reklam

Sorular & Cevaplar
Diyalog 2003 > Semra&Özcan Uygur

Tarih: 07 Kasım 2003
Yer: Arkitera Forum

pulp

Merhaba,

Geçtiğimiz günlerde ülkemize bir konferans vermek için gelen ünlü mimar Dominique Perrault projelerinde metali bir kumaş gibi binalarına giydirerek kullandığını yani bunu bir tarz olarak benimsediğini belirtti. Sizin belli bir tasarım konseptini benimsemek ile ilgili görüşünüz nedir? Bunun mimara bir artı veya eksi kattığını düşünüyor musunuz?

Teşekkürler

Semra&Özcan Uygur

Mimarinin asıl olarak duygulara hitabetmesi esas,yani mimarinin ‘mekan’olması insan duyularını uyarıp üst düzeyde harekete geçirmesine bağlı.Konsept esas hedef için soyut bir araç, tasarımlarımızda bu düşünceler başat oldu.Konsept D.Perrault’da da aynı hedefe yönelik,kullandığı malzeme gerçekte somut bir araç.Mimarın değişik ürünleri gözlendiğinde araçların veya araçların rollerinin değiştiği görülüyor.Nitelikli tasarımlar,stratejiye bağlı olarak kendi dilini oluşturuyor.Kendi tasarımlarımızda ‘duygu-ışık- dinamizm-duruluk-yerine ait olma’ hep öncelikli ,dilde ise ‘çıplaklık-doğallık-netlik’.


rennie

Merhaba,

Sizce Türkiye'de genç mimarların başarılı olması ve kendi işlerini kurmaları için yarışmalar dışında başka bir alternatif var mı?

Türkiye'deki açılan mimari proje yarışmaları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Yarışmalar nitelikli mimari projelerin ortaya çıkmasını sağlayan araçlar mıdır? Öyle ise, neden Mimar Sinan ve Sedad Hakkı Eldem'den beri hiç bir mimari yapıtımız yabancı mimarlık literatürlerinde yer edinemedi kendilerine?

Teşekkürler...

Semra&Özcan Uygur

Gerçekte ülkemizdeki yarışmalar konusu, derinlemesine irdelenip yeniden kurgulanması gereken bir konu. Genç mimarların başarılı olabilmesi için,yarışmalar gerekli,ancak tek başına yeterli değil.Öncelikle ülkemizdeki nüfus artışına paralel sürekli olarak fiziki çevreler düzenleniyor,yapılar yapılıyor.Tasarım ve imalatlarda mimarların büyük oranda görev almadıkları anlaşılıyor, mimarlar gerçek anlamda görev alıyor olsalar mimar açığı ortaya çıkacak.Genç ve dinamik nüfus,sistemin kurgulanmaması nedeniyle üretemez durumda.Mimarlık eğitiminden,yapı üretim süreçlerine kadar konunun irdelenip kurgulanması durumunda,hem genç mimarlar başarılı olacak,hem çağdaş tasarımlı çevreler ortaya çıkacak.Batı ülkeleri proje yarışmalarını kurgulanmış sistemin önemli bir öğesi olarak kullanıyorlar.Bazı ülkelerde neredeyse tüm kamu yapıları,yarışma ile elde ediliyor.Yarışmalar her şeye rağmen, büyük oranda nitelikli projeleri ortaya çıkarıyor.Bu başarı, mimari ortamın öğeleri olan, yarışmaya katılanlar ve özellikle jüri kompozisyonunun niteliği ile doğrudan ilişkili.Mimari proje yarışmalarının,ülkemiz ortamına önemli mimarları kazandırdığı,mimarların kendilerini göstermek için ortam hazırladığı unutulmamalı.Ülkemizde çağdaş mimarinin başarısı, öncelikle toplumun kültürel gelişmişliği daha sonra ekonomik gelişmişliği ve dolayısı ile çağdaş teknolojinin kullanımı ile doğrudan ilişkili.


vitruvius

mimarlık pratiğinde yarışmalar

1-Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz bütün projeler bağlamında düşününce, yarışmalar diğer mimarlık pratiği yapma metodlarıyla karşılaştırıldığında, sizin mimarlık pratiği yapabilmenizde ne derece önemli rol oynadı?

2- Yarışma yoluyla gerçekleştirdiğiniz projeler, yine diğer pratik yapma metodlarıyla karşılaştırıldığında, ne derece başarılı oldu?

Semra&Özcan Uygur

Yarışmalar, bizim mimarlık ortamında var olabilmemizin başlangıcını oluşturdu. Kendimizi başlangıçta yarışmalar ile var edebildiğimizi söyleyebiliriz. Mezun genç mimarlar olarak, yarışmalar yolu ile kendimizi ifade edebildik.
Sonuçda projelerin başarısı olarak baktığımızda, diğer yöntemler ile yarışma arasında bizim açımızdan fark yok. Biz tüm yaptıklarımıza kendimiz ile girdiğimiz yarışma olarak baktık.


Suha Özkan

Sevgili Ögrecilerim

Sevgili Semra ve Ozcan,

[Yarin (7 Kasım) Hollanda da NAI nin 50nci yılı kutlamalarına oradan New York ta bir ödül törenine katılmak üzere ayrılıyotum. Diyalog süresince bilgisayar basında olamayacağm için affededin. Ama donunce tüm tartışmayı okuyacağım.]

Nitelikli yapılar tasarladığınızı ve kendinizi özllikle ODTÜ mezunları arasında çok özlemini duyguğum sayıları artmakla birlikte "çok" olmayan "Tasarımcı Mimar" olma konusuna adadığınız için sizinle gurur duyuyorum.

Benim içinde olduğum ortamı biliyorsunuz. Tüm çabam (haksız da olsa) "Üçüncü Dünya" olarak nitelendirilen mimarlık ortamındaki "kalite"yi ortaya çıkarıp ödüllendirme aracığı ile "Uluslararası" konuma eriştirmek.

Bu ortamda sizden de varlık bekliyorum. Neler yapıyorsunuz?

1) Yapılarınızı değişik ödül proramlarına sunuyor musunuz? Büronuzda bu ortamları izleyen bir ayrılmış bir kapasite var mı?

2) Uluslararası yarışmalara katılıyor musunuz?

3) Türkiye'den Correa, Doshi, Siza, Barragan, Legorreta, Muneo, vd. gibi evrensel düzeyinde mimarlar çıkamaz mı? Sizin bu ortam da var olmak için bir tasarım stratejiniz var mı?

4) Tasarım sürecinde problem çözmek ve iyi yapılar üretmek ötesinde, kendinize özgü bir "Tasarım Dili" geliştirmeyi düşünüyor musunuz. Yanıtınız "Evet" ise bunun kaynakları neler olabilir? Bir dizi evensel değerler mi? Yosa Türkiye ortamında özümlenebilecek bize özgü değerleri içeren tasarım soyutlamaları mı?

Sizi sevgiyle kucaklıyor ve basarılarınızın sürmesini diliyorum.

Semra&Özcan Uygur

Sevgili Hocamız ,

Desteğinizi ve motive edişinizi hissetmek bizleri mutlu ediyor.Sizlerden aldığımız enerji ile tasarım ürünleri verme istek ve çabamız devam ediyor. Her ne kadar yüz yüze görüşemezsek de manevi desteğinizi her zaman hissettik. Teşekkür ederiz. Bugüne kadar ne yazık ki uluslararası yarışmalara giremedik ve yapılarımızı ödül programlarına sunamadık. Değişik nedenlerle bu işler için ayrılmış bir kapasiteyi oluşturamadık.Galiba öncelikle tasarım yapmak ve onların doğru hayata geçmesini sağlama isteğinin önceliği, dile getirdiğiniz konular için zamanı ve enerjiyi tüketti. Tasarımlarımızı bir kitapda toplamak için hazırlık yapıyoruz.

Son beş yılımız, Ted Ankara Koleji Yerleşkesi’nin gerek tasarım gerekse tasarımının hayata geçirilmesinin yoğun mücadelesi ve uğraşısıyla geçti. Umuyoruz ki artık kendimizi ifade etmek için zaman ayırabileceğiz.

Sevgili hocam, bize düşüncelerimizi çizgilerle ifade etmesini öğrettiniz yıllarca, tam alışmışken, şimdi de sözcüklerle ifade etmemizi isteyerek, umarız bizi ne kadar zorladığınızın farkındasınız.

Türkiye’den de evrensel düzeyde mimarlar çıkabileceği konusunda kuşkumuz yok. Ancak, bugüne kadar ki deneyimlerimiz, evrensel düzeyde mimarların çıkabilmesi için, yatırımcı ile tasarımcının aynı hedeflerde birleşebilmeleri ile olanaklı olduğunu öğretti. Ülkemiz yatırımcılarının büyük oranda bu noktada olmadıkları kanaatindeyiz. Bir başka deyişle kültürel gelişmişlik ile doğrudan ilişkili.

Tüm tasarımlarımızda, yerine ait olmak, coğrafyayı iyi kullanmak ve duygu uyandırabilmek sürekli tasarım hedefimiz oldu. Biz tasarlıyoruz, değerlendirmesi ise başta siz olmak üzere eleştirmenlere düşüyor.
Bu hedeflerimize ulaşabilmek için kendimize ait tasarım dili oluşturduğmuza inanıyoruz. Her tasarımda içeriği güçlendirecek farklı enstrümanlar ile sonuca ulaşmaya çalışıyoruz. Buradaki tek değişmez sukunet, yalınlık, az malzeme, mekandan alınacak hazzın yoğun yaşanabilmesi için birbirinin önüne geçmeyecek yalınlıkta malzeme, detay ve mutlaka ışık. Tüketilmeyen mekanlar.

Bize özgü değerleri içeren tasarım soyutlamalarını, evrensel değerler ile yorumlamadan oluşturulan tasarım dilinin günümüzde anlamlı ve özgün olacağını düşünmüyoruz.


mmp953

Merhaba, ben Mehmet Pınarevli.
Büronuzda da bulunmuş bir insan olarak sizlerin (Türkiye'de hiç de rastlanmayacak bir şekilde olan) mimari tasarım sürecinde ve bir mimari yapının hayat bulduğu devrede olan titizliklerinizi bilmekteyim. Hatta bazen bunun olması gerekenden de fazla olduğunu düşünmüyor değilim ancak yine de sizdeki bu mimari etik anlayışına gıpta etmekteyim. Umarım gelecekte bu prensiplerinizin sizi getirmesi gereken noktaya ulaşırsınız.
-Acaba bazen de olsa bu çizginizin ve prensiplerinizin katılığından oluşan zor şartlardan dolayı yanlış mı yapıyoruz diye düşündüğünüz zamanlar olmadı mı?
-Bende sizler gibi bir mimari yapıtın özenle ve saygıyla hayat bulduğu dönemlerin de geleceğini umarak geleceğe bakmak istiyorum. Sizin bu yoldaki umudunuz ne kadardır, yada böyle bir döneme ulaşabilmek için nelerin kimler tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.

Semra&Özcan Uygur

Öncelikle içten anlatımın için teşekkür ederiz. Birlikte olduğumuz kısa denilebilecek sürede kendimizi ifade edebilmiş olmaktan ayrıca mutlu olduk. Tasarım ve hayata geçirme sürecindeki titizliğimizle, bizlere katkı koyan meslektaşlarımıza zaman zaman sıkıntılı anlar yaşattığımız olsa da , bu tavrı bir işe verilen önemin aktarılması olarak da görüyoruz . Tasarımın baştan sona çok ciddiye alınması gerektiğine inanıyoruz. Bizlerden kalıcı, bu anı belgeleyen mesajlar olarak görüyoruz tasarımı. Zaman zaman sıkıntılı süreçler yaşasak da ,yanlış mı yapıyoruz diye değil ama neden yapıyoruz diye sorduğumuz oluyor . Ancak bu uğraşımızı, kendimiz ve mesleğimiz için verdiğimizin bilinci içinde doğru olduğuna inandığımız şekilde devam ediyoruz.
Şu anda bizler ne denli özenle ve saygı ile çalışmaya, üretmeye devam edersek geleceğin o oranda daha iyi olacağından kuşku duymuyoruz. Ama bu sürecin uzun olacağını da belirtmeliyiz. Mimarlık, bir kültür ürünü. Bu nedenle toplumun tüm katmanlarının katkısı ve desteği ile tasarım ürünlerinin saygı ve özenle yaşam bulduğu dönemleri yaşayabileceğiz. Sözün kısası, hepimize iş düşüyor


uçurtma

Sayın Semra ve Özcan Uygur,

Dünya mimarlık gündemini çok da takip etmeyen bir gündemimiz var Türkiye'de. (Gerçi mimarlık ortamımızın bir gündemi olup olmadığını bile sorgulamak gerekir.) Siz mimari vizyonunuzu oluştururken bu iki farklı durum arasında kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?

Ve bu gündem farklılığını - Türkiye'nin uluslararası ortamdan nisbeten kopuk ancak kendi içinde yönlendirici (keşke öyle olsa) bir gündeme sahip olmasını - nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başarılar diliyorum.

Semra&Özcan Uygur

Biz kendi stratejilerimiz içinde kendi tasarım dilimizle dünyadaki gelişmeleri de takip ederek, tasarlıyoruz. Ülkemizde yönlendirici mimarlık gündemi olduğunu söyleyemeyiz. Bu konuda henüz gerekli iç dinamiklerin oluştuğunu göremiyoruz.

uçurtma

Yanıtınız için teşekkür ediyorum. Mümkünse bu oluşması gereken iç dinamikleri açmanız mümkün mü?

Türkiye'nin uluslararası gündemden kopuk da olsa kendine ait, yönlendirici bir gündemi yakalayacak ortamını nasıl oluşturabiliriz?

Ayrıca uluslararası ortamı takip etmememizin ve bu derece kopuk olmamızın sizce temelinde yatan nedir, nasıl aşılabilir?

Semra&Özcan Uygur

İç dinamikler başta kültürel olmak üzere ekonomik, sosyal gelişmişlikle ilgilidir. Tarihsel olarak baktığımızda da mesleğimiz bu iç dinamiklerin gelişmesiyle birlikte kendi gündemini olşturup ilerleme kaydedebilir.

Türkiye kendine ait yönlendirici gündemi kültürel değerlerimizin evrensel soyutlamalarıyla oluşturabilir.

Uluslararası ortamı takip etmememizin temelinde eğitim ve kültür sorunları vardır.


izoleli pense

eski bir mevzuu

Merhaba,

TED Ankara koleji için açılan davetli bir yarışma vardı. O yarışmayı sizden önce Arolat mimarlık kazanmıştı. Uygulama hemen hemen çizilmiş fakat arsa ile ilgili bir problem yüzünden proje arşive kalkmıştı.

Siz iptal edilen projenin kollogyumunda davetli yarışmalara veryansın etmiştiniz. Siz o yarışmaya maalesef davetli değildiniz.
Proje iptal olunca yeni açılan yarışmaya davet edildiniz. Kabul ettiniz. Kazandınız.

Bazı şeyleri açık konuşmakta ayrıca yarar var. Tahminim bu işten 600 bin dolar gibi bir para almış olmanız lazım.

İçiniz rahat mı? Rahatsız mısınız?

Semra&Özcan Uygur

TED Ankara Koleji Yerleşkesi için yapılan ilk davetli yarışmanın kollokyumunda davetli yarışmalara, katılımı kısıtladığı için karşı olduğumuzu, katılımı artırmak için davetlilerin yanı sıra tüm mimarlara da açık olması gerektiğini ifade ettik. Eleştirilerimiz kişisel çıkarlarla ilgili değil elde edilecek projenin sağlığı açısındandı. Davet edildiğimiz yarışmada da katılımın kısıtlı tutulması işverenin tercihidir. Davetli yarışmalar konusundaki fikrimiz aynen devam etmektedir. Tasarladığımız projeyle ilgili hiç bir endişemiz yok. Proje ücreti ile ilgili tahmininiz yanlış.

izoleli pense

aydınlandım

O zaman sizin yaptığınız mevcut projenin de çok sağlıklı olmadığı anlamı çıkıyor ortaya.

Kendinizle çelişiyorsunuz.

Uygulama yanlış ama en proje benim proje taraftarlığını anlayamıyorum.

Sizinki davetli yarışmada elde edilen sağlıklı proje olmuş.

İşveren doğru yapmış. Kutluyoruz.

Semra&Özcan Uygur

Herşeyden önce soru sormak için adınızı niye “izole” ettiğinizi anlayamadık. Kendimizle çeliştiğimizi düşünmüyoruz. Yarışma ortamlarında bulunup konuya vakıf olsaydınız; ne demek istediğimizi anlamış olacaktınız!

izoleli pense

10 senede 150 den fazla proje, yurtiçi ve yurtdışı da dahil olmak üzere davetli/davetsiz en az 15 yarışma projesinde bulundum.
Sizin hiç tecrübe edemedğiniz yurtdışı yarışma projelerini senelerce günü gününe takip ettim. Giremediğimiz birçok Avrupa Birliği yarışmalarına Türkiye'nin akredite olması için uğraştım.
Bazı yarışmalara Türkiye alınmazken, şahsi çabalarımla Türkiye'yi dahil ettirdim.

Yeter mi?

Siz ne yaptınız?

Adım izoleli pense, öyle uygun gördüm.
Forumda uzun zamandır bu isimle varım.

Bilgilerinize.

Semra&Özcan Uygur

Memlekete katkılarınızdan dolayı millet size minnettardır... Kendini Kaf dağında zanneden biri olduğunuz zaten belli...

izoleli pense

kaf dağı

Şahane,

Gerek tasarım gerekse tasarımın hayata geçirilmesinin yoğun mücadelesi ve uğraşısı sırasında yurtdışı yarışmalara DA katıldık.

Benim size anlattıklarımı anlayabileceğinizi sanmıyorum. Uluslararası yarışma dünyasına vakıf olamadığınız için olduğunu düşünüyorum.


Dediklerimi kesinlikle övünmek için söylemedim. Benim kendimce çabalarımı, siz yapsaydınız da sizden dinleseydik.

Bu ülkede yaptığımız birşeyi anlatmak ukalalık ve kendini beğenmişlik oldu demek ki. Ben kendimle ilgili kişisel yorum yapmam. Benim yarışmalara vakıf olmadığıma emin olduğunuz için çabalarımı duymak zorunda kaldınız.


Kaf dağı hadisesine gelince.. (Süper yorum)
Kusura bakmayın. Sizi biraz düşündürdüm. Ama her düşünce sonucu oluşan fikirler katı halde olmuyor. İshal kıvamında da olabiliyor.

Size yerel coğrafyada başarılar dilerim.


Zeynep

yarışmalar

Yarışmalar konusu herzaman beraberinde bir tartışmayı da getiriyor sanırım, geçtiğimiz haftada İSMD'nin İTÜ'deki toplantısında da biraz gergin anlar yaşadık.

Semra Özcan Uygur çifti oldukça başarılı ve nitelikli işlere imza atmışlar, kendilerini ve çalışmalarını da bağırarak duyurmaya çalışmıyorlar. Pek çok yarışmada da dereceleri var. Gelen soruların pek çoğu yurtdışındaki yarışmalar hakkında:"neden yurtdışındaki yarışmalara katımıyor sunuz?"

Bir mimar başarılı olmak için ülkesinin hatta yaşadığı şehrin dışına mı çıkmalı? Bu sınırların içinde kalarakda başarılı olamaz mı?

Semra&Özcan Uygur

Yurtdışı yarışmalarına katılmamamız özel tercihimiz değil. Gerek tasarım gerekse tasarımın hayata geçirilmesinin yoğun mücadelesi ve uğraşısıyla yurtdışı yarışmalarına katılamadık. Salt belirli coğrafyalarda tasarımlar yapılarak da başarılı olunabilir.
Düşünceleriniz için ayrıca teşekkür ederiz.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz