
Parklar, kentsel peyzaj unsurları olarak, kent yaşamının yoğun akışının
nefeslendiği kısa aralıklar olmanın çok ötesinde anlamlar taşır. Onlar
anlamsal ve kurgusal yorumlanışlarıyla kentin ve kentlinin tarihini ve yaşam
kültürünü yansıtan önemli unsurlardır.
Dünyanın en eski yerleşmelerinden biri olan Antalya' daki Karaalioğlu
Parkı da konumu ve kente katkısı ile hiç kuşkusuz bu kapsamdadır.
Şehrin en dikkat çekici doğal eserlerinden falezlerin üstünde yer alan
park, kaleiçi kentsel sit alanı ile bütünleşmekte, Cumhuriyet Dönemini
yansıtan peyzaj düzenlemesi, zengin ağaç varlığı ve miradorlarla
nihayetlenen aksiyel yapısı ile kentsel hafızanın canlı bir parçası olma
özelliği taşımaktadır. Parkın hemen girişinde ve içinde yeralan halkevi,
atatürk evi ve öğretmen evi gibi kimi yapılar dönemlerinin önemli yapılarıdır.
Karaalioğlu Parkının yenilenmesi projesinde amaç;
- Kentsel hafızanın varolan değerlerinin korunarak, geride kalmış izlerinin
yeni bir yorumla canlandırılması
- Nitelikli tarihi yapıların yeniden işlevlendirilerek yaşama kazandırılması
- Bu alana dahil edilecek yeni kapalı ve açık mekanların mevcut parkla
entagrasyonun sağlanması
- Ve tüm bunların akıp giden yaşamın dinamizmi içinde varedilebilmesidir.
Bu bağlamda mevcut akslar korunmuş, miradorlar yeniden yorumlanarak parkın
kıyı ile ilişkisi kuvvetlendirilmiştir. Bir kent balkonu niteliği taşıyan
miradorlar, çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği performans platformlar
olarak tanımlanmakta ve park oluşturulan promenadlarla çeşitli kotlarda
panoramayla kesintisiz ilişki kurmaktadır. Aynı zamanda önerilen bu yaya
yolları parkı kıyıyla buluşturmaktadır.
Bugün belediye binası olarak kullanılan eski halkevi yine belediye tarafından
kullanılacak şekilde düzenlenmiş ve parktaki kot farklılıklarından
yararlanılarak oluşturulan çökertilmiş avlulu mekanlarda ilave fonksiyonlar
çözümlenerek, yapı peyzaj içinde eritilmişitir. Belediye binası önünde
oluşturulan meydan kent meydanı olarak tanımlanmış, park girişleri yeniden
düzenlenmiştir.
Atatürk Evi müze olarak, öğretmen evi ise kütüphane olarak yeniden işlevlendirilmiştir.
Nikah salonu düzenlenmiş, Aşıklar Yolu parka yeniden kazandırılmıştır.
Çocuk parkı mevcut yerinde korunmuştur.
Parkın merkezinde yer alan dört mevsim etkinlik çayırı yılın her
mevsimi yeşil kalacak ve kente ait çeşitli aktivitelere olanak sağlayacak
nitelikte tasarlanmıştır.
Park içinde tasarlanan heykel bahçeleri, seyir platformları, su bahçeleri,
oyun alanları, arkeolojik park, kent müzesi, falezler üzeri yaya promenadları,
görsel efektler, ışık oyunları, kiosklar, sergi ve dinlenme mekanları,
kafeler bu kent mekanını günün her saati, yılın her mevsimi yaşayan ve
herkese hitap eden bir buluşma odağı haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bir peyzaj unsuru olarak su park içerisinde kimi yerde, göğün mavisi üzerine
düşen yeşilin gölgelerinin yansıdığı bir ayna-gölet, kimi yerde görsel
ve işitsel bir senfoni yaratan su sahnesi-kaskatlı su olmuştur. Göletin kıyısında
yeralan kültür merkezi, sinema ve kafe bir zamanların elhamra sineması ve
vatan kahvesine atıfta bulunmaktadır. Bu yapıların yerlerinde ise izlerini
sembolize eden duvarların gölgesinde kurulmuş açık sergi mekanları ve
kafeler yeralmaktadır.
Hıdırlık Kalesi arkeoloji müzesi olarak işlevlendirilmiş, sur duvarları
bir sınır çizgisi olarak cam duvarlar şeklinde devam ettirilmiş ve bu şeffaf
yüzeyler kenti anlatan yazıların yeraldığı birer modern rölyefe dönüştürülmüştür.
Parkın Kaleiçi Sit Alanı ile ilişkisi kuvvetlendirilmiş, kale burcuna yeni
bir yorum getirilmiştir.
Park çevresindeki yüksek yapıların kimlik kazandırılması amacıyla cephe
yenilenmesi önerilmiştir. Aynı şekilde çevredeki dokunun park bütünü ile
mekansal ve işlevsel ilişkisi yeniden etüd edilmiştir.
» İkinci projenin çizim ve fotoğrafları
için tıklayın.
|