Avrupa Birliği
Desteğiyle Avrupa Kültür Başkentliği
Kaynak: Betonart - Kış 2004
'Avrupa Kültür Başkenti' düşüncesinin amacı
"Avrupa kültürlerinin ve paylaştıkları değerlerin zenginliğini ve çeşitliliğini
vurgulamak ve Avrupa Birliği vatandaşları arasında, daha büyük karşılıklı
bir tanışıklığı sağlamaktır." Bu hedef doğrultusunda seçilen
kentlerden, sergiler, performanslar ve konserler gibi pek çok farklı
etkinlikten oluşan programlarını hazırlarken, Avrupa'daki kültürel
aktivitelerin değer ve çeşitliliği ile eğitim ve kültürü yaymadaki
rolleri gibi iki önemli noktayı da dikkate almaları beklenmektedir. Aday
olmak isteyen şehirlerin başvuruları öncelikle devlet yetkilileri tarafından
değerlendirildikten sonra karar verilen isim ya da isimler (bir ülkeden birden
fazla kent aday olarak gösterilebilir) Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, Bölge
Meclis ve Komiteleri'ne bildirilir. Son olarak da Avrupa Birliği Meclisi,
Avrupa Komisyonu'nun önerilerini dikkate alarak Avrupa Kültür Başkenti'ni seçer.
Avrupa Kültür Başkentleri'ne, 2005 yılına kadar 2004'te Cenova (İtalya) ve
Lille (Fransa) ile 2005'te Cork (İrlanda) olmak üzere karar verilmiştir.
2005'ten sonra AB üyesi olmayan diğer Avrupalı ülkelerin de aday şehirlerini
bildirme şansı olduğu kararı verildiğinden, Avrupa Kültür Başkentliği
organizasyonu İstanbul için bu anlamda başka bir önem daha taşımaya başlamıştır.
Şehirlerin aday olurken planlamaları beklenen unsurlar şunlardır:
Avrupalılar tarafından paylaşılan, ilham veren ya
da belirgin bir katkıda bulunan sanatsal hareket ve stilleri vurgulama;
Uzun süreli kültürel işbirliklerine önayak olma;
Yaratıcı çalışmaları destekleme ve geliştirme;
Mümkün olduğu kadar çok kişinin ulaşımını ve katılımını sağlama ve
bu katılımın organizasyon sonrası devamını garanti etme;
Avrupa Birliği vatandaşlarının ziyaretini cesaretlendirme ve mümkün olduğu
kadar çok izleyiciye ulaşma;
Avrupa kültürleriyle dünyanın diğer toplumları arasındaki diyaloğu arttırma;
Tarihi mirası, kentsel mimarlığı ve şehirdeki yaşam kalitesini yükseltme.
Kuşkusuz, Avrupa Kültür Başkenti unvanına sahip olmanın en önemli
yararlarından biri de, kentsel çevrenin yenilenmesi, şehir imajının geliştirilmesi,
turistlere şehrin daha çekici kılınması ve kültürel aktivitelere daha
fazla dinamiklik kazandırılmış olması gibi organizasyonun uzun vadeli
avantajlarına sahip olmaktır. Yenilenen tarihi ve kültürel alanlar ve yeni
tesislerin planlanması bu uzun vadeli projeler arasında yer alır. Örneğin,
seksen yıllık ünlü Hebbel Tiyatrosu, Berlin 1988 organizasyonu için yeniden
açıldı. Porto 2001 ise Casa da Música (Müzik Evi)'nin inşaatıyla aynı döneme
denk geldi. Brugges 2002, Concertgebouw adlı müzik kompleksinin açılışını
yaparken, Salamanca 2002'de ise şehir bir gösteri sanatları merkezine ve altı
bin kişilik çok amaçlı bir salona kavuştu. Bu ani kültürel ve mimari
etkinin yanı sıra, Avrupa Kültür Başkentliği, uzun süreçte yeni sanatsal
aktivite ve davranış biçimlerine de yol açar. Glasgow 1990'da açılan
tramvay, İskoç şehrinin mobiliteye yaklaşım biçimini kuşkusuz değiştirmiştir.
Berlin 1988 ise genel Avrupa'daki koreografi çalışmalarına büyük etkide
bulunmuştur. Benzer şekilde, Salamanca 2002'de ortaya atılan teatral sorular
da çağdaş dramatize sanatta farklı bir yön çizmede büyük etki yapacaktır.
Dolayısıyla, Avrupa Birliği Başkentliği unvanı kısa ve uzun vadede pek çok
açıdan kentin değişmesine ve gelişmesine aracı olmaktadır.
Avrupa Kültür Başkentleri
2005 yılından itibaren AB üyesi olmayan diğer Avrupa ülkeleri de aday kent
bildirebilecek ve bu unvan AB üye ülkeleri ve üye olmayanlarca paylaşılacak.
Bu çerçevede AB üyesi olan ve Avrupa Kültür başkentliği unvanını taşıyacak
ülkeler 2019 yılına kadar belirlenmiştir.
2004 İtalya (Cenova) / Fransa (Lille)
2005 İrlanda (Cork)
2006 Yunanistan
2007 Lüksemburg
2008 İngiltere (Liverpool)
2009 Avusturya
2010 Almanya
2011 Finlandiya
2012 Portekiz
2013 Fransa
2014 İsveç
2015 Belçika
2016 İspanya
2017 Danimarka
2018 Hollanda
2019 İtalya
|