversen onu, başarısız olman olanaksızdır her türlü engele rağmen. Yetenek bunun ayırımında olmaktır.
merhaba, Narsizm; kişinin taşıdığı her özelliği, her davranışı, ve gerçekleştirdiği her şeyi saplantılı olarak beğenmesi anlamına gelir. Kendisini doğru değerlendirmeden hayran olmak durumu, yani bir kişilik burkulmasıdır. Mimarlık gibi, yaratıcılıkla çok fazla ilintili ve sosyal sorumluluğu çok fazla olan bir meslekte çok olumsuz bir özellik. Mimarlık sağlıklı bir ruhi durum gerektirir. Kişiliğin ile ilgili böyle bir yargın varsa bunu olumlu görme, onarmaya, gidermeye çalış.
Sayın Selim Bey, Stüdyo çalışmalarım bana göre kapalı değil açık bir sistem. Uyguladığım modeli araştırmadan, özümlemeden yargıya varmak yanlış. Ekteki makalemi okuyunuz. http://www.arkitera.com/diyalog/sel...maritasarim.htm
Sayın Selim Bey, Sorumluluklarının bilincinde ve iyi yolda. Eskiden bazı öğrenciler söylediğim şeylere küser, bana düşman olurlardı. Şimdi anlıyor ve sahip çıkıyorlar. Öğrencilik okulları var galiba. Hoca da zaten bir öğrenci aslında, rahat olun. gul Popülerlik Sizce mimarlıkta popülerlik gerçek başarıyı yansıtıyor mu? Hayır. -silvereye- soruYORUM? 1. Akıllı ve yaratıcı olamak sıze ne kazandırdı? 2. Yasadıgımız cevre ve dokuda faklılaşmak, bu farlılasmanın nasıl gelişeceğini ,sistemin bunu nasıl sidireceğini sizin acınızdan yorumlamanızı rıca edıyorum 1 Yeterince akıllı ve yaratıcı değilim ama henüz yaşıyor ve çalışıyorum. 2 Sistem sizin benim gibi insanların ürünü, heran heryerde herşey olabilir, bazen yapacak olan yapar ve hiçbirşey yapamazlar. merhaba; 1 Mimarın yeni anlamlar ortaya koyması lazım, her türlü araç bu amaç için kullanılabilir. Malzeme ile değil kavramla, anlamla ilgilenmek lazım. Tüm bilim ve sanat alanlarındaki birikimlerini takip etmesi, beslenmesi lazım. Dünya üzerindeki her yerde, her ülkede yollar var. 2 İleri gidip, geri çekilmeyi ve tekrar gelmeyi, sertliği ve yumuşaklığı, uyumsuzluğu ve uyumu öğretti.
Merhaba Selim Bey, Mimarlık bir ekip çalışması, mimarın yan disiplinlerdeki gelişmelere açık olması gerekiyor. Peyzaj mimarisi de bu anlamda çok önemli. Şimdiye kadar birçok peyzaj mimarıyla çalıştım, fikirlerini aldım. Merhaba, Can’cığım en son İTÜ Gümüşsuyu Kampüsü’ne bağlı bir proje tasarladım "İTÜ Moda Merkezi". Onun dışında maalesef yarışmalar dışında tarihi mekanlara yaklaşmak şansım olmadı. Zeynep "Tasarım çalışmalarımı
öne çıkarak biçimlendiren kavram "çokluk" olarak adlandırdığım
kavramdır. "Çokluk" anlamsal ve mekansal bir kavramdır. Bir mimarlık
yapıtı her fırsatı kullanarak insana olabildiğince çok düşünce, kavram
ve anlam duyumsatmalıdır. Mimarlık yapıtı konuşkan, yoğun, sürprizli,
davetkar, canlı ve etkileşimli olmalı, duyumsattıkları ise sağlıklı,
mutluluk verici ve algılayanın yaratıcılığını uyarıcı olmalıdır.
Mimarlık yapıtı kullanıcısının arkadaşı olmalıdır. Veriler Yumağı
anlamlara ve anlamlı mekansal unsurlara ayrıştırılmalı, kavranabilir
boyutlara indirgenmeli ve okunaklı kişilikler olarak mekana yansıtılmalıdır.
Yaşamın anlamsal zenginliği ve çeşitliliği mekansal bir "çokluk"
a dönüştürülmelidir..." Tasarımcının inadıklarından taviz vermemesi gerekir. Felsefesi olmalı, zamanla daha da gelişir. Cemevi projesi, tip proje kavramının tüm olumsuz özelliklerini gidermeye yönelik “çokluk” kavramından temellenen bir proje. Çevreye veya değişik şartlara farklı cümlelerle yanıt verecek bir alfabe öneriyor 12 unsur ile. Sualtı Oteli de aynı ilkeden temelleniyor, uygulanacak. Başka bir tasarım yapsaydım dediğim çok oldu, yarışmada zaman kısıtlı bazen ruhuna inemiyoruz, yanlış yollara sapıyoruz. özgünlük... Sayın Velioğlu, Özgünlük yarışmalar....jüriler.... Yarışmalarda jüri üyeliği yapmış bir mimar olarak, yarışma kurumunu ve genel olarak yarışmalarda jürilerin izlediği stratejiyi, biz genç mimarlar için açabilir misiniz? Yarışmalar
- jüriler özgünlük... mimari de özgünlük kavramı
hakkında ne düşünüyorsunuz? Başka ne kaygısı taşımalı ki! Sağlıklı ve yeni değerleri insanlara sunmak ve insan olarak ödevini yerine getirmek. Başarılı olsan da olmasan da bu duyarlılıkta olmak yeter. Gökhan özgün olma kaygısı taşıyor. özgünlük...2 Dah önceki diyaloglarda, özgünlük
üzerine benzer bir soru karşısında sayın G. Avcıoğlu aşağıdaki cevabı
vermişti ve bu büyük bir hayal kırıklığı idi... Her söylenene inanma. selim bey, Bir mimarlık eseri her türlü veriyi sonuna kadar kullanmalı. Az unsurla basarmak kolay, önemli olan fazla unsuru kullanarak, işi bile bile zorlaştırarak başarmak. Mimarlık eseri, kültür birikimini, doğayı, sosyal yaşantıyı, teknolojiyi, ekolojiyi, büyükleri, çocukları herkesi mutlu edebilmeli. Günümüzde mimarların kendi imajlarının ürünlerinden daha öne çıkması hakkındaki görüşleriniz nedir? Örneğin mimarın farklı görünmesini sağlayan, fotoğrafın işlevini aşan ve ardında başka şeyler söyleyen portre fotoğrafları. Üründen daha etkili bir sey yok etkiyi belirleyen. Bir eğitimci olarak proje stüdyosundaki tavrınızdan bahseder misiniz?Öğrencilerden beklentilerinizi, sürece ya da ürüne mi değer verdiğinizi merak ediyorum. İncelediğiniz projeler sonucunda bir projeye yaklaşımı, maddelere indirgeyerek ana yaklaşımları belirlediğiniz "mimarlığın püf noktaları"nı ne kadar ciddiye alıyorsunuz? Ayrıca öğrencilere 'bu püf noktalarının dışına çıkmayı uğraşmak yerine bunlardan bazılarını seçip ilerleyin' demek bir öğrencinin mimarlığa yaklaşımına ve yeniliklere açık olmasına, yeni fikirler üretmesine ket vurmaz mı sizce? Uyguladığım stüdyo yöntemi bana göre öğrencinin yaratıcılığını destekliyor. Bu konuyla ilgili Mimarlık Dergisi’nde yazdığım bir makaleyi okumanızı öneriyorum. Makalenin ismi “Bir Tasarım Öğretimi Modeli”, ekte yer veriyoruz. Yerel/Küresel/Evrensel Mimarlık Selim Bey, Yere ve zamana özgü olmazsan, evrensel olamazsın, evren yerlerden oluşur, yerler evrende oluşur. Ratio
Selim Bey, Felsefeyle
ilgisiz hiçbirşey yok. “çokluk” kavramı üzerine yoğunlaşmış
durumdayım. Türkiyedeki Mimarlık Ortamı Selim Bey, Ülkemizde “ulusal bir aşağılık kompleksi” var. Ülkemizin, tarihimizin birikimlerini malesef yeterince değerlendiremiyoruz. Türkiye filozof yetiştiremiyor. Mimarın elinde olması gereken erk; kültürel ve yasal şartlar nedeniyle yetkin olmayan ellerde. Konuk odasında yatıyoruz evimizin. Ratio
Selim Bey, 1 İyi kader. 2 Evet. 3 Buna inansınlar, çalışsınlar. mimaras orduevi Benim soracağım soru
Fenerbahçe Orduevi Restoranı projeniz ile ilgili olacak. Bilindiği gibi bu
proje bayağı başarılı olup çokçada ses getirmişti. Bu projenin, kurcaladığım
mimarlık kitaplarının birinde rastladığım bir proje ile, işlevden strüktüre
kadar tamamen, kopya denebilecek kadar benzeştiğini gördüm.Bununla ilgili tüm
dökümaları, istenirse arkiterada da yayınlanmak üzere yollayabilirim.Bunun
rastlantımı olduğu konusunda ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum. Yollayın lütfen. Ayrıca anladığım kadarıyla özgünlük, kopyacılık, esinlenme, fikir hırsızlığı gibi konulara meraklısınız. Ekte bu konuyla ilgili yıllar önce yazdığım bir makaleye yer veriyoruz. http://www.arkitera.com/diyalog/sel...eteklerinde.htm sgenek felsefe tasarım çalışmalarınızı
biçimlendiren kavramın 'çokluk' olduğunu söylemişsiniz. çalışmalarınız
incelendiğinde de bu açık bir biçimde göze çarpıyor. farklı formaların
birlikteliği, genelde basit formalar. mesela çokça kare. fakat farklı yüksekliklerde.
ayrı ayrı birimlerin birbirine bağlanması ama mutlaka bağlanması. özellikle
pergolelerle. yani hep bir bütünleme , tamamlama, karşılama çabası. 1-Benim babam filozoftu. Bana
göre gelmiş geçmiş en değerli filozof, bana mimarlığı o tanıttı. 2-Evet; kullanıcı için, çünkü mimarlık eleştirmeni yazılmayanları bile okuyabiliyor. 3-İşlevin değil özün, anlamın. Sen anlamı sunarsın, bu okuyanın yaratıcılığını uyarır ve yeni okumalar, anlamlar oluşur. puduhepa
Merhaba selim bey..... Soru soruş biçimine bakılırsa eleştirinde haklısın. Önerdiğim makaleyi sende oku. diyalog sırasında, Ömer Yılmaz
ile satranç oynarken mimaras'tan 1 mimaras adlı üyenin
diyalogtan sonra yolladığı mesaj: İkinci resim 3. resim Binadan bir görünüş: Fenerbahçe Dalyan Sosyal Merkez Çatı örtüsü dış bükey, bizimki iç bükey, gönderdiğiniz projede çatı çoğunlukla planda görüldüğü gibi mutfak servis mekanlarının üzerinde. Çatının ön cephedeki yükselişi eğrisel oluşu, kayıtsız cam cephe ve saçak detayı iki yapının benzer özellikleri Fenerbahçe'deki yapımız bana göre işlev ve çevre verilerinden temellenen anlamsal ve tematik yanı olan bir yapı. Denizle, yelkenlilerle kıyı ve silüetle ilişkili ve bu öğelerle bağlantılar kuruyor. (bkz. Yapı Dergisi No:217'deki açıklama yazısı) Yüzeysel anlamda bakarsanız birçok şeyi birbirine benzetir ve karıştırırsınız. Ben de yapımıza benzetebileceğiniz bir çok örnek buldum, burada yer veriyorum. Eklediğimiz makaleyi okuyun. http://www.arkitera.com/diyalog/selimvelioglu/eteklerinde.htm
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]