reklam

Mimarlık Merkezleri ile İlgili Yazılar
Gündem
> Mimarlık Merkezleri

1   2   3                                     sonraki sayfa>>

XXI Mimarlık Kültür Merkezi Cumhuriyet'in Ankara'sından Küreselleşmenin yollarına
Haluk Pamir, Arredamento Mimarlık 2001/10, sayfa 58 - 63

Halen Türkiye'de mimarlığı sosyal alanda kurumsallaştıran ve mimarların sosyalleşmesi için çalışan Mimarlar Odası ve Mimarlar Derneği dışında, mimarların yaşam güvencelerinin teminat altına alınması için kurulmuş bir mimarlık vakfı ile iş yapan serbest mimarların iş alanında dayanışmalarını şekillendirmek üzere kurulmuş olan Serbest Mimarlar Derneği var.

Oda, mimarların pratik yapması ve iş yerlerinde çalışması için çalışması için mimarlık mesleği adına topluma güvenceler veriyor ve bunun karşılığında mimarlık disiplininin korunması içinde toplumsal hak ve sorumluluklar alıyor. Mimarlar Derneği ise, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine aktarılmış az sayıda mimarı ve Cumhuriyet'in gençlerinin mimariye ilgi duyması sonucu çoğalmaya başlayan genç mimarlar nüfusunun bilinçlenmesi ile, 1927 yılında mimarlığın bir disiplin olarak var olduğunu kabul etttirmek için kurulmuş. Böyle bir sosyal varoluşun ilk adımı bir araya gelebilmek. 

Dernekleşmek, o zaman için bunun bir tür adı. Bir arada toplanabilmek için nasıl her hafta değişik bir pastanede veya sinema fuayesinde toplanıldığını Talat Özışık anlatmıştı. Bu mimarların ilk başta pek de öyle kurumsallaşma içine alınmadığını gösteriyor. Buna karşılık, toplumu Cumhuriyet adına sosyalleştirme sürecinde önemli rol oynayanlar, yani bir adım sonrasına gidebilenler, kurum olarak tanınmış. Dernek az sayıdaki üyelerini bir arada tutacak etkinlikler yapmaya çalışmış. Bunlara içe dönük bazı kültürel etkinlikler de dahil. Bu grup içi kültürlenmede kullanılması gereken yayın ortamını, rahmetli Zeki Sayar'ın 50 yıl kesintisiz çıkaracağı, önce Mimar, daha sonra Arkitekt adını taşıyan dergisi sağladı. Dergi dönemin, ulusal mimari arayışları, özel önermeleri ve yarışmalar yoluyla elde edilen yapıların yansıttığı sosyal beklentiler açısından, kolay ulaşılabilir olan hemen hemen tek belgesi. Dergiye aldığı yapıları seçimindeki kişisel tercihleriyle, mimarlar arası kültürün oluşmasında Zeki Sayar çok önemli bir rol oynuyor.

1960'ların başında ise, disiplinlerin resmileşmesi sürecinde odalar kuruldu. Mimarlar Derneği mensupları odalaştılar. Dernek, Ankara'da biriktirdiği bir miktar para ile Oda'ya yer tutarak ev sahibi olma konumunu sürdürdü. Bütün etkinlikleri Oda yapıyordu, ama bunlar artık "odalaşma" bilinci çerçevesinde ve "meslek alanında her şey bizden sorulur"un anlatılmasını amaçlayan bir çerçevedeydi. Mimarlık kültürünün yayın ortamında kurulması da, Oda'nın yayın organı Mimarlık dergisi tarafından sağlanıyordu. Grafik sunum, konuların sosyal ve mesleki boyutlardaki ele alınışının derinleşmesi ve belli bir politik tutumun mesleği yorumlaması ve bu derginin kültür kimliğini oluşturuyordu. Ama bu tür bir dergi, güçlü maddi olanaklar içinde çok iyi fotoğrafçılarla, tasarımcılarla çalışmaya başlamış ve çok kaliteli bir baskıya ulaşmıştı. Böylece özel bir yayın tadı, etrafa yayılıyordu. Kültür açıkça, yeni bir kurum tarafından kurulmaya başlamıştı. Kişilerden çok Oda yönetimleri, kimlik tanımı yapıyordu. 

1960'ların ortalarında Ankara'da Şevki Vanlı, ilhan Tekeli, Mübeccel Kıray ve arkadaşlarının kurduğu PAU grubu, mimarlığın ve kentleşmenin, sosyal bağlamları ile ilişkisini halka açık ortamlarda tartışmaya başladı. Böylece mimarlık, sorunlarını daha geniş bir çerçevede görmeye başlamıştı. Bu tartışmalar, Alman Kütüphanasi salonlarından çıkarak, 1969'da yine Şevki Vanlı'nın ve İlhan Tekeli'nin düşünceleri ile desteklediği, Ankara Bulvarı üzerindeki OrAn tanıtım merkezi salonlarına taşındı. Burada bir gece Behruz Çinici ODTÜ'ye yeni yaptığı giriş kapısı projesini tartışmaya açıyor; bir gece sonraki Nusret Hızır sınıf arkadaşı Herbert Marcuse'un yanlış bulduğu tezlerini tanıtıyor; sonra İlhan Tekeli metropoliten planlama kavramını tartışırken, örnek olarak da yeni kurulan Ankara Nazım Plan Bürosu çalışmalarını değerlendiriyordu. Dinleyen gruplar içinde mimar ve mimar olmayanların ağırlığı, konuşmacısına göre muhakkak ki değişiyordu, ama çok geniş kesimlere ait gruplar, çok boyutlu sosyal bilincin tadına ve mimarlığı besleyen kültür ortamının farkına varıyor, ortak olarak kültürleniyordu. Bu merkezin çok geniş bir yapı malzemesi ve bileşenleri sergi salonu vardı. Merkezin yöneticisi, Doğan Hasol idi. Malzemeleri başkentin göbeğinde göstererek, kullanıcıyı kültürlemek de yeni bir buluştu.

Çevremizi bozacak önemli kentsel kirlenmeler yeni başlamıştı. Kentsel eleştiri, ortak bir şekilde buna yöneldi. Bu geniş cephe, mimarların yanında yer aldı. Aynı sıralarda, Mimarlar Odası'nda da, Önder Şenyapılı, Yılmaz İnkaya, Gürol Gürkan, Cemil Gerçek öncülüğündeki genç gruplar, disiplinlerarası kültürleme ortamına mimarları topluca sokmaya çabalıyorlardı. Erdem Aksoy, Şerif Mardin, Mümtaz Soysal gibi kişiler, konut, eğitim ibi konularda tartışmaları örnekliyorlardı. Yani hem bir yandan, mimarlar için sosyal sistemde uzlaşma aracı olan Mimarlar Odası, mimarlık içi konuların dışında gelişiyordu; hem de 1960'ların ortasından beri tasarım ve planlama bağlamında tartışmayı sürdürmüş olan PAU-OrAn ortamı, daha geniş düşün bağlamlarından çıkarak, mimarlık kültürünü bilinçli olarak diğer ortamların tartışma kültürü içinde oluşturmaya başlamıştı. Hepsinde de, tartışmalara yön veren, anlamlandıran, kendisinden birkaç yaş daha genç olanlara zihninde oluşan kültürleri aktaran çok etkileyici bir hoca İlhan Tekeli vardı.

Mimarlar Odası ve Mimarlar Derneği, 1969'da Konur Sokak'ta yeni biten binasına taşındı. Mimarlar Odası yönetimine o yıla kadar örneği olmayan biçimde, yirmili yaşlarının ortasında olan gençler geldi. Dernek yönetiminde belli bir şekilde gençleşme olmuştu. Oda'nın ve Dernek'in çok genç genel sekreterleri 1970'in koleralı yazında bir tür uzlaşmaya vardılar. Oda mimarların sosyal örgütlenmesine, Dernek ise mimarların bulundukları ortamın kültürünü yüceltmelerine yön verecekti. İki genel sekreter bunu Ankara dışına duyurmak için, iki hafta içinde Türkiye'nin Konya, Kayseri, Adana, Mersin, Gaziantep ve İskenderun kentlerine gidip mimarları toplayarak görüştüler. Hem örgütlülük ve büyük bir disiplinin bir parçası olmak fikri, hem de içinde bulunulan Anadolu köşesinin taşra değil, kültür üretiminin merkezi olduğu anlayışı, o yılların mimarlarını çok heyecanlandırdı ve gelecekte ortaya çıkacak, benzer birçok çalışma, örgütlenme ve anlayışın temelini attı. Bir disiplinin kültür ve sosyal boyutlarının anlamlı bir şekilde iç içe girdiği bir durum.

1970'lerde, bu ayrımın, kültürel etkinlikleri sınırlayıcı etkileri ve özellikle politik ve mali kaynaklar Oda'nın eline geçtiği için, Dernek'in ezildiği bir durum ortaya çıkmış olabilir. Bu arada mimarlık tartışmaları hiç gelişemeden, anlaşılması daha kolay olduğu için, çevre kültürü tartışmaları içine almıyordu. Mimarlık kültürü hayatın içinde ucuz yapı üretimi yolunda giderek deforme olarak, basmakalıp apartman ve özensiz Bayındırlık Bakanlığı yapıları üretiminde hızla çözülerek çoğalmaya, yaşamaya devam ederken, üniversitelerimizde tam tersine oldukça elitist mimari tasarım tartışmaları başlamıştı. 

Proje ile tasarım kavramının birbirinden ayrıldığını ve tasarımın, disiplinlerarası bir bağlamda ele alınmaya başlandığını görüyorduk. Böylece 60'lı yılların başından itibaren planlama söylemi içinde oluşan mimarlık düşün kültürü, artık tasarım ve tasarımı etkileyen insan bilimleri alanı söylemlerine giriyordu. Karanlıktan çıkmanın yolu bilimdi ve biz bu kültürü bilimsel olarak inceleyip yorumlamalıydık. Bu doğrultuda mimarlık, çevresel bir konu olarak ele alındı; ve tasarım, çevresel tasarım olarak vurgulanmaya başladı. Mimarlığın estetik boyutu ki, kültürün en çok ilgilendiği oymuş gibi olan konu, bilimsel araştırmalar içinde kaybolmuştu.

1   2   3                                     sonraki sayfa>>

 

Mimarlık Merkezleri

Diyalog

Ahmet Gülgönen
22 Nisan 2003 günü Diyalog bölümümüze konuk oldu.

Ahmet Gülgönen hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz